Ana SayfaKültür & SanatKitapDemet Çizmeli Söyleşisi: "Bazen zamanın küçücük bir parçası, büyük parçasından daha kıymetlidir."

Demet Çizmeli Söyleşisi: “Bazen zamanın küçücük bir parçası, büyük parçasından daha kıymetlidir.”

-

Demet Çizmeli ile Dünyanın Ortasında öykü kitabı odağında yapmış olduğum söyleşi kadim hikayelerin izinde, yüzyıllar öncesine doğru çıktığımız yolculuklarda, uzaklarda kalmış bir dönemi anlatmasına rağmen, dünyanın ortasına, yani içimize, yerleşen öyküler eşliğinde gerçekleşti. Firari öyküsündeki Pavliko ile tanışın lütfen, okuyun O’nun hikayesini; Zamanın Ayarları’ndaki saat kulesine saat kaç oldu diye değil, süfli şehrin ahalisini görmek için bakın. Dünyanın Ortasında öykü kitabını gözden kaçırmamanızı dileyerek sevgili Demet Çizmeli ile yapmış olduğum söyleşi için buyurun lütfen.

Aynur Kulak:  Dünyanın Ortasında kitabınız adına ne varsa; böylesine kadim, yerin dibinden gelen, hikaye anlatıcılığının kalbinin attığı dönemlere dair öykülerini yazmak için gerçekten çok özel, öznel, özgün bir merakınızın (meramınızın aynı zamanda) olması gerekiyor.  Dünyanın Ortasında’yı yazmaya doğru çıktığınız kişisel yolculuğunuzdaki ilk başlangıç sebepleri nelerdi?

Demet Çizmeli: Doğup büyüdüğüm kent Erzurum’u çevreleyen dağlar, engin ova, tipiden gözlerin kısıldığı uzun kış geceleri masallara kapılar açardı. Kuşaktan kuşağa bir gelenekti kış gecelerini taçlandıran masallar. Yine eski bir gelenekse şimdi artık olmayan aşık kahveleriydi. Buralarda aşıkların atışmaları yanı sıra bir masal anlatıcısından dinlediklerini    evlerde çocuklara bir armağan gibi sunardı büyükler. Halalar, dedeler ve nineler ya da “masalcı ana” diye anılan yapayalnız yaşayan bir komşudan aktarılırdı çocuklara. Benim masal anlatıcım, o büyülü dünyayla tanıştıran babamdı. O da babasından dinlemişti.  Hazreti Süleyman’ın Hüthüt kuşu unutamadıklarımdandır. Masallarda kötüler hep cezalandırıldı. İçinde cinlerle perilerin Zümrüd-ü Anka Kuşu’nun yaşadığı Kaf Dağı, kentimin dağlarıydı benim için. Çocukluğumda ilgi ve meraklarımı, duygularımı Erzurum, kış gecelerini süsleyen masallar zenginleştirdi diyebilirim.

Aynur Kulak: Dünyanın Ortasında 9 öyküden oluşan bir ilk kitap. Tarihi konuları, mekanları, karakterleri içeren; zamanın karakterlerinin ana dili ne ise hiç bozmaksızın o şekilde aktarılan dönemsel öyküler ile karşı karşıyayız. Sizin büyük yazarlar karşısında yazma konusunda imtina ettiğinizi de bilerek sormak istiyorum. Sizi Dünyanın Ortasında’yı yazmaya götüren sebepler nelerdi? Ben ‘tüm bu bende biriken öyküleri yazmalıyım’ değiniz zaman dilimindeki yolculuğunuz nasıl gerçekleşti?

Demet Çizmeli: Kentimle olan ilgimden söz ettim.  Özünde kapalı bir yapıya sahip olan kentimde  geleneksel yaşantısına aykırı olduğu düşünülen ve karar verilen   her şey yadırganır. Ve kent kapalılığını buradan alır. Yazı ile uğraşmak da bu yargılardan biri. Hele de kızlar için. Kitap okuyup bir de yazmaya heveslenmek tehlikedir ve dışlanma sebebidir. Öğretilen rolün dışına çıkılamaz.  Yazmak denilirse eğer kendimce gizli gizli bir şeyler karalıyordum. Ortaokul yıllarında günlük daha sonra adını koyamadığım yazılar. Sonradan Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık bölümünü okudum. Öğrencilik döneminde radyo oyunu yazmaya başladım ve bu oyunlarım Ankara Radyosu’nda seslendirildi. Bunu sahne oyunları izledi. 2009’da ‘Cumhuriyetin İlk Sadası’ Erzurum Devlet Tiyatrosu’nda,  2019’da  ‘Bir Güz Çiçeği Hürriyet’ ve ‘1919: Şafak’ adlı oyunlarım aynı sezonda Sivas Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendiler. Fakat öykü kitabı yazmaya cesaret edemiyordum.

2013’te Erzurum’da düzenlenen Dadaş Film Festivali’ne jüri başkanı olarak çağrılan değerli Füruzan’la tanışıncaya kadar.  Erzurum’a geleceğini festival yöneticisi dostum Nil Gürpınar’dan  öğrendikten sonra üç yıl sabırla heyecanla bekledim. Havaalanındaki ilk karşılaşmamızda Nil, “İşte üç yıl bekledin ve geldi” deyince heyecandan ne diyeceğimi bilemez haldeydim. Füruzan beni mihmandarı sanmıştı. Ben gönüllü mihmandarıydım. Füruzan’la geçen beş gün böylece başladı. Tiyatrodan sinemadan, konuşuyor, beş gün boyunca dilinden dökülen her sözcüğü dikkatle dinliyor hafızama kazıyordum. Bildiğiniz gibi 47’liler romanını Erzurum’u hiç görmeden yazmıştı. Şimdi ona Erzurum’u ben anlatıyordum. Eski mahalleler, sokaklar, tek tük  kalan yerli evleri geziyor birlikte keşfediyorduk. Kentin bellek kayıtlarından, eski yaşantıdan, kültürel dokudan söz ederken beni yoğun  bir dikkatle dinliyordu bir an; “Tiyatro da edebi türdür fakat tiyatronun dışında yazmıyor musun?” diye sordu. O ana kadar öykü yazdığımı söylememiştim. Çekinerek “Bir iki öyküm var” diyebildim. Çünkü karşımda Füruzan vardı. Yazdıklarımı son gün havaalanında verdiğimde, “Ben çok zor beğenirim ama seni beğeneceğimi umuyorum. Yıllar içinde bende belki de bir edebiyatçı deformasyonu oldu. Her yazılanı okuyamıyorum, bu da belki benim kusurumdur” demişti. Döndükten hemen sonra ilk beğenisi geldi. Öykülerim Kitap-lık Dergisi’nde yayımlanınca da beğendiğini defalarca belirtmişti. Türk ve dünya edebiyatında bu denli değerli bir yazardan, Füruzan’dan bunları duymak cesaretimi artırmıştı. Böylelikle öyküleri yazmaya başladım.   

Aynur Kulak: Kitabın ilk öyküsü Firari’den başlamak istiyorum ve canımın içine giren, “Gittiği her yerde, teninin aklığı, çakır gözleri ve yoksul kılığı ile diğerlerinden ayrılıyordu.” diye tasvir edilen Pavliko’yu konuşmak istiyorum. Kitaba neden bir firar öyküsüyle, çok önemliymiş gibi gösterilen, algılamamız istenen dünya mallarına karşılık yoksul ve biçare Pavliko’nun diğerlerinden ayrılan  öyküsü ile başlamak istediniz?

Demet Çizmeli: Pavliko, yaşadığımız coğrafyayı ve o coğrafyanın insanlarını yansıtan karakterlerden biriydi. Kitaptaki öykülerin sıralamasında ilk olmasındaki tercih sebebim bu yansımaydı.

Aynur Kulak: Zamanın Ayarları. Onlar sadece zamanı gösterecek birini arıyorlardı; öğretecek değil…” Hicri 1255 dönemindeyiz.  Zamansal, mekânsal, karakterler, olayların akışı bazında; eski Türkçe’nin öykü içinde hiç dokunulmaksızın aktarılmasına kadar ve “güneşi süfli” şehirde yerine yerleştirilen güneş saati ile tam manasıyla kadim bir öykü okuyoruz. Öykülerin tamamına baktığımızda zamansal ve dönemsel anlamda en uzağa gittiğimiz öykü ile karşı karşıyayız. Zamanın Ayarları öyküsünde mevzuu bahis olan insan hikayeleri, Anadolu topraklarında ilk defa tecrübe edilen “güneş saati” uygulamasını, ardındaki çalışmayı, Fehim Bey’in kendi halinde sürgit yaşantısının bir şehrin hikayesini nasıl etkileyerek değiştirdiğini Dünyanın Ortasında’yı aynı Pavliko’nun hikayesinde olduğu gibi  değerli bir yere taşıyor.  Öyküyü size yazdıran fiziki sebeplerden ziyade içsel sebepleri sormak isterim.

Demet Çizmeli: Yıllar önce kütüphanede çalışırken bir sayım sırasında gördüğüm el yazması bir kitap beni çok etkiledi. Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın oğlu tarafından yazılmıştı. İbrahim Hakkı hem bilimle hem de tasavvufla ilgilenmiş bir düşünürdü.  Oğlu ise öyküdeki aynı adıyla İsmail Fehim, şu an Erzurum Emir Şeyh Camiinin minaresinde günümüzde de duran güneş saatini yapmış ve gördüğüm el yazması kitabında da bu saati anlatmıştı. Babası kadar ünlü olamamış sonra da kenti terk edip gitmiş bir daha da haber alınamamamıştı. Bu da halk arasında dağdan atlayıp kırklara karışma rivayetiyle anlatılır. Çocukken de dinlediğim ve beni etkilen bir rivayettir. Bütün bunlar bende bu öyküyü yazma isteği uyandırdı. Tabii  kentime de zihinsel ve içsel bakmaya çalıştım. Okumalarımda, yaşadığım kentin bütün tarihi de beni çok etkiledi. Okuduklarım, gözlemlerim, kentin büyükleriyle yaptığım söyleşmeler  ve  bende birikenlerle  kentime içerden bakıp kendi dünyamda analiz etmeye gayret ettim.  Fehim Efendi de tıpkı Pavliko gibi yabancıydı. Pavliko kente dışardan gelen Fehim Efendi ise o coğrafyaya ait yabancıydı, alışılmamış olandı. Dünyada ve ülkemizde karakteristik özelliklerini değiştirememiş kentlerde de durum pek farklı değil diye düşünüyorum. Bu tür yabancılığı  günümüzde yaşayanlar da var.

Aynur Kulak: Dünyanın Ortasında öyküsü tüm öykülerin arasından sesini yükselten bir çığlık gibi.. Dünyanın ortasında tamlaması kitabın içinde birkaç yerde geçmekte Zamanın Ayarları’nda söyle diyorsunuz mesela: “Dünyanın ortasındaki bu yalnızlıkta sisler içinden çıkan bir masal atı lacivert sema altındaki bu ovada onu yanına çağırmıyordu artık.” Bu cümleden mütevelli Dünyanın Ortasında öyküsünde ortaya çıkan yapının Halkevi olduğunu okuyana kadar Güneş Saati Kulesi olduğunu düşündüm. İşte dedim Zamanın Ayarları, Dünyanın Ortasında öyküsüne el veriyor ve tamamı italik yazılan bu öyküde italik kısım bitecek, öykü kendi içindeki kurgu ile devam edecek diye düşündüm. Düşündüğüm gibi olmadı. Beklenmedik bir anda atılan çığlık misali halkevi çıktı karşıma. Dünyanın Ortasında öyküsü zamanın akışının nasıl değiştiğini bizlere göstermek ister gibi bir yere konumlanıyor kitabın içinde ne dersiniz?

Demet Çizmeli: Biliyorsunuz cumhuriyetin ilanı ile birlikte toplumda sosyo kültürel anlamda büyük yenilikler başlıyor. Bunlardan en önemlileri de Halkevleri ve Köy Enstitüleri. Biz şimdi ikisini de kaybettik. Halkevleri toplumun her kesimine kapılarını açıyor ve bir okul gibi hizmet veriyor. Cumhuriyet projesinde halkevleri de önemli bir yere sahip. Değindiğiniz gibi kitabın tam ortasında yer alan Dünyanın Ortasında öyküm yitirdiğimiz değerler için bir çığlık olarak düşünebilir.

Aynur Kulak: Asude Günler, Harf Kuyumcusu , Beş Bin Sekiz Yüz Otuz, Tek Kişilik Bir Oyun, öyküleri ile 1943 yılından 1951’e uzanan yeni bir dönem başlıyor önümüzde. Türkiye tarihine baktığımızda 1940’ların ilk çeyreğinde başlayan, 1950’lerin ikinci yarısına hatta gelişen şartlara göre 50’lerin sonuna kadar süren hareketli, çok çalkantılı, yeniye hevesli, kabuk değiştiren bir dönem. Üç öykünün tesadüf bir biçimde arka arkaya gelmediğini düşünüyorum. Dünyanın ortasına nasıl yerleşiyor bu öyküler?

Demet Çizmeli: Kesinlikle tesadüf değil. Kalkınmanın daha ilk yıllarında duraganlaştırıldığı, yapılanların yok edildiği, yıkımlara doğru evrildiği  zamanlara yürümek istedim. Taş benim için  zamandır, bellektir. Onun  sembolik tanıklığında  karmaşık zamanlara doğru yol aldım.

Aynur Kulak: Yitik, Billur Piyalelim öyküleriniz kitabın son iki öyküsü ve zamanın içinde geçmişten günümüze, günümüzden tekrar geçmişe geçişler yapıyoruz. 1960’ların ikinci yarısına tekrar döndüğümüz ve sonrasında yıl 1924, Kış. Bir ressam Galip Tutkun’la ve Bezmiye karakterleriyle önümüze serilen hayatlar uzun dönemlerin kişiler üzerinden nasıl yaşandığını, dönemlerin karakterler vasıtasıyla nasıl vücut bulduğunu okutuyor bizlere. Aslında, İlkyaz/2013 döneminde yazılan; “Ben bir taşım, kehribar zamanında…” girişiyle başlayan tiradın yazılmasına sebebiyet veriyor tüm bu dönemler, karakterler; ne dersiniz?

Demet Çizmeli: Bilindiği gibi bütün bunlar birbirlerini etkileyerek yürür ve bu kaçınılmaz sondur. İnsanlara şekil veren zaman içindeki onları yönetenlerin düzenlemeleridir diye düşünüyorum.

Aynur Kulak:  Rusya topraklarından başlayarak Kars – Erzurum hattının, o coğrafyanın öykülerdeki etkisi çok büyük. İkinci Dünya Savaşı da Rus topraklarında, o coğrafyada son buluyor mesela. Orada ne var? Sadece geçmiş zamana istinaden değil, şimdiki zamana istinaden de, o coğrafyada olup bitenler tarihi hala etkiliyor.

Demet Çizmeli: Söz ettiğiniz coğrafya tarih boyunca çok önemli bir güzergah. Kentimin de içinde bulunduğu ve Çin’e kadar uzanan İpekyolu. Ticaretle beraber kültürün de alışverişi söz konusu. O yolun kentleri ülkeleri etkileşim halinde.  İnsanlık binlerce yıllık tarihinde pek çok aşamalardan geçip günümüze geldi, bizden sonra da devam edecek. İnsanın yolculuğunu okuyup anlamak gerek diye düşünüyorum.

Aynur Kulak: Öykülerdeki dönem üzerinde kullanmaktan, yazmaktan çekinmediğiniz dil kullanımınızdan bahsetmeden geçmek istemiyorum. “Kullanmaktan, yazmaktan çekinmediğiniz” diyorum çünkü o dönem dilini okunur mu okunmaz mı kaygısı gütmeksizin veya böyle bir hesap kitap içine girmeksizin olduğu gibi alıyorsunuz öykülerin içine. Özellikle Zamanın Ayarları buna çok güzel bir örnek.

Demet Çizmeli: Öyküleri veya oyunlarımı yazarken risk alırım kaygısını asla taşımadım. Sadece yazmak istedim.

Aynur Kulak: Hem öykülerin kendi içindeki hem de birbirleriyle kurgusuna da değinmeden geçmek istemiyorum. Özellikle Firari, Zamanın Ayarları, Asude Günler öyküleriniz üzerinden kurgunun hikaye aktarımında, özellikle dönemsel hikaye aktarımında ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Dönem öyküleri olduğu için zaten bir kurgu içeriyor gibi basit yorumlarla açıklanmak istenen durumlarla karşı karşıya kalınabiliyor ama özellikle dönem öykülerinde iyi kurgunun incelikleri ortaya çıkıyor, ne dersiniz?

Demet Çizmeli: Her edebiyat metni, her drama metni elbette bir zaman içerir. Burada dikkat edilmesi gereken şu,  zamanlar birbirine bağlandığı noktada insanlar ne durumdadır tartışılacak olan bu. Eğer hiçbir şey daha ileri gitmediyse ne kadar uzun bir dönem olur bu. Söz ettiğiniz dönem dilini yalnızca Zamanın Ayarları öykümde kullanma gereksinimi duydum veya denedim. Fehim Efendi yaşadığı zamanda hem santur çalabilen hem de kitaplarla yakınlığı olan biriydi. Kullandığım dilin içindeydi. Dil sestir. Ben onun dünyasını, sesini aradım.

Aynur Kulak: Tarihe olan merakınızdan, dönemlere olan ilginizden dolayı sormak isterim; içinde bulunduğumuz Pandemi dönemine bu pencereden baktığınızda nasıl değerlendiriyorsunuz? Böylesine bir iletişim çağında böyle bir salgın nasıl başımıza geldi? Tarihin bize söylediklerini, dönemlerin içinden gelen hikayeleri tam algılayamadık sanki ya da ağılanması gereken asıl noktalarından algılamak istemedik, ne dersiniz?

Demet Çizmeli: İnsanlık tarihine bir bütün olarak bakmak, insanın nelerden ne kadar ders çıkardığını görmek gerek sanırım. Bu anlamda insanlık hep sınıfta kalıyor ne yazık ki. İlk aklıma gelenler Albert Camus Veba, Daniel Defoe Veba Yılı Günlüğü, Giovanni Boccaccio Decameron ve bütün bir uygarlık tarihine yeniden dönüp bakmak ve anlamak diyebilirim.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
\n

Demet \u00c7izmeli ile D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda \u00f6yk\u00fc kitab\u0131 oda\u011f\u0131nda yapm\u0131\u015f oldu\u011fum s\u00f6yle\u015fi kadim hikayelerin izinde, y\u00fczy\u0131llar \u00f6ncesine do\u011fru \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131m\u0131z yolculuklarda, uzaklarda kalm\u0131\u015f bir d\u00f6nemi anlatmas\u0131na ra\u011fmen, d\u00fcnyan\u0131n ortas\u0131na, yani i\u00e7imize, yerle\u015fen \u00f6yk\u00fcler e\u015fli\u011finde ger\u00e7ekle\u015fti. Firari \u00f6yk\u00fcs\u00fcndeki Pavliko ile tan\u0131\u015f\u0131n l\u00fctfen, okuyun O\u2019nun hikayesini; Zaman\u0131n Ayarlar\u0131\u2019ndaki saat kulesine saat ka\u00e7 oldu diye de\u011fil, s\u00fcfli \u015fehrin ahalisini g\u00f6rmek i\u00e7in bak\u0131n. D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda \u00f6yk\u00fc kitab\u0131n\u0131 g\u00f6zden ka\u00e7\u0131rmaman\u0131z\u0131 dileyerek sevgili Demet \u00c7izmeli ile yapm\u0131\u015f oldu\u011fum s\u00f6yle\u015fi i\u00e7in buyurun l\u00fctfen.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: <\/strong> D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda kitab\u0131n\u0131z ad\u0131na ne varsa; b\u00f6ylesine kadim, yerin dibinden gelen, hikaye anlat\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131n kalbinin att\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemlere dair \u00f6yk\u00fclerini yazmak i\u00e7in ger\u00e7ekten \u00e7ok \u00f6zel, \u00f6znel, \u00f6zg\u00fcn bir merak\u0131n\u0131z\u0131n (meram\u0131n\u0131z\u0131n ayn\u0131 zamanda) olmas\u0131 gerekiyor.  D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda\u2019y\u0131 yazmaya do\u011fru \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131z ki\u015fisel yolculu\u011funuzdaki ilk ba\u015flang\u0131\u00e7 sebepleri nelerdi?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli<\/strong>: Do\u011fup b\u00fcy\u00fcd\u00fc\u011f\u00fcm kent Erzurum\u2019u \u00e7evreleyen da\u011flar, engin ova, tipiden g\u00f6zlerin k\u0131s\u0131ld\u0131\u011f\u0131 uzun k\u0131\u015f geceleri masallara kap\u0131lar a\u00e7ard\u0131. Ku\u015faktan ku\u015fa\u011fa bir gelenekti k\u0131\u015f gecelerini ta\u00e7land\u0131ran masallar. Yine eski bir gelenekse \u015fimdi art\u0131k olmayan a\u015f\u0131k kahveleriydi. Buralarda a\u015f\u0131klar\u0131n at\u0131\u015fmalar\u0131 yan\u0131 s\u0131ra bir masal anlat\u0131c\u0131s\u0131ndan dinlediklerini    evlerde \u00e7ocuklara bir arma\u011fan gibi sunard\u0131 b\u00fcy\u00fckler. Halalar, dedeler ve nineler ya da \u201cmasalc\u0131 ana\u201d diye an\u0131lan yapayaln\u0131z ya\u015fayan bir kom\u015fudan aktar\u0131l\u0131rd\u0131 \u00e7ocuklara. Benim masal anlat\u0131c\u0131m, o b\u00fcy\u00fcl\u00fc d\u00fcnyayla tan\u0131\u015ft\u0131ran babamd\u0131. O da babas\u0131ndan dinlemi\u015fti.  Hazreti S\u00fcleyman\u2019\u0131n H\u00fcth\u00fct ku\u015fu unutamad\u0131klar\u0131mdand\u0131r. Masallarda k\u00f6t\u00fcler hep cezaland\u0131r\u0131ld\u0131. \u0130\u00e7inde cinlerle perilerin Z\u00fcmr\u00fcd-\u00fc Anka Ku\u015fu\u2019nun ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 Kaf Da\u011f\u0131, kentimin da\u011flar\u0131yd\u0131 benim i\u00e7in. \u00c7ocuklu\u011fumda ilgi ve meraklar\u0131m\u0131, duygular\u0131m\u0131 Erzurum, k\u0131\u015f gecelerini s\u00fcsleyen masallar zenginle\u015ftirdi diyebilirim.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Aynur Kulak: D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda 9 \u00f6yk\u00fcden olu\u015fan bir ilk kitap. Tarihi konular\u0131, mekanlar\u0131, karakterleri i\u00e7eren; zaman\u0131n karakterlerinin ana dili ne ise hi\u00e7 bozmaks\u0131z\u0131n o \u015fekilde aktar\u0131lan d\u00f6nemsel \u00f6yk\u00fcler ile kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131yay\u0131z. Sizin b\u00fcy\u00fck yazarlar kar\u015f\u0131s\u0131nda yazma konusunda imtina etti\u011finizi de bilerek sormak istiyorum. Sizi D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda\u2019y\u0131 yazmaya g\u00f6t\u00fcren sebepler nelerdi? Ben \u2018t\u00fcm bu bende biriken \u00f6yk\u00fcleri yazmal\u0131y\u0131m\u2019 de\u011finiz zaman dilimindeki yolculu\u011funuz nas\u0131l ger\u00e7ekle\u015fti?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>Kentimle olan ilgimden s\u00f6z ettim. \u00a0\u00d6z\u00fcnde kapal\u0131 bir yap\u0131ya sahip olan kentimde \u00a0geleneksel ya\u015fant\u0131s\u0131na ayk\u0131r\u0131 oldu\u011fu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclen ve karar verilen \u00a0\u00a0her \u015fey yad\u0131rgan\u0131r. Ve kent kapal\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 buradan al\u0131r. Yaz\u0131 ile u\u011fra\u015fmak da bu yarg\u0131lardan biri. Hele de k\u0131zlar i\u00e7in. Kitap okuyup bir de yazmaya heveslenmek tehlikedir ve d\u0131\u015flanma sebebidir. \u00d6\u011fretilen rol\u00fcn d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131k\u0131lamaz. \u00a0Yazmak denilirse e\u011fer kendimce gizli gizli bir \u015feyler karal\u0131yordum. Ortaokul y\u0131llar\u0131nda g\u00fcnl\u00fck daha sonra ad\u0131n\u0131 koyamad\u0131\u011f\u0131m yaz\u0131lar. Sonradan G\u00fczel Sanatlar Fak\u00fcltesi Dramatik Yazarl\u0131k b\u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fc okudum. \u00d6\u011frencilik d\u00f6neminde radyo oyunu yazmaya ba\u015flad\u0131m ve bu oyunlar\u0131m Ankara Radyosu\u2019nda seslendirildi. Bunu sahne oyunlar\u0131 izledi. 2009\u2019da \u2018Cumhuriyetin \u0130lk Sadas\u0131\u2019 Erzurum Devlet Tiyatrosu\u2019nda, \u00a02019\u2019da \u00a0\u2018Bir G\u00fcz \u00c7i\u00e7e\u011fi H\u00fcrriyet\u2019 ve \u20181919: \u015eafak\u2019 adl\u0131 oyunlar\u0131m ayn\u0131 sezonda Sivas Devlet Tiyatrosu\u2019nda sahnelendiler. Fakat \u00f6yk\u00fc kitab\u0131 yazmaya cesaret edemiyordum.<\/p>\n\n\n\n

2013\u2019te Erzurum\u2019da d\u00fczenlenen Dada\u015f Film Festivali\u2019ne j\u00fcri ba\u015fkan\u0131 olarak \u00e7a\u011fr\u0131lan de\u011ferli F\u00fcruzan\u2019la tan\u0131\u015f\u0131ncaya kadar.\u00a0 Erzurum\u2019a gelece\u011fini festival y\u00f6neticisi dostum Nil G\u00fcrp\u0131nar\u2019dan\u00a0 \u00f6\u011frendikten sonra \u00fc\u00e7 y\u0131l sab\u0131rla heyecanla bekledim. Havaalan\u0131ndaki ilk kar\u015f\u0131la\u015fmam\u0131zda Nil, \u201c\u0130\u015fte \u00fc\u00e7 y\u0131l bekledin ve geldi\u201d deyince heyecandan ne diyece\u011fimi bilemez haldeydim. F\u00fcruzan beni mihmandar\u0131 sanm\u0131\u015ft\u0131. Ben g\u00f6n\u00fcll\u00fc mihmandar\u0131yd\u0131m.\u00a0F\u00fcruzan\u2019la ge\u00e7en be\u015f g\u00fcn b\u00f6ylece ba\u015flad\u0131. Tiyatrodan sinemadan, konu\u015fuyor, be\u015f g\u00fcn boyunca dilinden d\u00f6k\u00fclen her s\u00f6zc\u00fc\u011f\u00fc dikkatle dinliyor haf\u0131zama kaz\u0131yordum. Bildi\u011finiz gibi 47\u2019liler roman\u0131n\u0131 Erzurum\u2019u hi\u00e7 g\u00f6rmeden yazm\u0131\u015ft\u0131. \u015eimdi ona Erzurum\u2019u ben anlat\u0131yordum. Eski mahalleler, sokaklar, tek t\u00fck\u00a0 kalan yerli evleri geziyor birlikte ke\u015ffediyorduk. Kentin bellek kay\u0131tlar\u0131ndan, eski ya\u015fant\u0131dan, k\u00fclt\u00fcrel dokudan s\u00f6z ederken beni yo\u011fun \u00a0bir dikkatle dinliyordu bir an; \u201cTiyatro da edebi t\u00fcrd\u00fcr fakat tiyatronun d\u0131\u015f\u0131nda yazm\u0131yor musun?\u201d diye sordu. O ana kadar \u00f6yk\u00fc yazd\u0131\u011f\u0131m\u0131 s\u00f6ylememi\u015ftim. \u00c7ekinerek \u201cBir iki \u00f6yk\u00fcm var\u201d diyebildim. \u00c7\u00fcnk\u00fc kar\u015f\u0131mda F\u00fcruzan vard\u0131. Yazd\u0131klar\u0131m\u0131 son g\u00fcn havaalan\u0131nda verdi\u011fimde, \u201cBen \u00e7ok zor be\u011fenirim ama seni be\u011fenece\u011fimi umuyorum. Y\u0131llar i\u00e7inde bende belki de bir edebiyat\u00e7\u0131 deformasyonu oldu. Her yaz\u0131lan\u0131 okuyam\u0131yorum, bu da belki benim kusurumdur\u201d demi\u015fti. D\u00f6nd\u00fckten hemen sonra ilk be\u011fenisi geldi. \u00d6yk\u00fclerim Kitap-l\u0131k Dergisi\u2019nde yay\u0131mlan\u0131nca da be\u011fendi\u011fini defalarca belirtmi\u015fti. T\u00fcrk ve d\u00fcnya edebiyat\u0131nda bu denli de\u011ferli bir yazardan, F\u00fcruzan\u2019dan bunlar\u0131 duymak cesaretimi art\u0131rm\u0131\u015ft\u0131. B\u00f6ylelikle \u00f6yk\u00fcleri yazmaya ba\u015flad\u0131m. \u00a0\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> Kitab\u0131n ilk \u00f6yk\u00fcs\u00fc Firari<\/em>\u2019den ba\u015flamak istiyorum ve can\u0131m\u0131n i\u00e7ine giren, \u201cGitti\u011fi her yerde, teninin akl\u0131\u011f\u0131, \u00e7ak\u0131r g\u00f6zleri ve yoksul k\u0131l\u0131\u011f\u0131 ile di\u011ferlerinden ayr\u0131l\u0131yordu.\u201d<\/em> diye tasvir edilen Pavliko\u2019yu konu\u015fmak istiyorum. Kitaba neden bir firar \u00f6yk\u00fcs\u00fcyle, \u00e7ok \u00f6nemliymi\u015f gibi g\u00f6sterilen, alg\u0131lamam\u0131z istenen d\u00fcnya mallar\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k yoksul ve bi\u00e7are Pavliko\u2019nun di\u011ferlerinden ayr\u0131lan  \u00f6yk\u00fcs\u00fc ile ba\u015flamak istediniz?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>Pavliko, ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z co\u011frafyay\u0131 ve o co\u011frafyan\u0131n insanlar\u0131n\u0131 yans\u0131tan karakterlerden biriydi. Kitaptaki \u00f6yk\u00fclerin s\u0131ralamas\u0131nda ilk olmas\u0131ndaki tercih sebebim bu yans\u0131mayd\u0131.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> Zaman\u0131n Ayarlar\u0131. <\/strong><\/em>\u201c<\/em><\/strong>Onlar sadece zaman\u0131 g\u00f6sterecek birini ar\u0131yorlard\u0131; \u00f6\u011fretecek de\u011fil\u2026\u201d<\/em><\/strong> <\/strong>Hicri 1255 d\u00f6nemindeyiz.  Zamansal, mek\u00e2nsal, karakterler, olaylar\u0131n ak\u0131\u015f\u0131 baz\u0131nda; eski T\u00fcrk\u00e7e\u2019nin \u00f6yk\u00fc i\u00e7inde hi\u00e7 dokunulmaks\u0131z\u0131n aktar\u0131lmas\u0131na kadar ve \u201cg\u00fcne\u015fi s\u00fcfli\u201d \u015fehirde yerine yerle\u015ftirilen g\u00fcne\u015f saati ile tam manas\u0131yla kadim bir \u00f6yk\u00fc okuyoruz. \u00d6yk\u00fclerin tamam\u0131na bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda zamansal ve d\u00f6nemsel anlamda en uza\u011fa gitti\u011fimiz \u00f6yk\u00fc ile kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131yay\u0131z. Zaman\u0131n Ayarlar\u0131<\/em> \u00f6yk\u00fcs\u00fcnde mevzuu bahis olan insan hikayeleri, Anadolu topraklar\u0131nda ilk defa tecr\u00fcbe edilen \u201cg\u00fcne\u015f saati\u201d uygulamas\u0131n\u0131, ard\u0131ndaki \u00e7al\u0131\u015fmay\u0131, Fehim Bey\u2019in kendi halinde s\u00fcrgit ya\u015fant\u0131s\u0131n\u0131n bir \u015fehrin hikayesini nas\u0131l etkileyerek de\u011fi\u015ftirdi\u011fini D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda<\/em>\u2019y\u0131 ayn\u0131 Pavliko\u2019nun hikayesinde oldu\u011fu gibi  de\u011ferli bir yere ta\u015f\u0131yor.  \u00d6yk\u00fcy\u00fc size yazd\u0131ran fiziki sebeplerden ziyade i\u00e7sel sebepleri sormak isterim.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>Y\u0131llar \u00f6nce k\u00fct\u00fcphanede \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken bir say\u0131m s\u0131ras\u0131nda g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm el yazmas\u0131 bir kitap beni \u00e7ok etkiledi. Erzurumlu \u0130brahim Hakk\u0131\u2019n\u0131n o\u011flu taraf\u0131ndan yaz\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. \u0130brahim Hakk\u0131 hem bilimle hem de tasavvufla ilgilenmi\u015f bir d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrd\u00fc.  O\u011flu ise \u00f6yk\u00fcdeki ayn\u0131 ad\u0131yla \u0130smail Fehim, \u015fu an Erzurum Emir \u015eeyh Camiinin minaresinde g\u00fcn\u00fcm\u00fczde de duran g\u00fcne\u015f saatini yapm\u0131\u015f ve g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm el yazmas\u0131 kitab\u0131nda da bu saati anlatm\u0131\u015ft\u0131. Babas\u0131 kadar \u00fcnl\u00fc olamam\u0131\u015f sonra da kenti terk edip gitmi\u015f bir daha da haber al\u0131namamam\u0131\u015ft\u0131. Bu da halk aras\u0131nda da\u011fdan atlay\u0131p k\u0131rklara kar\u0131\u015fma rivayetiyle anlat\u0131l\u0131r. \u00c7ocukken de dinledi\u011fim ve beni etkilen bir rivayettir. B\u00fct\u00fcn bunlar bende bu \u00f6yk\u00fcy\u00fc yazma iste\u011fi uyand\u0131rd\u0131. Tabii  kentime de zihinsel ve i\u00e7sel bakmaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131m. Okumalar\u0131mda, ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m kentin b\u00fct\u00fcn tarihi de beni \u00e7ok etkiledi. Okuduklar\u0131m, g\u00f6zlemlerim, kentin b\u00fcy\u00fckleriyle yapt\u0131\u011f\u0131m s\u00f6yle\u015fmeler  ve  bende birikenlerle  kentime i\u00e7erden bak\u0131p kendi d\u00fcnyamda analiz etmeye gayret ettim.  Fehim Efendi de t\u0131pk\u0131 Pavliko gibi yabanc\u0131yd\u0131. Pavliko kente d\u0131\u015fardan gelen Fehim Efendi ise o co\u011frafyaya ait yabanc\u0131yd\u0131, al\u0131\u015f\u0131lmam\u0131\u015f oland\u0131. D\u00fcnyada ve \u00fclkemizde karakteristik \u00f6zelliklerini de\u011fi\u015ftirememi\u015f kentlerde de durum pek farkl\u0131 de\u011fil diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Bu t\u00fcr yabanc\u0131l\u0131\u011f\u0131  g\u00fcn\u00fcm\u00fczde ya\u015fayanlar da var.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda \u00f6yk\u00fcs\u00fc t\u00fcm \u00f6yk\u00fclerin aras\u0131ndan sesini y\u00fckselten bir \u00e7\u0131\u011fl\u0131k gibi.. D\u00fcnyan\u0131n ortas\u0131nda tamlamas\u0131 kitab\u0131n i\u00e7inde birka\u00e7 yerde ge\u00e7mekte Zaman\u0131n Ayarlar\u0131<\/em>\u2019nda s\u00f6yle diyorsunuz mesela: <\/strong>\u201cD\u00fcnyan\u0131n ortas\u0131ndaki bu yaln\u0131zl\u0131kta sisler i\u00e7inden \u00e7\u0131kan bir masal at\u0131 lacivert sema alt\u0131ndaki bu ovada onu yan\u0131na \u00e7a\u011f\u0131rm\u0131yordu art\u0131k.\u201d<\/em><\/strong> Bu c\u00fcmleden m\u00fctevelli D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda<\/em> \u00f6yk\u00fcs\u00fcnde ortaya \u00e7\u0131kan yap\u0131n\u0131n Halkevi oldu\u011funu okuyana kadar G\u00fcne\u015f Saati Kulesi oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcm. \u0130\u015fte dedim Zaman\u0131n Ayarlar\u0131<\/em>, D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda<\/em> \u00f6yk\u00fcs\u00fcne el veriyor ve tamam\u0131 italik yaz\u0131lan bu \u00f6yk\u00fcde italik k\u0131s\u0131m bitecek, \u00f6yk\u00fc kendi i\u00e7indeki kurgu ile devam edecek diye d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcm. D\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm gibi olmad\u0131. Beklenmedik bir anda at\u0131lan \u00e7\u0131\u011fl\u0131k misali halkevi \u00e7\u0131kt\u0131 kar\u015f\u0131ma. D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda<\/em> \u00f6yk\u00fcs\u00fc zaman\u0131n ak\u0131\u015f\u0131n\u0131n nas\u0131l de\u011fi\u015fti\u011fini bizlere g\u00f6stermek ister gibi bir yere konumlan\u0131yor kitab\u0131n i\u00e7inde ne dersiniz?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>Biliyorsunuz cumhuriyetin ilan\u0131 ile birlikte toplumda sosyo k\u00fclt\u00fcrel anlamda b\u00fcy\u00fck yenilikler ba\u015fl\u0131yor. Bunlardan en \u00f6nemlileri de Halkevleri ve K\u00f6y Enstit\u00fcleri. Biz \u015fimdi ikisini de kaybettik. Halkevleri toplumun her kesimine kap\u0131lar\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131yor ve bir okul gibi hizmet veriyor. Cumhuriyet projesinde halkevleri de \u00f6nemli bir yere sahip. De\u011findi\u011finiz gibi kitab\u0131n tam ortas\u0131nda yer alan D\u00fcnyan\u0131n Ortas\u0131nda \u00f6yk\u00fcm yitirdi\u011fimiz de\u011ferler i\u00e7in bir \u00e7\u0131\u011fl\u0131k olarak d\u00fc\u015f\u00fcnebilir.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Asude G\u00fcnler, Harf Kuyumcusu , Be\u015f Bin Sekiz Y\u00fcz Otuz,<\/em> Tek Ki\u015filik Bir Oyun, <\/em>\u00f6yk\u00fcleri ile 1943 y\u0131l\u0131ndan 1951\u2019e uzanan yeni bir d\u00f6nem ba\u015fl\u0131yor \u00f6n\u00fcm\u00fczde. T\u00fcrkiye tarihine bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda 1940\u2019lar\u0131n ilk \u00e7eyre\u011finde ba\u015flayan, 1950\u2019lerin ikinci yar\u0131s\u0131na hatta geli\u015fen \u015fartlara g\u00f6re 50\u2019lerin sonuna kadar s\u00fcren hareketli, \u00e7ok \u00e7alkant\u0131l\u0131, yeniye hevesli, kabuk de\u011fi\u015ftiren bir d\u00f6nem. \u00dc\u00e7 \u00f6yk\u00fcn\u00fcn tesad\u00fcf bir bi\u00e7imde arka arkaya gelmedi\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. D\u00fcnyan\u0131n ortas\u0131na nas\u0131l yerle\u015fiyor bu \u00f6yk\u00fcler?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>Kesinlikle tesad\u00fcf de\u011fil. Kalk\u0131nman\u0131n daha ilk y\u0131llar\u0131nda duraganla\u015ft\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131, yap\u0131lanlar\u0131n yok edildi\u011fi, y\u0131k\u0131mlara do\u011fru evrildi\u011fi  zamanlara y\u00fcr\u00fcmek istedim. Ta\u015f benim i\u00e7in  zamand\u0131r, bellektir. Onun  sembolik tan\u0131kl\u0131\u011f\u0131nda  karma\u015f\u0131k zamanlara do\u011fru yol ald\u0131m.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Yitik, Billur Piyalelim<\/em> \u00f6yk\u00fcleriniz kitab\u0131n son iki \u00f6yk\u00fcs\u00fc ve zaman\u0131n i\u00e7inde ge\u00e7mi\u015ften g\u00fcn\u00fcm\u00fcze, g\u00fcn\u00fcm\u00fczden tekrar ge\u00e7mi\u015fe ge\u00e7i\u015fler yap\u0131yoruz. 1960\u2019lar\u0131n ikinci yar\u0131s\u0131na tekrar d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz ve sonras\u0131nda y\u0131l 1924, K\u0131\u015f. Bir ressam Galip Tutkun\u2019la ve Bezmiye karakterleriyle \u00f6n\u00fcm\u00fcze serilen hayatlar uzun d\u00f6nemlerin ki\u015filer \u00fczerinden nas\u0131l ya\u015fand\u0131\u011f\u0131n\u0131, d\u00f6nemlerin karakterler vas\u0131tas\u0131yla nas\u0131l v\u00fccut buldu\u011funu okutuyor bizlere. Asl\u0131nda, \u0130lkyaz\/2013 d\u00f6neminde yaz\u0131lan; \u201cBen bir ta\u015f\u0131m, kehribar zaman\u0131nda\u2026\u201d<\/em> giri\u015fiyle ba\u015flayan tirad\u0131n yaz\u0131lmas\u0131na sebebiyet veriyor t\u00fcm bu d\u00f6nemler, karakterler; ne dersiniz<\/strong>?<\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>Bilindi\u011fi gibi b\u00fct\u00fcn bunlar birbirlerini etkileyerek y\u00fcr\u00fcr ve bu ka\u00e7\u0131n\u0131lmaz sondur. \u0130nsanlara \u015fekil veren zaman i\u00e7indeki onlar\u0131 y\u00f6netenlerin d\u00fczenlemeleridir diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Aynur Kulak:  Rusya topraklar\u0131ndan ba\u015flayarak Kars - Erzurum hatt\u0131n\u0131n, o co\u011frafyan\u0131n \u00f6yk\u00fclerdeki etkisi \u00e7ok b\u00fcy\u00fck. \u0130kinci D\u00fcnya Sava\u015f\u0131 da Rus topraklar\u0131nda, o co\u011frafyada son buluyor mesela. Orada ne var? Sadece ge\u00e7mi\u015f zamana istinaden de\u011fil, \u015fimdiki zamana istinaden de, o co\u011frafyada olup bitenler tarihi hala etkiliyor.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>S\u00f6z etti\u011finiz co\u011frafya tarih boyunca \u00e7ok \u00f6nemli bir g\u00fczergah. Kentimin de i\u00e7inde bulundu\u011fu ve \u00c7in\u2019e kadar uzanan \u0130pekyolu. Ticaretle beraber k\u00fclt\u00fcr\u00fcn de al\u0131\u015fveri\u015fi s\u00f6z konusu. O yolun kentleri \u00fclkeleri etkile\u015fim halinde.  \u0130nsanl\u0131k binlerce y\u0131ll\u0131k tarihinde pek \u00e7ok a\u015famalardan ge\u00e7ip g\u00fcn\u00fcm\u00fcze geldi, bizden sonra da devam edecek. \u0130nsan\u0131n yolculu\u011funu okuyup anlamak gerek diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> \u00d6yk\u00fclerdeki d\u00f6nem \u00fczerinde kullanmaktan, yazmaktan \u00e7ekinmedi\u011finiz dil kullan\u0131m\u0131n\u0131zdan bahsetmeden ge\u00e7mek istemiyorum. \u201cKullanmaktan, yazmaktan \u00e7ekinmedi\u011finiz\u201d diyorum \u00e7\u00fcnk\u00fc o d\u00f6nem dilini okunur mu okunmaz m\u0131 kayg\u0131s\u0131 g\u00fctmeksizin veya b\u00f6yle bir hesap kitap i\u00e7ine girmeksizin oldu\u011fu gibi al\u0131yorsunuz \u00f6yk\u00fclerin i\u00e7ine. \u00d6zellikle Zaman\u0131n Ayarlar\u0131<\/em> buna \u00e7ok g\u00fczel bir \u00f6rnek.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>\u00d6yk\u00fcleri veya oyunlar\u0131m\u0131 yazarken risk al\u0131r\u0131m kayg\u0131s\u0131n\u0131 asla ta\u015f\u0131mad\u0131m. Sadece yazmak istedim.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> Hem \u00f6yk\u00fclerin kendi i\u00e7indeki hem de birbirleriyle kurgusuna da de\u011finmeden ge\u00e7mek istemiyorum. \u00d6zellikle Firari, Zaman\u0131n Ayarlar\u0131, Asude G\u00fcnler<\/em> \u00f6yk\u00fcleriniz \u00fczerinden kurgunun hikaye aktar\u0131m\u0131nda, \u00f6zellikle d\u00f6nemsel hikaye aktar\u0131m\u0131nda ne kadar \u00f6nemli oldu\u011funu g\u00f6r\u00fcyoruz. D\u00f6nem \u00f6yk\u00fcleri oldu\u011fu i\u00e7in zaten bir kurgu i\u00e7eriyor gibi basit yorumlarla a\u00e7\u0131klanmak istenen durumlarla kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kal\u0131nabiliyor ama \u00f6zellikle<\/strong> d\u00f6nem \u00f6yk\u00fclerinde iyi<\/strong> kurgunun incelikleri ortaya \u00e7\u0131k\u0131yor, ne dersiniz?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli: <\/strong>Her edebiyat metni, her drama metni elbette bir zaman i\u00e7erir. Burada dikkat edilmesi gereken \u015fu,  zamanlar birbirine ba\u011fland\u0131\u011f\u0131 noktada insanlar ne durumdad\u0131r tart\u0131\u015f\u0131lacak olan bu. E\u011fer hi\u00e7bir \u015fey daha ileri gitmediyse ne kadar uzun bir d\u00f6nem olur bu. S\u00f6z etti\u011finiz d\u00f6nem dilini yaln\u0131zca Zaman\u0131n Ayarlar\u0131 \u00f6yk\u00fcmde kullanma gereksinimi duydum veya denedim. Fehim Efendi ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 zamanda hem santur \u00e7alabilen hem de kitaplarla yak\u0131nl\u0131\u011f\u0131 olan biriydi. Kulland\u0131\u011f\u0131m dilin i\u00e7indeydi. Dil sestir. Ben onun d\u00fcnyas\u0131n\u0131, sesini arad\u0131m.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Tarihe olan merak\u0131n\u0131zdan, d\u00f6nemlere olan ilginizden dolay\u0131 sormak isterim; i\u00e7inde bulundu\u011fumuz Pandemi d\u00f6nemine bu pencereden bakt\u0131\u011f\u0131n\u0131zda nas\u0131l de\u011ferlendiriyorsunuz? B\u00f6ylesine bir ileti\u015fim \u00e7a\u011f\u0131nda b\u00f6yle bir salg\u0131n nas\u0131l ba\u015f\u0131m\u0131za geldi? Tarihin bize s\u00f6ylediklerini, d\u00f6nemlerin i\u00e7inden gelen hikayeleri tam alg\u0131layamad\u0131k sanki ya da a\u011f\u0131lanmas\u0131 gereken as\u0131l noktalar\u0131ndan alg\u0131lamak istemedik, ne dersiniz?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Demet \u00c7izmeli<\/strong>: \u0130nsanl\u0131k tarihine bir b\u00fct\u00fcn olarak bakmak, insan\u0131n nelerden ne kadar ders \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6rmek gerek san\u0131r\u0131m. Bu anlamda insanl\u0131k hep s\u0131n\u0131fta kal\u0131yor ne yaz\u0131k ki. \u0130lk akl\u0131ma gelenler Albert Camus Veba, Daniel Defoe Veba Y\u0131l\u0131 G\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fc, Giovanni Boccaccio Decameron ve b\u00fct\u00fcn bir uygarl\u0131k tarihine yeniden d\u00f6n\u00fcp bakmak ve anlamak diyebilirim.<\/p>\n","post_title":"Demet \u00c7izmeli S\u00f6yle\u015fisi: \"Bazen zaman\u0131n k\u00fc\u00e7\u00fcc\u00fck bir par\u00e7as\u0131, b\u00fcy\u00fck par\u00e7as\u0131ndan daha k\u0131ymetlidir.\"","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"demet-cizmeli-soylesisi-bazen-zamanin-kucucuk-bir-parcasi-buyuk-parcasindan-daha-kiymetlidir","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2021-06-24 13:24:29","post_modified_gmt":"2021-06-24 10:24:29","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=117165","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":117165}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "287"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "72"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dünyanın Öteki Yüzü: Genç yazardan alışılmışın dışında hayaller kur(dur)an öyküler

EdebiyatHaber’de gerçekleştirdiği Yazarın Odası söyleşileriyle tanıdığımız Meltem Dağcı’nın ilk öykü kitabı Dünyanın Öteki Yüzü, İthaki Yayınları’ndan çıktı. Yetmiş yaşına geldiğinde ölüm şeklini seçme özgürlüğüne kavuşan kadınlar,...

Yeryüzüne Dayanabilmek…

Düşünüyorum da acaba neden yazıyoruz?  Hele ki günümüzde hiç kimsenin doğru dürüst okumadığını bilirken... O halde sadece kendimizi tatmin etmek için mi yazıyoruz? Yoksa bu, karşı...

Hayalleri yarım kalmadı sadece korktular ama susmadılar…

Farkında olduğum şey sadece buydu; bir sistem tutturulmuş ve o sistemin onları koruduğuna inanan birkaç fanatiğin zaman içerisindeki kontrolsüz baskısının sonuçlarını izliyorum şu dünyada aklımı...

Öngörülemeyenler üstüne; kişisel bellek, büyük veri ve algoritmalara dair

Yapay zekanın ve algoritmaların telefonlarda ortam dinlemesi yaptığı hepimizin bildiği ama çokça dile getirilmeyen ya da tartışılmayan bir durum halini aldı. Varsayalım, arkadaşlarımızla konuşuyoruz: “Ne...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol