9 Ağustos 1969 tarihinde Sharon Tate, dört arkadaşıyla birlikte film yönetmeni Roman Polanski ile paylaştığı evde canice öldürüldüğünde 26 yaşındaydı ve karnındaki bebek sekiz aylıktı.
Dönemin ünlü oyuncularını ve sanatçılarını hedef alan bu cinayetlerin “kötü şöhret” Charles Manson tarafından planlandığı ve Manson ailesi adıyla anılan “takipçilerinin” işlediği yaygın bir inanış. Muhbir Charles August Schlund III (Chuck Schlund) ise bu cinayetlerin CIA tarafından yürütülen gizli operasyonlar olabileceğini iddia etmişti.
70’lerde, araştırmacı gazeteci Don Bolles, cinayeti hakkında belgelere ulaşan Schlund, CIA ile Manson ailesinin işlediği cinayetler arasında bağlantılara rastlamış, yasadışı girişimleri gerekçe göstererek George W. Bush’a dava açmış fakat dava sonuçlanmamıştı.
Schlund, CIA’in o zamanlardaki asıl hedefinin hükümete karşı ekonomik ve sosyal bir tehdit olarak görülen “hippi hareketini” engellemek olduğunu iddia etmişti: “Vietnam savaşı kötüye gidiyordu ve çok sayıda Amerikalı ‘çiçek kızların’ fotoğraflarıyla savaşı protesto ediyordu. CIA bu kızların birer ‘Satanist’ ya da ‘şeytan’ olarak görülmelerini ve savaş kararının doğru olduğunun düşünülmesini istedi. Bunu yapmak için, hükümetin büyük çaplı gizli operasyonlara ihtiyacı vardı.”
Schlund, Charles Manson’ın aslında bir “sosyal deney” olduğunu, CIA’in Manson ailesine uyuşturucu ve para sağladığını da iddia etti.
CIA’in kitlesel zihin kontrolü sağlamak için uyuştucuları kullandığı bir sır değil. CIA zihin kontrol programı olarak da adlandırılan MKULTRA en tanınmış “projelerden”, Vacaville hapishanesindeki mahkumlar üzerinde deney yapıldığı dönemde ise Charles Manson’ın da orada bulunduğu bilinmekte.
Tate-LaBianca cinayetinin zanlılarından Manson ailesi üyesi Tex Watson, cinayetlerin işlendiği dönemde, The Brotherhood of Eternal Love olarak bilinen bir grubun dağıttığı “Orange Sunshine” adlı uyuşturucuyu kullandıklarını ve grup üyelerinden Ronald Stark’ın CIA ile bağlantısı olduğunu iddia etti.
John Lennon’un savaş karşıtı duruşu onu CIA’in hedefi yapmıştı, zamansız ölümü muhtemelen bunun bir sonucu oldu.
Eğer Schlund’un iddiaları doğruysa, CIA hedefine ulaştı. Manson davasının savcılarından Vincent Bugliosi, 2009 yılında Observer gazetesine şunları söylemişti: “Manson cinayetleri hippiler için ölüm çanlarıydı ve hepsi sembolik birer temsil haline geldi… Bir devir onlarla kapandı. Aşk dolu 60’lar, 9 Ağustos 1969 gecesi sona erdi.”
Kaynak: Neon Nettle