Art rock grubu Talking Heads’in kurucularından David Bryne’ın Bicycle Diaries kitabı Bryne’ın Buenos Aires, İstanbul, Berlin, New York, Londra ve San Francisco’da yaşadığı bisikletli maceralarını ve gözlemleri ile sanat, müzik, kültür, siyaset ve daha birçok konudaki düşüncelerini bir araya getiriyor. Müzik dışında fotoğraf çeken ve enstalasyonlar üreten Bryne kitapta kendi yaptığı bisiklet askıları tasarımlarının çizimlerine de yer veriyor.
Bisiklet günümüzde henüz otomobile alternatif bir ulaşım aracı olarak kabul edilmekten uzak olsa da dünyada birçok insanın yoğun olarak bisiklet kullandığı şehirler bulunuyor: Kopenhag ve Amsterdam gibi… Bisiklete binmek şehirle daha yakın bir ilişki kurmak, insanları görmek ve konuşmak demek.
Öncelikle otomobil kullanımına uygun tasarlanmış Amerikan şehirlerinin bisiklet için elverişli olmadığını öğreniyoruz. Berlin’de ise aksine bisiklet kullanmak çok daha rahat ve insanlar kurallara uyuyorlar. Bryne İstanbul’da trafik ve dik yokuşların varlığını kabul etse de yollarda tek bisiklet kullananın kendisi olmasını insanların otomobili bir statü sembolü olarak görmelerine bağlıyor. Öyle ki Las Vegas’ta bisiklete binenler tüm malvarlıklarını kumarda kaybetmiş yoksul kimselermiş.
Buenos Aires kare planlı ve düz bir kent olmasına rağmen burada da bisiklete binen insan sayısı bir elin parmaklarını geçmiyormuş. Hatta bisiklet öylesine nadir bir şeymiş ki yerel gazetede Bryne’ın haberini yapmışlar. Londra için çok büyük olması nedeniyle uzun mesafeleri bisikletle almanın insanı yorduğunu ve terlettiğini yazıyor. San Francisco siyaseten ve felsefi olarak bisikletlere yakınlık duyuyor tabii ki, ancak şehrin dik yolları hayli zorlayıcıymış. Şehirdeki sokakların dikliklerini renklerle gösteren bir haritası varmış.
Son olarak yaşadığı New York’u ele alan Bryne, burada neredeyse her gün bisiklete bindiğini belirtiyor. Yollarda hayli dikkatli olmak gerekse de şehrin artmakta olan bisiklet yolları olumlu bir işaret. 2007 ile 2008 arasında New York’da bisiklet trafiği yüzde 35 artmış.
Kitap aynı zamanda Bryne’ın modern sanat, müzik, toplum, mimari, şehir planlama, küreselleşme ve kültür üzerine ilginç gözlemleri ve saptamalarıyla zenginleşiyor.