İnsanlar, gün içerisinde yoğun iş temposu ve gürültünün ortasında zamanının büyük bir bölümünü geçiriyor. Yüksek sesli ortamlarda çalışan insanlarda gözle görülür değişimler, araştırmacıları harekete geçiriyor. Beyin sağlığı açısından günün belli aralıklarında sessiz ortamda kalmayı öneren Duke Üniversitesi biyoloğu, araştırmaları sonucu şunları söylüyor: “Günde iki saatlik sessizlik, hissiyatlar dahil olmak üzere hafıza formasyonuyla ilişkili hipokampüsteki hücre gelişimini teşvik ediyor.”
Bu konuda deney yapan ekibin notları arasında beynin kendini yenilenmesinde büyük bir katkısı olan sessizliğin sırrı da yazılı.
Yenilenmek için sessizlik
Sessizlik; psikolojik açıdan sürekli bir keşmekeş içerisinde olan bireyin içsel devinimlerini, sosyal hayattaki statüsünü ve en önemlisi de iç sesinin yükselip biraz da bireyin kendini dinlemesine yardımcı oluyor. Çevredeki gürültüler elbette her zaman engellenebilir değildir ancak gürültünün insan fizyolojisi üzerindeki etkileri azaltmak için bir şeyler yapılabilir ve sessizlikten daha çok faydalanan toplumlar yaratılabilir.
Bu konuda oldukça bilgiye sahip olan başka bir araştırmacı olan Gross da bu konudaki düşüncelerini şöyle belirtiyor: “Gürültüden ve hedef odaklı görevlerden uzaklaşmak, bilinçli çalışma alanımızın görevini yapmasını, dünyada kendimize dokunmamızı ve nereye uyum sağlayacağımızı keşfetmemizi sağlıyor. Bedenimizi sakinleştiriyor, iç sesimizin yükselmesini ve dünyayla olan bağımıza ayak uydurmamızı sağlıyor.”
Gross konuyu detaylı olarak şöyle açıklıyor: “Nörofizyoloji ile ilgili bir araştırma seslerin ilk olarak bademcikleri ve beynin şakak loblarındaki nöron kümelerini etkinleştirdiği ortaya koyuyor. Bu nöronlar da hafıza formasyonu ve duygularla ilişkili! Etkinleştirme ise kortizol gibi stres hormonlarının salgılanmasına neden oluyor. Düzenli olarak gürültülü ortamda yaşayanlar kronik olarak yüksek seviyede stres hormonu üretiyorlar.”
Yapılan deneylerde elde edilen diğer sonuçlar ise şöyle; uykusuzluk, kalp çarpıntısı, kulak çınlaması… Bu tarz rahatsızlıkların artışında yüksek sesin etkisinin büyük olduğu gözlenmiş. İnsanın hem psikolojik hem de fiziksel sağlığına zararı olan gürültünün elbette bir nebze yararı da bulunmakta. Gece kulüpleri ve çeşitli eğlence merkezlerinde açılan müziğin sesi oldukça yüksektir. İnsanlar, böyle ortama girdiklerinde üzerindeki stresi de boşaltmış ve rahatlamış hissederler.Ancak bu psikolojik rahatlama kısa sürelidir ve ortamdan ayrıldıktan sonra yorgunluk baş gösterir. Baş ağrısı da kaçınılmazdır.
Sessizlik, birçok psikolojik sorunun çözümü olarak görülebilir. Sessizliğin insan üzerinde sedatif (sakinleştirici) etkisinin olduğu bilimsel açıdan netleşmiştir. Günümüz sorunlarına ışık tutan bilim, bu soruna da deneyler ve gözlemlerle açıklama getirmiştir.
Kaynak : karnaval