Ana Sayfaİnsan ve ToplumAçık unutulmuş kişilikler

Açık unutulmuş kişilikler

-

Ufak kıpırtılarla başlayan çalkantılı serüvenler hepimizinki. İnkâr edilemez maceralarla dolu, her anı gizli bir keseye doldurulacak kadar kıymetli. Hatta hiçbir ayrıntısını kaçırmak istemediğimiz altın-pembe başucu masalları bizlerinki dahi. Kimimiz ılıman iklimlere yârenliğe alışkın kimimiz çetrefilli kalabalık sokaklara. Kimlik nedir, temeli nasıl oluşur veya öyle kendiliğinden oluşur mu? Kıyılarımızın gel-gitleri ne denli önem taşır, elbette bir fikrimiz vardır. Değinilecek pek çok noktası olan bu konuya boyası yavaş yavaş dökülen bir pencereden bakmak istiyorum; düşündükçe içinde defalarca kaybolacağım bu an. Tam da o ufak, ufacık kıpırtılardan. Ta en baştan, ipin ucundan. 

Işıklar durmaksızın yanıp sönerken, mumlar ardı ardına eriyip giderken ve hatta güneş çehresini saklarcasına ulaşılmazdan ulaşılmaza koşarken bizler büyük bir arayıştaydık. Soruların muzip uyuşturucuları olduğu zihnimiz, arayıştaydı. Şimdi hayranlık duyduğumuz bir ekole yöneltmekten keyif aldığımız, basit ama etkili o güçlü soru yüzyıllarca farklı seslerle yankılanıp durdu. “Siz, kimsiniz?”
Tabii biri olmak, bugün de gayret gösterilen fakat artık kriterleri her an değişkenlik gösterebilen bir olgu. Üç yıl önce olmak istenilen kişi “muazzam” kabul edilirken geçen üç yıl muazzam kelimesini yerden yere vurabiliyor. Ardından da “muazzam” olan kişiyi… Kişi, kişi, kişilik. Söz ederken dahi nice bahar sulanıp büyütülen bir bahçe etkisi. Yetişme dönemlerinde bin bir öğütle dinginleşen bir çocuğun tepkisi…

 Nasıl her oluşumun temel yapıtaşları varsa bizlerinde içinde şekillendiği atmosferler var. Gündelik hayatımızda bilinçsizce kurduğumuz yargılarla bile bu duruma örnekler yaratabiliyoruz, soğuk hava şartlarında yaşam sürdürmüş kimselerin daha sert mizaçlara sahip olduğu gibi. Misalleri yıllarla birlikte sırt sırta dayanan ve şekillendiğimiz atmosfer diye bahsolunan noktaya vardığımızda aslında en iç halkadayızdır. -Henüz harflerimizi arka arkaya geçirmekten bihaber öylece göz kırpılan dönemde.- İşte çoğunlukla yaşantımızda özümlediğimiz kişisel evrimlerin ilintilenmeye başladığı kapı böyle açılıyor. Birey olarak çevreden ve getirilerinden akla gelen hiçbir koşulda soyutlanamadığımızdan, her birimiz renkli bir sentez olarak serpiliyoruz. Çocukluğumuzun meraklı bakışları, gençlik çağımızın asi savruluşları, yetişkinliğimizin seçimleri ve olgunluğun farkındalığında topladığımız bambaşka kokuları sahneye çıkarıyoruz hikayemizin sonunda. Uzun ve oldukça zahmetli bu süreç hiçbirimize hissettirmeden akıp gidiyor. Ara sıra duraksayıp, varoluşsal sancılarla farkına varıyor olsak da göz ardı edip adımlamaya devam ediyoruz. Kişilik, bizlerle beraber caddenin kırmızı ışıklarında bekleyen bir yabancı olabildiği gibi her yıkılışına tanıklık ettiğimizde olabiliyor. Her şey minicik bir farkındalıkla başlıyor. Büyük ihtimalle ebeveynliğe giriş telaşemiz, kişilik kuramına aşinalığımızla paralel ilerliyor. Çünkü çareyi, -kişiliğin önemini bütün hayat döngümüzde içten içe fark etsek de değişimlere açık olmadığımızdan- bize verilen ikinci, üçüncü belki sayısını bilemeyeceğimiz şans olan “bir birey dünyaya getirme” deviniminde projeleştirerek buluyoruz. Temelinde çatlaklar barındıran bu düşüncenin dolu tarafı; “ben” olurken aile yaşantısını gözlemleme hatta anne-babanın kafadaki ideal model vasfını taşıyacak olması… Bunların bir diğer göstergesi de toplumumuzda ilk eğitimin ailede alındığı, eş tercihlerinin ailevi ölçütlere göre yapıldığı fikirleri. Heykelin baş kısmının yapımındaki alçı, bence benlik oluşumundaki aile koluyla bağdaştırılabilir. Nasıl bir eser ortaya koyarken sanatçının bir çıkış noktası, bir ilham kaynağı varsa kişilik oluşumunun da yetişilen aile ortamı gibi önemli bir faktörü var. Kişi aileden gördüğünü örnekler, şeklinde bir söylem kesinlik içermese de doğumdan ölüme kadar devam halinde olan bu oluşumun önemli bir parçasını teşkil eder. Zaman içinde çocuğun yanında kavga etmekten kaçınılması, argo kelime kullanımına dikkat etmek gibi eylemlerle yetişmesine yardımcı olduğumuz bireylere rol model olmayı amaçlarız. Lakin çocuk yetiştirmek, hayat telaşesinin sunduğu imkansızlıklar nedeniyle veya kişinin kendi hür iradesi gereği önceliklerinin arasında yer alamayan haneler de toplumsal halkada mevcut. Durum ne olursa olsun kişilik gelişim sürecinde birey, açık unutulmuş kameralar gibi bir köşede kaydeder durur ve böylece açık unutulmuş kişilikler silik renklerden oluşur. Hane içinde gelişen davranış modelleri, bireyin davranışları; sarf edilen sözler ve eylemler, bireyin sözleri, eylemleri olma potansiyeli taşır. Demem o ki; birey aileye ait olmadığı gibi ailenin birikimlerini nesiller boyu taşır aynı zamanda aktarır. Anlayacağınız kitaplar yazarlarından izler taşır.  

İnsanlar ve kitaplar aslında sanıldığından daha, daha benzer varlıklardır. Nasıl basıma girmesi yıllar sürerse bir kitabın yahut her sayfası değişken bir evrenin kucaklarına bırakıverirse bizleri aslında kişilerin ve kişiliklerinin tamamlanmayan oluşumu da bir kitabın ki kadar hareketli ve ciltlenecek kadar değerlidir. Nasıl kalemin anlattıklarıyla büyürse bir kitap, kişiliklerin de bambaşka DNA’lardan beslenme çantaları vardır sanıyorum. Kitap okuyucusuna bir dünya yaratır zaten yazarının kurgusu olan; bizlerse harelenecek dalgalar yaratıyoruz zaten harelenmek doğasında olan. Bugün bir kavramdan fazlası olan kişilik, birçok gıdaya ihtiyaç duyduğu gibi sıcak bir yuvaya da gereksinim duyuyor tercih kalıplarına uyabilmek için. -Kabul gören tercih kalıpları.- Ve zaten sıkı kalıplar arasında gelişim gösterirken ona sunulan toprak neye elverişliyse, çektiği su hangi ürünü sağlıklı büyütecekse ona yönelim gerçekleştiriyor. Aynı baktığımız pencereden görünenler gibi. Kişilikler ve büyüdükleri toprak olan aileler. İçinde bulundukları toplumların derinlikleriyle var olan aileler. Ve her toplumun küçük, küçücük çapraz atılmış ipleri olan açık unutulmuş kişilikler…

\n

Ufak k\u0131p\u0131rt\u0131larla ba\u015flayan \u00e7alkant\u0131l\u0131 ser\u00fcvenler hepimizinki. \u0130nk\u00e2r edilemez maceralarla dolu, her an\u0131 gizli bir keseye doldurulacak kadar k\u0131ymetli. Hatta hi\u00e7bir ayr\u0131nt\u0131s\u0131n\u0131 ka\u00e7\u0131rmak istemedi\u011fimiz alt\u0131n-pembe ba\u015fucu masallar\u0131 bizlerinki dahi. Kimimiz \u0131l\u0131man iklimlere y\u00e2renli\u011fe al\u0131\u015fk\u0131n kimimiz \u00e7etrefilli kalabal\u0131k sokaklara. Kimlik nedir, temeli nas\u0131l olu\u015fur veya \u00f6yle kendili\u011finden olu\u015fur mu? K\u0131y\u0131lar\u0131m\u0131z\u0131n gel-gitleri ne denli \u00f6nem ta\u015f\u0131r, elbette bir fikrimiz vard\u0131r. De\u011finilecek pek \u00e7ok noktas\u0131 olan bu konuya boyas\u0131 yava\u015f yava\u015f d\u00f6k\u00fclen bir pencereden bakmak istiyorum; d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fck\u00e7e i\u00e7inde defalarca kaybolaca\u011f\u0131m bu an. Tam da o ufak, ufac\u0131k k\u0131p\u0131rt\u0131lardan. Ta en ba\u015ftan, ipin ucundan. <\/p>\n\n\n\n

I\u015f\u0131klar durmaks\u0131z\u0131n yan\u0131p s\u00f6nerken, mumlar ard\u0131 ard\u0131na eriyip giderken ve hatta g\u00fcne\u015f \u00e7ehresini saklarcas\u0131na ula\u015f\u0131lmazdan ula\u015f\u0131lmaza ko\u015farken bizler b\u00fcy\u00fck bir aray\u0131\u015ftayd\u0131k. Sorular\u0131n muzip uyu\u015fturucular\u0131 oldu\u011fu zihnimiz, aray\u0131\u015ftayd\u0131. \u015eimdi hayranl\u0131k duydu\u011fumuz bir ekole y\u00f6neltmekten keyif ald\u0131\u011f\u0131m\u0131z, basit ama etkili o g\u00fc\u00e7l\u00fc soru y\u00fczy\u0131llarca farkl\u0131 seslerle yank\u0131lan\u0131p durdu. \u201cSiz, kimsiniz?\u201d
Tabii biri olmak, bug\u00fcn de gayret g\u00f6sterilen fakat art\u0131k kriterleri her an de\u011fi\u015fkenlik g\u00f6sterebilen bir olgu. \u00dc\u00e7 y\u0131l \u00f6nce olmak istenilen ki\u015fi \u201cmuazzam\u201d kabul edilirken ge\u00e7en \u00fc\u00e7 y\u0131l muazzam kelimesini yerden yere vurabiliyor. Ard\u0131ndan da \u201cmuazzam\u201d olan ki\u015fiyi\u2026 Ki\u015fi, ki\u015fi, ki\u015filik. S\u00f6z ederken dahi nice bahar sulan\u0131p b\u00fcy\u00fct\u00fclen bir bah\u00e7e etkisi. Yeti\u015fme d\u00f6nemlerinde bin bir \u00f6\u011f\u00fctle dinginle\u015fen bir \u00e7ocu\u011fun tepkisi\u2026<\/p>\n\n\n\n

 Nas\u0131l her olu\u015fumun temel yap\u0131ta\u015flar\u0131 varsa bizlerinde i\u00e7inde \u015fekillendi\u011fi atmosferler var. G\u00fcndelik hayat\u0131m\u0131zda bilin\u00e7sizce kurdu\u011fumuz yarg\u0131larla bile bu duruma \u00f6rnekler yaratabiliyoruz, so\u011fuk hava \u015fartlar\u0131nda ya\u015fam s\u00fcrd\u00fcrm\u00fc\u015f kimselerin daha sert miza\u00e7lara sahip oldu\u011fu gibi. Misalleri y\u0131llarla birlikte s\u0131rt s\u0131rta dayanan ve \u015fekillendi\u011fimiz atmosfer diye bahsolunan noktaya vard\u0131\u011f\u0131m\u0131zda asl\u0131nda en i\u00e7 halkaday\u0131zd\u0131r. -Hen\u00fcz harflerimizi arka arkaya ge\u00e7irmekten bihaber \u00f6ylece g\u00f6z k\u0131rp\u0131lan d\u00f6nemde.- \u0130\u015fte \u00e7o\u011funlukla ya\u015fant\u0131m\u0131zda \u00f6z\u00fcmledi\u011fimiz ki\u015fisel evrimlerin ilintilenmeye ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 kap\u0131 b\u00f6yle a\u00e7\u0131l\u0131yor. Birey olarak \u00e7evreden ve getirilerinden akla gelen hi\u00e7bir ko\u015fulda soyutlanamad\u0131\u011f\u0131m\u0131zdan, her birimiz renkli bir sentez olarak serpiliyoruz. \u00c7ocuklu\u011fumuzun merakl\u0131 bak\u0131\u015flar\u0131, gen\u00e7lik \u00e7a\u011f\u0131m\u0131z\u0131n asi savrulu\u015flar\u0131, yeti\u015fkinli\u011fimizin se\u00e7imleri ve olgunlu\u011fun fark\u0131ndal\u0131\u011f\u0131nda toplad\u0131\u011f\u0131m\u0131z bamba\u015fka kokular\u0131 sahneye \u00e7\u0131kar\u0131yoruz hikayemizin sonunda. Uzun ve olduk\u00e7a zahmetli bu s\u00fcre\u00e7 hi\u00e7birimize hissettirmeden ak\u0131p gidiyor. Ara s\u0131ra duraksay\u0131p, varolu\u015fsal sanc\u0131larla fark\u0131na var\u0131yor olsak da g\u00f6z ard\u0131 edip ad\u0131mlamaya devam ediyoruz. Ki\u015filik, bizlerle beraber caddenin k\u0131rm\u0131z\u0131 \u0131\u015f\u0131klar\u0131nda bekleyen bir yabanc\u0131 olabildi\u011fi gibi her y\u0131k\u0131l\u0131\u015f\u0131na tan\u0131kl\u0131k etti\u011fimizde olabiliyor. Her \u015fey minicik bir fark\u0131ndal\u0131kla ba\u015fl\u0131yor. B\u00fcy\u00fck ihtimalle ebeveynli\u011fe giri\u015f tela\u015femiz, ki\u015filik kuram\u0131na a\u015final\u0131\u011f\u0131m\u0131zla paralel ilerliyor. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u00e7areyi, -ki\u015fili\u011fin \u00f6nemini b\u00fct\u00fcn hayat d\u00f6ng\u00fcm\u00fczde i\u00e7ten i\u00e7e fark etsek de de\u011fi\u015fimlere a\u00e7\u0131k olmad\u0131\u011f\u0131m\u0131zdan- bize verilen ikinci, \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc belki say\u0131s\u0131n\u0131 bilemeyece\u011fimiz \u015fans olan \u201cbir birey d\u00fcnyaya getirme\u201d deviniminde projele\u015ftirerek buluyoruz. Temelinde \u00e7atlaklar bar\u0131nd\u0131ran bu d\u00fc\u015f\u00fcncenin dolu taraf\u0131; \u201cben\u201d olurken aile ya\u015fant\u0131s\u0131n\u0131 g\u00f6zlemleme hatta anne-baban\u0131n kafadaki ideal model vasf\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yacak olmas\u0131... Bunlar\u0131n bir di\u011fer g\u00f6stergesi de toplumumuzda ilk e\u011fitimin ailede al\u0131nd\u0131\u011f\u0131, e\u015f tercihlerinin ailevi \u00f6l\u00e7\u00fctlere g\u00f6re yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131 fikirleri. Heykelin ba\u015f k\u0131sm\u0131n\u0131n yap\u0131m\u0131ndaki al\u00e7\u0131, bence benlik olu\u015fumundaki aile koluyla ba\u011fda\u015ft\u0131r\u0131labilir. Nas\u0131l bir eser ortaya koyarken sanat\u00e7\u0131n\u0131n bir \u00e7\u0131k\u0131\u015f noktas\u0131, bir ilham kayna\u011f\u0131 varsa ki\u015filik olu\u015fumunun da yeti\u015filen aile ortam\u0131 gibi \u00f6nemli bir fakt\u00f6r\u00fc var. Ki\u015fi aileden g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc \u00f6rnekler, \u015feklinde bir s\u00f6ylem kesinlik i\u00e7ermese de do\u011fumdan \u00f6l\u00fcme kadar devam halinde olan bu olu\u015fumun \u00f6nemli bir par\u00e7as\u0131n\u0131 te\u015fkil eder. Zaman i\u00e7inde \u00e7ocu\u011fun yan\u0131nda kavga etmekten ka\u00e7\u0131n\u0131lmas\u0131, argo kelime kullan\u0131m\u0131na dikkat etmek gibi eylemlerle yeti\u015fmesine yard\u0131mc\u0131 oldu\u011fumuz bireylere rol model olmay\u0131 ama\u00e7lar\u0131z. Lakin \u00e7ocuk yeti\u015ftirmek, hayat tela\u015fesinin sundu\u011fu imkans\u0131zl\u0131klar nedeniyle veya ki\u015finin kendi h\u00fcr iradesi gere\u011fi \u00f6nceliklerinin aras\u0131nda yer alamayan haneler de toplumsal halkada mevcut. Durum ne olursa olsun ki\u015filik geli\u015fim s\u00fcrecinde birey, a\u00e7\u0131k unutulmu\u015f kameralar gibi bir k\u00f6\u015fede kaydeder durur ve b\u00f6ylece a\u00e7\u0131k unutulmu\u015f ki\u015filikler silik renklerden olu\u015fur. Hane i\u00e7inde geli\u015fen davran\u0131\u015f modelleri, bireyin davran\u0131\u015flar\u0131; sarf edilen s\u00f6zler ve eylemler, bireyin s\u00f6zleri, eylemleri olma potansiyeli ta\u015f\u0131r. Demem o ki; birey aileye ait olmad\u0131\u011f\u0131 gibi ailenin birikimlerini nesiller boyu ta\u015f\u0131r ayn\u0131 zamanda aktar\u0131r. Anlayaca\u011f\u0131n\u0131z kitaplar yazarlar\u0131ndan izler ta\u015f\u0131r.  <\/p>\n\n\n\n

\u0130nsanlar ve kitaplar asl\u0131nda san\u0131ld\u0131\u011f\u0131ndan daha, daha benzer varl\u0131klard\u0131r. Nas\u0131l bas\u0131ma girmesi y\u0131llar s\u00fcrerse bir kitab\u0131n yahut her sayfas\u0131 de\u011fi\u015fken bir evrenin kucaklar\u0131na b\u0131rak\u0131verirse bizleri asl\u0131nda ki\u015filerin ve ki\u015filiklerinin tamamlanmayan olu\u015fumu da bir kitab\u0131n ki kadar hareketli ve ciltlenecek kadar de\u011ferlidir. Nas\u0131l kalemin anlatt\u0131klar\u0131yla b\u00fcy\u00fcrse bir kitap, ki\u015filiklerin de bamba\u015fka DNA\u2019lardan beslenme \u00e7antalar\u0131 vard\u0131r san\u0131yorum. Kitap okuyucusuna bir d\u00fcnya yarat\u0131r zaten yazar\u0131n\u0131n kurgusu olan; bizlerse harelenecek dalgalar yarat\u0131yoruz zaten harelenmek do\u011fas\u0131nda olan. Bug\u00fcn bir kavramdan fazlas\u0131 olan ki\u015filik, bir\u00e7ok g\u0131daya ihtiya\u00e7 duydu\u011fu gibi s\u0131cak bir yuvaya da gereksinim duyuyor tercih kal\u0131plar\u0131na uyabilmek i\u00e7in. -Kabul g\u00f6ren tercih kal\u0131plar\u0131.- Ve zaten s\u0131k\u0131 kal\u0131plar aras\u0131nda geli\u015fim g\u00f6sterirken ona sunulan toprak neye elveri\u015fliyse, \u00e7ekti\u011fi su hangi \u00fcr\u00fcn\u00fc sa\u011fl\u0131kl\u0131 b\u00fcy\u00fctecekse ona y\u00f6nelim ger\u00e7ekle\u015ftiriyor. Ayn\u0131 bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131z pencereden g\u00f6r\u00fcnenler gibi. Ki\u015filikler ve b\u00fcy\u00fcd\u00fckleri toprak olan aileler. \u0130\u00e7inde bulunduklar\u0131 toplumlar\u0131n derinlikleriyle var olan aileler. Ve her toplumun k\u00fc\u00e7\u00fck, k\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fck \u00e7apraz at\u0131lm\u0131\u015f ipleri olan a\u00e7\u0131k unutulmu\u015f ki\u015filikler\u2026<\/p>\n","post_title":"A\u00e7\u0131k unutulmu\u015f ki\u015filikler","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"acik-unutulmus-kisilikler","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-12-17 17:19:02","post_modified_gmt":"2020-12-17 14:19:02","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=115412","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":115412}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "190"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "48"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Hatırlamak devrimci bir eylemdir

Hatırlamak, ruhun kendine tuttuğu aynadır. Ve unutmamak insanın kendine sadık kalma biçimlerinin belki de en incelikli, en yaratıcı olanıdır. Bazen bir davranışla, bir dokunuşla, bir sessizlikle...

Nedir bu normal?

Normal, Latincesi normalis olan “gönyeli, ölçüye uygun” sözcüğünden gelmektedir. Ayrıca Fransızca normale de “kurala uygun, kurallı” sözcüğünden alıntıdır. Norm, Fransızca norme "kural, standart, ölçü" sözcüğünden gelmektedir...

Tek kişilik azınlık

Sürekli bir şeylere yetişme çabası... Hep geç kalmışlık hissi içerisinde geçen günler... Düşünmeye bile zaman bulamayan insan selleri... Düşünmek bile istemeyen ve bundan kaçmaya çalışan...

Sessizliğin Sesi ve Mizofoni

Sümer’in baş tanrılarından Enlil, bir gün insanlardan çok rahatsız olduğu için onları yok etmeye karar verir. İnsanlardan rahatsız olmasının tek nedeni ise çok fazla üremeleri...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol