Ümmiye Koçak, 1957 Adana’nın Çelemli Köyü’nde 10 çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Kız çocuklarının okutulmadığı köyünde, okuma seferberliği başlatılınca her aileden bir kişinin okula gitmesi istenmiş ve kızkardeşi okula gitmek istemeyince Ümmiye Koçak okulun yolunu tutmuş.
İlkokuldan sonrasına devam etmemesine rağmen okuma yazmanın içine yerleştirdiği heyecanla küçük yaşlardan itibaren öykü yazan güzelimiz kadın Ümmiye, ailesinin kendisine özgür bir ortam sunmasının okur yazar kimliğinin gelişmesinde payının büyük olduğunu söylüyor, bir de ilk okuduğu kitap Gorki’nin Ana’sı etkili olmuş kadınımızın bu günlere gelmesinde.
Evlendikten sonra Mersin’in Arslanköy köyünde ikâmet etmeye başlayan Koçak, burada kadınların toprakta çalışıp üretmesine karşılık erkeklerin kahvehâneden çıkmadığı hayatlara şahitlik etmiş uzun bir süre. Daha sonra 2001 yılında köylerine Tarsus’tan gelen bir tiyatro topluluğunu izlediğinde, tiyatroyu, yaşadıkları hayatın yanlışlığını erkeklerin yüzüne vurmak için bir araç olarak görmüş. Böylece kalemine kuvvet köydeki kadınların yaşamlarını farklı kimlikler altında yazmış da yazmış. Bununla da kalmayan kadınımız Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğunu kurmuş. Sadece kadınlardan oluşan bu topluluk yaklaşık 13 senedir çeşitli oyunları sahneliyor.
32 yıllık evli ve 3 çocuk annesi olan Koçak şimdiye kadar 11 tiyatro oyunu yazmış, 500 kere sahneye çıkmış ve oyunlarını Türkiye’de yaklaşık 30 bine yakın bir kitleye ulaştırmış. Genelde kadınların sorunlarını ve ataerkil toplum yapısına başkaldırışı kaleme alan Koçak, iklim değişikliği gibi çevresel konuları anlatan oyunlar da kaleme almış. Tiyatro ile sınırlı kalmayıp sinemaya da el atan güzelimiz, kadının kadına şiddetini bir yörük kızı olan Elif’in gözünden anlatan ve hiç erkek oyuncunun yer almadığı, gerçek hikâyeleri barındıran “Yün Bebek” filminin emekçisidir. Filmde oyuncu olarak da yer alan Koçak, filmin aynı zamanda senaristi ve yönetmenidir.
Arslanköylü Kadınlar Tiyatro Topluluğu ve Mersin Sinema Derneği’nin ortak yapımı olan film, dünyada mini buzul yılı olarak anılan dönemde, Toroslar sırtlarında -20 derecelerde, 3,5 metre karda iklimin en zorlu şartlarına karşı, 2 yılda tamamlanmıştır. Film Anadolulu kadının gözünden, kadına uygulanan fiziksel ve sözlü şiddeti anlatır.
49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde galası yapılan film, Ümmiye Koçak’a New York Avrasya Film Festivali’nde “Sinemada en iyi Avrasyalı Kadın Sanatçı” ödülünü kazandırmıştır.
Anne, kadın, senarist, yönetmen, oyuncu ve girişimci kimliğinin her birinden ayrı ayrı öptüğümüz, kadının isterse neler yapacağını gösteren Ümmiye Koçak’a cân-ı gönülden sevgilerimizle…