1970’li yıllarda Bangladeş’te ve Hint alt kıtasının geri kalanında açılan kuyular sonrasında milyonlarca insanın içtiği içme suyunda arsenikle karşılaşılması tarihteki en büyük kitlesel zehirlenme olarak adlandırılmaktadır.
Yüksek metal konsantrasyonları çevredeki kayalar ve topraklardan suya sızdığında cilt lezyonları, kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve nörogelişimsel geriliğe neden olabilmektedir.
Günümüzde yapılan bir araştırma ise, Pakistan’da 60 milyon kadar kişinin arsenik bulaşmış kirli suya maruz kalabileceğini ve bu durumla mücadele edebileceğini göstermektedir.
Sorunun boyutu, 1990’lı yıllarda Ganges-Brahmaputra Deltası‘nda gerçekleştirilen bir dizi çalışma esnasında yüksek arsenik konsantrasyonları bulunması sonrasında netleşti. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Bangladeş’teki 35 milyon ila 77 milyon arasında insanın içme sularında güvensiz seviyede arsenik bulunduğu ve risk altında olabilecekleri konusunda uyarıda bulundu. Dünya Sağlık Örgütü, 2014 yılında dünya çapında yaklaşık 200 milyon kişinin litre başına önerilen 10 mikrogramlık sınırı aşan konsantrasyonlara maruz kaldığını tahmin etmiştir. Bu kişilerin birçoğu Bangladeş, Hindistan, Vietnam ve Nepal’de yaşamaktadır.
Önceki çalışmalar, Pakistan’ın bazı bölgelerindeki yer altı sularının yüksek oranlarda arsenik içerdiğini ortaya çıkarmıştır. Ancak yeni araştırmanın başyazarı ve Dübendorf’ta bulunan İsviçre Federal Su Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nde çevre bilimcisi olan Joel Podgorski, bu durumun içerdiği risklerin kapsamının bilinmediğini söylemektedir.
Podgorski’nin ekibi işe Pakistan genelinde yaklaşık 3 ila 70 metre derinlikte bulunan 1200 kuyudan toplanan yer altı suları örneklerindeki arsenik seviyelerini ölçerek başladı. İndus Nehri boyunca alınan örneklerin neredeyse üçte ikisi bir litre için son derece yüksek bir konsantrasyon olan 200 mikrogramın üstünde çıkarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen eşiği aştı. Yüksek konsantrasyonlar, daha yüksek toprak PH’lı 10.000 yaşın altındaki kumlu ve killi bölgelerde ortaya çıkma eğilimdeydi. Eski çökeltiler jeolojik süreçte çok fazla suya maruz kalmış ve bu da arseniklerin birçoğunun denize taşınmasına yol açmıştır. Podgorski, spesifik kimyasal koşullar altında genç çökeltilerdeki arseniğin suda çözünerek suyu kirletebileceğini söylemektedir.
Ardından ekip, ülkede arsenik bulunan her bölgedeki tehlikeli konsantrasyonların olasılığını gösteren ilk risk haritasını oluşturdu. Ekip, yer altı sularını içmek için kullanmaya ihtiyaç duyan kişilerin sayısını tahmin ederek hazırladığı raporda, bugün 50 milyon ila 60 milyon kişinin litre başına 50 mikrogramın üstünde arsenik içeren içme suyu kullanıyor olabileceğini bildirdi.
Cenevre’de bulunan Dünya Sağlık Örgütü’nde kamu sağlık mühendisi olan ve araştırmaya katılmayan Richard Johnston, “Bu, arseniğin içme suyunda ciddi bir halk sağlığı tehdidi oluşturmayı sürdürdüğünü hatırlatıyor.” diyor. Richard Johnston, tahmin yönteminin Pakistan’a benzer jeolojiye sahip olan dünyanın diğer bölgelerine de uygulanabilmesini ümit ediyor.
Diğer uzmanlar, çalışmanın Pakistan makamlarını yüksek riskli bölgelerdeki kuyuları test etme ve toplulukları uyarmaya motive edeceğini umuyor. Cambridge’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde bir hidrojeolog olan Charles Harvey, “İnsanlar kuyularındaki suyun yüksek arsenik içerdiğini bilmeliler” diyor. İnsanlar bu risklerin farkında olurlarsa eski çökeltilerle temasta olan daha derin akiferlerden su kullanabilir veya yer altı suyundaki arseniği temizlemeye yatırım yapabilirler.
Birleşik Krallık Cambridge’de bulunan bir hidrojeolog ve bağımsız danışman olan Peter Ravenscroft, bu çalışmanın politika yapıcıların ve yardım ajanslarının Pakistan’daki arsenik tehdidine dikkatlerini çekmesine yardımcı olacağını söylüyor ve “Bunun gibi haritalar büyük etkiye sahiptir.” diyor.
Kaynak: Science Mag