Dünyanın kakao üretim merkezi Fildişi Sahili Cumhuriyeti, aynı zamanda barındırdığı eşsiz ve zengin biyoçeşitlilik ile de dikkatleri üzerine çekmeyi fazlasıyla hak ediyor. Ne yazık ki Sahraaltı Afrika ülkeleri arasında en yüksek oranda ormansızlaştırmaya sahne olan ülke de burası. Şimdilerde ise yasa dışı kakao üretimi sebebiyle ekosistemi tehlike altında. Tabiri caizse, bir çikolata için nice maymunlar ölüyor…
Fildişi Sahili Cumhuriyeti orta büyüklükte bir ülke, gökdelenleri de var kırmızı çamurdan duvarları, sazlık çalılardan çatıları olan doğal yerleşim alanları da. Çok güzel sahilleri var, berrak ve turkuaz. Ülkenin coğrafyası içerisinde bulunan 2 bin 250 bitki türünü, sadece bu coğrafyada bulabilirsiniz. 270 omurgalı hayvan türünü de aynı şekilde buradan başka bir yerde bulamazsınız.
Ülkede 2002-2007 arasında ve sonra 2010-2011 arasında çıkmış iki halk ayaklanmasından sonra ekonomileri tarıma dayalı bir patlama göstermiş ama ormansızlaştırma hareketleri de artmaya başlamış. Bu süre zarfında ülkenin primatlarında çok ciddi düşüşler baş göstermeye başlamış. Pek çok primatın (maymun) yok olmaya başlamasının sebebi de kakao tarımı. Yani anlayacağınız çikolata yediğimizde bu katliama destek vermiş olabiliyoruz. Öyle bir dünyadayız ki aldığımız her ürünle, bir yerlerde birilerinin veya bir şeylerin yıpranmasına ortak oluyoruz. Sistem öyle bir kurulmuş ki hem mağdur, hem suçluyuz.
Belirlenmiş 23 alanın hepsinde, en az bir tür primat yok olma derecesinde zarar görmüş. Bu 23 bölgenin beşinde primat türlerinin yarısı, 13’ünde ise hepsi birden yok olmuş. Koskoca türden bahsediyoruz, bütün bireyleriyle bölgeden silinmesinden. Kakao tarımının yüzde 93’ü koruma alanlarında yasa dışı şekilde yapılıyor.
Yasa dışı avlanma ile baş etmeye çalışan ülke, eğer yasa dışı kakao tarımına da bir el atmazsa, koruma çalışmalarının hiç bir anlamı olmayacak. Peki diyeceksiniz “Bir tarımın yüzde 93’ü nasıl yasa dışı olur da hükumetin bundan haberi olmaz?” Hükumetin bundan haberi olmadığını söylediğimi hatırlamıyorum, anlarsınız ya.
Ülke her yıl, ormanlarının 265 bin hektarını kaybediyor. Her geçen gün ise dünya talebini karşılamak için kakao üretimi daha fazla, daha fazla artıyor. Çikolata çılgınları lütfen daha az yiyin, hem zaten size de zararlı, içerisindeki emülgatör katkı maddesinden de bahsetmiştik. Her gün reklamlarda yeni bir çikolatanın tanıtımını görüyoruz. Hatta bir tanesinin reklamında çocuk gorile dönüşüyordu ya, işte işin perde arkasında goriller ölüyor. Reklamlar bizleri aslında var olmayan bir dünyaya inandırdı ve farkında olsak da olmasak da hepimiz artık onun içinde yaşıyoruz. Gerçek dünyaya tekrar geri dönmeliyiz, lakin televizyonlar ne oksijen üretebiliyor ne de yiyecek.
Zor şeyler öneriyoruz biliyorum, bir çıkıyoruz şunu yediğimizde bu ölüyor, bunu yapınca şu oluyor. Bunca yıldır alıştığımız şeyleri taşlamak gibi; ama merak etmeye gerek yok, azar azar içimizdeki tüketim çılgınını öldürebiliriz. Düşünsenize dedelerimiz, çikolata mı yiyordu? Yılda birkaç kez belki… Sorun bizim neyi yiyip neyi yemediğimiz bile değil. Kendimize sürekli ihtiyaç yaratmamız. Belki biraz spor yaparsak veya hobiler edinirsek, aklımız sürekli tüketmeye gitmez. Kendinize iyi bakın.
Kaynak: Mongabay