Geçen yıl aramızdan ayrılan şair Sennur Sezer, en baştan beri hep emekçilerin gözünden, emeğin ufkundan dünyaya bakmıştı.
Daha 16 yaşındayken zor koşullar yüzünden okuldan ayrılıp tersane işçisi olmuştu. Her anı emekle yoğrulan dünya Sennur’u şair yapmıştı.
Hayatı boyunca onların sesini duyurmak için yazdı.
Onun şiirinde yoksulluğun dar çemberine isyan, isyanla harmanlanan emeğin umudu, kadınların türküleri vardır.
Sezer, kuşağının önemli şairlerinden biri idi. Devrimci bir coşku taşıyan, emekçiden yana mücadeleye atılan kuşağın; umut ve özlemlerinin şairi oldu.
Fazlasıyla erkek bir şiir evreninde kadın olarak da kendini kabul ettirmek için mücadele etti, bu mücadeleden hiç vazgeçmedi.
Kocaman gözleri olur çöl çocuklarının
Yeşillik görmeye aç
Emeğin yanında safını seçti. İktidarların hep emekçilerin kanını akıttığını söyledi. Emekçi ile sermayedar arasındaki kahrolası çelişkiyi hep vurguladı.
Alın terinindir yarın
Yok olup gitmenin telaşında katiller
Durduramaz savaş ortasında yürüyüşü
Saflarda düşenler
(Direnç Şiirleri kitabından)
Yeri geldi yoksulların ekmek parası peşinde göçtüğü kapıları da tek bir dizeye sığdırabildi:
“Alamanya taze kızlar ister makinelerine”
Yalın, anlaşılır, az ve öz bir şiir yazdı. Bu sadeliğin her anına toplumcu bakış ve diyalektik materyalist bir süzgeç işledi.
Ey ekmeğin katığını ucuzlatan
Akşam pazarları
Patlak biberler ezik domatesler
(Direnç Şiirleri)
Sezer, yürüyüşlerde, 1 Mayıs’larda, emekçi şenliklerinde oldu hayatı boyunca.
Sürdür türkünü
Sınarlar seni
(Direnç Şiirleri)
Şiirlerinde umutsuzluktan men etti bizi:
Emek senin umut senin
Korku ne?
Yeter ki ellerin ellere kavuşsun
(Direnç Şiirleri)
Vurdumduymazlığa ise tolerans göstermedi, bugünleri adeta dünden gördü.
Fildişi kuleleriniz daha sarsılmadı mı
Bu ne denli uyumak
Kurulan kanlı meydanlara, aramızdan alınan canlara rağmen, hiç bitmeyen umudun şairi oldu Sezer. 2015 yılının Ekim ayında yitirdiğimiz Sennur Sezer’i özlemle ve onun istediği gibi umudu geleceğe taşıyarak anıyoruz.