Ana SayfaGüncelSöyleşiEzgi Polat Söyleşisi: Her Yerin Ortasında Hiçbir Yerin Kıyısında Öyküler

Ezgi Polat Söyleşisi: Her Yerin Ortasında Hiçbir Yerin Kıyısında Öyküler

-

Edebiyat adına 2019 öykü kitapları yılıydı diyebiliriz. Yılın ilk çeyreğinden son çeyreğine peş peşe gelen öykü kitapları yeni şekillenmeye başlayan, yeni edebiyat anlayışı açısından bayağı heyecanlandığımız, umut verici bir yıldı. Yılın son çeyreğinde gelen bir Ezgi Polat kitabı olan Hiçbir Yerin Ortasında, başta anlatmak istediği konularla, bu konuları kurgulayış şekliyle, her şeyden bağımsız bir şekilde yeni bir anlatım türünü deneyerek, dili, tekniği son derece sağlam bir öykü kitabı olarak raflardaki yerini aldı ve yılın en iyileri arasına giren öykü kitaplarından biri oldu.

Kendisiyle çok güzel bir söyleşi gerçekleştirdim. Bu kapsamlı ve çok güzel geçen söyleşiyi okurken Ezgi Polat’ın öykü anlatıcılığını ne kadar çok sevdiğini ve son derece sağlam adımlarla edebiyatımız adına yol kat ettiğini göreceksiniz.

Buyurun Lütfen 

Ezgi Polat’ın yazı ile iletişime geçme isteği (insanlarla, dünyayla) ilk ne zaman başladı? İlkokulda mıydınız mesela yazma çukuruna ilk düştüğünüzde? Bu büyülü alanın içine dalma ve ne yaparsanız yapın oradan çıkamama hali ne zaman başladı?

Evet ilkokuldaydım. Eski defterleri karıştırdığımda yazdığım öykülere rastlıyorum. Yine de bu duruma bir milat belirlemek çok hoşuma gitmiyor. Bir şeyleri yazı ya da müzik aracılığıyla ifade etmek benim bir parçammış gibi hissediyorum. Böyle olunca içinden çıkamıyorsunuz zaten.

-Merak ettiğim şey şu aslında Endüstri Mühendisliği bölümü mezunusunuz. Tercihleriniz, istekleriniz yazma konusunda sizi nasıl tetikledi? Çünkü çalışırken, iyi bir işiniz varken bu işten çıkıyor ve sadece yazma, yazarak varlığınızı idame ettirme yolunu tercih ediyorsunuz. Çok zor. Kendimden biliyorum

İyi bir iş kavramı nedir, ondan çok emin değilim. Yazma emeğinin de gerçek bir karşılığının olmasını isterdim ama maalesef durum böyle değil. Şimdi yeniden çalışmaya başladım, çok yoğun bir işim var, okumaya yazmaya fırsat yaratabilecek bir düzen kuramadım henüz. Ama her seferinde bambaşka pratiklerin bana kattıklarını bir başka dünyada keşfetmek, onların yaşamımdaki yansımalarını, şeyleri algılayış biçimimi nasıl etkilediğini fark etmek beni mutlu ediyor. Hiçbir şey boşuna değil ve bu akış zor da olsa güzel.

-Öyküleriniz ilkin dergilerde, fanzinlerde yayınlanmaya başlıyor. Dergilerin bu yolculukta size kattığı şeyler ne oldu? Çünkü yayın dünyamızda dergicilik üvey evlatlık gibi pek görülmüyor/görmezden geliniyor.

Herkes her şeyi göremez. Böyle bir zorunluluk da yok elbette. Herkes gördüğünü kendi içinde bir dönüşüme sokup orada zenginleşebiliyorsa bu kâfi, kıymetli de. Yayın dünyamızdan kastın ne olduğunu açmak lazım. Yazarlar mı? Yayıncılar mı? Okurlar mı? Ticari bir çıkar elde etmek zorunda olan kurumlardan çok bir şey beklememek gerek. Onlar değer verse de kapitalist düzenin dayattığı vahşi isterleri yerine getirmek durumunda. Bence yazarlar da edebiyata gönülden değer veren okurlar da dergileri görüyor, önemsiyor. Elbette bu kısıtlı bir kitle ve dergilerin hayatta kalması için yeterli olmuyor.

-Hiçbir Yerin Ortasında. 6 öykü. 94 sayfa. İsmiyle, kapağıyla, öykü sayısı ve sayfa sayısıyla minimal bir kitabı elime aldığımda çok heyecanlanıyorum. Minimal olmasına karşılık dolu dolu metinler, öyküler ile karşı karşıyayım çünkü; bir okuyucu olarak bunu hissetmek heyecanlandırıyor beni. Ezgi Polat özelinde sorarsam nasıl bir zamandı sizin için bu öyküleri yazma süreci? Ya da nasıl bir süreçten geçiyordunuz öykülerinizi yazarken?

Her bir öyküyü farklı farklı dönemlerimde defalarca yazdım. Bu yüzden birbirinden çok ayrı gibi görünen duyguların ve ruh hallerinin etkisi altında kalmış olabilirim. Ama nihayetinde metni kendi teknik kriterleri ve duygusu içinde değerlendiriyor, öyle hareket ediyorum. Bununla birlikte bir metinle çok fazla uğraşırsanız her seferinde başka bir şey keşfetme fırsatınız oluyor. Bu öyküler için işlerin böyle yürüdüğünü söyleyebilirim. Genel olarak hayatımın epey zor bir dönemiydi diyebilirim.

Yukarıdaki soruyu biraz açmam gerekiyor şimdi. Kitabınıza ismini de veren Hiçbir Yerin Ortasında Sebastiao Salgado’dan bir alıntıyla açılıyor. Kaybolmuş, içi mühürlenmiş bir adamın öyküsü. İnsanın ruhen dağılışının, sonra toparlanmaya çalışmasının ama hayır yapamayışlarının öyküsü bu. Öykünün şimdiki zamanına döndüğümüzde ailesiyle beraber çok güzel bir yerde olsa da zihnin psikolojisi, duyguların yarattığı psikoloji insanın peşini bırakmıyor. Gidiyoruz bir yerlere (ya da dönüyoruz da diyebiliriz bunun için) ama kendi öykümüzün içinde yaşamak için gidiyoruz günün sonunda değil mi? Bu anlamda sürekli bir umut propagandasıdır gidiyor ama çaresiziz, umut veya mutluluk bir an için görebildiğimiz bir ışık huzmesi sadece diyebilir miyiz?

Elbette kendi öykümüzün içinde yaşayacağız, aksi mümkün değil zaten. Bence umut hep var ama derinlerde, vakti gelince yüzeye çıkıyor, bize kendini gösteriyor ve tekrar derine inerken peşine takılıp gitmemizi istiyor. Yapıyoruz da. Yoksa yaşamak pek mümkün olmazdı. Önemli olan da bizi o yolculuğa çıkarması. Gittiğimiz yerde her şeyin muhteşem olacağını vadetmeden.

Kıyıya Vuran. Bu öykünün katmanları biz okuyuculara aktardığınızdan daha fazla. Öyküde bir çocuk var çünkü. Doğan. Öyküde çok fazla hayal, çok fazla hayal kırıklığı, çok fazla umut, umutsuzluk fakat birçok noktada da belirsizlik var. Öykünün hissettirdiği belirsizlik duygusu belki de (biz okuyuculara bunu açık açık vermemenize rağmen) içi şiddet dolu bir öykü olduğundandır. Doğan’a annesiyle ilgili hiçbir şey söylenmiyor mesela. Fakat hissediyor o, farkındalığı inanılmaz derecede yüksek ve bu durum acayip bir büyüme hikayesini de beraberinde getiriyor. Öykülere çocuklar girdiğinde niye bu kadar ürperiyor ve içinde büyüme umudu taşımamıza rağmen bir belirsizlik kuyusuna düşüyoruz?

Çocukluk yaşamımızın temellerinin şekillendiği yer. Çocukluk deyince akla hep masum şeyler gelse de çoğu kez vahşiliğin, şiddetin öğrenildiği ilk evre burası. Çocuklar hesapsız oldukları için çok daha acımasız olabiliyorlar. Kıskançlığı, üzüntüyü, mutluluğu hepsini delilik içeren bir yoğunlukta yaşayabiliyorlar. Bahsettiğiniz öykülerin ürperticiliği çocuklukla ilgili değil bence. Büyüme öyküsü olmalarıyla ilgili. Büyümek, yaşamı kabullenmeyi, savaşmayı, şiddeti öğrenmeyi, sorgulamayı, yüzleşmeyi de beraberinde getiriyor. Bu da ister istemez ürpertici bir durum.

Başka Bir Boyutta. Bir kadının büyülü bir zaman içinde kendine yeni bir yer bulmaya çalışmasının öyküsü. “Büyülü bir zaman içinde kendime yeni bir yer bulma” ifadesi öykünün içinde geçiyor. (55. Sayfa) Böylesine naif bir ifadeye rağmen inanılmaz derecede tedirginlik veren bir öyküydü. Evli bir kadının bunalmış hali, kocasıyla olan ilişkisinin kadının erk ile olan ilişkisini (Toplumla, devletle, bir gece evlerinde kalacak olan Hasan ile) yansıtması, ‘hayır’ diyememe sıkıntısı, tüm bunlar izleğinde kadının kaçma ve kurtulma isteği. Kadınların (evli kadınların veya bekar kadınların) bundan başka çareleri yok mu? Bu öyküyü okurken kendimi çok sıkışmış hissettim mesela.

Buradaki sıkışmışlığı hissetmenize sevindim. Birçok şeyin çözümü beyinde. Kabullenmekte, inkâr etmekten vazgeçmekte. Bunu hepimiz biliyoruz aslında ama uygulayamayabiliyoruz. Şartlar, bize dayatılanlar, birey olamamamız, yetiştiriliş biçimimiz, konfor alanının cezbetmesi ve bütün bunların temelinde yatan toplumsal kodlar yüzünden ne istediğimizi bilemememiz, karar veremememiz, kendimizi çok geç ve zor bulmamız bu sıkışmışlığa neden olabiliyor. Bir de kadınsak sıkışmışlığın şiddeti artıyor. İşler bu raddeye gelene kadar beklersek maalesef kaçmaktan başka çare kalmıyor. Kaçmadan önceki son çıkış da o isyan hali bence. Önce kendimizi ikna etmemiz gerekiyor ve bunu ancak çıldırarak yapabiliyoruz.

Sığınak. Aslında yine Başka Bir Boyutta öykünüzde olduğu gibi çok basit, gündelik bir meseleden veya diyalogdan yola çıkılarak hayatın yön değiştirmesi, başka bir boyuta kayması. Bir telefon mesajı ile akşam yemeğine gelmeyeceğini yazma veya evin anahtarını almadan kapıyı çekip, evden ayrılış. Günümüz insanı neden mutsuz olduğunun çok iyi farkında ama çareyi bırakmakta değil de kurtarmakta veya görmezden gelmekte arıyor. (Kişisel gelişim mevzuları, bisiklet alma, yeni araba alma, ev değiştirme vb…) Siz öykülerinizde bu insan hallerini cesur bir yerden somutlaştırmayı tercih ediyorsunuz. Bunda kişisel hikâyenizin de rolü büyük diye düşünüyorum. Son hamleyi yapmak adına çok gereksiz şeyler yaptığımızı ve sorunlarımızı görmezden geldiğimizi düşünüyorum. Ne dersiniz?

Yanlış bir şeyler yapma korkusundan hiçbir şey yapamaz hale gelmiş olabilir miyiz? Açıkçası burada önemsediğim şey gittiğimiz yer neresi olursa olsun oraya kendimizi de götürdüğümüz. Komplekslerimizi, hırslarımızı, arzularımızı, endişelerimizi yanımızda taşıyoruz. Yani mekân ya da eşya değiştirmek iç huzurumuzu bulmamızı sağlamaz, kısa süreli bir aldatmacadır genelde. Yeni olan da sıradanlaştığı zaman sıkıntılar tekrar yüzeye çıkar. Hep aynı döngünün içindeyiz. Mühim olan bunu kabul edip birlikte yaşamayı öğrenebilmek galiba. Günümüz insanının içinde yaşadığı vahşi dünyada hayatta kalabilmesi için önce kabul etmesi gerekiyor. Çünkü o dünyayı kendisi yarattı. Ve evet son sözü söylemekten korktuğumuz için çok sustuğumuz ya da son hamleyi yapabilmek için uzunca bir süre saçmaladığımız oluyor. Çoğunlukla var olan gerçeği inkar ettiğimiz için.

-Aynadaki Bataklık ve Yunus öyküleri. Charlotte ve Pierre arasındaki ilişki, dışardan gelen bir şey olduğunda (bir duygu, hareket) insanın kozasının, kabuğunun hemen devreye girmesi. Sığınak alanına çekilip yönetiyorum zannederken duygularınızdan dolayı düşülen tuzaklar. Yunus öykünüzde de kişileri çoğaltmak istemeniz. Derdinizi çok karakter üzerinden anlatmak istemenizin ilişkilerdeki duygulara çok anlam katmaması aslında. Konunun bir şekilde büyüyor olması (Deniz başlı başına bir karakter gibi bu öykünüzde) fakat anlamının insan ilişkileri söz konusu olduğunda neredeyse aynı kalması… Aradıklarımızı bulabilecek miyiz? O insanı bulabilecek, o güzel duyguları hissedebilecek ve kendimizi bir gün gerçekten iyi hissedebilecek miyiz? Yoksa insan başlı başına huzursuz bir varlık mıdır zaten?

İkisi çok farklı öyküler ama ikisinde de kontrolün yitirildiği kırılma anları ve egemen olanın kendi çıkarı doğrultusunda olayları yönetme çabası var, belki buraların ortak olduğunu söyleyebiliriz. Uyumsuz olan huzursuzdur. Nihayetinde uyumlu bile olsak her şeye uyum sağlayamayız. Böylece huzursuz olduğumuz zamanlar olmaması mümkün değil bana kalırsa. Aradığını bulmak ne demek bilmiyorum. Bana her şeyin sonu gibi görünüyor. Benim dünyamda arayış biten bir şey değil. Bence yaşamın tadı da burada.

Bir söyleşinizde birkaç öykücünün de adı zikredilerek “Kuşak Öykücüsü” tanımlaması yapılıyor. Kuşak öykücüsü müsünüz? İlla bir tanımın içine veya bir gurubun içine yerleştirmeniz gerekmiyor kendinizi elbet. Merak ettiğim, duyguların, düşüncelerin, anlatımın, ifade ediş biçiminin ve dilin kuşak farkları var mı? Bu konuda önemli olan kıstas ne sizce?

Kendimi bir şeyin içine yerleştirmek istemiyorum. Dilin, anlatım biçiminin dönemsel farkları ve benzerlikleri olması çok normal. Şu anda bir kuşaktan söz edilebilir mi bilmiyorum. Yazılanların, dönemi nasıl ve ne biçimde yansıttığına, bir ortaklık yakalayıp yakalanmadığına bakmak lazım. Şüphesiz bu iş bir yerde esinlenme işi ve rüzgâr bazen birçok kişiye dokunup geçebiliyor.

-Yukarıdaki sorunun devamı niteliğinde, bu yeni kuşak, art arda gelen yeni yazarlar ve kitaplar Türkiye’nin yenilenen kültür sanat ortamına nasıl katkı sağlayacaklar? Çünkü her anlamda edebiyat, sinema, tiyatro, sahne sanatları yeni bakış açılarının olduğu, yeni ve taze alanların açıldığı bir dönemin içindeyiz. Ne söylemek istersiniz bu konuda?

Elimizde çok fazla imkân var. Ama bunu ne kadar iyi yönde kullanabiliyoruz, emin değilim. Kendimizi daha çok geliştirmeliyiz. Bu ülkede işler çığırından çıktı ve dönem dönem çıldırış anlarına tanıklık ediyoruz. Çok mücadele edip yenilmenin, tekrar ayağa kalkıp devam etmenin ne demek olduğunu bu farkındalığa sahip insanlar iyi biliyorlar ve bunu sanatına yansıtanların sayısı az değil. Azınlıkların sesinin, bastırılma çabalarına rağmen her seferinde daha gür çıkması, bunların sanat aracılığıyla temsil edilmesi çok kıymetli. Sürekli isyan halindeyiz. Bu isyanların bir çıktısı olacak elbet.

Kafanızda hiç roman yazmakla ilgili bir düşünce var mı? Yoksa öykülere devam mı?

Bu kitaptan çıkardığım uzunca bir öykü vardı. Onun novellaya ya da romana evrilmesi gibi bir öngörüm var. Fakat bu işlere belli olmuyor biliyorsunuz. Henüz çalışmaya başlamadım. İkinci kitabın yayımlanma aşamasında aklımda bir roman fikri de vardı. Çok azı kâğıda döküldü, daha çok notlar var elimde. Karar vermiş değilim ama öykü yazmak da bırakabileceğim bir şey değil. Önce ne çıkar şu an pek kestiremiyorum. Daha çok yaşamı soğurduğum bir dönemdeyim. Gerisini zaman gösterecek.

Teşekkür ederim.

Güzel soruların için ben teşekkür ederi

\n

Edebiyat ad\u0131na 2019 \u00f6yk\u00fc kitaplar\u0131 y\u0131l\u0131yd\u0131 diyebiliriz. Y\u0131l\u0131n ilk \u00e7eyre\u011finden son \u00e7eyre\u011fine pe\u015f pe\u015fe gelen \u00f6yk\u00fc kitaplar\u0131 yeni \u015fekillenmeye ba\u015flayan, yeni edebiyat anlay\u0131\u015f\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan baya\u011f\u0131 heyecanland\u0131\u011f\u0131m\u0131z, umut verici bir y\u0131ld\u0131. Y\u0131l\u0131n son \u00e7eyre\u011finde gelen bir Ezgi Polat kitab\u0131 olan Hi\u00e7bir Yerin Ortas\u0131nda, ba\u015fta anlatmak istedi\u011fi konularla, bu konular\u0131 kurgulay\u0131\u015f \u015fekliyle, her \u015feyden ba\u011f\u0131ms\u0131z bir \u015fekilde yeni bir anlat\u0131m t\u00fcr\u00fcn\u00fc deneyerek, dili, tekni\u011fi son derece sa\u011flam bir \u00f6yk\u00fc kitab\u0131 olarak raflardaki yerini ald\u0131 ve y\u0131l\u0131n en iyileri aras\u0131na giren \u00f6yk\u00fc kitaplar\u0131ndan biri oldu. <\/p>\n\n\n\n

Kendisiyle \u00e7ok g\u00fczel bir s\u00f6yle\u015fi ger\u00e7ekle\u015ftirdim. Bu kapsaml\u0131 ve \u00e7ok g\u00fczel ge\u00e7en s\u00f6yle\u015fiyi okurken Ezgi Polat\u2019\u0131n \u00f6yk\u00fc anlat\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 ne kadar \u00e7ok sevdi\u011fini ve son derece sa\u011flam ad\u0131mlarla edebiyat\u0131m\u0131z ad\u0131na yol kat etti\u011fini g\u00f6receksiniz. <\/p>\n\n\n\n

Buyurun L\u00fctfen \uf04a <\/p>\n\n\n\n

-Ezgi Polat\u2019\u0131n yaz\u0131 ile ileti\u015fime ge\u00e7me iste\u011fi (insanlarla, d\u00fcnyayla) ilk ne zaman ba\u015flad\u0131? \u0130lkokulda m\u0131yd\u0131n\u0131z mesela yazma \u00e7ukuruna ilk d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fcn\u00fczde? Bu b\u00fcy\u00fcl\u00fc alan\u0131n i\u00e7ine dalma ve ne yaparsan\u0131z yap\u0131n oradan \u00e7\u0131kamama hali ne zaman ba\u015flad\u0131?<\/strong> <\/p>\n\n\n\n

Evet ilkokuldayd\u0131m. Eski defterleri kar\u0131\u015ft\u0131rd\u0131\u011f\u0131mda yazd\u0131\u011f\u0131m \u00f6yk\u00fclere rastl\u0131yorum. Yine de bu duruma bir milat belirlemek \u00e7ok ho\u015fuma gitmiyor. Bir \u015feyleri yaz\u0131 ya da m\u00fczik arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla ifade etmek benim bir par\u00e7amm\u0131\u015f gibi hissediyorum. B\u00f6yle olunca i\u00e7inden \u00e7\u0131kam\u0131yorsunuz zaten. <\/p>\n\n\n\n

-Merak etti\u011fim \u015fey \u015fu asl\u0131nda End\u00fcstri M\u00fchendisli\u011fi b\u00f6l\u00fcm\u00fc mezunusunuz. Tercihleriniz, istekleriniz yazma konusunda sizi nas\u0131l tetikledi? \u00c7\u00fcnk\u00fc \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken, iyi bir i\u015finiz varken bu i\u015ften \u00e7\u0131k\u0131yor ve sadece yazma, yazarak varl\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131 idame ettirme yolunu tercih ediyorsunuz. \u00c7ok zor. Kendimden biliyorum <\/strong>\uf04a <\/p>\n\n\n\n

\u0130yi bir i\u015f kavram\u0131 nedir, ondan \u00e7ok emin de\u011filim. Yazma eme\u011finin de ger\u00e7ek bir kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131n olmas\u0131n\u0131 isterdim ama maalesef durum b\u00f6yle de\u011fil. \u015eimdi yeniden \u00e7al\u0131\u015fmaya ba\u015flad\u0131m, \u00e7ok yo\u011fun bir i\u015fim var, okumaya yazmaya f\u0131rsat yaratabilecek bir d\u00fczen kuramad\u0131m hen\u00fcz. Ama her seferinde bamba\u015fka pratiklerin bana katt\u0131klar\u0131n\u0131 bir ba\u015fka d\u00fcnyada ke\u015ffetmek, onlar\u0131n ya\u015fam\u0131mdaki yans\u0131malar\u0131n\u0131, \u015feyleri alg\u0131lay\u0131\u015f bi\u00e7imimi nas\u0131l etkiledi\u011fini fark etmek beni mutlu ediyor. Hi\u00e7bir \u015fey bo\u015funa de\u011fil ve bu ak\u0131\u015f zor da olsa g\u00fczel. <\/p>\n\n\n\n

-\u00d6yk\u00fcleriniz ilkin dergilerde, fanzinlerde yay\u0131nlanmaya ba\u015fl\u0131yor. Dergilerin bu yolculukta size katt\u0131\u011f\u0131 \u015feyler ne oldu? \u00c7\u00fcnk\u00fc yay\u0131n d\u00fcnyam\u0131zda dergicilik \u00fcvey evlatl\u0131k gibi pek g\u00f6r\u00fclm\u00fcyor\/g\u00f6rmezden geliniyor. <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Herkes her \u015feyi g\u00f6remez. B\u00f6yle bir zorunluluk da yok elbette. Herkes g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc kendi i\u00e7inde bir d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcme sokup orada zenginle\u015febiliyorsa bu k\u00e2fi, k\u0131ymetli de. Yay\u0131n d\u00fcnyam\u0131zdan kast\u0131n ne oldu\u011funu a\u00e7mak laz\u0131m. Yazarlar m\u0131? Yay\u0131nc\u0131lar m\u0131? Okurlar m\u0131? Ticari bir \u00e7\u0131kar elde etmek zorunda olan kurumlardan \u00e7ok bir \u015fey beklememek gerek. Onlar de\u011fer verse de kapitalist d\u00fczenin dayatt\u0131\u011f\u0131 vah\u015fi isterleri yerine getirmek durumunda. Bence yazarlar da edebiyata g\u00f6n\u00fclden de\u011fer veren okurlar da dergileri g\u00f6r\u00fcyor, \u00f6nemsiyor. Elbette bu k\u0131s\u0131tl\u0131 bir kitle ve dergilerin hayatta kalmas\u0131 i\u00e7in yeterli olmuyor. <\/p>\n\n\n\n

-Hi\u00e7bir Yerin Ortas\u0131nda. 6 \u00f6yk\u00fc. 94 sayfa. \u0130smiyle, kapa\u011f\u0131yla, \u00f6yk\u00fc say\u0131s\u0131 ve sayfa say\u0131s\u0131yla minimal bir kitab\u0131 elime ald\u0131\u011f\u0131mda \u00e7ok heyecanlan\u0131yorum. Minimal olmas\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k dolu dolu metinler, \u00f6yk\u00fcler ile kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131yay\u0131m \u00e7\u00fcnk\u00fc; bir okuyucu olarak bunu hissetmek heyecanland\u0131r\u0131yor beni. Ezgi Polat \u00f6zelinde sorarsam nas\u0131l bir zamand\u0131 sizin i\u00e7in bu \u00f6yk\u00fcleri yazma s\u00fcreci? Ya da nas\u0131l bir s\u00fcre\u00e7ten ge\u00e7iyordunuz \u00f6yk\u00fclerinizi yazarken? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Her bir \u00f6yk\u00fcy\u00fc farkl\u0131 farkl\u0131 d\u00f6nemlerimde defalarca yazd\u0131m. Bu y\u00fczden birbirinden \u00e7ok ayr\u0131 gibi g\u00f6r\u00fcnen duygular\u0131n ve ruh hallerinin etkisi alt\u0131nda kalm\u0131\u015f olabilirim. Ama nihayetinde metni kendi teknik kriterleri ve duygusu i\u00e7inde de\u011ferlendiriyor, \u00f6yle hareket ediyorum. Bununla birlikte bir metinle \u00e7ok fazla u\u011fra\u015f\u0131rsan\u0131z her seferinde ba\u015fka bir \u015fey ke\u015ffetme f\u0131rsat\u0131n\u0131z oluyor. Bu \u00f6yk\u00fcler i\u00e7in i\u015flerin b\u00f6yle y\u00fcr\u00fcd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc s\u00f6yleyebilirim. Genel olarak hayat\u0131m\u0131n epey zor bir d\u00f6nemiydi diyebilirim. <\/p>\n\n\n\n

-Yukar\u0131daki soruyu biraz a\u00e7mam gerekiyor \u015fimdi. Kitab\u0131n\u0131za ismini de veren Hi\u00e7bir Yerin Ortas\u0131nda Sebastiao Salgado\u2019dan bir al\u0131nt\u0131yla a\u00e7\u0131l\u0131yor. Kaybolmu\u015f, i\u00e7i m\u00fch\u00fcrlenmi\u015f bir adam\u0131n \u00f6yk\u00fcs\u00fc. \u0130nsan\u0131n ruhen da\u011f\u0131l\u0131\u015f\u0131n\u0131n, sonra toparlanmaya \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131n\u0131n ama hay\u0131r yapamay\u0131\u015flar\u0131n\u0131n \u00f6yk\u00fcs\u00fc bu. \u00d6yk\u00fcn\u00fcn \u015fimdiki zaman\u0131na d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fczde ailesiyle beraber \u00e7ok g\u00fczel bir yerde olsa da zihnin psikolojisi, duygular\u0131n yaratt\u0131\u011f\u0131 psikoloji insan\u0131n pe\u015fini b\u0131rakm\u0131yor. Gidiyoruz bir yerlere (ya da d\u00f6n\u00fcyoruz da diyebiliriz bunun i\u00e7in) ama kendi \u00f6yk\u00fcm\u00fcz\u00fcn i\u00e7inde ya\u015famak i\u00e7in gidiyoruz g\u00fcn\u00fcn sonunda de\u011fil mi? Bu anlamda s\u00fcrekli bir umut propagandas\u0131d\u0131r gidiyor ama \u00e7aresiziz, umut veya mutluluk bir an i\u00e7in g\u00f6rebildi\u011fimiz bir \u0131\u015f\u0131k huzmesi sadece diyebilir miyiz?<\/strong> <\/p>\n\n\n\n

Elbette kendi \u00f6yk\u00fcm\u00fcz\u00fcn i\u00e7inde ya\u015fayaca\u011f\u0131z, aksi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fil zaten. Bence umut hep var ama derinlerde, vakti gelince y\u00fczeye \u00e7\u0131k\u0131yor, bize kendini g\u00f6steriyor ve tekrar derine inerken pe\u015fine tak\u0131l\u0131p gitmemizi istiyor. Yap\u0131yoruz da. Yoksa ya\u015famak pek m\u00fcmk\u00fcn olmazd\u0131. \u00d6nemli olan da bizi o yolculu\u011fa \u00e7\u0131karmas\u0131. Gitti\u011fimiz yerde her \u015feyin muhte\u015fem olaca\u011f\u0131n\u0131 vadetmeden. <\/p>\n\n\n\n

-K\u0131y\u0131ya Vuran. Bu \u00f6yk\u00fcn\u00fcn katmanlar\u0131 biz okuyuculara aktard\u0131\u011f\u0131n\u0131zdan daha fazla. \u00d6yk\u00fcde bir \u00e7ocuk var \u00e7\u00fcnk\u00fc. Do\u011fan. \u00d6yk\u00fcde \u00e7ok fazla hayal, \u00e7ok fazla hayal k\u0131r\u0131kl\u0131\u011f\u0131, \u00e7ok fazla umut, umutsuzluk fakat bir\u00e7ok noktada da belirsizlik var. \u00d6yk\u00fcn\u00fcn hissettirdi\u011fi belirsizlik duygusu belki de (biz okuyuculara bunu a\u00e7\u0131k a\u00e7\u0131k vermemenize ra\u011fmen) i\u00e7i \u015fiddet dolu bir \u00f6yk\u00fc oldu\u011fundand\u0131r. Do\u011fan\u2019a annesiyle ilgili hi\u00e7bir \u015fey s\u00f6ylenmiyor mesela. Fakat hissediyor o, fark\u0131ndal\u0131\u011f\u0131 inan\u0131lmaz derecede y\u00fcksek ve bu durum acayip bir b\u00fcy\u00fcme hikayesini de beraberinde getiriyor. \u00d6yk\u00fclere \u00e7ocuklar girdi\u011finde niye bu kadar \u00fcrperiyor ve i\u00e7inde b\u00fcy\u00fcme umudu ta\u015f\u0131mam\u0131za ra\u011fmen bir belirsizlik kuyusuna d\u00fc\u015f\u00fcyoruz?<\/strong> <\/p>\n\n\n\n

\u00c7ocukluk ya\u015fam\u0131m\u0131z\u0131n temellerinin \u015fekillendi\u011fi yer. \u00c7ocukluk deyince akla hep masum \u015feyler gelse de \u00e7o\u011fu kez vah\u015fili\u011fin, \u015fiddetin \u00f6\u011frenildi\u011fi ilk evre buras\u0131. \u00c7ocuklar hesaps\u0131z olduklar\u0131 i\u00e7in \u00e7ok daha ac\u0131mas\u0131z olabiliyorlar. K\u0131skan\u00e7l\u0131\u011f\u0131, \u00fcz\u00fcnt\u00fcy\u00fc, mutlulu\u011fu hepsini delilik i\u00e7eren bir yo\u011funlukta ya\u015fayabiliyorlar. Bahsetti\u011finiz \u00f6yk\u00fclerin \u00fcrperticili\u011fi \u00e7ocuklukla ilgili de\u011fil bence. B\u00fcy\u00fcme \u00f6yk\u00fcs\u00fc olmalar\u0131yla ilgili. B\u00fcy\u00fcmek, ya\u015fam\u0131 kabullenmeyi, sava\u015fmay\u0131, \u015fiddeti \u00f6\u011frenmeyi, sorgulamay\u0131, y\u00fczle\u015fmeyi de beraberinde getiriyor. Bu da ister istemez \u00fcrpertici bir durum. <\/p>\n\n\n\n

-Ba\u015fka Bir Boyutta. Bir kad\u0131n\u0131n b\u00fcy\u00fcl\u00fc bir zaman i\u00e7inde kendine yeni bir yer bulmaya \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131n\u0131n \u00f6yk\u00fcs\u00fc. \u201cB\u00fcy\u00fcl\u00fc bir zaman i\u00e7inde kendime yeni bir yer bulma\u201d ifadesi \u00f6yk\u00fcn\u00fcn i\u00e7inde ge\u00e7iyor. (55. Sayfa) B\u00f6ylesine naif bir ifadeye ra\u011fmen inan\u0131lmaz derecede tedirginlik veren bir \u00f6yk\u00fcyd\u00fc. Evli bir kad\u0131n\u0131n bunalm\u0131\u015f hali, kocas\u0131yla olan ili\u015fkisinin kad\u0131n\u0131n erk ile olan ili\u015fkisini (Toplumla, devletle, bir gece evlerinde kalacak olan Hasan ile) yans\u0131tmas\u0131, \u2018hay\u0131r\u2019 diyememe s\u0131k\u0131nt\u0131s\u0131, t\u00fcm bunlar izle\u011finde kad\u0131n\u0131n ka\u00e7ma ve kurtulma iste\u011fi. Kad\u0131nlar\u0131n (evli kad\u0131nlar\u0131n veya bekar kad\u0131nlar\u0131n) bundan ba\u015fka \u00e7areleri yok mu? Bu \u00f6yk\u00fcy\u00fc okurken kendimi \u00e7ok s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015f hissettim mesela.<\/strong> <\/p>\n\n\n\n

Buradaki s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015fl\u0131\u011f\u0131 hissetmenize sevindim. Bir\u00e7ok \u015feyin \u00e7\u00f6z\u00fcm\u00fc beyinde. Kabullenmekte, ink\u00e2r etmekten vazge\u00e7mekte. Bunu hepimiz biliyoruz asl\u0131nda ama uygulayamayabiliyoruz. \u015eartlar, bize dayat\u0131lanlar, birey olamamam\u0131z, yeti\u015ftirili\u015f bi\u00e7imimiz, konfor alan\u0131n\u0131n cezbetmesi ve b\u00fct\u00fcn bunlar\u0131n temelinde yatan toplumsal kodlar y\u00fcz\u00fcnden ne istedi\u011fimizi bilemememiz, karar veremememiz, kendimizi \u00e7ok ge\u00e7 ve zor bulmam\u0131z bu s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015fl\u0131\u011fa neden olabiliyor. Bir de kad\u0131nsak s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015fl\u0131\u011f\u0131n \u015fiddeti art\u0131yor. \u0130\u015fler bu raddeye gelene kadar beklersek maalesef ka\u00e7maktan ba\u015fka \u00e7are kalm\u0131yor. Ka\u00e7madan \u00f6nceki son \u00e7\u0131k\u0131\u015f da o isyan hali bence. \u00d6nce kendimizi ikna etmemiz gerekiyor ve bunu ancak \u00e7\u0131ld\u0131rarak yapabiliyoruz. <\/p>\n\n\n\n

-S\u0131\u011f\u0131nak. Asl\u0131nda yine Ba\u015fka Bir Boyutta \u00f6yk\u00fcn\u00fczde oldu\u011fu gibi \u00e7ok basit, g\u00fcndelik bir meseleden veya diyalogdan yola \u00e7\u0131k\u0131larak hayat\u0131n y\u00f6n de\u011fi\u015ftirmesi, ba\u015fka bir boyuta kaymas\u0131. Bir telefon mesaj\u0131 ile ak\u015fam yeme\u011fine gelmeyece\u011fini yazma veya evin anahtar\u0131n\u0131 almadan kap\u0131y\u0131 \u00e7ekip, evden ayr\u0131l\u0131\u015f. G\u00fcn\u00fcm\u00fcz insan\u0131 neden mutsuz oldu\u011funun \u00e7ok iyi fark\u0131nda ama \u00e7areyi b\u0131rakmakta de\u011fil de kurtarmakta veya g\u00f6rmezden gelmekte ar\u0131yor. (Ki\u015fisel geli\u015fim mevzular\u0131, bisiklet alma, yeni araba alma, ev de\u011fi\u015ftirme vb\u2026) Siz \u00f6yk\u00fclerinizde bu insan hallerini cesur bir yerden somutla\u015ft\u0131rmay\u0131 tercih ediyorsunuz. Bunda ki\u015fisel hik\u00e2yenizin de rol\u00fc b\u00fcy\u00fck diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Son hamleyi yapmak ad\u0131na \u00e7ok gereksiz \u015feyler yapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131 ve sorunlar\u0131m\u0131z\u0131 g\u00f6rmezden geldi\u011fimizi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Ne dersiniz? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Yanl\u0131\u015f bir \u015feyler yapma korkusundan hi\u00e7bir \u015fey yapamaz hale gelmi\u015f olabilir miyiz? A\u00e7\u0131k\u00e7as\u0131 burada \u00f6nemsedi\u011fim \u015fey gitti\u011fimiz yer neresi olursa olsun oraya kendimizi de g\u00f6t\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz. Komplekslerimizi, h\u0131rslar\u0131m\u0131z\u0131, arzular\u0131m\u0131z\u0131, endi\u015felerimizi yan\u0131m\u0131zda ta\u015f\u0131yoruz. Yani mek\u00e2n ya da e\u015fya de\u011fi\u015ftirmek i\u00e7 huzurumuzu bulmam\u0131z\u0131 sa\u011flamaz, k\u0131sa s\u00fcreli bir aldatmacad\u0131r genelde. Yeni olan da s\u0131radanla\u015ft\u0131\u011f\u0131 zaman s\u0131k\u0131nt\u0131lar tekrar y\u00fczeye \u00e7\u0131kar. Hep ayn\u0131 d\u00f6ng\u00fcn\u00fcn i\u00e7indeyiz. M\u00fchim olan bunu kabul edip birlikte ya\u015famay\u0131 \u00f6\u011frenebilmek galiba. G\u00fcn\u00fcm\u00fcz insan\u0131n\u0131n i\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 vah\u015fi d\u00fcnyada hayatta kalabilmesi i\u00e7in \u00f6nce kabul etmesi gerekiyor. \u00c7\u00fcnk\u00fc o d\u00fcnyay\u0131 kendisi yaratt\u0131. Ve evet son s\u00f6z\u00fc s\u00f6ylemekten korktu\u011fumuz i\u00e7in \u00e7ok sustu\u011fumuz ya da son hamleyi yapabilmek i\u00e7in uzunca bir s\u00fcre sa\u00e7malad\u0131\u011f\u0131m\u0131z oluyor. \u00c7o\u011funlukla var olan ger\u00e7e\u011fi inkar etti\u011fimiz i\u00e7in. <\/p>\n\n\n\n

-Aynadaki Batakl\u0131k ve Yunus \u00f6yk\u00fcleri. Charlotte ve Pierre aras\u0131ndaki ili\u015fki, d\u0131\u015fardan gelen bir \u015fey oldu\u011funda (bir duygu, hareket) insan\u0131n kozas\u0131n\u0131n, kabu\u011funun hemen devreye girmesi. S\u0131\u011f\u0131nak alan\u0131na \u00e7ekilip y\u00f6netiyorum zannederken duygular\u0131n\u0131zdan dolay\u0131 d\u00fc\u015f\u00fclen tuzaklar. Yunus \u00f6yk\u00fcn\u00fczde de ki\u015fileri \u00e7o\u011faltmak istemeniz. Derdinizi \u00e7ok karakter \u00fczerinden anlatmak istemenizin ili\u015fkilerdeki duygulara \u00e7ok anlam katmamas\u0131 asl\u0131nda. Konunun bir \u015fekilde b\u00fcy\u00fcyor olmas\u0131 (Deniz ba\u015fl\u0131 ba\u015f\u0131na bir karakter gibi bu \u00f6yk\u00fcn\u00fczde) fakat anlam\u0131n\u0131n insan ili\u015fkileri s\u00f6z konusu oldu\u011funda neredeyse ayn\u0131 kalmas\u0131\u2026 Arad\u0131klar\u0131m\u0131z\u0131 bulabilecek miyiz? O insan\u0131 bulabilecek, o g\u00fczel duygular\u0131 hissedebilecek ve kendimizi bir g\u00fcn ger\u00e7ekten iyi hissedebilecek miyiz? Yoksa insan ba\u015fl\u0131 ba\u015f\u0131na huzursuz bir varl\u0131k m\u0131d\u0131r zaten? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u0130kisi \u00e7ok farkl\u0131 \u00f6yk\u00fcler ama ikisinde de kontrol\u00fcn yitirildi\u011fi k\u0131r\u0131lma anlar\u0131 ve egemen olan\u0131n kendi \u00e7\u0131kar\u0131 do\u011frultusunda olaylar\u0131 y\u00f6netme \u00e7abas\u0131 var, belki buralar\u0131n ortak oldu\u011funu s\u00f6yleyebiliriz. Uyumsuz olan huzursuzdur. Nihayetinde uyumlu bile olsak her \u015feye uyum sa\u011flayamay\u0131z. B\u00f6ylece huzursuz oldu\u011fumuz zamanlar olmamas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn de\u011fil bana kal\u0131rsa. Arad\u0131\u011f\u0131n\u0131 bulmak ne demek bilmiyorum. Bana her \u015feyin sonu gibi g\u00f6r\u00fcn\u00fcyor. Benim d\u00fcnyamda aray\u0131\u015f biten bir \u015fey de\u011fil. Bence ya\u015fam\u0131n tad\u0131 da burada. <\/p>\n\n\n\n

-Bir s\u00f6yle\u015finizde birka\u00e7 \u00f6yk\u00fcc\u00fcn\u00fcn de ad\u0131 zikredilerek \u201cKu\u015fak \u00d6yk\u00fcc\u00fcs\u00fc\u201d tan\u0131mlamas\u0131 yap\u0131l\u0131yor. Ku\u015fak \u00f6yk\u00fcc\u00fcs\u00fc m\u00fcs\u00fcn\u00fcz? \u0130lla bir tan\u0131m\u0131n i\u00e7ine veya bir gurubun i\u00e7ine yerle\u015ftirmeniz gerekmiyor kendinizi elbet. Merak etti\u011fim, duygular\u0131n, d\u00fc\u015f\u00fcncelerin, anlat\u0131m\u0131n, ifade edi\u015f bi\u00e7iminin ve dilin ku\u015fak farklar\u0131 var m\u0131? Bu konuda \u00f6nemli olan k\u0131stas ne sizce? <\/strong> <\/p>\n\n\n\n

Kendimi bir \u015feyin i\u00e7ine yerle\u015ftirmek istemiyorum. Dilin, anlat\u0131m bi\u00e7iminin d\u00f6nemsel farklar\u0131 ve benzerlikleri olmas\u0131 \u00e7ok normal. \u015eu anda bir ku\u015faktan s\u00f6z edilebilir mi bilmiyorum. Yaz\u0131lanlar\u0131n, d\u00f6nemi nas\u0131l ve ne bi\u00e7imde yans\u0131tt\u0131\u011f\u0131na, bir ortakl\u0131k yakalay\u0131p yakalanmad\u0131\u011f\u0131na bakmak laz\u0131m. \u015e\u00fcphesiz bu i\u015f bir yerde esinlenme i\u015fi ve r\u00fczg\u00e2r bazen bir\u00e7ok ki\u015fiye dokunup ge\u00e7ebiliyor. <\/p>\n\n\n\n

-Yukar\u0131daki sorunun devam\u0131 niteli\u011finde, bu yeni ku\u015fak, art arda gelen yeni yazarlar ve kitaplar T\u00fcrkiye\u2019nin yenilenen k\u00fclt\u00fcr sanat ortam\u0131na nas\u0131l katk\u0131 sa\u011flayacaklar? \u00c7\u00fcnk\u00fc her anlamda edebiyat, sinema, tiyatro, sahne sanatlar\u0131 yeni bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131lar\u0131n\u0131n oldu\u011fu, yeni ve taze alanlar\u0131n a\u00e7\u0131ld\u0131\u011f\u0131 bir d\u00f6nemin i\u00e7indeyiz. Ne s\u00f6ylemek istersiniz bu konuda? <\/strong> <\/p>\n\n\n\n

Elimizde \u00e7ok fazla imk\u00e2n var. Ama bunu ne kadar iyi y\u00f6nde kullanabiliyoruz, emin de\u011filim. Kendimizi daha \u00e7ok geli\u015ftirmeliyiz. Bu \u00fclkede i\u015fler \u00e7\u0131\u011f\u0131r\u0131ndan \u00e7\u0131kt\u0131 ve d\u00f6nem d\u00f6nem \u00e7\u0131ld\u0131r\u0131\u015f anlar\u0131na tan\u0131kl\u0131k ediyoruz. \u00c7ok m\u00fccadele edip yenilmenin, tekrar aya\u011fa kalk\u0131p devam etmenin ne demek oldu\u011funu bu fark\u0131ndal\u0131\u011fa sahip insanlar iyi biliyorlar ve bunu sanat\u0131na yans\u0131tanlar\u0131n say\u0131s\u0131 az de\u011fil. Az\u0131nl\u0131klar\u0131n sesinin, bast\u0131r\u0131lma \u00e7abalar\u0131na ra\u011fmen her seferinde daha g\u00fcr \u00e7\u0131kmas\u0131, bunlar\u0131n sanat arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla temsil edilmesi \u00e7ok k\u0131ymetli. S\u00fcrekli isyan halindeyiz. Bu isyanlar\u0131n bir \u00e7\u0131kt\u0131s\u0131 olacak elbet. <\/p>\n\n\n\n

-Kafan\u0131zda hi\u00e7 roman yazmakla ilgili bir d\u00fc\u015f\u00fcnce var m\u0131? Yoksa \u00f6yk\u00fclere devam m\u0131? <\/strong>\uf04a <\/p>\n\n\n\n

Bu kitaptan \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131m uzunca bir \u00f6yk\u00fc vard\u0131. Onun novellaya ya da romana evrilmesi gibi bir \u00f6ng\u00f6r\u00fcm var. Fakat bu i\u015flere belli olmuyor biliyorsunuz. Hen\u00fcz \u00e7al\u0131\u015fmaya ba\u015flamad\u0131m. \u0130kinci kitab\u0131n yay\u0131mlanma a\u015famas\u0131nda akl\u0131mda bir roman fikri de vard\u0131. \u00c7ok az\u0131 k\u00e2\u011f\u0131da d\u00f6k\u00fcld\u00fc, daha \u00e7ok notlar var elimde. Karar vermi\u015f de\u011filim ama \u00f6yk\u00fc yazmak da b\u0131rakabilece\u011fim bir \u015fey de\u011fil. \u00d6nce ne \u00e7\u0131kar \u015fu an pek kestiremiyorum. Daha \u00e7ok ya\u015fam\u0131 so\u011furdu\u011fum bir d\u00f6nemdeyim. Gerisini zaman g\u00f6sterecek. <\/p>\n\n\n\n

Te\u015fekk\u00fcr ederim. <\/p>\n\n\n\n

G\u00fczel sorular\u0131n i\u00e7in ben te\u015fekk\u00fcr ederi <\/p>\n","post_title":"Ezgi Polat S\u00f6yle\u015fisi: Her Yerin Ortas\u0131nda Hi\u00e7bir Yerin K\u0131y\u0131s\u0131nda \u00d6yk\u00fcler","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"ezgi-polat-soylesisi-her-yerin-ortasinda-hicbir-yerin-kiyisinda-oykuler","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-01-07 10:23:28","post_modified_gmt":"2020-01-07 07:23:28","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=111610","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":111610}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "233"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "59"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Depremzedeler Ankara’ya göçüyor ama barınamıyor

Depremden etkilenen 11 ilin halkı Türkiye’nin çeşitli kentlerine göç etmeye başladı. Depremzedelerin yoğun olarak geldikleri kentlerden biri olan Ankara’da başlarını sokacak bir ev bulmaları oldukça...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol