Joel ve Ethan Coen’in yönetmenlik koltuğunda oturduğu The Big Lebowski’nin başrolünde usta oyuncu Jeff Bridges karşımıza çıkarken, film hayatını tembellik içinde sürdüren Jeffrey “The Dude” Lebowski’nin hikâyesini konu alıyordu.
Peki, Dudeizm tüm bunların neresinde yer alıyor?
1984 yapımı Blood Simple ile hayatımıza girerek kariyerlerini Akademi, Altın Küre, BAFTA gibi pek çok farklı ödülle taçlandıran Coen kardeşlerinin klasikleşmiş bu filminden esinlenerek oluşturulan Dudeizm dini 2005 yılında Oliver Benjamin tarafından bulundu.
Dudeizm genel itibarıyla Taoculuğun modernize edilmiş hali diyebiliriz. Kurucu Benjamin’e göre din ”öğüt vermemeyi temel alan, olabildiğince teoride hissettiğiniz …” şeklinde tanımlanmış. Dudeizm her ne kadar Dünyanın en yavaş büyüyen dini unvanına sahip olsa da bünyesinde 250 bin rahip barındırıyor. Öyle ki çoğu Amerikan eyaletinde düğünlerde performans sergilemelerine dahi izin veriliyor!
The Church of the Latter – Day Dude başlığı altında toplantılarını gerçekleştiren organizasyon; hayatı akışına bırakmayı, zorluklar karşısında sakin kalabilmeyi temel alıyor. Bu ilkelerin bireyler arası ilişkilerde kullanılacak en iyi yöntem olduğunu belirtiyorlar.
Benjamin internet sitesinde yaptığı açıklamada ”Dünyadaki dinler 2000 yıl öncesine dayanıyor, dolayısıyla değişmekte olan düzene ayak uydurmaları ya da sorularımıza cevap vermeleri mümkün değil. Dudeizm diğer dinlerdeki mesajları bir arada toplayıp, basitleştiriyor ve gereksiz dogmalardan kendini arındırıyor” şeklinde konuştu.
Dudeizm gündelik yaşamdaki zevklerin -banyo yapmak, bowling oynamak, arkadaşlarınla vakit geçirmek- insanı mutlu kıldığını ve üzerinde düşünülecek fazla bir şey olmadığını söylüyor. Ne diyelim, belki de hayatı olduğu gibi yaşamalı ve Benjamin gibi gereksiz ayrıntıları kafamıza takmamalıyız.
Kaynak: The Plaid Zebra