Aylık periyotlarla yayımlanacak olan Edebiyatist dergisinin Ocak 2016 tarihli ilk sayısı çıktı.
Edebiyatist‘in bu sayısında neler var neler. Kent, Edebiyat ve Uygarlık başlığıyla ele aldığı dosya konusunun yanında, Kafka’dan göç konusuna, söyleşilerden çeşitli öykülere varan çeşitli bir yelpaze var. Abone olmak için buyrunuz.
Keşke “bir şeyler” sözcüğüyle başlayabilseydik bu cümleye. Bir şeyler değil, edebiyat, sanat ve politika ortamının doğrudan kendisi, bu dergi çevresinde işlenecek değerleri kuşatmış durumda. Bu kuşatmayı dağıtma vaktinin baskısını bir süredir hissediyor olmak bizi birleştirdi, bu dergiye doğru taşıdı diyor Edebiyatist ekibi.
Yayın kurulunda İrem Yerlikaya, Fatih Ayan, Dilek Karagöz, Selma Özyazıcıoğlu, Sevgi Çiçek, Yeşim Misey, Nurdane Öz’ün yer aldığı derginin çıkış yazısında çıkış gerekçeleri şöyle sıralanıyor: Edebiyatı, sanat ve politikayı ciddiye almak isteyen neşeli iradeleri birleştiriyor.
“Bundan yaklaşık bir yıl önceydi. Bir araya gelerek edebiyat adına bir şeyler yapmanın ne kadar keyifli olduğundan, bu hayatın içindeki olumsuzlukları edebiyatın ne denli yumuşattığından bahsediyorduk. Hepimiz uzun zamandır yazıyorduk var olan gerçekleri, gerçeklerden yola çıkarak oluşturduğumuz hayali evrenimizi ya da hiç var olmamış/olmayacak imgeleri… Kendimizce yazarak dillendirdiğimiz, belki de fazlaca düğümlediğimiz yazılar üzerine konuşurken çıktı bu düşünce. Henüz kimin söylediğini tam olarak netleştiremediğimiz matbu çıkma fikri. Çeşitli duygu geçişlerini bir arada yaşadık öncelikle. Sorduğumuz her soru yeniden bağladı bizi bu fikre: ‘Olur mu, yapabilir miyiz?’ dedik, ‘Birilerinin hayatına edebiyat ile dokunabilir miyiz?’ dedik. ‘Edebiyatı ekmek-su kadar elzem görenlerden olabilir miyiz/edebiyata böyle görenlerin gözüyle bakabilir miyiz?’ dedik bir yıl önce. Bir yıl sonra Edebiyatist adıyla yeni bir soluk olmaya geldik. Anladık ki edebiyat her daim insanlardan, yaşamın kendisinden ve hayallerin derdest edilmesinden besleniyor. Biz de derdest ettiğimiz hayallerimizi sizinle paylaşmanın keyfini yaşamaya geldik.”
Peki, bu dergide neler var?
“Edebiyatın her yerde, her durumda insanın hayatına karışması elbette teknolojinin gelişmesi ile daha geniş bir alana çevrildi. Biz Edebiyatist ailesi olarak e-dergi, e-gazete, e-kitap unsurundan her zaman beslendik. Sonra kokusunu içine çekebileceğiniz/dokunabileceğiniz bir dergide içimizde biriktirdiklerimizi paylaşmak istedik. Biz, bazen yoğun bazen bıktırıcı derecede tempolu olan yaşamın içinden bir kalem ve biraz kâğıtla sıyrılabileceğimizi ve kim bilir belki de insanların bir sığınak aradıklarında akıllarına gelebilecek bir durak olmayı hedefledik. Umut olmayı, umutlanmak adına ikna olmayı/ikna edebilmeyi Edebiyatist’in unsurlarından biri olarak belirledik. Her ara sözümüzde üzerinde yaşadığımız mozaiğin bir parçasını sunmayı diledik.”
Bir kalem ve bir kâğıtla çıktıkları bu yolculukta heybelerini edebiyat ürünleri ile doldurmak ve insanları yakınlaştıran bir unsur adıyla anılmak dileklerini sunan Edebiyatist ailesine yayın hayatında başarılar diliyoruz.