Ursula K. Le Guin’in başyapıtı Mülksüzler 1974 yılında yazılmış olan bilim kurgu temelli anarşist bir ütopyadır denilebilir. Bu eser ütopya olarak nitelense de okuyanlarınız hak verecektir ki öyle hayallerimizdeki anarşizmi anlattığı falan yoktur. Ve hatta Urras’ın kokuşmuş gerçekliği –kapitalizmin karanlık yüzü- Anarres’in çelişkileri kadar bile işlenememiştir. Belki de Ursula bizlere anarşizmin kat etmesi gereken yolları gösterirken bir ütopyanın yolunu açmıştır, kim bilir.
Ursula’nın ütopya içindeki distopyası Urras gezegenidir. Bu gezegen kapitalizmin hüküm sürdüğü, kokuşmuş efendilerin fakir halkın sırtından geçindiği, her şeyin kâr marjlı düşünüldüğü bildiğiniz günümüz dünyasıdır aslında. Bu çarpık düzene Odo önderliğinde başkaldıran anarşistler olmuşsa da düzeni yıkamamışlar ve Anarres isimli yüzde 99’u çöl olan bir gezegene sürülmüşlerdir. İşte bizim hikâyemiz de buraya sürülen bir avuç Odocu’nun kurduğu anarşist ütopyada başlar.
Kitaba adını veren mülksüzler, Anarreslilerdir. Çünkü hiçbir şeye sahip değillerdir. Ne bir mülk, ne bir toprak. Çocukları dahi kendilerinin değildir. Herkesin her şeyi paylaştığı, çalışmanın zorunsuz olduğu ve fakat çalışmamanın da ayıplandığı bir yerdir burası.
Odo’dan kuşaklar sonra Shevek isimli bir bilim insanının hikâyesi üzerinden bu ütopyanın işleyişini çözeriz. İnsan ilişkilerinden sendikal faaliyetlere, yaşam düzenlerinden düzensizlikteki düzene kadar bir bir işlenir ütopya.
Kurak, sıcak, tatsız ama gerçekliği içinde ve özgürlük üzerinden anlatılır Odocu anarşizm. Ursula Odoculuk için Tao’cu biçimiyle Shelley ve Kropotkin’in, Goldman ve Goodman’in geliştirdiği anarşizm olarak tanımlar.
Shevek ve Urras eksenin de bu sefer ana gezegenleri olan Urras’ı anlatır Ursula bizlere. Anlattığı Shevek’in görebildiği kadarsa da zamanla arka yüzü de görünür kapitalizmin. Ve umutsuz insanların dünyasına aralanır kapımız. Ölünce Anarres’te uyanmayı dilediğini öğreniriz Urras’ın ezilen halkının. Anarres bir rüyadır onlar için. Ve hikâye iki dünya arasında akıp gitmeye devam eder. Daha fazla detay vermeden sizlere Mülksüzler’den iki alıntı ile veda edeyim:
“Bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız yasalar koyun.”
“Oiie: İnsanları düzen için de tutan ne? Neden birbirlerini soyup öldürmüyorlar? Shevek: Hiç kimse çalınacak bir şeye sahip değil. Eğer bir şeyi istersen gidip depodan alabilirsin. Şiddete gelince, bilemiyorum. Oiie, durup dururken beni öldürür müydün? Eğer öldürmek isteseydin, buna karşı çıkarılan bir yasa seni engeller miydi? Zorlama, düzeni sağlamanın en etkisiz yoludur.”