Hayata bakışımız, onu hangi yönüyle değerlendirmek istediğimiz ile ilgilidir. Toplumun değer yargıları, sosyal ve kültürel değerlerimiz hepsi bizim bakış açımızı etkiler. Fark etmesek de aslında çoğumuz bu değerlerden etkileniyor. Bizden ne bekleniyorsa, o şekilde düşünüp davranıyoruz.
Farklı bakış açılarına sahip olmak, özgün bir ruh ve düşünce yapısı ister. Bardağın boş değil, dolu tarafından bakmaya başladığımızda aradaki farkı anlamaya başlayacağız. Genel yargılarımızı daha çok olumsuzu göz önünde bulundurarak yaparız ki hata payımız azalsın. Böyle olunca da ister istemez daha çok bardağın boş tarafını görmüş oluyoruz.
Örneğin küçük bir çocuğu parka oynamaya gönderdiğinizi düşünün. Eve geldiğinde annesi çocuğa ayakkabılarının temiz olduğunu görünce; “Aferin, uslu çocuk olmuşsun ayakkabıların hiç batmamış!” diye tepkide bulunursa aslında bir şeyleri atlıyordur. Çocuğunu oynamaya yolladı üstü başı derli toplu olarak eve gelmemeliydi. Oysa annenin sorduğu sorular “Ayakkabıların niye temiz senin, hiç koşup oynamadın mı?” ya da “Seni eğlenmen için dışarı yolladım. Sen hiç kumda, çamurda oynamadın mı? Yoksa arkadaşlarınla iyi vakit geçiremedin mi?” olmalıydı.
Annenin çocuğuna yönelttiği sorular arasındaki fark aslında hayata ne kadar kuralcı baktığımızın küçük bir örneğidir. Bakış açısı ile ilgili yakın zamanda okuduğum ve çok beğendiğim bir yazıyı sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Sizce gerçek fakirlik paramızın olmaması mı?
Bir gün zengin bir adam oğlunu kırsal kesime götürüp ona insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek istemişti. Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir gün bir gece geçirdiler. Şehre dönerken baba oğluna sordu:
-Yolculuğumuzu nasıl buldun?
-Çok güzeldi babacığım, diye cevap verdi oğlu.
-İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün, değil mi?
-Evet
-Peki ne öğrendin?
-Şunu gördüm, dedi oğlu. Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına kadar gelen bir havuzumuz, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var. Bizim taraçamız ön bahçeye kadar, onların ki ise ufka kadar uzanıyor. Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi:-Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için, teşekkür ederim babacığım!
Bakış açısı işte bu kadar etkili bir şeydir. Hayata açılan penceremizi o kadar az aralıyoruz ki, hayatın içerisindeki güzellikleri fark edemiyoruz. Hayata karşı tavrımızı, bakışımızı daha esnek, kuralsız ve yalın bırakmalıyız. Çoğu zaman ne gördüğünüz, nasıl baktığınıza bağlıdır.
Farklı olmak, hayatımızda fark yaratır. Hayat o kadar kısa ki, takmayın kafanıza her şeyi, hayatı akışına bırakın.