Ana Sayfaİnsan ve ToplumKapıları açık bırakan anneler: Plaza de Mayo ve Cumartesi Anneleri

Kapıları açık bırakan anneler: Plaza de Mayo ve Cumartesi Anneleri

-

Latin Amerika ve Güney Amerika’da özellikle Amerika’nın düzenlediği faaliyetlerle çeşitli darbeler olmuş ve bölgede ordu sürekli aktif rol oynamıştır.

Arjantin’de 1930 sonrasında ordu siyasetin içinde aktif rol almıştır.1946 yılında general Juan Domingo Perón, eşi Eva Perón’u da başkan yardımcısı adayı gösterdiği cumhurbaşkanlığı seçimini kazanır. On yıl gibi bir süre iktidarını sürdürür, ordu Eva Peron ve eşi Juan Domingo’yu devirmek için başka bir adayla seçime girer.

1958’de seçimleri Arturo Frondizi kazanır. Ordu  Frondizi’nin ekonomide başarısız olduğunu iddia ederek yerine Arturo Illia‘yı seçtirir. Arturo Illia için de Peron taraftarlarıyla iş birliği yaptığı iddia edilir ve ordu 1966 darbesini yapar. Ordu aktif olarak 7 yıl Arjantin’i yönetir. Ordunun baskıları sürer halk sokaklara dökülür. 1973 yılında ise Juan Domingo Peron’un yerine kalem müdürü seçime girer. Kazanır ve Juan Peron sürgünden döner. Dokuz ay sonra ölür ve ülke karışır.

Meclis başkanı Ítalo Argentino Luder, Şubat 1975’de anayasaya aykırı olarak yayınladığı 261/1975 numaralı kararname ile Tucumán ilindeki ayrılıkçı hareketi bastırmak için orduya sınırsız yetki verir. Ordu kirli bir savaşa başlar. Sokaklarda çatışmalar artar ve kayıplar da artar. 1976-83 yılları arasında 30 bin kayıp olduğu tahmin edilmektedir.

Madres de la Plaza de Mayo – Plaza de Mayo Anneleri

Savaşın kirli bir şekilde yürütüldüğü 1977 yılında, çocuklarının akibetini öğrenmek için Azucena Villaflor de Vincenti, Berta Braverman, Haydée García Buelas, María Adela Gard de Antokoletz, Julia Gard, María Mercedes Gard, Cándida Gard, Delicia González, Pepa Noia, Mirta Baravalle, Kety Neuhaus, Raquel Arcushin ve Sra. de Caimi adındaki kadınlar Buenos Aires şehrinin Plaza de Mayo Meydanı‘nda bir eylem yaparlar.

Beyaz başörtülerine kayıp çocuklarının adını yazıp cumhurbaşkanlığı sarayının yakınında eylem yapmaya başlarlar. 1977 yılının sonunda eyleme katılan anne sayısı 300’e ulaşır. Mayıs Anneleri’nin kayıp yakınlarıyla ilgili yaptığı bir imza kampanyasına 24 bin imza toplanır. Hükûmet bu mücadelenin önderlerinden olan Azucena Villaflor de Vincenti ve onunla birlikte birkaç kadını kaçırır ve kayıplara onlar da eklenir.

Mücadele devam eder. Anneler her Perşembe günü saat üçte Plaza de Mayo Meydanı’nda sessizce eylem yapar. Gözaltı ve sindirme politikalarına rağmen eylemler devam eder. Buenos Aires’teki bu eylemler, Türkiye’deki annelere de ilham olur. Plaza de Mayo anneleri torun sahibi olmalarına rağmen hâlâ meydanlardalar. 2005 yılında, 1977 yılında kaçırılan  Plaza de Mayo annelerinin liderlerinin cesetleri bulunur. Meydanın içinde bulunan bir duvara külleri gömülür. Plaza de Mayo annelerinin mücadeleleri hükümet tarafından onursuzlaştırılmak istenir ve ikiye bölünürler. Haklarında yolsuzluk suçlamaları yapılır. 40. yılında mücadeleleri devam ediyor, kırk yıldır çocuklarını bekliyorlar.

Dayikên Şemiyê – Cumartesi Anneleri

Plaza de Mayo annelerinin eylemleri, 1995 yılında Türkiye’de özellikle 1980 ve 90 sonrası gözaltılar sırasında çocuklarını kaybeden annelere de ilham oluyor. İnsan Hakları Derneği tarafından başlatılıyor. 1995 yılında kaybedilen Hasan Ocak’ın bulunamamasıyla eyleme başlanıyor. 30 kadın, beyaz başörtüleriyle Galatasaray Meydanı’nda buluşuyor. Eylemler daha sonra daha fazla kurum ve kişinin katılımıyla devam ediyor.

Hasan Ocak’ın cenazesine ulaşılıyor, en son gözaltına alınan Ocak’ın kimsesizler mezarlığına gömüldüğü ortaya çıkıyor. Cumartesi Annelerinin mücadeleleri bölge illerinde kurumsallaşmaya başlıyor. Yakın zamanda Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden biri haline gelen ve ölen Berfo Kırbayır, 33 yıl oğlunun kemikleri için mücadele etti. Oğlunun bir mezarı bile olmadan Berfo Ana öldü. Ölmeden önce sadece oğlunun kemiklerini istediğini ve bir mezarı olmasını istediğini vurguluyor. “Benim evladım gelir diye kapıyı bacayı açık bıraktım. Ay geçti, gün geçti, sene geçti benim çocuğum gelmedi. Benim çocuğum ölmüşse cenazesini bana versinler,” demesiyle akıllarda kalmıştır.

“Berfo Ana” olarak aklımıza kazınan Berfo Kırbayır, 33 yıl boyunca gözaltında kaybedilen oğlunu aradı. 106 yaşında oğlundan bihaber hayata gözlerini yumdu. Tek isteği, oğlunun bir mezar taşı olmasıydı ancak bu Berfo Ana’ya çok görüldü. Yıllardır süren mücadelesi ile Cumartesi Anneleri’nin simgesi oldu.

Cumartesi Anneleri’nin mücadeleleri, kapıyı açık bırakan annelerin mücadeleleri hem Plaza de Mayo’da hem Galatasaray’da hâlâ devam ediyor. Türkiye’de 22. yıl Arjantin’de 40. yılında…

Kaynak: Özgürlükçü Demokrasi Blog, Bianet

SON YAZILAR

Nedir bu normal?

Normal, Latincesi normalis olan “gönyeli, ölçüye uygun” sözcüğünden gelmektedir. Ayrıca Fransızca normale de “kurala uygun, kurallı” sözcüğünden alıntıdır. Norm, Fransızca norme "kural, standart, ölçü" sözcüğünden gelmektedir...

Tek kişilik azınlık

Sürekli bir şeylere yetişme çabası... Hep geç kalmışlık hissi içerisinde geçen günler... Düşünmeye bile zaman bulamayan insan selleri... Düşünmek bile istemeyen ve bundan kaçmaya çalışan...

Sessizliğin Sesi ve Mizofoni

Sümer’in baş tanrılarından Enlil, bir gün insanlardan çok rahatsız olduğu için onları yok etmeye karar verir. İnsanlardan rahatsız olmasının tek nedeni ise çok fazla üremeleri...

Arkeik Çığlık

"Geçmiş dönemlerle kıyaslandığında elbette kat edilen epeyce bir yol vardır ama bilgi ve teknoloji çağında kulaklardaki o arkeik söylem, aslında kadının var olması gereken alanı...
Konuk Yazar
Konuk Yazar
Siz de Gaia Dergi'de yazılarınızın çıkmasını istiyorsanız [email protected] üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol