OHAL uygulamasının 679 sayılı kanun hükmünde kararnamesiyle (KHK) ihraç edilen akademisyenlerden biri olan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü, Doç. Dr. Süreyya Karacabey, geçtiğimiz günlerde Kadıköy’de bulunan İstanbulimpro Sahne‘de “Dramatik Metinlerde Dönüşümler” dersini verdi. İki gün süren programın birinci bölümünde “Avangart Metinlerin Klasik Dramatik Yapıdan Nasıl Uzaklaştığına İlişkin Örnekler”, ikinci bölümünde ise “Dramatik Sonrası/Postdramatik Olarak Anlandırılan Dönem İçindeki Dönüşümler” konuları işlendi. “Yeni metin”lere ne tür ölçütlerle yaklaşılabileceği, nereden okunabileceği ve sahnelenebileceği konusunda bir atölye gerçekleştirildi.
Daha önce “Tiyatro şimdi başlıyor.” diyen Karacabey, İstanbulimpro Sahne’nin “DTCF her yerde!” sloganıyla ev sahipliği yaptığı etkinlikte, önemli paylaşımlarda bulunarak tiyatroseverlere ve tiyatroya katkıda bulunmaya devam etti.
Programın içeriğini 18. yüzyıl sanatı, Avrupa’daki kurgulama tekniği, felsefe-sanat ilişkisi ve farkı, içerik-form bütünü, Avangart Kuramı, sanat nedir ve sanat nasıl olmalıdır sorularının çıkış noktaları… gibi konular oluşturdu.
Süreyya Karacabey ihraç edildiği zaman öğrencilerinden ve meslektaşlarından büyük destek görmüştü. DTCF Tiyatro Bölümü Başkanlığı, Karacabey’in akademik alanda yerinin tartışılmaz önemine dikkat çekerek “Meslektaşımızın kamu görevine maddi-manevi bütün haklarıyla iade edilmesini talep ediyoruz” diyerek çağrıda bulunmuştu.
“Sanat esinle de sezgiyle de oluşturulur, onları dışarıda bıraktığım düşünülmesin çünkü ben önemserim ama sanatın bilgiyle yapıldığı bir çağdayız ve ne yaptığımızı bilmemiz gerekiyor.”
Etkinlik sonrası “Dramatik Metinlerde Dönüşümler” konusunda bilgi sahibi olmanın önemini ve sanatçıya faydasını şu sözlerle açıkladı:
“Tarihin çeşitli anlarında sanatın uğradığı dönüşümler şüphesiz bir entelektüel bilgi dışında da sanatla uğraşan insanların kendi araçları ve nesneleriyle kurduğu ilişkiyi anlamlandırmaları için zaten elzem gibi bir şey. Çünkü yeni yaptığını, daha önce denenmemiş olduğunu zannettiği şeyi ya da şimdiki zaman içinde bir seyirci beğenisi için bir şeyi nasıl oluşturacağına ilişkin pek çok şeyi bunlardan öğrenecek. Sanatçı için bu bilgilerin işlevsel açıdan da ufkunu açacağını düşünüyorum. Neyi nasıl yaptığını bilmenin çok önemli olduğunun farkındayız. Sanat esinle de sezgiyle de oluşturulur, onları dışarıda bıraktığım düşünülmesin çünkü ben önemserim ama sanatın bilgiyle yapıldığı bir çağdayız ve ne yaptığımızı bilmemiz gerekiyor. Onun için de nasıl bir evreden geçtiğini bilmemizde yarar var. Bu sadece Avrupa’nın evresi değil kendi kültür içinde, kendi yaşadığımız zamanda, kendi yaşadığımız ülkede insanlarla temas kurmanın da bir tarihi aslında.”
Çalışmalarına devam edeceğini de belirten Süreyya Karacabey, hedeflerini ise şöyle açıkladı:
“Ankara’da kurduğumuz dayanışma atölyeleri var. Onları ders kurumlarına çevirme niyetindeyiz zaten. Bu süreçte akademilerde neler oluyor sorusu da bizim sorduğumuz bir soruydu. Bununla birlikte formun konusunda bir karar olmasa da bu şekilde dersler, etkinlikler devam edecek.”