Kulağa hoş gelmese de doğru. Mavi gezegenimiz yarım milyar yıl içerisinde geçirdiği, altıncı toplu soy tükenmesini yaşıyor. 65 milyon yıl önce dinozorların yok olmasına sebep olan Kretase-Tersiyer yok oluşundan bu yana, bu kadar çok tür, bu kadar kısa sürede yok olmamıştı. Ve bu sefer sebep bir meteor veya buzul çağı değil de dünyanın küçük istilacıları insanlar, yani biz.
Türlerin tükenmesi her ne kadar kendi başına bakıldığında doğal bir sonuç olsa da, şu an tür tükenmesi, doğadaki alışılagelmiş hızından bin ile 10 bin kat hızlı gelişiyor. Bilim insanlarının hesaplamalarına göre, şu anda var olan türlerin yüzde 40’ı, yüzyılın sonuna gelmeden tükenmiş olacak.
Tehdit altındaki türlerin yüzde 99’u insan faaliyetleri sebebiyle bu sona yaklaşıyor. Yaşam alanlarının kaybı, karmaşık ekolojik bir ağla birbirine bağlı canlıların birbirlerini de etkileyelerek tükenmesine sebep oluyor. Küresel ısınmanın etkileri bütün doğal döngüleri bozarken, canlıların tükenmesi, ekosistemlerin kendilerini toparlamaları için çok önemli olan tür çeşitliliğini tehlikeye sokuyor.
Son 500 yıldır, aşağı yukarı bin tür Dünya’dan yok oldu. Gerçek rakamlar tam olarak bilinmiyor. Eğer ki gerçek bir Tükenmişlik Sendromu arıyorsak, zavallı Dünya’mıza bir göz atmamız yeterli olur.
Amfibiler (Kurbağalar ve Semenderler)
Hayvanlar alemi içerisinde, en hızlı tükenmekte olan kesim amfibiler. 6 bin 300 türü bulan kurbağalar ve semenderler arasından, üçte birine yakın bir kısmı tükenme tehlikesi altında. Yaşam alanlarının yok edilmesi, su ve hava kirliliği, iklim değişikliği, morötesi ışınlara maruz kalmak, hastalıklar ve yabancı türlerin yaşam alanlarını istila etmesi, amfibilerin başlıca yok olma sebepleri arasında yer alıyor.
Kuşlar
2009’da Amerika’da yayınlanan bir rapora göre, 800 kuş türünden 251’i yani türlerin yüzde 31’i yok olma tehlikesi altında. Dünya çapında ise BirdLife International‘ın hesaplamalarına bakılarak diyebiliriz ki, bilinen 9 bin 865 kuş türünün yüzde 12’si tehlike altında.Ülkemizde ise tehlike altında 102 tür kuş bulunmaktadır. Kelaynak bunlardan en bilinenidir ve 1972’den beri koruma altındadır. Pek çok türküye konu olmuş telli turnalar da kelaynaklarla aynı kaderi paylaşmaktadır.
Balıklar
Kaçak avlanma, yumurtalarının besin olarak tüketilmesi, derelerin kuruması ve su kirliliğine ek olarak balıkların türünün tükenmesine sebep olan pek çok sebep sayılabilir. Baraj yapımı da sulak alan ekosistemlerine zarar vererek balık türlerini tehlikeye sokmaktadır. Ve tabi ki iklim değişikliği, onu saymazsak büyük bir sebebi atlamış oluruz.
Karadeniz’de bulunan 161 balık türünün 59’u çoktan tükendi bile. Dünya çapında ise toplam balık türü sayısına oranla yüzde 21’ine denk gelen bin 851 balık türü tükenme tehlikesi altında ve bunlardan bir kısmı tükendi bile.
Omurgasızlar
Kelebeklerden tutun da salyangozlara, oradan da mercanlara uzanan çeşitliliğiyle omurgasızlar da hayvanlar aleminin üyeleridir. Maalesef bu çeşitliliğin yüzde 30’u tükenme tehlikesiyle karşı karşıya, ki bu yaklaşık olarak 9 bin 526 türe denk geliyor. Akarsu kenarlarında yaşayan omurgasızların en büyük düşmanı su kirliliği ve derelerin suyunun azalması iken, ormansızlaştırma sebebiyle de karasal omurgasızlar risk altına girmektedir. Okyanuslara gözümüzü çevirdiğimizde ise mercan resiflerinin üçte birinin kaybolma tehlikesi yaşadığını görürüz ve bu oranlar her geçen gün daha da artıyor.
Memeliler
Memeliler içerisinde belki de en çok dikkatimizi çeken vedalaşma yakın akrabalarımız primatlarla yaşanıyor. Primatların yüzde 90’ı tropik ormanlarda yaşıyor ve tropik ormanlar da hızla yok oluyor. Dünya’da bulunan primat türlerinin yüzde 50’si tükenme tehlikesi altında. Bunun dışında memeli türlerinin beşte biri yok olma tehlikesini yaşıyor, bu da bin 131 tür demek. Yunuslar ve balinalar, buna ek olarak Dünya’da bulunan pek çok büyük memeli türü de aynı sona yaklaşıyor.
Bitkiler
Fotosentez sayesinde, soluduğumuz oksijeni üreten ve besin kaynağı olarak hemen hemen bütün canlılara dolaylı veya doğrudan yararı olan bitkiler, hayvanlardan çok farklıdır. Örneğin bulundukları bölgede bir sorun olduğu zaman hayvanlar gibi yer değiştiremezler. Bu durum da onları tehlikelere karşı çok daha kırılgan yapar. Bilinen 300 bin bitki türünün sadece 12 bin 914’ünü inceleyen IUCN, incelediği türlerin yüzde 68’inin tehlike altında olduğu sonucuna erişti.
Sürüngenler
Dünya üzerinde bulunan sürüngenlerin yüzde 21’i neslinin tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır. Adalarda yaşayan sürüngenler ise yaşam alanları geçemeyecekleri bir engel olan sularla kaplı olduğu için daha büyük tükenme tehlikesi altındadır; fakat şimdilerde, insan faaliyetleri adalarda yaşamayan sürüngenlerde de aynı etkiyi yaşatmaktadır. Yol inşaları ve ormansızlaştırma sebebiyle sürüngen türleri, yaşam alanlarında sıkışıp kalmakta ve yok olma stresi yaşamaktadır.
Kaynak: Nature World News