Geçtiğimiz günlerde yeni bir haber dolaşıma girdi. Haberin başlığı ‘Doğa Fukuşima’yı geri aldı’ idi. Hiç kuşkusuz doğa, insanların tüm çabasına rağmen bir yolunu buluyor ve kendine ait olanı geri alıyor.
2011 yılında Japonya’da gerçekleşen Tōhoku depreminin ardından tsunami oluşmuş ve Fukuşima Nükleer Santrali’nden atmosfere radyoaktif maddeler salınmıştı. Uzmanlara göre yaşanan facia Çernobil’den sonraki en büyük felaketti. 200 binden fazla insan facia sırasında evlerinden tahliye edildi. Bir milyon tondan tondan fazla radyoaktif su bir tankta depolanıyor ancak 2022’de bu tankta da yer kalmayacak.
Facianın etkileri hala devam ederken Georgia Üniversitesi’nden araştırmacılar insan yaşamının bulunmadığı bölgelerde doğal yaşam popülasyonun arttığını açıkladı. Fukuşima Tahliye Bölgesi’ne koyulan kameralar sayesinde 267.000’in üzerinde görüntü elde edildi. Görüntülere göre 20’den fazla hayvan türü bölgede yaşamaya başladı. Özellikle yaban domuzunun bölgede sıkça rastlandığı ve popülasyonunun giderek arttığı belirtildi. Araştırmanın bir diğer ayrıntısı ise bölgede tespit edilen hayvanların yüzde 60’ının insanların tamamen uzaklaştırıldığı, yüzde 30’a yakınının insanlara yasaklanan orta seviye radyasyon bölgesinde ve yüzde 15’e yakının ise insanların girebildiği alanda olduğuydu.
Evet doğa bir yolunu buluyor ve Fukuşima’yı insanların elinden geri alıyor. Fakat araştırmacıların henüz bilmedikleri bir konu var. Yasaklı bölgede yaşayan hayvanlar radyasyondan ne derece etkilendi? İnsanların girmesi yasak ve çok tehlikeli olduğu için bölgeye girilemiyor. Bu hayvanlar radyasyondan etkilense ve bunun farkında olsalar dahi seçenekleri olmadığı açık. Bu hayvanlar, insanlardan kaçarak onların olmadığı bölgelerde yaşıyor. Hayvan tespit edilen 46 bin fotoğraftan 39 bininin bulunduğu alana girişler yasaklanmış durumda.
Hayvanların yaşam alanlarını hızla ve artarak işgal ettik. İşgal ettiğimiz bu yerlerden olan Fukuşima’da ellerimizle bir facia gerçekleştirdik. Facia’nın ardından mahvettiğimiz bu yerleri doğaya ve hayvanlara bırakmak zorunda kaldık. Bu facia alanında hayvanların radyasyondan ne derece etkilendiği, bunun nasıl sonuçlara yol açacağını henüz bilmiyoruz. Olayın üstünden neredeyse 10 yıl geçmesine karşın, facia henüz son bulmuş değil. Hala radyoaktif atık su sorunumuz bulunuyor. Facianın sorumlusu bizler olsak da faturayı yalnızca biz ödemiyoruz.
Fukişima Nükleer Santrali’nde tüm önlemler alınmıştı. Santralin 5.7 metrelik bir tsunami duvarı da vardı. Yaşanan depremin ardından her şey normal görünüyordu. 15 dakika sonra 14 metrelik bir tsunami geldi ve tüm önlemleri boşa çıkarırcasına santrali sular altında bıraktı.
Doğa bir gün Akkuyu’yu da geri almak isteyecek ve kendi yöntemleriyle bunu yapacak. Yapımı devam eden santralden çok geç olmadan geri dönmek zorundayız. Yaşanacakların sorumlusu bir kez daha insanken, fatura yine tüm doğaya kesilecek. Fakat kendimizi yok etmeyi becersek dahi doğa yine bir yolunu bulacaktır, tıpkı Fukuşima’da olduğu gibi.