Bu arkadaşlık, sınırları aşıyor.
Benim adım Judy la Divina İsrailli bir drag queen’im.
Benim adım Haidar, ben de Suriyeli bir dansözüm.
Evet politikacı liderler var, kendi aralarında durmaksızın bir kavga veriyorlar. Ama bu insanlara yansımak zorunda değil, birbirimiz hakkında nasıl hissettiğimize yani.
Özellikle LGBT topluluğu ile tüm toplumda. Onun İsrailli olduğunu bilmem, bizi daha da bir araya getirdi. Bence yani.
Birbirimizden nefret etmiyoruz, biz düşman değiliz. Kesinlikle öyle bir düşüncemiz yok. Bizler sadece sıradan insanlarız.
Judy ve Haidar ilk olarak iki yıl önce Berlin’de bir queer gece kulübünde tanışmışlar.
Dans etmeye başladı ve durmaksızın devam etti. Bu da nesi dedim kendi kendime. Yanına yaklaştım ve “Hey sen dansçı mısın” diye sordum. O da “Değilim” diye cevapladı. “Bundan böyle dansçısın” dedim ben de. Benle birlikte dans etmen harika olur dedim.
Judy, bana yaklaşan ilk drag queen’di.
“Hey, sen de kimsin” diye sormuştu.
Suriye’den olduğunu söyledi. Benim tepkimse, “Bu harika, birlikte bir şeyler yapmalıyız” oldu. Sanki içgüdülerimiz, ortak olduğumuz noktalara odaklanıyordu. Bu da bizi ayıran şeylerden daha güçlüydü.
İkili, o günden bu yana birlikte performans sergiliyor.
“Eller muhteşem Haidar için havayaa!”
Bence bizim şovlarımız ve performanslarımız hakkındaki mesaj gayet açık: aslında tek kelime, aşk. Kültürümüzü, elimizden gelen en iyi şekilde betimlemeye çalışıyoruz. Bu da eğlence demek, yani “hafla” (parti) demek, eğlenceyle ilgili yani.
Aynen. Seyirciyle şunu paylaşıyoruz, onlara Ortadoğu’nun sadece savaş, bomba ya da nefretle ilgili olmadığını gösteriyoruz. Dünyanın her yanından insan drag şovların keyfini çıkarıyor. Yaklaşık iki saat boyunca %99’u İbranice ve Arapça olan parçalar çalınıyor. Tavırları bazen nefretle karşılanıyor. Ne yaptığımızı gördüklerinde yazdıkları her türlü uygunsuz yorumdan memnun oluyorum. En azından biliyorum ki kafalarındaki kalıpları provoke edebilmişiz.
Şimdiyse başka bir seçenek olduğunu biliyorlar. Onlara düşünecekleri bir şey ver.
Sadece bir alternatif göster. Eğer biri “Birbirinizden nefret etmeniz gerekmez mi” der ve bizim şovumuzu, birbirimizi ne denli sevdiğimizi görürse aslında nefrete neden bir yer olmadığını anlar.
Judy ve Haidar’ın aktardığına göre bugüne kadar dansları sadece ülkeleri arasındaki barışa katkı sağlamış.
Benim hayalim Haidar’la el ele Ben-Gurion havaalanına gitmek.
Birlikte İsrail’de bir performans sergilemek, sonra da Damascus’a taksiyle gidip orada bir performans sergilemek. Yani Arap dünyasın’da bir turne yapmak. Bu benim hayalim.
Bu biraz hayal tabii ki. Sert koşullara bakınca gerçekleştirmesi oldukça zor. Ama şovumuzla bu hayale bir adım daha yakınız.
Kesinlikle.
“Hafla”mızın bir parçası olduğunuz için teşekkür ederiz!