17 Mayıs Derneği’nin İklim Çalışmaları programı kapsamında, 12 Ocak 2023 Perşembe günü saat 19:00’da “çocuklar, karacalar, çiçekler, ateşler” isimli sergisi yeniden kapılarını açıyor!
28-29 Ekim 2022 tarihlerinde, çeşitli disiplinlerden sanatçıların katılımıyla Ankara’da gerçekleştirdiği “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve İklim Krizi Çizgili Çalıştayı”nın çıktısı olan ve öncesinde 9 Aralık-23 Aralık 2022 tarihlerinde Karikatür Atölyesinde açılan “Çocuklar, karacalar, çiçekler, ateşler” isimli sergi yeniden sanatseverlerle buluşacak.
“çocuklar, karacalar, çiçekler, ateşler” sergisi 12 Ocak-5 Şubat 2023 tarihleri arasında bu sefer Institut français Ankara’da ziyaretçilere açık olacak. Sergide, 17 Mayıs Derneği’nin 2021 yılında yayımladığı “LGBTİ+’lar ve İklim Krizine Giriş-Dönüşüme Kendimizden Başlamak: İklim101-Tavsiyeler Kılavuzu”nun tartışmaya açtığı queer ekoloji üzerinden sanatçıların ürettiği eserler sergilenecek.
Açılış etkinliği olarak 12 Ocak 2023 Perşembe günü saat 19:00’da Institut français Ankara’da sergideki eserlerin üreticisi olan sanatçıların bazıları ile de söyleşi gerçekleştirilecek.
Sergide yer alan sanatçılar şöyle:
Zeynep Özatalay, Murat Başol, Filiz Mungan, Mete Arif Tokmak, Arel Talu, Cansu Gürsu, Hasan Doğan Yılmaz, Emre Yılmaz, Numan Seven, Elif Atılır, Döndü Özkök, Nilay Hazal Başarır, Göktuğ Danacı, Gizem Karagöz, Bartu Akyürek, Ekin Kılıç Ezer, Perfin Hozatlıoğlu ve Aslı Alpar.
Sergi metni ise şöyle:
“Şeylerin kendi isimlerini unuttuğu ve karaca yavrusu ile çocuğun korkusuzca yan yana yürüdüğü
ormanında Alis’in / çiçek açabilir bir taş, alev alabilir bir kaynak, hafifleyip umarsızlaşabilir külçe gibi
insan ruhu. / Oysa kuvvetten düşen aklın ormanında / sözcükler yapraklar gibi çürürken ve çokça
tepilmiş yollar kaybolurken, ruh bitimsiz bir yola doğru ayaklarını sürüyerek ilerler, unutulur gider
çocuklar, karacalar, çiçekler, ateşler”.
Ursula K. El Guin, Hatırlayamamak*
*Ursula K. Le Guin, ‘Hatırlayamamak’, Günün Geç Vakitleri, Ayrıntı Şiir, 2. Basım 2022, Çeviren: Can Gürses
“Karaca yavrusu ile çocuğun korkusuzca yan yana yürüdüğü” o ormandayız. Benzemediğimiz için sözde çoğunluğun suretine ve direndiğimiz için ikiliğin tekliğine, terk edildiğimiz o ormandayız.
İnsan türünün kendini merkeze alarak kurduğu sistem kendi de dahil tüm türlerin geleceğini tehdit ediyor. Devletler, küresel bir krizi ulusal araçlarla yönetmeye çalışırken aslında geliştirdikleri politikalar “işlerin her zamanki gibi sürmesi” dışında bir ufuk barındırmıyor. Küresel iklim krizinin temel nedenlerini görmezden gelerek geliştirilen politikalar yalnızca insan dışındaki türleri değil, insanların “bazılarını” da geride bırakıyor.
Bugünün sorusu: “Nasıl hayatta kalırız?” İçinde yaşadığımız dünya ya da benzer şekilde içinde yaşadığımız bedeni birbirine karşıt bir ikilik içinde olduğu varsayımının bizi getirdiği yer bu soru. ,“Doğal-yapay”, “normal-anormal”, “yaban-evcil”… Hayır, dünya böyle bir yer değil. Doğa ve içinde yaşayan tüm türler simbiyotik bir temas halinde, ilişkisel ve birbirine muhtaç. Karşıt değil, iç içe ve beraber.
Bu yüzden küresel iklim krizinin önüne geçmek sadece “çevreci” yüzeysel politikalarla mümkün değil. Kurduğumuz tüm eşitsiz ilişkilerin sonucu olarak karşımızda duran iklim krizine karşı etkin bir mücadele anti-kapitalist, kolektif, eşitlikçi, queer bir dönüşümle verilebilir.
Bu deneyimi sanatla gerçekleştirmeyi arzuladığımız bu karma sergide Ursula K. Le Guin’in dizelerinden ilhamla “çocuklar, karacalar, çiçekler, ateşler” unutulup gitmesin istedik.
*Bu etkinlik, 17 Mayıs Derneği İklim Çalışmaları kapsamında Urgent Action Fund-FIF ile Ankara Fransa Elçiliği ve Institut français Ankara tarafından desteklenmektedir.
Alıntı: 17 Mayıs Derneği- Özge Gökpınar