Tüm dünyada sayısı gittikçe artan evsizler ve çözümü zor bir sosyal sorun olarak gözümüzün önünde duran evsizlik… Tüm insanların sağlıklı koşullarda barınması elbette hepimizin ortak dileği; ancak ekonomik sistemin yerleşik gücü karşısında, çözüm adına bireysel olarak ne yapabiliriz? Gönüllülük esasına dayanan Sheltersuit projesi, bu soruya cevap arıyor.
Hollandalı moda tasarımcısı Bas Timmer, sokakta yaşayan bir tanıdığının ölümünden sonra, 2014’ün sonlarına doğru, “Bir şey yapmalı!” diyerek arkadaşı Alexander de Groot’u yanına almış ve Sheltersuit projesini başlatmış.
Dışarıda zor şartlarda kalan evsiz insanları, sıcak ve kuru tutacak bir çözüm arayışıyla, ilk aşamada sadece ceket olarak ortaya çıkan fikir, tasarım ekibi evsizlerle empati kurdukça evrilerek tam teşekküllü bir barınak setine dönüşmüş. Her koşulda sıcak tutma, sağlamlık, su geçirmezlik ve kullanım kolaylığı gibi gerekliliklerle yola çıkan ekip, ilginç bir geri dönüşüm fikri yakalayarak, müzik festivali alanlarında terk edilmiş çadırları kullanmış. Sheltersuit adı verilen tasarım, uyku tulumuna dönüşebilen, su ve rüzgâr geçirmez ceketler olarak hayata geçirilmeye başlanmış.
Hollanda Tasarım Haftası’nda dikkat çeken tasarım, sokakta yaşayan insanların soğuktan ve sudan korunma problemine, akıllıca işlevsel bir çözüm getiriyor. Tasarımı oluşturan, hepsi su ve rüzgâr geçirmeyen yüksek kalite kumaştan üretilen parçalar, ayrı ayrı ve birlikte çeşitli işlevlerde kullanılıyor. Bir sırt çantasına sığabilen bu parçalar; cepli ve kapüşonlu bir ceket, battaniyeye dönüşebilen uyku tulumu, bir atkı, yuvarlak bir yastık ve güneş panelli bir LED ışık kaynağı. Tek başınayken battaniye olarak kullanılan parça, ceketin ucuna fermuarla eklendiğinde bir uyku tulumuna dönüşüyor; kullanılmadığında ise sırt çantasında diğer parçalarla birlikte taşınabiliyor. Tasarımın bu modüler yaklaşımı, korunma işlevini yerine getirirken hareketliliği de kolaylaştırıyor. Zor koşullarda yaşama tutunan evsizler için gerçek bir hayat kurtarıcı olabilecek Sheltersuit, ihtiyacı olanlara karşılıksız veriliyor.
Projenin övgüye değer bir yanı da, tam bir gönüllü ekip çalışması örneği olması. Projenin kurucuları, üretim sürecinden dağıtımına kadar tüm süreci; gönüllüler, stajyerler ve mültecilerle birlikte yürütüyor. Tasarım gelişimine gönüllü tasarımcılar destek oluyor; çoğunluğu Suriyeli, bazıları profesyonel terzi olan mülteciler dikiş yapıyor, karşılığında kurs ve kalacak yer desteği alıyorlar; aynı vizyonu paylaşan firmalarla işbirliği yapılıyor; bazı bağışçılar ekibe kumaş ve malzeme sağlıyor; çeşitli vakıflar ve organizasyonlarla birlikte çalışılarak ürünlerin gerçekten ihtiyacı olanlara ulaştığından emin olunuyor.
Sheltersuit Foundation çatısı altında yoluna devam eden projenin amacı, mümkün olduğunca çok takım üretip dağıtmak; hedef ise sadece Hollanda’da 2 bin 500 adet Sheltersuit’i evsizlere ulaştırmak. Vakıf aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine verilen takımlar, şimdilik küçük miktarlarda üretiliyor, fakat haberler iyi. Sosyal medya ve çeşitli etkinlikler aracılığıyla Sheltersuit gönüllülerinin sesini duyan bağışçılar ve işbirlikçi markalarla birlikte proje büyüyerek Avrupa’ya yayılıyor. Hatta Facebook sayfalarında duyurdukları üzere, Suriyeli mülteciler için Balkanlar üzerinden İstanbul’a seyahat eden bir gönüllü ile birlikte 50 Sheltersuit yola çıkmış bile…
Kaynak: Treehugger