Ana SayfaEkolojiDoğaAnkara’nın ilk, Türkiye’nin ikinci Botanik Parkı imara mı açılıyor?

Ankara’nın ilk, Türkiye’nin ikinci Botanik Parkı imara mı açılıyor?

-

Prof. Dr. Yüksel Öztan’ın Ankaralılara mirası, 3. derece doğal sit alanı olan Ankara’nın ilk botanik parkı bakanlığın onay vermemesine rağmen ticarete açılıyor. Proje için müellif onayı alınmadı, mimarlar konunun dışına itildi. Bakanlık projede aykırılıklar buldu, belediye aykırılıklar giderilmezse işlem yapacağını bildirdi. Türkiye Biyologlar Derneği ise onaysız eko kafeyi Ağustos sonunda açmayı planlıyor.

Özel Haber: Gamzegül Kızılcık

65 bin metrekarelik büyük bir alanda yer alan Botanik Park, içinde yüzlerce ağaç, odunsu bitki ve çok çeşitli çiçeğin yanı sıra bir de sera barındırıyor. TBMM bahçesini de yapan Türkiye’nin öncü biliminsanlarından Prof. Dr. Yüksel Öztan’ın tasarımıyla 70’li yıllarda hayata geçen Botanik Park Ankara’nın hem doğal hem tarihi anlamda önemli bir değeri. Park içinde bulunan sera uzun yıllar atıl bir şekilde bekledi. Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ise 2022 Eylül’de açık ihale yoluyla alanı kiraya vereceğini ve tadil ettireceğini duyurdu. İhaleyi[1] Türkiye Biyologlar Derneği aldı ve bir proje hazırladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı koruma kurulu projede yer alan eko kafeyi onaylamadı, sera yeri sera olarak kullanılsın dedi. Ancak inşaat ve hazırlıklar devam etti. Bakanlığa bağlı kurul alanda yaptığı denetimler sonucu aykırılıklar buldu. Ankara Büyükşehir Belediyesi Emlak İstimlak Dairesi eğer aykırılıklar giderilmezse işlem yapacaklarını kiracıya bildirdi. Kiracı dernek yetkilileri ise herhangi bir aykırılık olmadığını belirtiyor, bazı dernek yetkilileri ise soru sormaya devam edince hakaret ediyor. Bazen görünen köy kılavuz istemiyor, yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor ve aslında minareyi çalan kılıfını da hazırlıyor.

Parkın sorumlusu Ankara Büyükşehir Belediyesi, ihaleyi alan dernek, ilgili bakanlık ve konunun uzmanı olan biliminsanları ile Botanik Park’ta olanların detaylarını konuştuk.

Botanik Park’ın doğasını ranta açan ihale

Botanik Park içindeki sera yerinin tadilatı; Eylül 2022’de Emlak İstimlak Daire Başkanlığı’nın Şehrin Muhtelif Yerlerinde Yer Alan İş Yerlerinin Kiralanması İşi başlığı altında açık ihaleye çıktı. Botanik Park’ın içinde bir işyeri yok esasında ama nedense belediye sera tadilatını bu başlıkla ihaleye çıkardı. Sonuçta ihaleye yalnız bir adet teklif geldi: Türkiye Biyologlar Derneği İktisadi İşletmesi ihaleyi aldı. KDV dahil yıllık 667 Bin Lira kira bedeli biçilen alanın kira sözleşmesi 3 yıllık. Sözleşmede; kiralanan alanın mevcut hali ile kullanılması ve mevcut hali olan sera yapısının korunması, sera tadilatı için planlanan 3 Milyon Lira’lık bedelin kiracı tarafından karşılanacağı, kiralanan alanın herhangi birine devredilemeyeceği, kiralayan kişinin kendine herhangi birini ortak alamayacağı, kiralanan alanı kendi hariç herhangi birine işlettiremeyeceği belirtiliyor. Peki o halde botanik parkı içindeki bu ticari alanı kim işletecek?

Alanın yalnızca kendi amacında yani sera yeri olarak kullanılması sözleşmenin kesin kurallarından biri ancak bir sonraki maddede şöyle söyleniyor: Sera yerinin yan tarafındaki 25 metrekarelik alana kiracı tarafından hareketli yapı yerleştirilerek çay ve meşrubat satışı yapılabilecektir. Hareketli yapının önünde bulunan 50 metrekarelik açık alan da kiracı tarafından kullanılabilecektir. Peki, bu madde ne için var? Parkın en çok korunması gereken özelliklerinden biri olan sessizliği ve sükuneti[2] ile parkın doğal ortamı 50 metrekarelik boş alanda yapılacak etkinlikler ve ticari faaliyetler esnasında nasıl korunacak? Projede onaylanmayan eko kafenin sözleşmenin alt maddelerine hareketli araçla meşrubat satışı olarak eklenmiş olması neyi değiştirir?

İhaleci diye meslek, tek kişilik anonim şirketi olur mu?

İhale Eylül 2022’de yapılıyor, ihaleyi alan şirket, Botanik Sera Gıda İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketi ismi ile ihaleden 1 ay sonra Ekim 2022’de açılıyor. İlgi çekicidir ki söz konusu şirket tek kişilik bir anonim şirket; kurucusu da, yönetim kurulu başkanı da Aziz Karadağ. Anonim şirketler en az 5 kişi ile kurulabiliyorken 2012’de yürürlüğe giren yasaya göre tek kişilik de anonim şirketi kurmak mümkün. 

İhale videosunda dernek başkanı dışında bir kişi daha var. İlgililerin ihaleci diye tanımladığı kişi kira sözleşmesinde dernek vekili olarak adı geçen Levent Aydın. Kendisinin tebligat adresi ile mesleğine ilişkin bilgilere ise ulaşamadık.

“O zaman sen bu haberi yayınla ben de sana dava açayım”

Bu duruma istinaden Aydın’a ulaştım ve kendisinden neden ihaleci diye bahsedildiğini, Botanik Parkta yapılan çalışmada ve seranın işletilmesinde ne gibi bir rol üstlendiğini sordum, beni pazar günü çaya davet etti. Davetini kabul ettim ancak bazı soruların cevabını haberimde yer vermek üzere rica ettiğimi söylediğimde ise sıralı şekilde şu ifadeleri kullandı: “Biz oraya tarım okulu açıyoruz. Ben sponsordan 7 milyon para buldum sen kim oluyorsun lan? O zaman sen o haberi yayınla ben de sana dava açayım. Terbiyesize bak!” Tehdit ve hakaretler nedeniyle telefonu kapattım.

Türkiye Biyologlar Derneği’nin Ankara Temsilcisi olduğu bilgisine ulaştığımız Aydın’ın, bir sivil toplum örgütünün temsilcisi olarak tanınmasından daha çok ilişkili olduğu ticari işler ve ihaleler ile anılmasını ayrıca değerlendireceğiz.

İhsan Soytemiz: “Birileri ortalığı karıştırıyor”

Aylık 55 bin kira (ilk yıl için, sonraki yıl TÜFE oranında artış olacak) ve 3 milyonu aşkın tadilat masrafı nasıl karşılanacak? Ankara’nın ilk botanik parkının serası atıl kalmasın diye mi bu kadar masraf yapılacak, yani bu bir kamu hizmeti mi? Çay ve meşrubat satarak 55 bin aylık kira ödenecek bir alanda kaç kişinin bulunup kaç içecek satın alması gerekiyor? Sadece hareketli bir yapı ile yapılacak satış sonucunda parka günlük yaklaşık kaç kişinin girmesi planlanıyor veya umuluyor? Bu soruları alanı kiralayan Türkiye Biyologlar Derneği Başkanı İhsan Soytemiz’e sordum.

Soytemiz, alanı dernek olarak atıllığından kurtarmak, yeniden hizmete açmak istediklerini, bu alanda elbette sadece çayla meşrubatla kazanç planlamadıklarını, aynı zamanda çeşitli atölyeler, dersler ile de kazanç sağlayacaklarını belirtti. Zehirsiz Sofralar Platformu çatısında toplanan pek çok STK’nın bu alanda yapılacak çalışmalara katılacağını belirten Soytemiz toprak, bitki yetiştirme ve konferanslar yapılacağını da ekledi. “Ayrıca birileri bu konudan rahatsız ve ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar halbuki burayı kim neden bu kadar para ile alsın ki ancak bir STK yapabilirdi o da biziz” diyen Soytemiz ayrıca kira sözleşmesinde belirtilen tadilat bedelinin çok üzerinde masraf yaptıklarını şu an harcamalarının 5 milyonu geçtiğini de aktardı. Parkın açılışını Ağustos sonunda yapmayı planladıklarını belirten Soytemiz ABB’nin gelip elektrik, su ve doğalgaz bağlamasını beklediklerinin ve hatta belediyenin bu hizmeti vermekte de biraz geç kaldığının altını çizdi. Soytemiz, haberimde kullanmam için gönderdiği metinde şu ifadelere yer verdi: “Ekolojik eğitimler, uygulama atölyeleri, toprak ve böcek okulları, kültür ve bilim etkinlikleri, bilim kafe ve eko-kafe hizmetleriyle Botanik Park ve Botanik Sera önümüzdeki Eylül ayı itibariyle Ankaralıların yeni gözde mekanlarından biri olmaya aday.”

Dernek Başkanı İhsan Soytemiz, serada ara kat yapılmış olmasına dair de seranın girişinin yine sera olarak kullanılacağını ancak üst katının kütüphane olacağını söyledi. Peki, özel bir sistemle ısıtılacak olan, içinde yaz kış yaşayacak bitkiler olan serada hem bitkiler hem kitaplar aynı anda nasıl güvende olacak? Seranın işlevi yalnız sera olmalı iken ek adımlar atılmasının sebebi nedir?

Öte yandan imara açık olmayan bir bölgeye elektrik, su ve doğalgaz bağlanacak. Eğer bağlanıyorsa o halde Botanik Park imara mı açılıyor diye düşündüm ve ABB Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Koordinatörü Volkan Memduh Gültekin‘e danıştım: “Botanik parkın imara açılması için koruma kararının kaldırılması gerekiyor. Nasıl kurul kararı olan yerlerde (örneğin Ankara Kalesi) bu hizmetler sağlanabilirse burada da sağlanabilir. Koruma olan yerlerde kurulun onayıyla bağlanabiliyor ve bu imara açıldığı anlamına gelmiyor” dedi. Haberimde ulaştığım bilgi ve belgelerin büyük bir kısmını bana belgelerle anlatan, haberimde yanlış bilgi olmaması için yardım istediğim belediyeyle alakalı her konuda bana elinden gelen desteği sunan Gültekin, bu haberin tarafları arasında en nazik ve etik insandı. Kendisine destekleri için teşekkür ediyorum.

Projenin orijinal hali korunamadı, müellifinden onay alınmadı

Mimari yapıların projelerinde yapılacak değişiklikler için proje sahibi mimarın onayı gerekiyor. Kişi artık hayatta değil ise varisi proje müellifi oluyor. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre[3]Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz.” Projenin mimarı Prof. Dr. Yüksel Öztan ne yazık ki 2010 yılında aramızdan ayrıldı. Öztan’ın oğlu Ömer Öztan müellifliği devraldı ancak Prof. Dr. Halim Perçin “Kararları ortak alıyoruz Ömer Öztan ile bu konuda ortak hareket ediyoruz” dedi. Botanik Park hayata geçirilirken Prof. Dr. Öztan’ın asistanı olan Perçin, projede yapılacak değişiklikler için bir onayları ve rızaları olmadığını belirtti. Öte yandan Ömer Öztan’a defalarca konu hakkında onayı olup olmadığının sorulduğunu, onay vermediğini buna rağmen istediklerini yaptıklarını bu yüzden de Öztan’ın sitemli olduğunu ekledi.

ABB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Proje ve Yapım İşleri Müdürü Alparslan Zorlu ise proje müellifinden onay alma gereği bulunmadığını çünkü mevcut müellifin mimar değil mühendis olduğunu ve mesleki disiplin farkı olması sebebiyle onaya ihtiyaç duyulmadığını belirtti. Daha önceden neden onay istendiğini sorduğumda ise “Ayıp olmasın diye etik olarak sorduk” dedi.

Öte yandan 2014 yılında, proje müellifleri yani Prof. Dr. Yüksel Öztan’ın ailesi ABB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığına hitaben bir dilekçe yazdı. Bu dilekçede müellifler, projede yapılacak değişiklikler, bitki serası olarak yapılan yapıda ticari faaliyet yapılmasına asla onay ve rızaları olmadığını belirtti.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi belediyenin iletişimsizliğinden rahatsız

Mimarlar Odası konu hakkında ABB ile defalarca iletişime geçmeye çalıştıklarını ancak belediyenin başvurularına cevap vermediğini söyledi. MO Ankara Şubesi’nin, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında belediyeden öğrenmek istedikleri özetle:

  • Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonun 26.10.2020 gün ve 176 sayılı kararındaseracılık ve kafeterya hizmetlerinin aynı mekan içinde yapılması uygun olmayacağından projedeki ekokafe olarak nitelendirilen kısmın iptal edilmesişeklinde vermiş olduğu karara istinaden proje üzerinde de SERA yapısının devamının yapılması şeklinde vermiş görüş ve imzaları olmasına rağmen, şu ana park alanı içerisinde devam eden çalışmaların o bölümünde kafeteryaya hizmet verecek bir inşaat niteliğinde olduğu konusunda izlenimler elde edilen hali ile inşaat çalışmalarının hummalı bir şekilde devam etmesi.
  • Proje Müellifi varislerinin onayı olmadığı halde projenin onaylanmış ve bunun bir suç olması.
  • Söz konusu alan Biyologlar Derneği Botanik Sera A.Ş. isimli bir ticari yapılanmanın sorumluluğunda. Kamusal bir alan olan ve koruma statüsü ile başkent Ankara’nın en güzide açık-yeşil alan sistemlerinden biri olan Botanik Parkında yer alan bu tabela ve böylesi bir ticari yapılanmanın ne olduğu, hangi vasıfla bu tabelayı kamu alanına yerleştirdiği anlaşılamamıştır. Bu konunun açıklığa kavuşturulması ve kamuoyu bilgilendirilmesi yapılması.

Ahmet Demirtaş: Belediyenin görevi ihale ve kiralama değildir

Orman mühendisi Ahmet Demirtaş ise parkın doğasına aykırı davranışları onaylamadığını ve belediyenin bu alanda bir tadilat gerekliyse kendi yapması gerektiğini belirtti. Demirtaş eleştirilerine şöyle devam etti: “Belediyenin görevi kamusal alanları yönetmek; park, bahçe ve bulvarları insanların kullanımına hazır hale getirmektir, ihaleye verip kiralamak değil. Özelleştirmeci yaklaşımların sonucu o bölgelerin tahribatı ve yok oluşudur. Yani, Ankara’ya ait bir kamu varlığı olan 50 küsur yıllık botanik park özelleştiriliyor. Oysa belediye burayı halkın daha çok yararlanabileceği hale getirmeli, ağaçları korumalı, sulamalı ve sağlığını takip etmelidir.”

ABB Proje ve Yapım İşleri Müdürü Zorlu parkın envanterinin bulunmadığını ancak çalışmalarının devam ettiğini ve bir ay içinde tamamlanacağını kaydetti. Bu konuda Demirtaş, “belediyede mutlaka envanter vardır” dedi ve ABB Yayınevinden çıkan Ankara Park ve Bahçeleri Egzotik Ağaç ve Çalıları başlıklı kitapta 52 tür olduğunu söyledi. Demirtaş’la Botanik’te dolaştık ve 92 çeşit odunsu tür ile karşılaştık.

Ankara’nın ilk Türkiye’nin 2. Botanik Parkı

Ankara’da 1970 yılında yapılan Botanik Park herhangi bir sıralamaya girememiş olsa da Ankara’nın ilk Türkiye’nin de ikinci Botanik Parkı. Parkın tasarımı 1970 yılında Prof. Dr. Yüksel Öztan tarafından yapılıyor. Prof. Dr. Öztan, peyzaj mimarlığı alanında Türkiye’nin en yetkin biliminsanlarından biri. O dönemde söz konusu alan, Ankara Belediyesi’nin[4] elinde bulunan en büyük boş arazi. Öztan, Çankaya Botanik Parkı için bu alanı seçme sebeplerini Ankara-Çankaya Vadisi’nin Botanik Bahçesi Olarak Kullanış İmkanı ve Planlama Prensiplerinin Tesbiti Üzerine Bir Araştırma başlığıyla, 1972’de Ankara Üniversitesi Basımevinden çıkan çalışmasında “vadinin mikroklimatik özelliklere sahip olması, şehir içindeki yeri, çevre bağlantıları ve Ankara Belediyesi’nin elindeki en büyük boş arazi olması” şeklinde açıklıyor.

Botanik Parkı’nın tasarımcısı Prof.Dr. Yüksel Öztan’dan parkın planı önünde bir hatıra fotoğrafı, 1972… Kaynak

“Botanik bahçesinde sakin bir bilimsel atmosfer ana karakter olmalıdır.”

Prof. Dr. Öztan çalışmasında, “Ülkemizde İstanbul Üniversitesi Botanik Enstitüsüne bağlı küçük ölçekli bir örnekten başkasını göstermek maalesef mümkün değildir.” diyor. Türkiye’nin ilk Botanik Bahçesi 1935’te kurulan İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’dir. Başka örnek olmadığından Türkiye’nin 2. Botanik Parkı da 1970 yılında Prof. Dr. Yüksel Öztan tasarımında, Adana Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarisi Kürsüsü ile Ankara Belediyesi Bahçeler ve Parklar Müdürlüğü’nün işbirliğinde yapılan Çankaya Botanik Parkı’dır. Ne üzücü ki Çankaya’da bulunan botanik park hakkında bu bilgilere kolayca ulaşmak mümkün değil. Ne belediyenin sitesi ne bir haber, ne de bir google bilgisi… Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı konuyla ilgilenmiyor. Konunun uzmanları mimarlar ve peyzaj mimarları konuya dahil edilmiyor… Hatta Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bünyesinde bir Milli Botanik Bahçesi Müdürlüğü var fakat bu müdürlük sadece yapımı devam eden Ankara’nın ilk Milli Botanik Parkı ile ilgileniyor. Hala yapılan bir alanın ilk oluşu 2011’den beri, her haber sitesinde bir zaman gündem olmuş. 1970 yılından beri ülkenin başkentinde, cumhuriyetin göbeğinde yer alan bir botanik park hakkında bilgiye ulaşmak içinse mücadele vermek gerekiyor.


[1] https://ankara.com.tr/izle/emlak-istimlak-dairesi-baskanligi-sehrin-muhtelif-yerlerinde-yer-alan-is-yerlerinin-kiralanmasi-isi-5846
[2] Öztan kitabında şöyle diyor: “Botanik bahçesinde sakin bir bilimsel atmosfer ana karakter olmalıdır.”
[3] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.3.5846.pdf
[4] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5216.pdf

SON YAZILAR

İZBAN’daki boş koltuk

Ege’nin medeniyetler beşiğinde büyüttüğü bir kenttir İzmir. Çarpık kentleşme yıllarıyla, eş, dost, tanıdık, ahbap, yandaş, kayırıla kayırıla bir tuhaf kentleşmiştir. Büyümüştür büyümesine ama körfez kenarına dizilmiş...

Akyaka sen ne güzel şeysin

Çok, çok uzun zamandır Akyaka ve Nail Çakırhan’la ilgili bir yazı yazmak istiyordum. Geçenlerde Akyaka’yı yeniden görünce nicedir bekleyen bu yazının da vaktinin geldiği anladım. Akyaka Akyaka,...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Bir depremin anatomisi: 1755 Lizbon Depremi

1 Kasım 1755 günü saat 9.40'ta, Avrupa’nın en büyük dördüncü kenti Lizbon’un neredeysetüm yerleşim alanlarını kullanılmaz hale getiren, Richter ölçeğine göre 8.5-9 şiddetinde bir deprem...
Gamzegül Kızılcık
Gamzegül Kızılcık
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Kadın hakları mücadelesi, çocuk hakları ve LGBTİ hakları konularına ilgili. Doğal hayatın korunması konusuna meyledişi ve Gaia Dergi ile yollarının kesişimi sonucunda da; direnişçi bir kadın, gazeteci.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol