İzmir Büyükşehir Belediyesi, Aliağa-Foça arasındaki demir-çelik fabrikalarının cüruf atıklarını yol yapımında kullanıyor. Belediye tarafından “çevre sorununa çözüm” olarak sunulan bu “geri dönüşüm”, konunun uzmanları tarafından ise şüpheyle karşılanıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından aylık olarak basılan kent dergisinde ve Belediye’nin internet sitesinde yer alan habere göre; demir-çelik fabrikalarının cüruf atıkları, yol yapımında kullanılmaya başlandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu‘nun talimatıyla yürütülen proje kapsamında, cüruf atıkları sadece yeni yolların alt yapısında değil; parke ve bordür üretiminde de kullanılacak. Belediye, cürufun geri dönüşüme kazandırılmasını çevrecilik açısından önemli görse de; uzmanlar, projenin çevreye zarar vereceği görüşünde.
“Büyükşehirden Cüruf Harekatı” başlığıyla yayınlanan haberde, demir-çelik fabrikalarının cüruf atıklarını depolama sorunu yaşadıkları belirtiliyor. Belediye’nin cüruflarının yol alt yapısında kullanmasıyla birlikte hem çevre sorunlarının çözümüne hem de ekonomiye katkı yapıldığı savunuluyor. Üreticilerin projeyi “40 yıllık çevre sorununu ortadan kaldıracak cesur bir adım” olarak nitelendirdiğinden bahsedilen haberde; cürufun çevreye ve insan sağlığına zarar vermediği, yüzeysel su ve yer altı suyu kirliliği tehlikesi yaratmadığı da belirtiliyor. Fakat konu ile ilgili açıklamalarda bulunan uzmanlar, Belediye’nin bu uygulamasının doğru olmadığı kanaatinde.
“Özel sektör, yarattığı kirliliği bertaraf etmek zorunda”
Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin savunduğunun aksine; cüruf bileşiminin yağmur sularıyla çözünerek yer altı sularına, toprağa karışacağını vurguluyor. Cüruf içeriğine baca külleri karıştığında durumun daha vahim bir hal alacağını belirten Küçükgül, “Cüruf bileşimi, tehlikeli zararlı atıklar yönetmeliğindeki esaslara göre analizlenmiş mi? Böylesi atıkların vitrifikasyonu yapılmadan doğrudan sağa sola yayılması; toprak, su, yer altı suyu ve hava kirliliğine yol açacaktır” diyor. “Halkın vergisi ile faaliyet gösteren belediyenin demir-çelik sektörünün atıklarını üstlenmesi doğru mu?” sorusunu da soran Küçükgül, özel sektörün yarattığı kirliliğin belediye tarafından üstlenilmesini eleştirerek, sektörün kendi atıklarını bertaraf etme zorunluluğu olduğunu vurguluyor.
“Sadece cüruf değil serilen, kurtulamadıkları, EAOT bulaşıklı cüruflar!”
Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Eski Başkanı Ertuğrul Barka‘ya göre ise; demir-çelik üretimi sırasında önemli olan atık sadece cüruf değil. Ark ocağı tozlarına (EAOT) da dikkat çeken Barka; “Demir-çelik fabrikalarındaki atıklar, elektrikli ark ocağı tozları ve cüruftur. Bu tozlar ağır metallerden oluşmaktadır. Genel olarak, bir ton çelik üretiminde yaklaşık 14 kg EAOT ve 100 kg cüruf açığa çıkmaktadır. EAOT uzun zamandır Türkiye, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletlerinde tehlikeli atık olarak kabul edilmektedir” diyor. Yöredeki esas tehlikenin elektrikli ark ocağı tozları (EAOT) olduğuna işaret eden Barka, bunların ilk yıllarda uçarak havaya karışmasınlar diye demir çelik cüruflarıyla karıştırıldığını da vurguluyor. Barka, “O zaman cüruflar da EAOT ile kontamine olarak, tehlikeli atık niteliği kazandı. Bölgede var olduğunu söylediğimiz milyonlarca ton tehlikeli atığın nedeni budur işte” diyor. Geçtiğimiz yıllarda altın madenciliğinde de bu şekilde yollara serilme yapıldığını hatırlatan Barka, “Sadece cüruf değil serilen; kurtulamadıkları, EAOT bulaşıklı cüruflar!” diyerek uygulamanın aslında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin savunduğu gibi çevreci olmadığını da belirtiyor.
FOÇEP 5 bin 300 imza ile itiraz edecek
FOÇEP (Foça Çevre ve Kültür Platformu) ise geçtiğimiz günlerde yaptığı yazılı açıklama ile İzmir Foça ilçesine cüruf dökülmesine 5300 imza ile itiraz edeceğini belirtti. Demir-çelik işletmelerinin yıllarca biriktirdiği milyonlarca cürufun dökülmesi için; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Foça Ilıpınar Köyü Gölyüzü Mevkii‘nin uygun görülmesine tepki gösteren FOÇEP yetkilileri, yaptıkları yazılı açıklamada; “Acı olan tek şey İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de yasa dışı bu cüruf dökümüne seyirci kalması ve somut bir adım atmamasıdır” ifadesini kullandı.