“Natürizm, kişinin kendine, diğerlerine ve çevreye olan saygısını göstermek için toplumsal çıplaklığı deneyimlediği, doğayla uyumlu bir yaşam şeklidir.” –Francis Schelstraete
International Naturist Federation (Uluslararası Natürist Federasyonu’nda / INF) yer alan bu tanımlamaya göre natürizmin amacı; insan bedenini, zihnini ve ruhunu besleyen sağlıklı bir yaşam pratiği gerçekleştirmektir. Kıyafetlerin sınırlanmadığı bu durumda, insan bedenine olduğu gibi saygı duyulacaktır.
Toronto yakınlarında el değmemiş ormanın, göllerin ve bir nehrin kıyısında konumlanan Bare Oaks Family Naturist Park, natürist gelenekleri deneyimlemek isteyen ailelere ev sahipliği yapıyor.
Ziyaret etmek ve röportaj yapmak için Bare Oaks’ın yolunu tutan Rob Hoffman, parktaki deneyimini anlatıyor:
“Tüm kıyafetlerimi çıkarmak ilk başta oldukça tuhaf hissettirdi. Komik olansa çıplaklığımdan duyduğum utancın on saniye sonra kaybolması. Özgüvenli bir duruş ve toplum önünde çıplak olmanın verdiği çocuksu heyecanla kendimi dışarı atabildim. Parkın sahipleri olan Nikki ve Stephane, beni kısa bir tura çıkardı: Yapay bir göl, yüzme havuzu, jakuzi ve saunanın etrafından dolanan yürüyüş yolları… Herkes orada olmaktan mutlu görünüyordu. Gölün karşısında 20-30 kulübeden oluşan bir alan vardı. Kurallara göre bu evlerde geçici olarak konaklanabiliniyor, Stephane ise bekleme listesinin önümüzdeki yedi yıl boyunca dolu olduğunu söyledi.
Normal hayatlar yaşayan, akşamları işten çıktıktan sonra Bare Oaks’a uğrayan bu insanların patronları ya da arkadaşları bundan haberdar mıydı, diye düşünüyordum. Nikki ise yanıtladı: ‘Gösterişli arabalarını ve pahalı saatlerini terk ediyorlar, aslında çoğu kişinin istediği bu. Buradaki insanlarsa bu isteklerini gerçekleştirmiş oluyor sadece.’
Stephane, garsonluk yapan Alyssa’nın park dışındaki hayatında vücudundan rahatsız olduğundan ve bunun özgüvenini zedelediğinden bahsetti. Ona göre Bare Oaks, vücudundan utanmadığı tek yer. ‘İnsanlar kabul edilebilir bir görünüşe sahip olmaları gerektiğini düşünüyor. Fakat kıyafetlerinizden kurtulduğunuzda ve etrafta birbirinin tıpatıp aynı olan iki vücut göremediğinizde kim olduğunuzu kabulleniyorsunuz’ diyor Stephane.
Çıplaklığa rağmen, cinselliğin hakim olduğu bir hava yok. Alıştığınızdaysa, kıyafetlerin kimliğiniz haline geldiğini fark ediyorsunuz. ‘Bir şekilde tekstil dünyası kaynağını cinsellikten alıyor. İnsanları, seksin nasıl göründüğümüze bağlı olduğuna ikna eden bir dünya inşa ettik. Cinselliği tam olarak kavrayamayan bir nesil yarattık.’
Bare Oaks kesinlikle erdemli değerlere sahip bir yer ama elbette insanlar farklı yorumlar getirebiliyor. Natürizmin fiziksel, psikolojik, çevresel, sosyal ve ahlaki yararlarıyla donatılmış ve hiçbir yerde bulamayacağınız bir özgürlük sunuyor. Bu nedenle, Stephane ‘Otosansür en kötü sansür biçimi. Özgür düşünceyi öldürüyor’ dediğinde ona hak verdim. Birçok insanın bu düşünceye karşı çıkacağının farkındayım. Çıplaklık güçlü ve sağlıklı bir zihne sahip olmayı nasıl sağlayabilir? Çıplak kalmanın özgür düşünce için tek yol olduğunu söylemiyorum. Fakat kıyafetler ve kapalı bir zihin sizi o yoldan kesinlikle uzaklaştırıyor.”
Kaynak: The Plaid Zebra