Ana Sayfaİnsan ve ToplumYeşil FelsefeBahar geldi: Aylardan Mayıs, günlerden Hıdırellez; gününüz hep güneşli, talihiniz hep bol...

Bahar geldi: Aylardan Mayıs, günlerden Hıdırellez; gününüz hep güneşli, talihiniz hep bol olsun

-

Zaman akıp gider… İnsan bu hayattan geçerken nice mevsimleri ve nice baharları da beraberinde yaşar. Belki farkındadır, belki de bilincinde değildir ama kaç kez kim bilir bir ağacın çiçek açışına şahitlik etmiştir, kaç kez yeşeren tabiatın şenlenmesine tanık olmuştur. Zaman ve hayat hızla geçerken içerisine nice mutluluk, nice hüzün ve nice beklenti sığdırmışızdır. Her ne olursa olsun hayallerimizi ise hep başka baharlara taşımasını bildik. Çünkü bahar bizi sevindirendir, umuttur bir nevi. Bahar, bizler için yepyeni heyecanlar, yepyeni beklentiler demektir.

Baharın gelişiyle bahçeler yeşillenir, tabiat canlanır sanki şarkı söylemeye başlar. Kuşlar ve tüm yaratılmışlar buna eşlik eder. Kıştan çıkan tabiat, bahar ile yeniden sanki taze bir ruh kazanır. İşte bu nedenle baharın gelişine kayıtsız kalmak imkânsızdır. Toplumumuzda ve binlerce yıl öncesinde bile baharın gelişi çeşitli ritüeller ile kutlanmaktadır. Onlardan biri de bugün olan, Hıdırellez. İslam’da Hıdırellez, İslam öncesi Şaman Türk inanışlarında Bahar Bayramı, Rum Ortodokslar’da Aya Yorgi Günü, Katolikler’de Aziz George Günü olarak anılır ve hatta milattan önceki tarihlerde, Sümerlerde bile kendisini gösteren kutsal ve değerli bir gün olarak karşımıza çıkar.

İsim olarak Hızır ve İlyas’ın buluştuğuna inanılan gündür. Hızır, Kuran-ı Kerim’de; “Kullarımızdan bir kula katımızdan rahmet vermiş ve yine O’na tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.” olarak bahsedilen, Hz. Musa’nın yol arkadaşı ve bir nevi mürşididir. Hızır, hepimizin bildiği gibi zor anlarda aniden ortaya çıkan, herkese yardım eden mistik bir kişiliktir. Yemyeşil giyinir ve bastığı yerler de yeşile bürünür. Hızır, peşinden baharı da sürükler getirir gittiği yerlere. İlyas ise semavi dinlerin tümü tarafından varlığı kabul edilen, Hz. Musa sonrası dönemde İsrail Krallığı’na gelen peygamberlerden biridir. Tevrat’ta bahsedildiği üzere İlyas da Hızır benzeri özellikler taşımaktadır. Özellikle Tevrat’ta İlyas’ın kuraklık dönemlerinde bereket getirici yağmurlar yağdırması, ekinlerin artması gibi doğayı canlandıran olaylara vesile olduğu bilinmektedir. İşte Hızır ve İlyas; bu iki kudretli ve mistik kişinin buluşması bugünkü Hıdırellez inancını doğurmuştur. Tabi bu inanış, İslam öncesi Türk paganizminde de mevcuttur. Hızır bir nevi bizim ruhumuzun içinde bulunan güçtür. Henüz ortaya çıkmamış ve farkına pek varılmamış olan güç, İlyas ise nûr’dur, aydınlıktır. Gücün ve ışığın birleşmesidir Hıdırellez.

Gök bilimi açısından da Hıdırellez’in anlamı çok eski tarihlere kadar uzanır. Zira Ülker Takım Yıldızı’nın görünmeye başladığı tarihtir Hıdırellez. Başta Sümerlerin olmak üzere Türklerin, Yahudilerin ve daha nice medeniyetin en eski ve kadim kozmolojik figürü olan altı köşeli yıldız Heksagram (Davud Yıldızı) işte bu Ülker Yıldızı’nın işaretidir. Homeros’tan Hayyam’a kadar tarihte pek çok büyük şahsiyet, Arapların Cahiliye döneminden İran’a, Antik Yunan’dan İsrâiliyat’a kadar bu geniş coğrafya Ülker’den “Yedi Kız Kardeş” olarak bahseder. İşte Hıdırellez bir yandan da; Mehmet Akif’in “Yedi Kandilli Süreyya” dediği ile Yunan mitolojisinde Pleiades “Yedi Kız Kardeş” olarak da bilinen yedi yıldızlı küme olan Ülker’in gökyüzünde kendisine yer bulmasının da kutlanışıdır ayrıca. Orta Asya kültürlerinde Ülker’i şekil olarak uzun saçlı bir Türk Alp’ine benzetirlerdi ve güzel Venüs (Zühre) ile Alp buluşunca “bahar” geldi derlerdi.

Doğa Ana’ya ve şaman kökenli inanışlara çokça sahip olduğumuz için biz baharın gelişiyle sevinci, ruhsal temizlenmeyi, arınmayı ve yenilenmeyi kutluyoruz aslında. Orta Asya Türkleri baharın gelişiyle arınmaya girer, kendilerini günahlardan, kötü ruhlardan uzak tutarlardı. Bahar, yeni bir kapıdır. Baharın gelişi doğanın uyanışıdır.  Doğa nasıl ki arınıp yeni çiçeklere, yeni yeşilliklere bürünüyorsa, insan da doğa gibi kendi ruhu üzerindeki eski kıyafetleri çıkarır ve doğaya ayak uydurur vaziyette kendini arındırır.

Hıdırellez’de en çok bilinen ritüellerden biri ateş yakıp üzerinden atlamaktır. Bu uygulama, kötü ruhlardan arınma, günahlardan uzaklaşma, bahara yani yeni döneme daha hafif daha temiz olarak girme maksadıyla yapılır. Bunun yanı sıra, gül ağacına çaput bağlamak, dileklerde bulunmak, toplu yemek ziyafetleri, kırlara (Hıdırlık) çıkıp eğlenmek, evlenmek veya ev almak için çeşitli ritüeller yapmak da Hıdırellez gecesi yapılan ve eski Türk inanışlarından devam eden uygulamalardan bazılarıdır.

Ve gelelim Hıdırellez inancının tarihte ilk sahneye çıktığı yere; Sümerlere. Aşk Tanrıçası, Ana Tanrıça İnanna ve eşi Tanrı Tammuz arasında geçen hikâyeye göre; Ana Tanrıça İnanna, Tanrı Tammuz’u cezalandırır ve Tammuz senenin altı ayını yeryüzünde, altı ayını da yeraltında geçirmek zorunda kalır. Tammuz bitki tanrısıdır, doğanın kalbidir. Tammuz da yukarıda bahsettiğimiz üzere tıpkı Hızır gibi, bastığı yerleri yeşertir. Tammuz’un adım attığı yerlerde çiçekler açar, doğa şenlenir. İşte bu altı ay yeraltında kaldıktan sonra yeryüzüne çıkacağı tarih, Hıdırellez günüdür. Bugün, Hıdırellez’de tekrardan Tammuz yeryüzüne çıkar.

Yeryüzüne çıkması ile bahar gelmeye başlar. Doğa hareketlenir, ağaçlar yeşermeye başlar, kuşlar şarkı söylercesine bu durumu kutlamaya başlar. Tammuz yeryüzüne çıktıktan sonra tarihteki ilk resmi evlilik gerçekleşir ve Tanrıça İnanna ile düğünü olur. Hem baharın gelişi hem de Tammuz’un evliliği ile doğa üzerinden o kuruluğu atar. Tabiat şekil değiştirir. Ekinler bereketlenir. İnsanlar yiyecek nimetlerin artışını seyreder. Halk coşku içerisindedir. Bunu bir şenlik gibi kutlamaya başlarlar. Toplanırlar, yemek hazırlarlar, dans ederler. Yeşillikler içerisinde şimdilerde mesire alanlarına çıkıp eğlenilmesi gibi eğlenceler düzenlerler. Çünkü Tammuz yeryüzündedir. İnanna mutludur, Ana Tanrıça eşine kavuştuğu için insanlar da mutludur. Her ikisi de doğayı bereketlendirir.

Mitolojik açıdan biraz daha değerlendirmek gerekirse eğer; İnanna, sembol olarak Zühre yani Venüs yıldızını temsil eder. Zaten Babil’de ismi İştar (Star) adıyla anılırdı. Sembolü ise; altı veya sekiz köşeli yıldız! Ve Asur’da bu yıldız yerini gül sembolüne bırakır. Hıdırellez’de sadece gül ağacına dilekte bulunmak, işte bunun bir ufak örneği sadece. Bir başka örneğine enteresan bir şekilde Âşık Veysel’in bir şiirinde denk geliyoruz. Şöyle yazmıştı;

Mecnun’um Leyla’mı gördüm
Sandım ki Zühre yıldızı
Bilmem hangi burç yıldızı
Ben bu sırra eremedim

Ve son nefes; Zühre, Venüs yıldızının Arapça adı. Sümer Tanrıçası İnanna, yukarıda söylediğimiz üzere Venüs yıldızını simgeliyor. İnanna’ya Mecnun gibi çoban olan Tanrı Tammuz âşık oluyor. Yani bizim Leyla ile Mecnun hikâyelerinin asıl kaynağı!

Daha ileri gidersek Âşık Veysel’e de Onu koyana da ayıp olur. Zira sevgilinin büyülü bakışları bizleri deler de geçer.

Kısaca; hangi dine, hangi inanışa sahip olursanız olun; Hıdırellez tüm inançların ortak değerlerinden biri olmaya devam edecektir. Bahar’ın gelişi hepimizin günü, Hıdırellez beş bin yıldan beridir hepimizin bayramı. Aylardan Mayıs, günlerden Hıdırellez; gününüz hep güneşli talihiniz hep bol olsun. Hızır gününüz kutlu olsun.

\n

Zaman ak\u0131p gider... \u0130nsan bu hayattan ge\u00e7erken nice mevsimleri ve nice baharlar\u0131 da beraberinde ya\u015far. Belki fark\u0131ndad\u0131r, belki de bilincinde de\u011fildir ama ka\u00e7 kez kim bilir bir a\u011fac\u0131n \u00e7i\u00e7ek a\u00e7\u0131\u015f\u0131na \u015fahitlik etmi\u015ftir, ka\u00e7 kez ye\u015feren tabiat\u0131n \u015fenlenmesine tan\u0131k olmu\u015ftur. Zaman ve hayat h\u0131zla ge\u00e7erken i\u00e7erisine nice mutluluk, nice h\u00fcz\u00fcn ve nice beklenti s\u0131\u011fd\u0131rm\u0131\u015f\u0131zd\u0131r. Her ne olursa olsun hayallerimizi ise hep ba\u015fka baharlara ta\u015f\u0131mas\u0131n\u0131 bildik. \u00c7\u00fcnk\u00fc bahar bizi sevindirendir, umuttur bir nevi. Bahar, bizler i\u00e7in yepyeni heyecanlar, yepyeni beklentiler demektir. <\/p>\n\n\n\n

Bahar\u0131n geli\u015fiyle bah\u00e7eler ye\u015fillenir, tabiat canlan\u0131r sanki \u015fark\u0131 s\u00f6ylemeye ba\u015flar. Ku\u015flar ve t\u00fcm yarat\u0131lm\u0131\u015flar buna e\u015flik eder. K\u0131\u015ftan \u00e7\u0131kan tabiat, bahar ile yeniden sanki taze bir ruh kazan\u0131r. \u0130\u015fte bu nedenle bahar\u0131n geli\u015fine kay\u0131ts\u0131z kalmak imk\u00e2ns\u0131zd\u0131r. Toplumumuzda ve binlerce y\u0131l \u00f6ncesinde bile bahar\u0131n geli\u015fi \u00e7e\u015fitli rit\u00fceller ile kutlanmaktad\u0131r. Onlardan biri de bug\u00fcn olan, H\u0131d\u0131rellez. \u0130slam\u2019da H\u0131d\u0131rellez, \u0130slam \u00f6ncesi \u015eaman T\u00fcrk inan\u0131\u015flar\u0131nda Bahar Bayram\u0131, Rum Ortodokslar\u2019da Aya Yorgi G\u00fcn\u00fc, Katolikler\u2019de Aziz George G\u00fcn\u00fc olarak an\u0131l\u0131r ve hatta milattan \u00f6nceki tarihlerde, S\u00fcmerlerde bile kendisini g\u00f6steren kutsal ve de\u011ferli bir g\u00fcn olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kar.<\/p>\n\n\n\n

\u0130sim olarak H\u0131z\u0131r ve \u0130lyas\u2019\u0131n bulu\u015ftu\u011funa inan\u0131lan g\u00fcnd\u00fcr. H\u0131z\u0131r, Kuran-\u0131 Kerim\u2019de; \u201cKullar\u0131m\u0131zdan bir kula kat\u0131m\u0131zdan rahmet vermi\u015f ve yine O\u2019na taraf\u0131m\u0131zdan bir ilim \u00f6\u011fretmi\u015ftik.\u201d olarak bahsedilen, Hz. Musa\u2019n\u0131n yol arkada\u015f\u0131 ve bir nevi m\u00fcr\u015fididir. H\u0131z\u0131r, hepimizin bildi\u011fi gibi zor anlarda aniden ortaya \u00e7\u0131kan, herkese yard\u0131m eden mistik bir ki\u015filiktir. Yemye\u015fil giyinir ve bast\u0131\u011f\u0131 yerler de ye\u015file b\u00fcr\u00fcn\u00fcr. H\u0131z\u0131r, pe\u015finden bahar\u0131 da s\u00fcr\u00fckler getirir gitti\u011fi yerlere. \u0130lyas ise semavi dinlerin t\u00fcm\u00fc taraf\u0131ndan varl\u0131\u011f\u0131 kabul edilen, Hz. Musa sonras\u0131 d\u00f6nemde \u0130srail Krall\u0131\u011f\u0131\u2019na gelen peygamberlerden biridir. Tevrat\u2019ta bahsedildi\u011fi \u00fczere \u0130lyas da H\u0131z\u0131r benzeri \u00f6zellikler ta\u015f\u0131maktad\u0131r. \u00d6zellikle Tevrat\u2019ta \u0130lyas\u2019\u0131n kurakl\u0131k d\u00f6nemlerinde bereket getirici ya\u011fmurlar ya\u011fd\u0131rmas\u0131, ekinlerin artmas\u0131 gibi do\u011fay\u0131 canland\u0131ran olaylara vesile oldu\u011fu bilinmektedir. \u0130\u015fte H\u0131z\u0131r ve \u0130lyas; bu iki kudretli ve mistik ki\u015finin bulu\u015fmas\u0131 bug\u00fcnk\u00fc H\u0131d\u0131rellez inanc\u0131n\u0131 do\u011furmu\u015ftur. Tabi bu inan\u0131\u015f, \u0130slam \u00f6ncesi T\u00fcrk paganizminde de mevcuttur. H\u0131z\u0131r bir nevi bizim ruhumuzun i\u00e7inde bulunan g\u00fc\u00e7t\u00fcr. Hen\u00fcz ortaya \u00e7\u0131kmam\u0131\u015f ve fark\u0131na pek var\u0131lmam\u0131\u015f olan g\u00fc\u00e7, \u0130lyas ise n\u00fbr\u2019dur, ayd\u0131nl\u0131kt\u0131r. G\u00fcc\u00fcn ve \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131n birle\u015fmesidir H\u0131d\u0131rellez.<\/p>\n\n\n\n

G\u00f6k bilimi a\u00e7\u0131s\u0131ndan da H\u0131d\u0131rellez\u2019in anlam\u0131 \u00e7ok eski tarihlere kadar uzan\u0131r. Zira \u00dclker Tak\u0131m Y\u0131ld\u0131z\u0131\u2019n\u0131n g\u00f6r\u00fcnmeye ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 tarihtir H\u0131d\u0131rellez. Ba\u015fta S\u00fcmerlerin olmak \u00fczere T\u00fcrklerin, Yahudilerin ve daha nice medeniyetin en eski ve kadim kozmolojik fig\u00fcr\u00fc olan alt\u0131 k\u00f6\u015feli y\u0131ld\u0131z Heksagram (Davud Y\u0131ld\u0131z\u0131) i\u015fte bu \u00dclker Y\u0131ld\u0131z\u0131\u2019n\u0131n i\u015faretidir. Homeros\u2019tan Hayyam\u2019a kadar tarihte pek \u00e7ok b\u00fcy\u00fck \u015fahsiyet, Araplar\u0131n Cahiliye d\u00f6neminden \u0130ran\u2019a, Antik Yunan\u2019dan \u0130sr\u00e2iliyat\u2019a kadar bu geni\u015f co\u011frafya \u00dclker\u2019den \u201cYedi K\u0131z Karde\u015f\u201d olarak bahseder. \u0130\u015fte H\u0131d\u0131rellez bir yandan da; Mehmet Akif\u2019in \u201cYedi Kandilli S\u00fcreyya\u201d dedi\u011fi ile Yunan mitolojisinde Pleiades \"Yedi K\u0131z Karde\u015f\" olarak da bilinen yedi y\u0131ld\u0131zl\u0131 k\u00fcme olan \u00dclker\u2019in g\u00f6ky\u00fcz\u00fcnde kendisine yer bulmas\u0131n\u0131n da kutlan\u0131\u015f\u0131d\u0131r ayr\u0131ca. Orta Asya k\u00fclt\u00fcrlerinde \u00dclker\u0027i \u015fekil olarak uzun sa\u00e7l\u0131 bir T\u00fcrk Alp\u0027ine benzetirlerdi ve g\u00fczel Ven\u00fcs (Z\u00fchre) ile Alp bulu\u015funca \"bahar\" geldi derlerdi.<\/p>\n\n\n\n

Do\u011fa Ana\u2019ya ve \u015faman k\u00f6kenli inan\u0131\u015flara \u00e7ok\u00e7a sahip oldu\u011fumuz i\u00e7in biz bahar\u0131n geli\u015fiyle sevinci, ruhsal temizlenmeyi, ar\u0131nmay\u0131 ve yenilenmeyi kutluyoruz asl\u0131nda. Orta Asya T\u00fcrkleri bahar\u0131n geli\u015fiyle ar\u0131nmaya girer, kendilerini g\u00fcnahlardan, k\u00f6t\u00fc ruhlardan uzak tutarlard\u0131. Bahar, yeni bir kap\u0131d\u0131r. Bahar\u0131n geli\u015fi do\u011fan\u0131n uyan\u0131\u015f\u0131d\u0131r.  Do\u011fa nas\u0131l ki ar\u0131n\u0131p yeni \u00e7i\u00e7eklere, yeni ye\u015filliklere b\u00fcr\u00fcn\u00fcyorsa, insan da do\u011fa gibi kendi ruhu \u00fczerindeki eski k\u0131yafetleri \u00e7\u0131kar\u0131r ve do\u011faya ayak uydurur vaziyette kendini ar\u0131nd\u0131r\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

H\u0131d\u0131rellez\u2019de en \u00e7ok bilinen rit\u00fcellerden biri ate\u015f yak\u0131p \u00fczerinden atlamakt\u0131r. Bu uygulama, k\u00f6t\u00fc ruhlardan ar\u0131nma, g\u00fcnahlardan uzakla\u015fma, bahara yani yeni d\u00f6neme daha hafif daha temiz olarak girme maksad\u0131yla yap\u0131l\u0131r. Bunun yan\u0131 s\u0131ra, g\u00fcl a\u011fac\u0131na \u00e7aput ba\u011flamak, dileklerde bulunmak, toplu yemek ziyafetleri, k\u0131rlara (H\u0131d\u0131rl\u0131k) \u00e7\u0131k\u0131p e\u011flenmek, evlenmek veya ev almak i\u00e7in \u00e7e\u015fitli rit\u00fceller yapmak da H\u0131d\u0131rellez gecesi yap\u0131lan ve eski T\u00fcrk inan\u0131\u015flar\u0131ndan devam eden uygulamalardan baz\u0131lar\u0131d\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Ve gelelim H\u0131d\u0131rellez inanc\u0131n\u0131n tarihte ilk sahneye \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 yere; S\u00fcmerlere. A\u015fk Tanr\u0131\u00e7as\u0131, Ana Tanr\u0131\u00e7a \u0130nanna ve e\u015fi Tanr\u0131 Tammuz aras\u0131nda ge\u00e7en hik\u00e2yeye g\u00f6re; Ana Tanr\u0131\u00e7a \u0130nanna, Tanr\u0131 Tammuz\u2019u cezaland\u0131r\u0131r ve Tammuz senenin alt\u0131 ay\u0131n\u0131 yery\u00fcz\u00fcnde, alt\u0131 ay\u0131n\u0131 da yeralt\u0131nda ge\u00e7irmek zorunda kal\u0131r. Tammuz bitki tanr\u0131s\u0131d\u0131r, do\u011fan\u0131n kalbidir. Tammuz da yukar\u0131da bahsetti\u011fimiz \u00fczere t\u0131pk\u0131 H\u0131z\u0131r gibi, bast\u0131\u011f\u0131 yerleri ye\u015fertir. Tammuz\u2019un ad\u0131m att\u0131\u011f\u0131 yerlerde \u00e7i\u00e7ekler a\u00e7ar, do\u011fa \u015fenlenir. \u0130\u015fte bu alt\u0131 ay yeralt\u0131nda kald\u0131ktan sonra yery\u00fcz\u00fcne \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131 tarih, H\u0131d\u0131rellez g\u00fcn\u00fcd\u00fcr. Bug\u00fcn, H\u0131d\u0131rellez\u2019de tekrardan Tammuz yery\u00fcz\u00fcne \u00e7\u0131kar.<\/p>\n\n\n\n

Yery\u00fcz\u00fcne \u00e7\u0131kmas\u0131 ile bahar gelmeye ba\u015flar. Do\u011fa hareketlenir, a\u011fa\u00e7lar ye\u015fermeye ba\u015flar, ku\u015flar \u015fark\u0131 s\u00f6ylercesine bu durumu kutlamaya ba\u015flar. Tammuz yery\u00fcz\u00fcne \u00e7\u0131kt\u0131ktan sonra tarihteki ilk resmi evlilik ger\u00e7ekle\u015fir ve Tanr\u0131\u00e7a \u0130nanna ile d\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc olur. Hem bahar\u0131n geli\u015fi hem de Tammuz\u2019un evlili\u011fi ile do\u011fa \u00fczerinden o kurulu\u011fu atar. Tabiat \u015fekil de\u011fi\u015ftirir. Ekinler bereketlenir. \u0130nsanlar yiyecek nimetlerin art\u0131\u015f\u0131n\u0131 seyreder. Halk co\u015fku i\u00e7erisindedir. Bunu bir \u015fenlik gibi kutlamaya ba\u015flarlar. Toplan\u0131rlar, yemek haz\u0131rlarlar, dans ederler. Ye\u015fillikler i\u00e7erisinde \u015fimdilerde mesire alanlar\u0131na \u00e7\u0131k\u0131p e\u011flenilmesi gibi e\u011flenceler d\u00fczenlerler. \u00c7\u00fcnk\u00fc Tammuz yery\u00fcz\u00fcndedir. \u0130nanna mutludur, Ana Tanr\u0131\u00e7a e\u015fine kavu\u015ftu\u011fu i\u00e7in insanlar da mutludur. Her ikisi de do\u011fay\u0131 bereketlendirir.<\/p>\n\n\n\n

Mitolojik a\u00e7\u0131dan biraz daha de\u011ferlendirmek gerekirse e\u011fer; \u0130nanna, sembol olarak Z\u00fchre yani Ven\u00fcs y\u0131ld\u0131z\u0131n\u0131 temsil eder. Zaten Babil\u2019de ismi \u0130\u015ftar (Star) ad\u0131yla an\u0131l\u0131rd\u0131. Sembol\u00fc ise; alt\u0131 veya sekiz k\u00f6\u015feli y\u0131ld\u0131z! Ve Asur\u2019da bu y\u0131ld\u0131z yerini g\u00fcl sembol\u00fcne b\u0131rak\u0131r. H\u0131d\u0131rellez\u2019de sadece g\u00fcl a\u011fac\u0131na dilekte bulunmak, i\u015fte bunun bir ufak \u00f6rne\u011fi sadece. Bir ba\u015fka \u00f6rne\u011fine enteresan bir \u015fekilde \u00c2\u015f\u0131k Veysel\u2019in bir \u015fiirinde denk geliyoruz. \u015e\u00f6yle yazm\u0131\u015ft\u0131;<\/p>\n\n\n\n

Mecnun\u0027um Leyla\u0027m\u0131 g\u00f6rd\u00fcm
Sand\u0131m ki Z\u00fchre y\u0131ld\u0131z\u0131
Bilmem hangi bur\u00e7 y\u0131ld\u0131z\u0131
Ben bu s\u0131rra eremedim<\/em><\/p>\n\n\n\n

Ve son nefes; Z\u00fchre, Ven\u00fcs y\u0131ld\u0131z\u0131n\u0131n Arap\u00e7a ad\u0131. S\u00fcmer Tanr\u0131\u00e7as\u0131 \u0130nanna, yukar\u0131da s\u00f6yledi\u011fimiz \u00fczere Ven\u00fcs y\u0131ld\u0131z\u0131n\u0131 simgeliyor. \u0130nanna\u0027ya Mecnun gibi \u00e7oban olan Tanr\u0131 Tammuz \u00e2\u015f\u0131k oluyor. Yani bizim Leyla ile Mecnun hik\u00e2yelerinin as\u0131l kayna\u011f\u0131!<\/p>\n\n\n\n

Daha ileri gidersek \u00c2\u015f\u0131k Veysel\u0027e de Onu koyana da ay\u0131p olur. Zira sevgilinin b\u00fcy\u00fcl\u00fc bak\u0131\u015flar\u0131 bizleri deler de ge\u00e7er.<\/p>\n\n\n\n

K\u0131saca; hangi dine, hangi inan\u0131\u015fa sahip olursan\u0131z olun; H\u0131d\u0131rellez t\u00fcm inan\u00e7lar\u0131n ortak de\u011ferlerinden biri olmaya devam edecektir. Bahar\u2019\u0131n geli\u015fi hepimizin g\u00fcn\u00fc, H\u0131d\u0131rellez be\u015f bin y\u0131ldan beridir hepimizin bayram\u0131. Aylardan May\u0131s, g\u00fcnlerden H\u0131d\u0131rellez; g\u00fcn\u00fcn\u00fcz hep g\u00fcne\u015fli talihiniz hep bol olsun. H\u0131z\u0131r g\u00fcn\u00fcn\u00fcz kutlu olsun.<\/p>\n\n\n\n

<\/p>\n","post_title":"Bahar geldi: Aylardan May\u0131s, g\u00fcnlerden H\u0131d\u0131rellez; g\u00fcn\u00fcn\u00fcz hep g\u00fcne\u015fli, talihiniz hep bol olsun","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"bahar-geldi-aylardan-mayis-gunlerden-hidirellez-gununuz-hep-gunesli-talihiniz-hep-bol-olsun","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2023-05-05 14:56:07","post_modified_gmt":"2023-05-05 11:56:07","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=119996","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":119996}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "167"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "42"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Çevre dostu mimarinin örneği: Sürdürülebilir yaşam, Casa Cosecha de Lluvia ve yağmur suyu yönetimi

Casa Cosecha de Lluvia, dağların kalbinde sürdürülebilirliğin ve yenilikçiliğin mükemmel bir örneğini sunuyor. Yağmur suyunu arıtan bu etkileyici yapı, çevre dostu tasarımıyla size ilham verecek! Robert...

Yeşil mimarinin geleceği: Tarımsal atıklardan mimarinin zirvesine; mısır koçanları karbon emici duvarlara dönüşüyor

Tarım atıklarının mucizevi dönüşümüne tanık olun: Mısır koçanlarından üretilen karbondioksit emen duvar kaplamalarıyla yeşil mimarinin geleceği şekilleniyor! Sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayan bu yenilikçi projeyi keşfedelim! İnşaat ve...

Sürdürülebilir mimari tasarımın yeni yıldızı: Ahşaptan ayırt edilemeyen pirinç kabuğu yapı malzemesi

ACRE, ahşap alternatifi olarak öne çıkan bir yapı malzemesidir; dayanıklılığı, suya ve çürümeye karşı direnci, estetik dokusu ve sürdürülebilirliği ile dış mekanlarda mükemmel performans sergiler. Alüminyum ve pirinç tozlarının muazzam bir sentezi olan bu malzeme, çitlerden kapılara, pervazlardan teraslara kadar geniş bir yelpazede dış mekan uygulamaları için ideal bir seçenektir. Dünya ormanlarını koruyan bu malzemeyi keşfediyoruz!

Ekoloji ve Kadının Kesişim Noktası: Ekofeminizm

Feminizm, 18. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan ve 1792 yılında Mary Wollstonecraft’ın ''A Vindication of the Rights of Women'' adlı eseriyle akademik alanda yer edinmiştir. Kadın...
Arda Keskinkılıç
Arda Keskinkılıçhttps://www.idefix.com/yazar/Arda%20Keskink%C4%B1l%C4%B1%C3%A7
Arda Keskinkılıç 1986 İzmit doğumlu. Sakarya Üniversitesi Turizm ve İstanbul Gedik Üniversitesi Adli Psikoloji mezunu. Yazın alanında ilk olarak Sarkaç Dergisi’nde yazarlık yapmaya başladı. İki sene kadar bu derginin her sayısında yer aldı. Ardından değerlediği şiirleri “Modern Zamanlarda Mecnun” şiir kitabında topladı. Daha sonra düzyazıya geçti. Radikal Blog, Egoistokur, Kafkaokur gibi internet sayfalarında hem yazılarını yayınladı hem de kitap eleştileri yazdı. Tasavvuf alanında köşe yazarlığı yaptı. Ardından tasavvuf romanı olan Sahaflar Tekkesi’ni yazdı. Centre of Excellence Mythology eğitimi alarak mitoloji alanında uzmanlaştı. Üçüncü kitabı olan Odin’in Sonsuz Rüyası’nı e-kitap olarak yayınladı. Sonrasında psikolojik bir hikâye olan Fevri Efendi ve Garip Huyları adlı e-kitabını yayınladı. Gestumblindi, yazarın beşinci kitabıdır.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol