2014’te daha henüz 17 yaşındayken Nobel Barış Ödülü‘ne layık görülen en genç kişi olan Malala Yusufzay, geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler‘in Barış Elçisi unvanını kazanan en genç isim oldu. Barış Elçisi olarak atanan Malala, özellikle kız çocuklarının eğitimi konusuna odaklanacak.
Genç bir aktivist olarak dünyanın dikkatini ilk kez 2012 yılında, kızlar için eşit eğitim hakkı ve bu konuda farkındalık yaratma çalışmaları nedeniyle Taliban tarafından kafasından vuruluğunda çekmişti. O günden bu yana okullara erişimde eşitlik mücadelesinin bir sembolü haline geldi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Yusufzay‘ı ”dünyadaki en önemli şeyin sembolü” olarak tanımlıyor: herkes için eğitim.
“Onun kız çocuklarının eğitimi konusundaki cesur aktivizmi dünyada bir çok insanı harekete geçirdi. Şimdi ise BM’nin en genç Barış Elçisi olarak daha adil ve barışçıl bir dünyanın inşasına yardım etmek için daha da fazlasını yapabilir” diye de ekliyor.
Malala’nın konuşması
”Barış Elçisi olmaktan gerçekten onur duyuyorum. Neredeyse üç buçuk yıl önce burada duruyordum. 16 yaşındaydım, saldırının ardından ilk kez bir yere çıkmıştım. Burada durdum ve konuşmamı yaptım. Dünyaya eğitimin her kız çocuğunun temel hakkı olduğunu ve hiçbir çocuğun bu haktan alıkonmaması gerektiğini söylemiştim. Bugün yine buradayım ve yine aynı şeyi söylüyorum: Eğitim her çocuğun hakkı, özellikle kız çocukları için. Bu hak ihmal edilmemeli. Eğer ilerlemek istiyorsanız, kız çocuklarına eğitim vermeliyiz. Onları eğitir eğitmez tüm halkı değiştiriyorsunuz, tüm toplumu değiştiriyorsunuz. Bu ödülü almaktan onur duyuyorum. Ödülü alıyorum ama aynı zamanda ülkemi, Pakistan’ı temsil etmek istediğimi söylemek istiyorum. Çünkü insanların bilmesini isterim ki Pakistan’ı temsil eden benim; radikaller ya da teröristler değil. Onlar Pakistan değil, biz değil. Pakistan, o ülkede benim gibi eğitime inanan kızlar; inançlarından gurur duyan, eğitimi savunan ve eğitime inanan benim gibi Müslüman kızlar. Bütün Müslümanların ve Müslüman kızların eğitime ve barışa inandığını tüm dünyaya anlatıyoruz. Onların hakkını savunacağız ve umutluyum. Oradaki tüm genç kızları, onların da haklarını savunmaya ihtiyaçları olduğu ve kendilerine inanmaları gerektiği konusunda teşvik ediyorum. Asıl değişim yaratanlar sizlersiniz. Eğer savunmazsanız, değişim kendiliğinden gelmeyecektir. Eğer geleceğinizi aydınlık görmek istiyorsanız, hemen çalışmaya başlamanız gerekiyor. Başkasını beklememelisiniz. Liderlerimiz onlarla konuşmaya devam edecek. Belki dinlenmeyecekler ancak bunun üzerinde çalışmaya başlıyoruz. Bu bizimle başlıyor ve şimdi başlaması gerekiyor. Hepinize desteği için çok teşekkürler”.