Doğa Derneği Salda Gölü’nde yapılması planlanan “festival” hakkında bir açıklama yayımladı:
Türkiye’deki 313 önemli doğa alanından birisi olan Salda Gölü, bir kapalı havza gölü. Yani kendisini çevreleyen dağlardan dolayı etrafındaki ekosistemlerle bir bağı yok. Bu sebeple de yüksek biyolojik çeşitlilik, nadirlik ve benzersizlik özelliklerine sahip. Kapalı havzalar, küresel olarak nadir ekosistemler olmasına karşın Türkiye, jeofizik özellikleri sebebiyle pek çok kapalı havzaya ev sahipliği yapıyor.
Salda Gölü’nün tabanı ve kıyıları günümüzden 3.7 milyar yıl önceye dayanan hidromanyezit stromatolitlerle kaplı. Bu durum gölün kıyılılarının 9 farklı endemik ve nesli küresel ölçekte tehlike altında olan bitki türüne ev sahipliği yapmasına olanak sağlıyor. Gölün kıyıları yine dar yayılışlı ve nesli küresel ölçekte tehlikede olan Salda dişli sazancığının (Aphanius saldae) dünyadaki tek yaşam alanı. Salda Gölü ayrıca birçok ördek türü için önemli bir üreme ve beslenme alanı.
Kapalı havzalar insan eliyle değil doğanın kendi sınırlarıyla oluşuyor. Bu yüzden havza sınırlarını oluşturan dağlar ile göl arasında kalan bölgedeki faaliyetlerden doğrudan etkileniyor. Yani ulusal mevzuata göre belirlenmiş sit alanı sınırları, Salda Gölü’nün yaşaması için gerekli koruma altyapısını sağlamaktan uzak. Kapalı havza sınırları içerisinde gerçekleşecek her türlü insan faaliyeti gölün bütünü üzerinde büyük etkiye sahip. Ayrıca yüksek desibeldeki sesin göl kıyılarında üreyen kuş popülasyonları ve kuş yavruları üzerinde olumsuz sonuçlar doğurması da kaçınılmaz.
Bu yüzden Salda Gölü’nün kıyısında binlerce insanın katılımıyla yapılması planlanan Salda Gençlik Festivali, göl için büyük bir yok oluş anlamına geliyor. Tüm bunlara rağmen festivalde “doğa temalı sosyal sorumluluk atölyeleri” gerçekleştirileceği söyleniyor. Yani festival, gölü ve göl ekosistemindeki yaşamı tehdit ederek doğayı korumayı amaçlıyor. Belki de Salda Gölü’nde yapılacak en güzel festival, hiç festival düzenlemeyerek gölün sahip olduğu benzersiz çeşitliliği korumaktır.