Dördüncü yılında Kültür İçin Alan tarafından desteklenen Darağaç, bu yılki projenin en büyük ayağı olan Darağaç IV: “Lüzum”u 27 Eylül / 2 Ekim 2019 tarihleri arasında gerçekleştirecek. “Lüzum”la bu kez yaşadıkları mahallede daha fazla dönüşüm ve deneyimlemeye açık, kalıcı üretimlerin yer aldığı bir sergi sunmayı hedefliyorlar.
“Lüzum”
“Lüzum,” sanatçı / mekân ilişkisi, sanatçının içinde bulunduğu toplum ilişkisinde mekânın oluşturduğu zemin ve sanatçı üretimlerinin mekânda kalıcılığını odağına alacak. Bu odak ekseninde, lüzum ve kalıcılık temaları üzerinden üretimde bulunan 29 sanatçı ve 2 farklı çalışma grubu, Darağaç’ın mahalleli olarak dört yıldır karşılıklı biriktirdiği sözlü tarih arşivini, mahalle belleğinde iz bırakan işlere dönüştürme fikrinden yola çıkacak.
“Luzüm”
Lüzum, izleyicilere; yarı kamusal, yarı özel alan üzerinden gelişen ses ve görsel performansa eşlik eden bir yerleştirme, tipik mahalle geleneklerini farklı bakış açılarıyla ele alan dinamik performans ve yerleştirmeler, mahalle sınırları içerisinde uzun zamandır boş vaziyette duran duvarlar, atıl alanlar ve çürümeye terk edilmiş hurdaları kaynak olarak değerlendirerek tekrar üretime dahil eden yapıtlar sunacaktır.
Sanatçılar
(AR)sızlar, Ahmet Yörük, Ali Kanal, Ardıl Yalınkılıç, Bengü Şener & Ebru Sağay, Caner Çoban, Darağaç Tabela Atölyesi, Demet Bilgen, Dilruba Balak, Emin Yu, Engin Konuklu, Etem Şahin, Fatoş Özgürtepe, Fatih Altan & Hasan Usta, Gülhatun Yıldırım, Hamza Kırbaş, Hasan Işıklı, Hasan Pehlevan, Kadir Kayserilioğlu, Kalender Meşrep, Merve Vural, Nejat Satı, Numan Erdinç, Rafet Arslan, Ramazan Can, Resul Karakuş, Sadi Tekin, Şafak Gürboğa, Tuğçe Yüce, Yekaterina Grygorenko
Darağaç Konuşma Serisi : “Mahalle | Mekân”
Kültür için Alan tarafından desteklenen Darağaç, konuşma serisinin 2. ayağındaysa Saliha Yavuz’un moderatörlüğünde mimar Özgür Özakın, poşe‘den Öykü Canlı, PASAJist‘den Elif Bursalı ve Zeynep Okyay’ı ağırlıyor. Katılımcılar, yaratıcı ve bağımsız oluşumlarda mekân/kamusal alan gereksinimi/zorunluluklarının neler olduğu; sokağın bir deney alanı olarak kullanımının avantaj ve dezavantajları; mahalleli, sanatçı, sanayi, sanat üretimi, vb. gibi iç içe geçmiş olan ilişkilerde geliştirilen diyalogların yanında, üretim ve sergilemeye yönelik strateji ve modellerin nasıl geliştirildiğine dair konuların tartışmaya açıldığı bir zeminde buluşacak.
28 Eylül 2019 Cumartesi, saat 15.00’de Umurbey Mahallesi 1532 Sk. No:12 adresinde gerçekleşecek serinin bu ikinci buluşması tüm ilgililere açıktır.
Katılımcılar
Özgür Özakın
1993 yılında ODTÜ Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. 1997 yılında aynı bölümde yüksek lisansını, 2011 yılında ise Bilkent İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı’ndan doktora çalışmasını tamamladı. Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık bölümünde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ders vermektedir. Çalışma odakları felsefe ve mimarlık, mekân kuramı ve sürdürülebilir mimarlıktır.
Öykü Canlı
ABD’nin Boston kentinde önce Emerson College’da görsel ve medya sanatları: film, daha sonra School of Museum of Fine Arts, Boston’da fotoğraf okumuştur. Üretiminin merkezinde fotoğraf olmakla beraber belgesel türünde çeşitli keşifler yapmak ve bu türün sınırlarını zorlamakla ilgilenmektedir. Bu nedenle de belgesel türünün araştırılmasına aracı olabilecek farklı mecralarda da çalışır.
Eserleri aile, ev, aidiyet ve kamusal ile mahrem arasındaki ayrım konularına odaklanır. 2015’te Türkiye’ye dönüş yapmış olan Öykü, bir yandan sanat pratiğine devam ederken bir yandan da bağımsız sinemada yapımcı olarak çalışmaktadır, 2016 yılında Yumurta Yapım Sanat adlı prodüksiyon şirketini kurmuştur.
poşe
2018 yılı baharında sanatçı Öykü Canlı ve Larissa Araz’ın kendi inisiyatifleriyle İstanbul, Moda’daki mekanlarında kurdukları bağımsız ve kâr amacı gütmeyen bir oluşumdur. Ortaya çıkmasında harekete geçme ve bir araya gelme arzusu yatmaktadır. Farklı deneyim, disiplin, üretim ve düşünme biçimlerinin birbiriyle konuştuğu fiziksel ve düşünsel bir yerdir. Deneyip yanılmaktan çekinmez, deneyim aktarımının gücüne inanır ve üretim süreçlerinin de ortaya çıkan işler kadar önemli olduğunu savunur.
poşe’nin kurulma nedenlerinden en önemlisi Larissa ve Öykü’nün kişisel pratiklerinde ve sanat dünyasındaki deneyimlerinde karşılaştıkları çıkmazları açmak istemeleri ve çözüm ararken benzer kaygıları taşıyan insanlar ile bir araya gelip bir ortak düşünme ve hareket alanı yaratmaktır.
Eyleme geçmenin önemli olduğuna inanan poşe, özellikle bu dönemde beraber harekete geçmenin, bir arada olmanın ve en önemlisi de bir diyalog halinde olmanın gerekliliğini savunur. Birçok farklı inisiyatif, organizasyon, sanatçı ve küratörü mekânında ağırlayan poşe, kendini açık bir kapı olarak görmektedir, ulaşılabilir ve şeffaf olmaya önem gösterir.
Beraber üretim yapmanın sadece bir mekanla kısıtlı olmaması için her uzun dönem sergi esnasında, sergiyi gerçekleştiren sanatçı ve sanatçının seçtiği bir konuşmacı ile poşe’nin balkonunda gerçekleşen “Balkon Konuşmaları” adı verilen sohbetler gerçekleştirir. Bu konuşmalar daha sonra poşe’nin çevrimiçi platformları youtube, facebook ve internet sitesinden yayınlanır. Bu bağlamda poşe, “Balkon Konuşmaları” söyleşi serisi gibi birçok farklı içerik üretir ve bunları mekânda gerçekleşen sergiler ile eş güçte tutar.
Elif Bursalı
Marmara Üniversitesi İktisat bölümünü bitirdikten sonra Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi yüksek lisans programından mezun oldu. Sanatçı İnisiyatifleri ve Sanatçılar Tarafından Yürütülen Mekanların İstanbul Güncel Sanat Alanındaki Rolü başlıklı tezini Berlin karşılaştırmalı olarak yazmış, iki şehirdeki bu tür alanların koşulları ve sürdürülebilirliği konusundaki farklarını ortaya koymuştur.
2008 yılında İskenderiye, Barcelona, Berlin ve İstanbul’un dezavantajlı bölgelerinde çocuklarla birlikte gerçekleştirilen Let’S projesinin* İstanbul ayağında atölye yürütücülüğü yapmıştır. 2010 yılından beri PASAJ bağımsız sanat alanının ortak kurucularındandır. Ayrıca PASAJ’ın Air Bayrampaşa rezidans programının saha yürütücülüğünü yapmaktadır.
*https://www.secilyaylali.com/copy-of-experiencing-with-the-local
Zeynep Okyay
Galatasaray Üniversitesi’ndeki felsefe lisansı sonrasında, Bilgi Üniversitesi’nde kültür yönetimi master programından mezun oldu. Yüksek lisans projesini katılımcı bir demo sözlük olan Bağımsız sanat alanları sözlüğü ile tamamlayan Zeynep, iki sene boyunca alanın terminolojisini yeniden ele almak ve yeni ifade biçimleri geliştirmek üzerine çalıştı.
2016-2017 yılları arasında Creative Europe’un Fransa ofisi Relais Culture Europe tarafından düzenlenen I-team kültürel yaratıcılık programına burslu katıldı. 2018 Kasım ayında, BIS’in Horizons 2020 kapsamında ortağı olduğu trans-making çerçevesinde, amberPlatform aracılığıyla, Kazablanka’daki Racines derneği ev sahipliğinde gerçekleşen araştırma rezidansına katıldı. Bu süreçte sivil inisiyatiflerin rolünü ve politika üretme denemelerini inceledi.
Gençlerin sanat pratikleri ile güçlendirilmesini hedef edinen Erasmus + projelerinde PASAJ ile birlikte yer aldı. Özellikle katılımcı ve sosyal odaklı projelere ev sahipliği yapan PASAJ bağımsız sanat alanının ortak kurucularındandır. Sanatsal ve kültürel çalışmalarına PASAJ ve amberPlatform çatısı altında devam etmektedir.
2010 yılından beri PASAJ yerel ve uluslararası sanatçıların sergilerine, müdahalelerine, atölyelerine, konuşmalarına, performanslarına ev sahipliği yapmaktadır. Tecrübe ve beceri değişimini kolaylaştırmanın yollarını arar ve sanatçıların farklı topluluklarla karşılaşabileceği bir ortam oluşturmaya çalışır. Bulunduğu mahallenin tarihine ve hafızasına saygı duyar ve yereliyle bağ kurarak şekillenir.
2014’ten 2017 Haziran ayına kadar Tarlabaşı’nda pazar kurulan caddedeki İsmail’in yeri menemen lokantasıyla iş birliği kurarak, buraya müdahale eden mekâna özgü üretilmiş sanatçı projelerini ağırlamıştır. Yerel bir lokanta ile yaptığı bu iş birliği projesini ise PASAJ Tarlabaşı olarak adlandırmıştır.
Şimdi Karaköy’de bulunan PASAJ, 2019-2020 programını “Aklımı kurcalıyor, ruhuma dokunuyor” adı altındaki proje dizisi ve bunlara bağlantılı buluşmalar ile gerçekleştiriyor. PASAJ “sanatsal ifade özgürlüğü” ve “mekânın belleği” ne eğilmeyi amaçlıyor. Daha önceki senelerde olduğu gibi yine katılımcı ve sosyal odaklı çalışmak isteyen sanatçıları destekliyor.
Darağaç Konuşma
5 Ekim 2019 Cumartesi, saat 15.00’de, aynı adreste Darağaç Konuşma’nın bir başka ayağı Borga Kantürk’ün moderatörlüğünde gerçekleşecek. Detayları sosyal medyadan takip edilebilecek bu etkinlik de ilgililerin katılımına açıktır.