Ana SayfaYaşamCinsel DevrimCinsiyetçiliğin iyimser çığlığı

Cinsiyetçiliğin iyimser çığlığı

-

Daha sürdürülebilir toplumlara yönelik herhangi bir ciddi değişim cinsiyet eşitliğini içermelidir.  –Helen Clark

Yeni Zelanda eski başkanı Helen Clark’ın söylemiş olduğu bu söz ve bu söze ek olarak kendi kişisel ilgim dilimizde çeşitli çevirileri olan ‘benevolent sexism’ yani iyimser/korumacı cinsiyetçilik üzerine yazımı tamamlamama yardımcı olan motivasyonlarım arasındadır.

Cinsiyetçiliğin iyimser çığlığı

Cinsiyet kelimesi, kendi özü itibari ile aslında bölücüdür. Biyolojik olarak, genetik olarak, anatomik olarak kadın ve erkek ayrımına işaret eden bir belirleyicidir. Dolayısıyla salt cinsiyet kavramı biyolojik farklılıklara vurgu yapmakta gibi görünmektedir. İlk bakışta makul olarak görülebilen bu kavramın; kişileri, kitleleri, bir grup insanı, bir topluluğu ya da bireysel olarak bir kişiyi ötekileştirebilecek güçte olması ilginçtir. Sosyolojik açıdan düşündüğümüzde toplum bireyi var eden bir dinamiktir. Birey ve toplum ikilisini ele aldığımızda, her iki organizma arasında karşılıklı bir etkileşim olduğunu varsayabiliriz. Peki bu karşılıklı etkileşim, gerçekten herkes için hakkaniyetli/eşit midir? 

Toplum ve cinsiyet bir araya geldiğinde, hep bir kazanan ve bir kaybeden ortaya çıkmaktadır. Bu noktada tabii ki önümüze toplumsal cinsiyet ve buna bağlı roller serilmektedir. Toplum kendi içinde yüzyıllardır aktarılmış gelenekleri, adetleri, normları ve birtakım ‘var olabilme’ desenlerini barındırmaktadır. Bireyin toplumsal değerler ile ya da aktarılan öğretiler ile paralel davranması ona faydalı olabilecek gibi anlaşılırken; bireyin var olan düzenin başka bir ucunu içerecek şekilde davranması birtakım olumsuz çıktılara sebebiyet verebilmektedir. Bu durumun dramatik örneklerinden biri de ne yazık ki kadınlar üzerinden inşa edilmektedir. Kadın; kendisine biçilmiş, onu kısıtlayan duvarlar arasında toplum tarafından sürekli olarak sıkıştırılmaktadır. Kadın cinsiyetinin nabzını tutan davranış ve tutumların dışına çıkıldığında hızlı bir şekilde etiket ile karşılaşılmaktadır. Dolayısıyla, biyolojik olarak kadın ve erkeği ayırmanın fizyolojik gerekçelerinin ötesinde içinde barındığımız toplumun normları ve bu normları pekiştiren her bir eylem, düşünce, duygu ve atıf ötekileştirme mantığına çanak tutmaktadır. Maskulen bir kadın mı? Feminen bir erkek mi? LGBTİ+ bir birey mi? Mümkün değil dermişçesine düşmanca tutumlar yükselmekte birçok insandan. Aslında bu durum toplumsal cinsiyetin bir yönünü oluşturmaktadır. Çelişik olarak da dilimize çevrilmiş olan ‘ambivalant sexism’ tam da bu düzlemde bizleri aydınlatmaktadır. Kendi kimliğini biyolojik cinsiyetinden farklı olarak inşa eden her bir bireye düşmanca tutumlar sergilemek, kişiler arası hiyerarşi kurmak ve bu eşitsizliği meşrulaştırmaya yönelik her bir saldırgan hareket ‘düşmanca’ tarafı oluşturmaktadır. Düşmanca cinsiyetçiliğin en belirgin örneklerinden biri de kadınların cinsel obje olarak konumlandırılmasına yönelik çabalardır.

Cinsiyetçilik hakkında görüşlerimizi dile getirirken aslında birçoğumuz düşmanca cinsiyetçilik minvalinde söylemlerde bulunma eğilimi gösteririz. Peki bu durumun iyimserleştirilmiş halinin yani bir nevi gölgelenmiş diğer yanının ne kadar farkındayız? İyimser cinsiyetçilik dediğimizde kadınların narin, korunmaya muhtaç, saf varlıklar gibi nitelendirilmelerin altında yatan sahte bir iyimserlik halini anlamamız gerekmektedir. Aslında bu iyimser cinsiyetçilik ucu, düşmanca cinsiyetten daha da tehlikeli olabilmektedir. Bunun bir nedeni, cinsiyetçilik paydasında hareket eden bireylerin bunu bir iyimserlik ile çerçeveleyecekleri örtük bir alan oluşturmasıdır. Biri düşman bir diğeri iyimser uçları oluşturan bu cinsiyetçiliğin ortak paydası ise kadınların ‘yetersizliğine’ atıfta bulunmasıdır. Kişiler bilerek ya da farkında olmayarak iyimser cinsiyetçilik tutumlarını muhafaza ederken asıl kritik nokta bu durumun farkında olmamak ve bunu ‘normalleştirmektir’.

Bir insanın gerçekten de sırf cinsiyetinden ötürü korunmaya muhtaç olabileceğine inandığını ve bunu savunduğunu hayal etmenizi istiyorum. Eğer bir kişi bu ve buna benzer düşünceler içerisine girmiş ise karşı taraftan gelecek her bir davranış, tutum ve düşünce kontrolsüzce gerçekleşecek ve belki de en acısı tüm bunlar meşru/normal bir düzleme oturacaktır. Tarafların bu durumdan memnun olması dahilinde atılması gereken adım pek tabii bir zihniyet dönüşümü olmalıdır. Kabul edersiniz ki, basit günlük alışkanlıklarımızdan bile vazgeçebilmek her zaman kolay olmamaktadır çünkü bu gündelik alışkanlıklar aslında her gün yaptığımız eylem kümelerinden oluşmaktadır. Bu görece basit örneği, toplumun her bir kesimini ilgilendiren düşünce kalıplarına, zihniyete, zihinsel alışkanlıklara yansıttığımızda önümüzdeki yolun çok da kolay olamayacağını varsaymak mümkün olacaktır. Belki şu an birçoğumuzun içinden geçen cümle ise ‘ama imkansız değil’ olmuştur. Kesinlikle katılıyorum imkansız değil ancak değişimin kendisini sadece umarak yol katetmek de mümkün değil gibi görünmektedir. Tam da burada sosyal inşacılara kulak vermemiz gerektiğine inanıyorum. 

Kaynak:
https://www.a24.com.tr/toplumsal-kurum-nedir-toplumsal-kurum-cesitleri-nelerdir-haberi-40160005h.html?h=55

Eğer bir değişim ve dönüşümden bahsedeceksek başlangıç noktamızın ‘dil’ olması bu yolda bizlere olumlu kazanımlar sunacaktır. Sosyal inşacılara göre her şey dilde başlar ve dilde biter. Her gün kullandığımız ve bu kadar etkili olan bir aracın, ayrımcılığa mahal vermeyecek şekilde kullanılması birçok karanlık noktayı aydınlatacaktır. Tarih boyunca çeşitli şekillerde inşa edilmiş düşünsel faaliyetlere sorgusuz salt bir kabul göstermektense birtakım dinamiklerin oluşturulmasında etkin bir şekilde faaliyet göstermek her bireyin nihai amacı olmalıdır. Dolayısıyla herkes kendi evinin önünü süpürse daha temiz bir mekan elde edebiliriz. Burada vurgulamak istediğim nokta; bireysel olarak farkındalık sahibi olmamız gerektiği ve bu farkındalıkla eyleme geçmenin esas olduğudur. Bireysel farkındalık ve eylemlerin ötesinde, eğitim sistemi ile cinsiyetçilik konularının bir entegrasyonu sağlanmalı ve bu konuların ders içeriği olarak müfredatlarda yer alması yapılması gereken eylem planları içerisinde yer alabilir. Gündelik basit alışkanlıkları değiştirmenin dahi sanıldığı kadar kolay olmadığı gibi dil de bizim en girift alışkanlarımızdan biridir. Ancak, kelimelerin gücünün sanılanın ötesinde olduğuna inanıyorum. Tıpkı bilim adamı demek yerine bilim insanı demeyi bildiğimizdeki güç gibi…

Başlık görseli kaynağı: https://www.obiettivoinsalute.it/psiche-e-cervello/psicologia/l-incontro-con-il-diverso-emozioni-evocate-dall-incontro-con-l-altro-nella-dimensione-dell-estraneita.html?hcb=1

\n

Daha s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilir toplumlara y\u00f6nelik herhangi bir ciddi de\u011fi\u015fim cinsiyet e\u015fitli\u011fini i\u00e7ermelidir.  \u2013Helen Clark<\/em><\/p>\n\n\n\n

Yeni Zelanda eski ba\u015fkan\u0131 Helen Clark\u2019\u0131n s\u00f6ylemi\u015f oldu\u011fu bu s\u00f6z ve bu s\u00f6ze ek olarak kendi ki\u015fisel ilgim dilimizde \u00e7e\u015fitli \u00e7evirileri olan \u2018benevolent sexism\u2019 yani iyimser\/korumac\u0131 cinsiyet\u00e7ilik \u00fczerine yaz\u0131m\u0131 tamamlamama yard\u0131mc\u0131 olan motivasyonlar\u0131m aras\u0131ndad\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

Cinsiyet\u00e7ili\u011fin iyimser \u00e7\u0131\u011fl\u0131\u011f\u0131 <\/strong><\/h4>\n\n\n\n

Cinsiyet kelimesi, kendi \u00f6z\u00fc itibari ile asl\u0131nda b\u00f6l\u00fcc\u00fcd\u00fcr. Biyolojik olarak, genetik olarak, anatomik olarak kad\u0131n ve erkek ayr\u0131m\u0131na i\u015faret eden bir belirleyicidir. Dolay\u0131s\u0131yla salt cinsiyet kavram\u0131 biyolojik farkl\u0131l\u0131klara vurgu yapmakta gibi g\u00f6r\u00fcnmektedir. \u0130lk bak\u0131\u015fta makul olarak g\u00f6r\u00fclebilen bu kavram\u0131n; ki\u015fileri, kitleleri, bir grup insan\u0131, bir toplulu\u011fu ya da bireysel olarak bir ki\u015fiyi \u00f6tekile\u015ftirebilecek g\u00fc\u00e7te olmas\u0131 ilgin\u00e7tir. Sosyolojik a\u00e7\u0131dan d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fczde toplum bireyi var eden bir dinamiktir. Birey ve toplum ikilisini ele ald\u0131\u011f\u0131m\u0131zda, her iki organizma aras\u0131nda kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 bir etkile\u015fim oldu\u011funu varsayabiliriz. Peki bu kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 etkile\u015fim, ger\u00e7ekten herkes i\u00e7in hakkaniyetli\/e\u015fit midir? <\/p>\n\n\n\n

\"\"

Kaynak:
https:\/\/feminem.org\/2017\/12\/21\/whats-problem-benevolence\/<\/strong><\/a><\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

Toplum ve cinsiyet bir araya geldi\u011finde, hep bir kazanan ve bir kaybeden ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Bu noktada tabii ki \u00f6n\u00fcm\u00fcze toplumsal cinsiyet ve buna ba\u011fl\u0131 roller serilmektedir. Toplum kendi i\u00e7inde y\u00fczy\u0131llard\u0131r aktar\u0131lm\u0131\u015f gelenekleri, adetleri, normlar\u0131 ve birtak\u0131m \u2018var olabilme\u2019 desenlerini bar\u0131nd\u0131rmaktad\u0131r. Bireyin toplumsal de\u011ferler ile ya da aktar\u0131lan \u00f6\u011fretiler ile paralel davranmas\u0131 ona faydal\u0131 olabilecek gibi anla\u015f\u0131l\u0131rken; bireyin var olan d\u00fczenin ba\u015fka bir ucunu i\u00e7erecek \u015fekilde davranmas\u0131 birtak\u0131m olumsuz \u00e7\u0131kt\u0131lara sebebiyet verebilmektedir. Bu durumun dramatik \u00f6rneklerinden biri de ne yaz\u0131k ki kad\u0131nlar \u00fczerinden in\u015fa edilmektedir. Kad\u0131n; kendisine bi\u00e7ilmi\u015f, onu k\u0131s\u0131tlayan duvarlar aras\u0131nda toplum taraf\u0131ndan s\u00fcrekli olarak s\u0131k\u0131\u015ft\u0131r\u0131lmaktad\u0131r. Kad\u0131n cinsiyetinin nabz\u0131n\u0131 tutan davran\u0131\u015f ve tutumlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131k\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda h\u0131zl\u0131 bir \u015fekilde etiket ile kar\u015f\u0131la\u015f\u0131lmaktad\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla, biyolojik olarak kad\u0131n ve erke\u011fi ay\u0131rman\u0131n fizyolojik gerek\u00e7elerinin \u00f6tesinde i\u00e7inde bar\u0131nd\u0131\u011f\u0131m\u0131z toplumun normlar\u0131 ve bu normlar\u0131 peki\u015ftiren her bir eylem, d\u00fc\u015f\u00fcnce, duygu ve at\u0131f \u00f6tekile\u015ftirme mant\u0131\u011f\u0131na \u00e7anak tutmaktad\u0131r. Maskulen bir kad\u0131n m\u0131? Feminen bir erkek mi? LGBT\u0130+ bir birey mi? M\u00fcmk\u00fcn de\u011fil dermi\u015f\u00e7esine d\u00fc\u015fmanca tutumlar y\u00fckselmekte bir\u00e7ok insandan. Asl\u0131nda bu durum toplumsal cinsiyetin bir y\u00f6n\u00fcn\u00fc olu\u015fturmaktad\u0131r. \u00c7eli\u015fik olarak da dilimize \u00e7evrilmi\u015f olan \u2018ambivalant sexism\u2019 tam da bu d\u00fczlemde bizleri ayd\u0131nlatmaktad\u0131r. Kendi kimli\u011fini biyolojik cinsiyetinden farkl\u0131 olarak in\u015fa eden her bir bireye d\u00fc\u015fmanca tutumlar sergilemek, ki\u015filer aras\u0131 hiyerar\u015fi kurmak ve bu e\u015fitsizli\u011fi me\u015frula\u015ft\u0131rmaya y\u00f6nelik her bir sald\u0131rgan hareket \u2018d\u00fc\u015fmanca\u2019 taraf\u0131 olu\u015fturmaktad\u0131r. D\u00fc\u015fmanca cinsiyet\u00e7ili\u011fin en belirgin \u00f6rneklerinden biri de kad\u0131nlar\u0131n cinsel obje olarak konumland\u0131r\u0131lmas\u0131na y\u00f6nelik \u00e7abalard\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

\"\"
Kaynak:
https:\/\/entrepreneurhandbook.co.uk\/setting-up-a-social-enterprise\/?hcb=1<\/a><\/figcaption><\/figure><\/div>\n\n\n\n

Cinsiyet\u00e7ilik hakk\u0131nda g\u00f6r\u00fc\u015flerimizi dile getirirken asl\u0131nda bir\u00e7o\u011fumuz d\u00fc\u015fmanca cinsiyet\u00e7ilik minvalinde s\u00f6ylemlerde bulunma e\u011filimi g\u00f6steririz.<\/em> Peki bu durumun iyimserle\u015ftirilmi\u015f halinin yani bir nevi g\u00f6lgelenmi\u015f di\u011fer yan\u0131n\u0131n ne kadar fark\u0131nday\u0131z? \u0130yimser cinsiyet\u00e7ilik dedi\u011fimizde kad\u0131nlar\u0131n narin, korunmaya muhta\u00e7, saf varl\u0131klar gibi nitelendirilmelerin alt\u0131nda yatan sahte bir iyimserlik halini anlamam\u0131z gerekmektedir. Asl\u0131nda bu iyimser cinsiyet\u00e7ilik ucu, d\u00fc\u015fmanca cinsiyetten daha da tehlikeli olabilmektedir. Bunun bir nedeni, cinsiyet\u00e7ilik paydas\u0131nda hareket eden bireylerin bunu bir iyimserlik ile \u00e7er\u00e7eveleyecekleri \u00f6rt\u00fck bir alan olu\u015fturmas\u0131d\u0131r. Biri d\u00fc\u015fman bir di\u011feri iyimser u\u00e7lar\u0131 olu\u015fturan bu cinsiyet\u00e7ili\u011fin ortak paydas\u0131 ise kad\u0131nlar\u0131n \u2018yetersizli\u011fine\u2019 at\u0131fta bulunmas\u0131d\u0131r. Ki\u015filer bilerek ya da fark\u0131nda olmayarak iyimser cinsiyet\u00e7ilik tutumlar\u0131n\u0131 muhafaza ederken as\u0131l kritik nokta bu durumun fark\u0131nda olmamak ve bunu \u2018normalle\u015ftirmektir\u2019.<\/p>\n\n\n\n

Bir insan\u0131n ger\u00e7ekten de s\u0131rf cinsiyetinden \u00f6t\u00fcr\u00fc korunmaya muhta\u00e7 olabilece\u011fine inand\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve bunu savundu\u011funu hayal etmenizi istiyorum. E\u011fer bir ki\u015fi bu ve buna benzer d\u00fc\u015f\u00fcnceler i\u00e7erisine girmi\u015f ise kar\u015f\u0131 taraftan gelecek her bir davran\u0131\u015f, tutum ve d\u00fc\u015f\u00fcnce kontrols\u00fczce ger\u00e7ekle\u015fecek ve belki de en ac\u0131s\u0131 t\u00fcm bunlar me\u015fru\/normal bir d\u00fczleme oturacakt\u0131r. Taraflar\u0131n bu durumdan memnun olmas\u0131 dahilinde at\u0131lmas\u0131 gereken ad\u0131m pek tabii bir zihniyet d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm\u00fc olmal\u0131d\u0131r. Kabul edersiniz ki, basit g\u00fcnl\u00fck al\u0131\u015fkanl\u0131klar\u0131m\u0131zdan bile vazge\u00e7ebilmek her zaman kolay olmamaktad\u0131r \u00e7\u00fcnk\u00fc bu g\u00fcndelik al\u0131\u015fkanl\u0131klar asl\u0131nda her g\u00fcn yapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z eylem k\u00fcmelerinden olu\u015fmaktad\u0131r. Bu g\u00f6rece basit \u00f6rne\u011fi, toplumun her bir kesimini ilgilendiren d\u00fc\u015f\u00fcnce kal\u0131plar\u0131na, zihniyete, zihinsel al\u0131\u015fkanl\u0131klara yans\u0131tt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda \u00f6n\u00fcm\u00fczdeki yolun \u00e7ok da kolay olamayaca\u011f\u0131n\u0131 varsaymak m\u00fcmk\u00fcn olacakt\u0131r. Belki \u015fu an bir\u00e7o\u011fumuzun i\u00e7inden ge\u00e7en c\u00fcmle ise \u2018ama imkans\u0131z de\u011fil\u2019 olmu\u015ftur. Kesinlikle kat\u0131l\u0131yorum imkans\u0131z de\u011fil ancak de\u011fi\u015fimin kendisini sadece umarak yol katetmek de m\u00fcmk\u00fcn de\u011fil gibi g\u00f6r\u00fcnmektedir. Tam da burada sosyal in\u015fac\u0131lara kulak vermemiz gerekti\u011fine inan\u0131yorum. <\/p>\n\n\n\n

\"\"
Kaynak:
https:\/\/www.a24.com.tr\/toplumsal-kurum-nedir-toplumsal-kurum-cesitleri-nelerdir-haberi-40160005h.html?h=55<\/a><\/figcaption><\/figure>\n\n\n\n

E\u011fer bir de\u011fi\u015fim ve d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcmden bahsedeceksek ba\u015flang\u0131\u00e7 noktam\u0131z\u0131n \u2018dil\u2019 olmas\u0131 bu yolda bizlere olumlu kazan\u0131mlar sunacakt\u0131r. Sosyal in\u015fac\u0131lara g\u00f6re her \u015fey dilde ba\u015flar ve dilde biter. Her g\u00fcn kulland\u0131\u011f\u0131m\u0131z ve bu kadar etkili olan bir arac\u0131n, ayr\u0131mc\u0131l\u0131\u011fa mahal vermeyecek \u015fekilde kullan\u0131lmas\u0131 bir\u00e7ok karanl\u0131k noktay\u0131 ayd\u0131nlatacakt\u0131r. Tarih boyunca \u00e7e\u015fitli \u015fekillerde in\u015fa edilmi\u015f d\u00fc\u015f\u00fcnsel faaliyetlere sorgusuz salt bir kabul g\u00f6stermektense birtak\u0131m dinamiklerin olu\u015fturulmas\u0131nda etkin bir \u015fekilde faaliyet g\u00f6stermek her bireyin nihai amac\u0131 olmal\u0131d\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla herkes kendi evinin \u00f6n\u00fcn\u00fc s\u00fcp\u00fcrse daha temiz bir mekan elde edebiliriz. Burada vurgulamak istedi\u011fim nokta; bireysel olarak fark\u0131ndal\u0131k sahibi olmam\u0131z gerekti\u011fi ve bu fark\u0131ndal\u0131kla eyleme ge\u00e7menin esas oldu\u011fudur. Bireysel fark\u0131ndal\u0131k ve eylemlerin \u00f6tesinde, e\u011fitim sistemi ile cinsiyet\u00e7ilik konular\u0131n\u0131n bir entegrasyonu sa\u011flanmal\u0131 ve bu konular\u0131n ders i\u00e7eri\u011fi olarak m\u00fcfredatlarda yer almas\u0131 yap\u0131lmas\u0131 gereken eylem planlar\u0131 i\u00e7erisinde yer alabilir. G\u00fcndelik basit al\u0131\u015fkanl\u0131klar\u0131 de\u011fi\u015ftirmenin dahi san\u0131ld\u0131\u011f\u0131 kadar kolay olmad\u0131\u011f\u0131 gibi dil de bizim en girift al\u0131\u015fkanlar\u0131m\u0131zdan biridir. Ancak, kelimelerin g\u00fcc\u00fcn\u00fcn san\u0131lan\u0131n \u00f6tesinde oldu\u011funa inan\u0131yorum. T\u0131pk\u0131 bilim adam\u0131 demek yerine bilim insan\u0131 demeyi bildi\u011fimizdeki g\u00fc\u00e7 gibi\u2026<\/p>\n\n\n\n

Ba\u015fl\u0131k g\u00f6rseli kayna\u011f\u0131: https:\/\/www.obiettivoinsalute.it\/psiche-e-cervello\/psicologia\/l-incontro-con-il-diverso-emozioni-evocate-dall-incontro-con-l-altro-nella-dimensione-dell-estraneita.html?hcb=1<\/a><\/p>\n","post_title":"Cinsiyet\u00e7ili\u011fin iyimser \u00e7\u0131\u011fl\u0131\u011f\u0131","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"cinsiyetciligin-iyimser-cigligi","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2021-05-24 23:28:22","post_modified_gmt":"2021-05-24 20:28:22","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=117005","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":117005}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "245"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "62"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

Hatırlamak devrimci bir eylemdir

Hatırlamak, ruhun kendine tuttuğu aynadır. Ve unutmamak insanın kendine sadık kalma biçimlerinin belki de en incelikli, en yaratıcı olanıdır. Bazen bir davranışla, bir dokunuşla, bir sessizlikle...

Nedir bu normal?

Normal, Latincesi normalis olan “gönyeli, ölçüye uygun” sözcüğünden gelmektedir. Ayrıca Fransızca normale de “kurala uygun, kurallı” sözcüğünden alıntıdır. Norm, Fransızca norme "kural, standart, ölçü" sözcüğünden gelmektedir...

Tek kişilik azınlık

Sürekli bir şeylere yetişme çabası... Hep geç kalmışlık hissi içerisinde geçen günler... Düşünmeye bile zaman bulamayan insan selleri... Düşünmek bile istemeyen ve bundan kaçmaya çalışan...

Sessizliğin Sesi ve Mizofoni

Sümer’in baş tanrılarından Enlil, bir gün insanlardan çok rahatsız olduğu için onları yok etmeye karar verir. İnsanlardan rahatsız olmasının tek nedeni ise çok fazla üremeleri...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol