Ana SayfaKültür & SanatKitapBir Vicdani Ret Hikayesi: Asker Doğmayanlar

Bir Vicdani Ret Hikayesi: Asker Doğmayanlar

-

Vicdani ret dünyada savaş dolayısıyla ölen, sakat kalan insanlardan daha çok tartışıldı. Asla aklın ucundan dahi geçmeyen bir şeydi çünkü ülken savaşa girdiyse eğer bir erkek olarak senin o savaşı ret etmen. Yani aslında askerliği ret edip, gitmemen. Asker doğanlar kadar olmasa da, asker doğmayanların varlığı, vicdanları rahatsızlık verici düzeylere ulaşıp tartışma ve kavga konusu dahi oldu çoğu zaman. Tabii ki edebiyatın ve sanatın diğer dallarının da konusu oldu vicdani ret.

DeliDolu Yayınları tarafından yayımlanan bir John Boyne kitabı olan Asker Doğmayanlar konusu itibariyle gözden kaçmaması gereken fakat, tek sebep bu olmaksızın konuyu hikayelendirme biçimiyle de son derece çarpıcı ayrıntılar içeren bir kitap olarak raflardaki yerini aldı. İrlandalı yazar (hatta Dublin’li) John Boyne’a Çizgili Pijamalı Çocuk romanından aşinayız zaten. Bu romanında da Yahudi soykırımına maruz kalmış iki çocuğun hikayesini anlatan yazar için dramatik anlatının ustalarından diyebiliriz.

Asker Doğmayanlar henüz 17 yaşında orduya gönüllü yazılarak  Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa’nın kuzeyinde Almanlara karşı savaşan Tristan Sadler’in hayatı ile tanıştırıyor bizleri. Son derece içe dönük, zor bir hayatı olan Tristan’ın şahit olduğumuz yolculuğu bir trende başlıyor. Savaştan iki yıl sonra Eylül 1919’da çantasındaki bir deste mektupla Londra’dan Norwich’e giden Tristan’ın omuzlarında taşıdığı yük mektuplardan kat ve kat ağır.  Tristan yanındaki mektupları Norwich’e vardıktan bir gün sonra cephede silah arkadaşı olan ve hayatını kaybeden Will’in ablası Marian Bancroft’a verecektir. Bu bir tür itiraf yolculuğu onun için, sonunda yüklerinden kurtulma umuduyla çıkmış olduğu bir yolculuk.  

John Boyne hikayeyi anlatırken iki cephe kurmuş. İlki savaş ortamı, cephede yaşananlar, cephe gerisinde olup bitenler, bilinmeyen gerçekler olurken, ikincisi savaş sonrası insanların taşıdığı ağır fiziksel ve ruhsal yükler, içsel muhasebeler, vicdani retlerin insan üzerinde silinmeyen damgasından doğan haksız yargılar.  İki cephe arasında kurulan anlatım bağı ve Tristan’ın çocukluk dönemine kadar giden olaylar hikayenin güçlü destekçisi niteliğinde. İlk cepheden başlarsak henüz yaşı tutmadığı halde askeri birliğe gönüllü yazılan Tristan’ın birliğinde 20 asker var. Savaş sonunda içinde Will’in de olduğu 18 kişi hayatını kaybederken içlerinden bazıları aslında cephe gerisinde gerçekten neler olup bittiğini bildikleri için ellerine silah almayı ret ediyorlar. Yargılanıyorlar. Ya orduda belirli lojistik görevlere atanıyorlar ya da toplum hizmetinde zorunlu çalışmaları şartıyla  ülkeye geri gönderiliyorlar. Fakat bildiğimiz gerçek dışında vicdani retçiler haklarındaki karar açıklanana kadar orduda zorunlu olarak eğitiliyorlar ve gönüllü olarak orduya katılan kişiler tarafından maddi, manevi, vicdani tüm konularda eziliyorlar. Tristan ve Will’in birliğinde olan Wolf bir vicdani retçi olarak mahkemenin kararını beklerken öldürülüyor mesela ve bu olay Tristan’ın psikolojisini derinden sarsıyor. Bir de cephede savaş esnasında bir Alman askerine yapılanları da görünce gönüllü olarak geldiği ordudan vicdani retçi olarak ayrılmak istiyor. Tüm bunlar sonucunda Tristan’ın çocukluğuna gidiyor, cinsel yönelimlerinin gerçeklerini okuyor, Will’e karşı olan karşılıksız tutkusuna şahitlik etmeye başlıyoruz. Olup bitenlerin neredeyse doğal bir sonucu olarak Tristan’ın Norwich’te yaşayan ailesi toplum tarafından dışlanıyor. 

1919 sonrası oluşan ikinci cephe, yani Tristan’ın Will’in ablası Marian Bancroft ile buluşması işte tüm bu ağır yükler eşliğinde gerçekleşiyor. Roman savaşanlar mı yoksa savaşmayı ret edenler mi sorusunun cevabını aramıyor. Sorguya suale yer vermeksizin toplumlar tarafından belirlenen oluşturulan kuralların, kaidelerin, savaşların, ölümlerin, kaosların bazı kişilerin üzerinde oluşturduğu amansız baskı, vicdani muhasebe ve depremlerin ne boyutlara ulaşabileceğini çarpıcı detaylarla okuyoruz.    Asker Doğmayanlar içinde bulunduğumuz pandemi dönemi ve hemen arkasından patlak veren ırkçılık, ölüm, vicdansızlık konuları koridorundan geçerken alıp okumanızı kesinlikle tavsiye edebileceğim bir kitap.

Asker Doğmayanlar

Yazar: John Boyne

Yayınevi: DeliDolu

Türü: Roman

Yayın Tarihi: Nisan 2020

Sayfa Sayısı: 298

\n

Vicdani ret d\u00fcnyada sava\u015f\ndolay\u0131s\u0131yla \u00f6len, sakat kalan insanlardan daha \u00e7ok tart\u0131\u015f\u0131ld\u0131. Asla akl\u0131n\nucundan dahi ge\u00e7meyen bir \u015feydi \u00e7\u00fcnk\u00fc \u00fclken sava\u015fa girdiyse e\u011fer bir erkek\nolarak senin o sava\u015f\u0131 ret etmen. Yani asl\u0131nda askerli\u011fi ret edip, gitmemen. Asker\ndo\u011fanlar kadar olmasa da, asker do\u011fmayanlar\u0131n varl\u0131\u011f\u0131, vicdanlar\u0131 rahats\u0131zl\u0131k\nverici d\u00fczeylere ula\u015f\u0131p tart\u0131\u015fma ve kavga konusu dahi oldu \u00e7o\u011fu zaman. Tabii ki\nedebiyat\u0131n ve sanat\u0131n di\u011fer dallar\u0131n\u0131n da konusu oldu vicdani ret.<\/p>\n\n\n\n

DeliDolu Yay\u0131nlar\u0131 taraf\u0131ndan\nyay\u0131mlanan bir John Boyne kitab\u0131 olan Asker Do\u011fmayanlar konusu itibariyle\ng\u00f6zden ka\u00e7mamas\u0131 gereken fakat, tek sebep bu olmaks\u0131z\u0131n konuyu hikayelendirme\nbi\u00e7imiyle de son derece \u00e7arp\u0131c\u0131 ayr\u0131nt\u0131lar i\u00e7eren bir kitap olarak raflardaki\nyerini ald\u0131. \u0130rlandal\u0131 yazar (hatta Dublin\u2019li) John Boyne\u2019a \u00c7izgili Pijamal\u0131\n\u00c7ocuk roman\u0131ndan a\u015finay\u0131z zaten. Bu roman\u0131nda da Yahudi soyk\u0131r\u0131m\u0131na maruz\nkalm\u0131\u015f iki \u00e7ocu\u011fun hikayesini anlatan yazar i\u00e7in dramatik anlat\u0131n\u0131n\nustalar\u0131ndan diyebiliriz. <\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Asker Do\u011fmayanlar hen\u00fcz 17\nya\u015f\u0131nda orduya g\u00f6n\u00fcll\u00fc yaz\u0131larak  Birinci\nD\u00fcnya Sava\u015f\u0131\u2019nda Fransa\u2019n\u0131n kuzeyinde Almanlara kar\u015f\u0131 sava\u015fan Tristan Sadler\u2019in\nhayat\u0131 ile tan\u0131\u015ft\u0131r\u0131yor bizleri. Son derece i\u00e7e d\u00f6n\u00fck, zor bir hayat\u0131 olan\nTristan\u2019\u0131n \u015fahit oldu\u011fumuz yolculu\u011fu bir trende ba\u015fl\u0131yor. Sava\u015ftan iki y\u0131l\nsonra Eyl\u00fcl 1919\u2019da \u00e7antas\u0131ndaki bir deste mektupla Londra\u2019dan Norwich\u2019e giden\nTristan\u2019\u0131n omuzlar\u0131nda ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131 y\u00fck mektuplardan kat ve kat a\u011f\u0131r.  Tristan yan\u0131ndaki mektuplar\u0131 Norwich\u2019e\nvard\u0131ktan bir g\u00fcn sonra cephede silah arkada\u015f\u0131 olan ve hayat\u0131n\u0131 kaybeden\nWill\u2019in ablas\u0131 Marian Bancroft\u2019a verecektir. Bu bir t\u00fcr itiraf yolculu\u011fu onun\ni\u00e7in, sonunda y\u00fcklerinden kurtulma umuduyla \u00e7\u0131km\u0131\u015f oldu\u011fu bir yolculuk.  <\/p>\n\n\n\n

John Boyne hikayeyi anlat\u0131rken\niki cephe kurmu\u015f. \u0130lki sava\u015f ortam\u0131, cephede ya\u015fananlar, cephe gerisinde olup\nbitenler, bilinmeyen ger\u00e7ekler olurken, ikincisi sava\u015f sonras\u0131 insanlar\u0131n\nta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131 a\u011f\u0131r fiziksel ve ruhsal y\u00fckler, i\u00e7sel muhasebeler, vicdani retlerin\ninsan \u00fczerinde silinmeyen damgas\u0131ndan do\u011fan haks\u0131z yarg\u0131lar.  \u0130ki cephe aras\u0131nda kurulan anlat\u0131m ba\u011f\u0131 ve\nTristan\u2019\u0131n \u00e7ocukluk d\u00f6nemine kadar giden olaylar hikayenin g\u00fc\u00e7l\u00fc destek\u00e7isi\nniteli\u011finde. \u0130lk cepheden ba\u015flarsak hen\u00fcz ya\u015f\u0131 tutmad\u0131\u011f\u0131 halde askeri birli\u011fe\ng\u00f6n\u00fcll\u00fc yaz\u0131lan Tristan\u2019\u0131n birli\u011finde 20 asker var. Sava\u015f sonunda i\u00e7inde\nWill\u2019in de oldu\u011fu 18 ki\u015fi hayat\u0131n\u0131 kaybederken i\u00e7lerinden baz\u0131lar\u0131 asl\u0131nda\ncephe gerisinde ger\u00e7ekten neler olup bitti\u011fini bildikleri i\u00e7in ellerine silah\nalmay\u0131 ret ediyorlar. Yarg\u0131lan\u0131yorlar. Ya orduda belirli lojistik g\u00f6revlere\natan\u0131yorlar ya da toplum hizmetinde zorunlu \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 \u015fart\u0131yla  \u00fclkeye geri g\u00f6nderiliyorlar. Fakat bildi\u011fimiz\nger\u00e7ek d\u0131\u015f\u0131nda vicdani ret\u00e7iler haklar\u0131ndaki karar a\u00e7\u0131klanana kadar orduda\nzorunlu olarak e\u011fitiliyorlar ve g\u00f6n\u00fcll\u00fc olarak orduya kat\u0131lan ki\u015filer taraf\u0131ndan\nmaddi, manevi, vicdani t\u00fcm konularda eziliyorlar. Tristan ve Will\u2019in birli\u011finde\nolan Wolf bir vicdani ret\u00e7i olarak mahkemenin karar\u0131n\u0131 beklerken \u00f6ld\u00fcr\u00fcl\u00fcyor\nmesela ve bu olay Tristan\u2019\u0131n psikolojisini derinden sars\u0131yor. Bir de cephede\nsava\u015f esnas\u0131nda bir Alman askerine yap\u0131lanlar\u0131 da g\u00f6r\u00fcnce g\u00f6n\u00fcll\u00fc olarak\ngeldi\u011fi ordudan vicdani ret\u00e7i olarak ayr\u0131lmak istiyor. T\u00fcm bunlar sonucunda\nTristan\u2019\u0131n \u00e7ocuklu\u011funa gidiyor, cinsel y\u00f6nelimlerinin ger\u00e7eklerini okuyor,\nWill\u2019e kar\u015f\u0131 olan kar\u015f\u0131l\u0131ks\u0131z tutkusuna \u015fahitlik etmeye ba\u015fl\u0131yoruz. Olup\nbitenlerin neredeyse do\u011fal bir sonucu olarak Tristan\u2019\u0131n Norwich\u2019te ya\u015fayan\nailesi toplum taraf\u0131ndan d\u0131\u015flan\u0131yor.  <\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

1919 sonras\u0131 olu\u015fan ikinci cephe,\nyani Tristan\u2019\u0131n Will\u2019in ablas\u0131 Marian Bancroft ile bulu\u015fmas\u0131 i\u015fte t\u00fcm bu a\u011f\u0131r\ny\u00fckler e\u015fli\u011finde ger\u00e7ekle\u015fiyor. Roman sava\u015fanlar m\u0131 yoksa sava\u015fmay\u0131 ret edenler\nmi sorusunun cevab\u0131n\u0131 aram\u0131yor. Sorguya suale yer vermeksizin toplumlar\ntaraf\u0131ndan belirlenen olu\u015fturulan kurallar\u0131n, kaidelerin, sava\u015flar\u0131n,\n\u00f6l\u00fcmlerin, kaoslar\u0131n baz\u0131 ki\u015filerin \u00fczerinde olu\u015fturdu\u011fu amans\u0131z bask\u0131, vicdani\nmuhasebe ve depremlerin ne boyutlara ula\u015fabilece\u011fini \u00e7arp\u0131c\u0131 detaylarla\nokuyoruz.    Asker Do\u011fmayanlar i\u00e7inde bulundu\u011fumuz pandemi\nd\u00f6nemi ve hemen arkas\u0131ndan patlak veren \u0131rk\u00e7\u0131l\u0131k, \u00f6l\u00fcm, vicdans\u0131zl\u0131k konular\u0131\nkoridorundan ge\u00e7erken al\u0131p okuman\u0131z\u0131 kesinlikle tavsiye edebilece\u011fim bir kitap.\n<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Asker Do\u011fmayanlar<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Yazar: John Boyne<\/p>\n\n\n\n

Yay\u0131nevi: DeliDolu<\/p>\n\n\n\n

T\u00fcr\u00fc: Roman<\/p>\n\n\n\n

Yay\u0131n Tarihi: Nisan 2020<\/p>\n\n\n\n

Sayfa Say\u0131s\u0131: 298<\/p>\n","post_title":"Bir Vicdani Ret Hikayesi: Asker Do\u011fmayanlar","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"bir-vicdani-ret-hikayesi-asker-dogmayanlar","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-06-03 12:22:09","post_modified_gmt":"2020-06-03 09:22:09","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=113734","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":113734}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "288"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "72"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Barbarları Beklerken’in Siyah Gözlüklerini Çıkarmak

John Maxwell Coetzee, “Güney Afrikalı – Avustralyalı romancı, deneme yazarı, dilbilimci, çevirmen ve 2003 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir.” Barbarları Beklerken (Waiting for the Barbarians) romanı,...

Dünyanın Öteki Yüzü: Genç yazardan alışılmışın dışında hayaller kur(dur)an öyküler

EdebiyatHaber’de gerçekleştirdiği Yazarın Odası söyleşileriyle tanıdığımız Meltem Dağcı’nın ilk öykü kitabı Dünyanın Öteki Yüzü, İthaki Yayınları’ndan çıktı. Yetmiş yaşına geldiğinde ölüm şeklini seçme özgürlüğüne kavuşan kadınlar,...

Yeryüzüne Dayanabilmek…

Düşünüyorum da acaba neden yazıyoruz?  Hele ki günümüzde hiç kimsenin doğru dürüst okumadığını bilirken... O halde sadece kendimizi tatmin etmek için mi yazıyoruz? Yoksa bu, karşı...

Hayalleri yarım kalmadı sadece korktular ama susmadılar…

Farkında olduğum şey sadece buydu; bir sistem tutturulmuş ve o sistemin onları koruduğuna inanan birkaç fanatiğin zaman içerisindeki kontrolsüz baskısının sonuçlarını izliyorum şu dünyada aklımı...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol