Artemis, Marslı’nın yazarı Andy Weir’in 2017’de çıkan, yine Marslı kadar ses getiren bilim-kurgu kitabı. Geçtiğimiz aylarda ise Emre Aygün’ün çevirisi ile İthaki Yayınları tarafından Türkçeye çevrilip okuyucular ile buluşturuldu. Booklist, Guardian, Publishers Weekly… vs. gibi birçok mecrada 2017’nin en iyi bilim-kurgu romanı olarak gösterildi. Türkiye’de de Marslı’dan sonra ses getiren yazarın bu kitabı da dikkatleri üzerine çekti.
Artemis, raflarda yerini aldığından beri okuyucular tarafından Marslı ile karşılaştırılmaktan kurtulmadı diyebiliriz. Dikkat çekmesi açısından olumlu tarafları da içeren bu karşılaştırma, Marslı’nın çok büyük bir etki yaratmasının azizliğine de uğradı.
Bu kitaptaki olaylar Ay’da geçiyor. Kenyalı bir girişimcinin pek çok kişiyi bir araya getirmesinin sonucunda Ay’da Artemis adında bir şehir kuruluyor. İlk başlarda uzay şirketlerinin de etkisiyle Artemis, birçok bilimsel çalışmaya ev sahipliği yapıyor. Bu süreç içerisinde şehirde yaşayan insanların sayısının artması, çok pahalı olsa da turizm bakımından Dünyalılar’ın ilgisini çekmesiyle ekonomisi büyüyor. Kitabın kahramanı Jazz adındaki genç kadın da Artemis’te yaşayan, aslen Suudi Arabistan vatandaşı bir adamın kızı olarak karşımıza çıkıyor. Baba ve kız Ay’da bir düzen kurmuş olsa da Jazz çocukluğundan beri Ay’da yaşadığı için babası ile uyum sıkıntısı yaşıyor ve bazı sorunlarla karşılaşıyorlar. Jazz’ın babası Müslüman gelenekleriyle yaşayan, işine sıkı sıkıya bağlı, dürüst bir vatandaş. Jazz, bir süre babasıyla birlikte yaşayıp onunla çalışıyor. Hayatının bu kısmında babasından aldığı iş disiplinini daha sonra ayrı yaşayacak olsa da kendisine kılavuz ediniyor. Genç kadın, Artemis’teki diğer vatandaşlardan biraz farklı. Çok yetenekli ve zeki olmasına rağmen potansiyelini ortaya çıkarabileceği işler yerine, bu özelliklerine gerek kalmayan işler tercih ediyor.
Artemis, tıpkı Dünya gibi ekonomik gelirin en üst seviyesini ve en alt seviyesini aynı anda barındırabilen bir yapıya sahip. Jazz da bu ekonomik dengesizlikten alt seviyelerde kalarak nasibini alıyor. Ekonomik sıkıntılar yaşayan, zamanla da borçlarının artmasıyla zor duruma düşmeye başlıyor.
Kitabın kapağında da değinildiği gibi ”Ay’da büyüdüysen, karanlık tarafının olması kaçınılmaz.” ayrıntısı ise tam bu noktada açıklanması gerekiyor. Çünkü Jazz daha normal işlerle uğraşıyor olsa da ufak tefek kaçakçılık işleriyle de ilgilenmesi önemli bir özelliği.
Jazz, bu gibi sıkıntılı durumlar yüzünden daha iyi, konforlu ve rahat bir yaşamın hayalini kuruyor ve fırsatları değerlendirmeye çalışıyor. Bu sırada, bir iş adamı Artemis’teki alüminyum ve oksijen tesisinin denetimini ele geçirmek için Jazz’dan yardım ister ve çok yüklü bir para teklif eder. Bu iş ilk ortaya çıktığı zaman ne kadar tehlikeli dursa da daha sonra yaşanan olaylar git gide daha fazla tehlikeli olmaya başlayacaktır.
Bu olaylar yaşanırken Jazz’ın nasıl yollar seçtiği, zekasını ve teknoloji bilgisini nasıl kullandığını ve başta babası olmak üzere çevresi ile ilişkilerinin nasıl bir gelişim gösterdiğini okuyacaksınız.
Andy Weir, olay örgüsüne geçmeden önce Artemis kentini en ince ayrıntılarıyla tasvir ediyor ve hayali bir yaşamda geçen hikayelerin soğukluğundan hikayeyi kurtarıyor. Kentteki yaşam, insan ilişkileri, ekonomik yapı karışık özellikler barındırsa da iyice açıklığa kavuşturularak okuyucunun olayları daha iyi anlayabilmesi başarılmış. Bahsettiğim ayrıntılar içerisinde günlük yaşam, cezai yaptırımlar, yönetim şekli gibi unsurlar da mevcut.
Artemis’in bir teknoloji ve bilim kenti olmasından ve yaşayan kişilerin bu bilgilerle donatılmasından ötürü olacak bilimsel kısımlara biraz fazla yer verilmiş gibi duruyor. Kenti ve hayatı anlamamız açısından yararlı olsa da kimi zaman olayların akışındaki heyecanı tutukluğa uğrattığı söylenebilir. Jazz’ın Dünya’dan bir arkadaşı ile mektuplarına yer verilmesi ayrıca bir güzellik katmış. Bu sayede, ufak bir karşılaştırma ve uzaktan bir göz ile Artemis’in nasıl gözüktüğünü anlıyor ve karakterin iç dünyasını daha yakından tanıyabiliyoruz.
Yazar kitabında hızlı bir giriş yapıp heyecanlı ve sürükleyici olaylara geçmeden önce sakin bir anlatım benimsemiş. Bu özelliği ile de okuyucuya verdiği keyfi dengede tutuyor.
Ayrıca bilim ve teknoloji açısından dolu dolu bir anlatıma sahip olsa da birçok özelliği bünyesinde barındıran bir kitap. Ekonomik yapının büyümesiyle ne amaç taşıyor olursa olsun, o hayata para babalarının, dev şirketlerin göz koyduğunu görüyoruz. Bununla birlikte toplumsal hayatın nasıl şekillendiğinin, bireylerin hangi şartları nasıl değerlendirdiğinin de kitaba çok güzel işlendiğini söyleyebiliriz.
Weir, bu kitabında alışılmış kalıpların çok dışında ve çok güçlü bir kadın karakter yaratmış. Bu bakımdan bile benzerlerinin önüne geçeceği bir yanı var.
Artemis, Ay’da geçen bir kahramanlık hikayesi değil, zekasını ve yeteneğini daha konforlu bir hayat için tehlikeli yollarda kullanan bir kadının hikayesi…