Ana SayfaKültür & SanatKitapJohn Berger, hayvanların tarafında!

John Berger, hayvanların tarafında!

-

“Burçlar kuşağındaki on iki işaretin sekizi hayvanları gösterir. Eski Yunan dünyasında günün on iki saatinin her biri bir hayvan olarak gösteriliyordu. Hindulara göre yeryüzü bir filin, fil de bir kaplumbağanın sırtındaydı. Güney Sudan’daki Nuerlere göre, ‘‘insan dahil, bütün yaratıklar başlangıçta dostça aynı kampta bir arada yaşıyorlardı.” Sy- 26

John Berger’in “Hayvanlara Niçin Bakarız?” adlı kitabı, hayvan doğa ve insan arasındaki ilişkiye odaklanmamızı sağlıyor. Yazar, kitaptaki metinleri farklı zamanlarda kaleme almış. Bu metinleri Türkçeleştiren ise Cevat Çapan olmuş. Hayvanlara Niçin Bakarız, Deli Dolu Yayınları etiketiyle kitapçılarda yerini alalı epey oldu. Kitapta kimi zaman bir farenin öyküsünü buluyor, kimi zaman hayvanat bahçesinin anti doğal ortamında hayvanların neler hissediyor olabileceği üzerine kafa yoruyor, kimi zaman da çizgi filmlerde hayvanların nasıl konumlandırıldığını okuyoruz.

Kitapta, hayvanlara eski çağlardan beri nasıl bakıldığı ve insanın gündelik yaşamına hayvanların nasıl tezahür ettiği üzerinde duruluyor. Berger bunu yaparken felsefe, edebiyat, antropoloji gibi dallardan beslenmeyi de ihmal etmiyor. Bunun yanı sıra insan – hayvan ayrımının, simgesel düşünebilme yeteneğinin ve dilin önemi üzerinde de duruyor. Ama ilk simgelerin hayvanlar olduğunu atlamadan! Burada uzun bir tarih sahnesini ayaklarımızın altına seriyor Berger.

19. yüzyılla beraber değişen hayvanlara bakış açımız okurken bizimde tüylerimizi diken diken ediyor. 19. yüzyıla kadar hayvanlarda insani nitelikleri gören ve onlarla ilişkileri olduğunu yadsımayan insan, Descartes ile beraber bir kopuş yaşıyor. Bundan sonra ruhtan yoksun diye görülen hayvanlar, insanlık için bir makine modeline indiriliyor. Berger, günümüze yaklaşırken de hayvanları ve doğayı görme biçimlerimizi sıralıyor ve geliştiriyor. Bir anda sanat tarihinde hayvanların neyi temsil ettiğine odaklanmışken, bir anda endüstrileşmenin hayvanlar üzerindeki etkisini okurken buluyoruz kendimizi. Berger bunların hepsini oldukça akıcı bir dille yapıyor. Bizi sona göre götüren bölümlerde ise en çok kendimizle yüzleşmekten utanç duyuyoruz, çünkü hayvanların ne şekillerde insanların kuklası haline dönüştüğünü görüyoruz.

Çoğunluğumuz ne yazık ki! doğadan ve hayvandan bu kadar uzaklaşmışken, kesinlikle es geçilmemesi gereken bir kitap.

SON YAZILAR

Dünyanın Öteki Yüzü: Genç yazardan alışılmışın dışında hayaller kur(dur)an öyküler

EdebiyatHaber’de gerçekleştirdiği Yazarın Odası söyleşileriyle tanıdığımız Meltem Dağcı’nın ilk öykü kitabı Dünyanın Öteki Yüzü, İthaki Yayınları’ndan çıktı. Yetmiş yaşına geldiğinde ölüm şeklini seçme özgürlüğüne kavuşan kadınlar,...

Yeryüzüne Dayanabilmek…

Düşünüyorum da acaba neden yazıyoruz?  Hele ki günümüzde hiç kimsenin doğru dürüst okumadığını bilirken... O halde sadece kendimizi tatmin etmek için mi yazıyoruz? Yoksa bu, karşı...

Hayalleri yarım kalmadı sadece korktular ama susmadılar…

Farkında olduğum şey sadece buydu; bir sistem tutturulmuş ve o sistemin onları koruduğuna inanan birkaç fanatiğin zaman içerisindeki kontrolsüz baskısının sonuçlarını izliyorum şu dünyada aklımı...

Öngörülemeyenler üstüne; kişisel bellek, büyük veri ve algoritmalara dair

Yapay zekanın ve algoritmaların telefonlarda ortam dinlemesi yaptığı hepimizin bildiği ama çokça dile getirilmeyen ya da tartışılmayan bir durum halini aldı. Varsayalım, arkadaşlarımızla konuşuyoruz: “Ne...
Elif Benan Tüfekçi
Elif Benan Tüfekçi
1987 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji bölümünü bitirdi. Dostlar Tiyatrosu, Kumbaracı50 gibi çeşitli tiyatrolarda çalıştı. Bir dönem AGOS gazetesinde yazdı. Hala Peyniraltı, Kaos Gl, Deli Kadın, Pulbiber gibi çeşitli gazete ve dergilerde yazıyor. Nor Radyo’da, Çalıkuşunun Z Raporu adında, feminist içerikli bir program hazırlıyor. ‘Çare Kızkardeşlik!’ diyor.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol