Ana SayfaYaşamDoğurmadan da emzirebilmek mümkün!

Doğurmadan da emzirebilmek mümkün!

-

Emzirmek, annenin bebeğine, bebeğin de anneye verdiği en güzel hediyedir. Emzirmek için gebelik geçirmenize ve hatta yumurtalıklarınızın olmasına gerek yok. Doğanın mucizesine bakın ki, emzirmede etkili olan iki hormon prolaktin ve oksitosin, beyindeki hipofiz bezinden salgılanmakta, yumurtalıklarınızdan değil. O halde beyne sahip her kadının emzirmesi mümkün.
Evlat edinmiş pek çok anne bu özel hediyenin farkında değil. Süt yapımını başlatan gebelik hormonları bedenlerinde mevcut olmamasına rağmen, biraz bilgi, sabır ve profesyonel destek ile aslında onların da emzirebilmesi mümkün! Bu konudaki ilk bilimsel yayınlar 1970’lerde başlamış ve Nijerya, Hindistan, Papua Yeni Gine’de yaşayan, doğurmadan emzirebilmiş kadınların başarıları tıp literatürüne geçmiştir.

Nasıl mı? Buyurun devam edelim…

Evlat edinmiş annelerin emzirirken süt miktarları kişisel farklılıklar gösterir. Kimi anneden hiç süt gelmezken, bazı anneler bebeğinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak kadar süt üretebilirler. Bazıları ise bebeğin bir kısım ihtiyaçlarını karşılayacak kadar üretir. Ama güzel olan şudur ki bu annelerin hepsi emzirebilir. Emzirmenin anne-bebek arasındaki bağlanma sürecini etkileyen en önemli faktör olduğunu her zaman söylüyoruz. Anne-bebek ilişkisi özellikle evlat edinmiş ailelerde çok daha fazla önem kazanır.

Peki hiç süt üretemeyen bir anne nasıl emzirecek?

Aslında çok basit. Tüple memeden besleme dediğimiz yöntem ile. Bu yöntemde bebeğe verilecek olan besin bir kaba konur. Kabın içine ince bir beslenme tüpü konur. Tüpün bir ucu meme ucuna bantla yapıştırılır, diğer uç ise besin kabının içinde bırakılır. Bebek emzirme pozisyonlarının herhangi biri kullanılarak bebek alması gereken besini tüp yardımıyla annenin memesinden alır. Böylelikle bebek aç kalmamış olur; emzirme hazzını hem anne, hem de bebek yaşar. Meme başı uyarısına bağlı olarak belli bir süre sonra prolaktin ve oksitosin hormonları annenin bedeninde oluşmaya başlayarak süt yapımı yavaş yavaş başlar, hem de anne-bebek ilişkisi günden güne güçlenir.

Peki evlat edinilmiş çocuk bir bebek değil de daha büyük yaşta bir çocuksa? (0-5 yaş arasındaki çocuklar kastedilmektedir.) Sorun değil, birkaç ufak yardım ve araçla onlar da emmeyi öğrenebilir.

Bazı anneler, süt üretimini arttırmak için galaktogog adı verilen ilaç ya da süt arttırıcı olduğuna inanılan bitkileri kullanmaktadır. Ancak bunların etkinliğine dair elimizde kesin kanıtlar yoktur. Bildiğimiz tek şey, süt üretimi için meme başı uyarısı şarttır. Bu uyarı 3 şekilde sağlanır: Bebeğin/partnerin emmesi, süt sağma pompaları ve annenin kendi elleri ile uyarması.

Bu durumdaki emzirmelerde, gelişmekte olan ülkelerde yaşayan annelerin Batı kültüründeki annelere göre çok daha başarılı olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Bu durum özellikle kültürel faktörlerle açıklanmakta. Türk toplumunun emzirmeyi destekleyici ve özendirici kültürel yapısı, bebeği ile fiziksel temasın daha fazla olması, emzirme pratiğini daha sık gözlemlemeleri, etrafında bu deneyimi yaşamış kişilerin varlığı ve desteği düşünülünce Batı toplumundaki bir kadına göre daha şanslı olduğumuz söylenebilir.

Evlat edinilmiş bebeklerin emzirilmesi kolay değildir, ancak mümkündür. Özellikle Uluslararası Emzirme Danışmanlığı sertifikasına sahip ve bu konudaki deneyimli danışmanlar size yardımcı olabilir. Uluslararası sertifikalı emzirme danışmanları, emziren annelere yardım etmek için özel eğitim ve zorlu bir sınavdan geçtikten sonra bu sertifikayı alan kişilerdir. Bölgenizdeki bu danışmanlara ulaşmak için Uluslararası Emzirme Danışmanları Derneği‘nin sitesinde ”Find a Lactation Consultant” sekmesini ziyaret edebilirsiniz. Ya da ülkemizde bu sertifikaya sahip hemşireler arasındaki tek danışman olan bu siteye bakabilirsiniz.

Konu hakkında yaşanmış hikâyeler, blog, çeşitli kaynakların linkleri ve detaylı bilgi için www.breastfeedingWithoutBirthing.com ve Adoptive Breastfeeding (Kapalı Grup) Facebook grubunu ziyaret edebilirsiniz.

Emzirme keyfini her annenin ve evlat edinilmiş bebeğin yaşaması dileğiyle…

SON YAZILAR

Enkaz bizi ezdi, üzdü, liyakatsızları yok edecek: Peki yeni düzende her canlı yaşam hakkına sahip olacak mı?

Yaşıyor olmak yüreğimizde koca bir kayaya dönüştürülmüş olsa da hayat, istemesek de bizi akışında sürükleyip götürüyor. Hem de daha yaralar sarılmadan, acılar dinmeden. Uzaktan izleyenler...

Dar Banyolar İçin Kullanışlı Lavabo Alternatifleri

Bazı lavabolar dar banyolar için daha uygundur. Bu alternatifler, daha küçük banyoların işlevselliğini artırmak ve daha fazla depolama alanı sağlamak için öne çıkar. Geleneksel lavabolar...

8 Mart Ama Hangi 8 Mart

"Ah, kimselerin vakti yok / Durup ince şeyleri anlamaya..." demiş Gülten Akın bir şiirinde oysa çok şey de yok elimizde; gözlerdeki gülümseme, birlikte söylenen şarkılar,...

Mezbahalar ve gaz odaları: Türcülüğün ve sağlamcılığın kesişimi

Egemenin öldürmekte hiçbir sakınca görmediği, bedeni rahatlıkla parçalara ayrılabilen, yaşam hakkı elinden alınanların tarihi kapkara ve hala bu şekilde kanla, sömürülmeyle, dışlanmayla, yok sayılıp aşağılanmayla...
Doç.Dr. Güliz Onat
Doç.Dr. Güliz Onathttp://emzirmedanismanligi.com
Uluslararası Emzirme Danışmanı, Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşiresi, Öğretim Üyesi, Cinsel Sağlık Eğitmeni, Pilates Eğitmeni

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol