Ana SayfaKültür & SanatResim ve HeykelGizemini hala koruyan kayıp tablo: Osman Hamdi Bey’in “MİHRAP”ı

Gizemini hala koruyan kayıp tablo: Osman Hamdi Bey’in “MİHRAP”ı

-

Konuk Yazar: Ayşenur Özdemir

1901 yılında yapılmış Mihrap; yüz yıldır gizemini koruyor. Osman Hamdi Bey’in tartışmasız en cüretkâr tablosu, yapılışından itibaren birçok eleştirinin ve saldırının hedefi oldu. Bu nedenle hiçbir zaman sergilenemedi, bugün de nerede olduğu bilinmiyor. 

Osman Hamdi Bey. Birçoğumuzun da bildiği üzere İstanbul Pera müzesinde sergilenen Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunun sahibi. Ressamın ismiyle bütünleşen bu tabloya da kısaca değineceğim elbette. Fakat bu yazıda asıl bahsedeceğim ressamın bir diğer sansasyonel tablosu Mihrap.  Ama hepsinden önce eserleri daha iyi çözümleyebilmek için ressamın hayatından kısaca söz etmek istiyorum. 

1842 yılında İstanbul’da doğmuş olan Osman Hamdi Bey, sadrazam Ethem Paşa’nın oğludur. Osmanlı Devleti’nin 1839 yılında yayınladığı Tanzimat Fermanı sonucu eğitim alanında da reformlar yapılmıştı. Osman Hamdi Bey bu reformlar sayesinde 1860 yılında hukuk okumak için Paris’e gider. Hukuk öğrenirken dönemin ressamlarından Jean-Leon Gerome’nin atölyelerinde çıraklık yaparak resim eğitimi alır. Osmanlı Devleti tam da bu dönemde Şeker Ahmet Paşa ve Süleyman Seyyid’i Paris’e resim eğitimi almaları için gönderir. Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyyid  ve Osman Hamdi Bey bu sayede Türk resim sanatının ilk kuşağını oluştururlar.  

Osman Hamdi Bey 1871’de İstanbul’a döner. Fransızcası iyi olduğu için dış işleri bakanlığına atanır. Sonrasında sarayda ve Müze-i Hümayun de çalışır. İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni kuran Osman Hamdi Bey Türkiye’deki ilk arkeolog olarak kabul edilir. Hatta Kadıköy’ün bilinen ilk belediye başkanı da odur. Osmanlı Devleti’ndeki ressamların eğitim alabileceği herhangi bir kurumun olmadığını görünce 3 Mart 1883 yılında Sanayi-i Nefise mektebini kurar. Yani bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi. 

Batı tarzında aldığı eğitim ona bambaşka bir perspektif katmıştır. Osmanlı Devleti’nin çağdaşlaşması ve batı tarzında eğitim sistemini benimsemesi için mücadele vermiş, devrimci, yenilikçi bir aydındır. Osman Hamdi Bey tablolarında da genellikle alt metin olarak değişimin gerekliliğini ifade eder. Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu da bu minvalde çok önemlidir. Bu tablo da Osmanlı toplumunun çağdaşlaşmaya ve yeniliklere kapalı olduğu metaforlarla anlatılmıştır. Tablodaki derviş Osman Hamdi Bey’in kendisidir. Etrafta dolaşan yavaşlığı ile bilinen kaplumbağalar ise değişmeye, ilerlemeye kapalı olan halktır. Fakat dervişin yüzündeki sabır ifadesi ve elinde tuttuğu ney değişimi sağlayacak şeyin sabır ve sanat olacağını anlatmaktadır.  

Hepimiz biliyoruz ki görmeyi ve okumayı bilenler için sanat sadece dekorasyon ürünü değildir. Bir dışavurum, bir iletişim biçimidir. Osman Hamdi Bey de doğrudan söylemediği şeyleri resimleri aracılığıyla dile getirmiştir. Bunun en etkileyici örneklerinden biri de günümüzde nerde olduğu bilinmeyen tablosu Mihrap’tır. 

En cüretkar tablo

1901 yılında yapılmış Mihrap; Osman Hamdi Bey’in tartışmasız en cüretkâr tablosudur. Yapılışından itibaren birçok eleştirinin ve saldırının hedefi olmuştur. Bu nedenle hiçbir zaman sergilenmemiştir. İstanbul Çinili Köşk’te bulunmuş, 1907 yılında Konya Karaman İbrahim Bey İmaretinden müzeye getirilmiştir. Rahmi Koç’un eski eşi ve merhum Mustafa Koç’un annesi Çiğdem Simavi bir dönem bu tabloya sahibelik yapmıştır. İlluminati’nin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen bu tabloyu gelin birlikte çözümleyelim. 

Sarı kıyafeti ve kendinden emin duruşu ile büyük bir rahleye (bilmeyenler için rahle, kutsal kitabın okunurken konduğu tahta gereç) oturan kadın figürü gözümüze çarpıyor ilk olarak. Kadın için aynısını söyleyemesek de rahle olması gereken yerdedir, mihrapta. Mihrap caminin içinde Kâbe yönünü belirtmek için yapının o yönünde bulunan ve imama ayrılmış olan oyuk yerdir. Kadının saçlarının açık olması, dekoltesi dikkate alındığında İslamiyet’in kadından beklediği giyinme usulünden uzak olduğunu görüyoruz. Bu kadın kimilerine göre ressamın eşi Naile Hanım’ın gençliğidir. Kimilerine göre ise ressamın modeli evde çalışan Ermeni bir kızdır.  

Resimdeki kadının pozu, Jean-Léon Gérôme’un Tanagra isimli heykeli ile aynıdır, bu nedenle Osman Hamdi’nin Mihrab’ı yaparken Tanagra’dan esinlendiği düşünülür. 

Tablonun alt kısımlarına geldiğimizde kendinden emin, güçlü kadın figürünün ayakları altına dağınık şekilde duran kitaplar fark ediliyor. Kitaplardan üçünün İslamiyet’in kutsal kitabı Kur-an’ı Kerim, Zerdüştlüğün kutsal kitabı Zend-Avesta ve Budizm’in kitabı Sakiya -Muni olduğunu görüyoruz. Yani genel çerçevede Osman Hamdi Bey doğunun kutsal dinlerini kadının ayakları altında resmetmiştir. Bu temsil şu an bile kimsenin yapabileceği, yapmaya cesaret edebileceği bir temsil biçimi değildir. Ressamın 1901 yılında Osmanlı Devleti’nde böyle bir resmi yapılmış olması son derece aykırı bir durumdur.   

Esasında Mihrap olarak bildiğimiz bu tabloya Osman Hamdi Bey’in ne ad taktığı tespit edilememiştir. Osman Hamdi’nin eserleri hakkında araştırma yapan sanat tarihçisi Mustafa Cezar tabloya Mihrap ismini vermiştir. Tablonun orijinal adının Tekvin yani Yaratılış olduğunu savunanlar da var. Neden mi? Resimdeki kadını dikkatli bir şekilde incelediğimizde hamile olduğunu görüyoruz. Yani Osman Hamdi Bey yine dönemine aykırı bir biçimde kadını yücelterek onu konumlandırdığı yer itibariyle “gerçek yaratıcının kadın olduğu” mesajını vermek istemiştir. Birçok sanat tarihçisi ise bu tabloyu ‘’dinin kadının özgürlüğünü engellediği ve tablonun buna başkaldırdığı’’ şeklinde yorumlamıştır. Zira Osman Hamdi Bey’in diğer kadın figürü kullandığı resimlerini de göz önünde bulundurursak, Osmanlı kadınlarının sosyal ve dini baskılarla yaşamasını eleştiren bir ressam olduğunu görmemiz mümkün. 

Peki tabloya ne oldu? 

En son Demirbank’ın arşivlerinde kayıtlı görünen tablo kayıptır. Ne yazık ki bankanın TMSF’ye devri sırasında her nasılsa ortadan kaybolmuştur. Tablonun nerede olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur. Fakat bu konuda iki teori sunabiliriz.  

Bu varsayımlardan ilki; resim keşfedildikten sonra, yok edilmesini önlemek için bazı kişiler tarafından koruma amaçlı saklandığıdır. Ressam Mehmet Güleryüz’ün tablo hakkında konuşurken ”Bu resim, hiç kuşkusuz Osman Hamdi’nin, Osmanlı tabularını sorguladığının kanıtıdır ve bu yüzden, yaklaşık yüzyıl boyunca hiçbir yerde sergilenmesi mümkün olmamıştır. Adı bende saklı bir koleksiyoncunun evinde görmüştüm ilk kez; burada bile, tablonun alt bölümünü kapatan bir perdeyle sergileniyordu.” şeklinde söylediği sözler böyle bir varsayımı ortaya atıyor. 

Mehmet Güleryüz koleksiyoncunun ismini kendine saklamış olsa da bahsettiği kişinin Mustafa Koç’un kardeşi, Çiğdem Simavi’ nin oğlu Ömer Koç olduğu düşünülüyor. Çünkü Ömer Koç’un adı dünyanın en önemli sanat koleksiyoncuları arasında geçiyor. Tam anlamıyla bir müze gibi olan Londra’daki evinin olağanüstü güvenlik çemberleriyle korunduğu biliniyor. 

Bir diğer varsayım ise; tablonun bazı otoriteler tarafından çoktan yok edilmiş olduğudur. Zira bazı muhafazakâr kesimler Osman Hamdi Bey’in İslam karşıtı olduğunu düşünmektedir. Ve tehdit olarak algıladıkları bu tabloyu yok etmiş olmaları son derece mümkündür. Tanınan bir Müslüman din adamının ‘’eğer bu tablo Koç ailesindeyse Mustafa Koç için kıldırılan cenaze namazı geçersiz olur’’ şeklinde yaptığı açıklamadan tablonun ne denli ciddi bir tehdit olarak algılandığını görebiliriz. 

Dünya düzenini anlamlandırmak için ortaya atılmış kuvvetli teorilerden biri mason locası ve illuminati örgütüdür. Siz ne düşünürsünüz bilemem fakat ben böyle bir dünya düzenine tam olarak inanmadığım için tablo hakkında İslam karşıtı örgütlere hizmet eden bir tasvir olduğunu düşünmüyorum. 

Ressamın eserleri bütünüyle göz önünde bulundurulduğunda biraz oryantalist bakış açısıyla toplumsal ahlak ve din açısından dokunulmaz alanlara temas ettiği kabul edilebilir bir gerçek. Benim görüşüm Osman Hamdi Bey’in eleştirdiği İslamiyet değil İslamiyet’te kadınlar için uygulanan usullerin gerçeği yansıtmamasıdır. Bu tabloda kadının statüsünün önemini vurgulamayı amaçlamıştır. Yere atılan dini içerikli kitaplar kadının özgürlüğünü engelleyen dinsel baskıları simgelemektedir.  

\n

Konuk Yazar<\/strong>: Ay\u015fenur \u00d6zdemir<\/p>\n\n\n\n

1901 y\u0131l\u0131nda yap\u0131lm\u0131\u015f Mihrap<\/em>; y\u00fcz y\u0131ld\u0131r gizemini koruyor. Osman Hamdi Bey\u0027in tart\u0131\u015fmas\u0131z en c\u00fcretk\u00e2r tablosu, yap\u0131l\u0131\u015f\u0131ndan itibaren bir\u00e7ok ele\u015ftirinin ve sald\u0131r\u0131n\u0131n hedefi oldu. Bu nedenle hi\u00e7bir zaman sergilenemedi, bug\u00fcn de nerede oldu\u011fu bilinmiyor. <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Osman Hamdi Bey. Bir\u00e7o\u011fumuzun da bildi\u011fi \u00fczere \u0130stanbul Pera m\u00fczesinde sergilenen Kaplumba\u011fa Terbiyecisi<\/em> tablosunun sahibi. Ressam\u0131n ismiyle b\u00fct\u00fcnle\u015fen bu tabloya da k\u0131saca de\u011finece\u011fim elbette. Fakat bu yaz\u0131da as\u0131l bahsedece\u011fim ressam\u0131n bir di\u011fer sansasyonel tablosu Mihrap.  Ama hepsinden \u00f6nce eserleri daha iyi \u00e7\u00f6z\u00fcmleyebilmek i\u00e7in ressam\u0131n hayat\u0131ndan k\u0131saca s\u00f6z etmek istiyorum. <\/p>\n\n\n\n

1842 y\u0131l\u0131nda \u0130stanbul\u0027da do\u011fmu\u015f olan Osman Hamdi Bey, sadrazam Ethem Pa\u015fa\u0027n\u0131n o\u011fludur. Osmanl\u0131 Devleti\u2019nin 1839 y\u0131l\u0131nda yay\u0131nlad\u0131\u011f\u0131 Tanzimat Ferman\u0131 sonucu e\u011fitim alan\u0131nda da reformlar yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. Osman Hamdi Bey bu reformlar sayesinde 1860 y\u0131l\u0131nda hukuk okumak i\u00e7in Paris\u0027e gider. Hukuk \u00f6\u011frenirken d\u00f6nemin ressamlar\u0131ndan Jean-Leon Gerome\u0027nin at\u00f6lyelerinde \u00e7\u0131rakl\u0131k yaparak resim e\u011fitimi al\u0131r. Osmanl\u0131 Devleti tam da bu d\u00f6nemde \u015eeker Ahmet Pa\u015fa ve S\u00fcleyman Seyyid\u2019i Paris\u0027e resim e\u011fitimi almalar\u0131 i\u00e7in g\u00f6nderir. \u015eeker Ahmet Pa\u015fa, S\u00fcleyman Seyyid  ve Osman Hamdi Bey bu sayede T\u00fcrk resim sanat\u0131n\u0131n ilk ku\u015fa\u011f\u0131n\u0131 olu\u015ftururlar.  <\/p>\n\n\n\n

Osman Hamdi Bey 1871\u0027de \u0130stanbul\u0027a d\u00f6ner. Frans\u0131zcas\u0131 iyi oldu\u011fu i\u00e7in d\u0131\u015f i\u015fleri bakanl\u0131\u011f\u0131na atan\u0131r. Sonras\u0131nda sarayda ve M\u00fcze-i H\u00fcmayun de \u00e7al\u0131\u015f\u0131r. \u0130stanbul Arkeoloji M\u00fczesi\u0027ni kuran Osman Hamdi Bey T\u00fcrkiye\u0027deki ilk arkeolog olarak kabul edilir. Hatta Kad\u0131k\u00f6y\u2019\u00fcn bilinen ilk belediye ba\u015fkan\u0131 da odur. Osmanl\u0131 Devleti\u0027ndeki ressamlar\u0131n e\u011fitim alabilece\u011fi herhangi bir kurumun olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcnce 3 Mart 1883 y\u0131l\u0131nda Sanayi-i Nefise mektebini kurar. Yani bug\u00fcnk\u00fc ad\u0131yla Mimar Sinan G\u00fczel Sanatlar \u00dcniversitesi. <\/p>\n\n\n\n

Bat\u0131 tarz\u0131nda ald\u0131\u011f\u0131 e\u011fitim ona bamba\u015fka bir perspektif katm\u0131\u015ft\u0131r. Osmanl\u0131 Devleti\u0027nin \u00e7a\u011fda\u015fla\u015fmas\u0131 ve bat\u0131 tarz\u0131nda e\u011fitim sistemini benimsemesi i\u00e7in m\u00fccadele vermi\u015f, devrimci, yenilik\u00e7i bir ayd\u0131nd\u0131r. Osman Hamdi Bey tablolar\u0131nda da genellikle alt metin olarak de\u011fi\u015fimin gereklili\u011fini ifade eder. Kaplumba\u011fa Terbiyecisi <\/em>tablosu da bu minvalde \u00e7ok \u00f6nemlidir. Bu tablo da Osmanl\u0131 toplumunun \u00e7a\u011fda\u015fla\u015fmaya ve yeniliklere kapal\u0131 oldu\u011fu metaforlarla anlat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Tablodaki dervi\u015f Osman Hamdi Bey\u0027in kendisidir. Etrafta dola\u015fan yava\u015fl\u0131\u011f\u0131 ile bilinen kaplumba\u011falar ise de\u011fi\u015fmeye, ilerlemeye kapal\u0131 olan halkt\u0131r. Fakat dervi\u015fin y\u00fcz\u00fcndeki sab\u0131r ifadesi ve elinde tuttu\u011fu ney de\u011fi\u015fimi sa\u011flayacak \u015feyin sab\u0131r ve sanat olaca\u011f\u0131n\u0131 anlatmaktad\u0131r.  <\/p>\n\n\n\n

Hepimiz biliyoruz ki g\u00f6rmeyi ve okumay\u0131 bilenler i\u00e7in sanat sadece dekorasyon \u00fcr\u00fcn\u00fc de\u011fildir. Bir d\u0131\u015favurum, bir ileti\u015fim bi\u00e7imidir. Osman Hamdi Bey de do\u011frudan s\u00f6ylemedi\u011fi \u015feyleri resimleri arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla dile getirmi\u015ftir. Bunun en etkileyici \u00f6rneklerinden biri de g\u00fcn\u00fcm\u00fczde nerde oldu\u011fu bilinmeyen tablosu Mihrap\u2019<\/em>t\u0131r. <\/p>\n\n\n\n

En c\u00fcretkar tablo<\/strong><\/p>\n\n\n\n

1901 y\u0131l\u0131nda yap\u0131lm\u0131\u015f Mihrap<\/em>; Osman Hamdi Bey\u0027in tart\u0131\u015fmas\u0131z en c\u00fcretk\u00e2r tablosudur. Yap\u0131l\u0131\u015f\u0131ndan itibaren bir\u00e7ok ele\u015ftirinin ve sald\u0131r\u0131n\u0131n hedefi olmu\u015ftur. Bu nedenle hi\u00e7bir zaman sergilenmemi\u015ftir. \u0130stanbul \u00c7inili K\u00f6\u015fk\u2019te bulunmu\u015f, 1907 y\u0131l\u0131nda Konya Karaman \u0130brahim Bey \u0130maretinden m\u00fczeye getirilmi\u015ftir. Rahmi Ko\u00e7\u2019un eski e\u015fi ve merhum Mustafa Ko\u00e7\u2019un annesi \u00c7i\u011fdem Simavi bir d\u00f6nem bu tabloya sahibelik yapm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130lluminati\u2019nin en \u00f6nemli eserlerinden biri olarak kabul edilen bu tabloyu gelin birlikte \u00e7\u00f6z\u00fcmleyelim. <\/p>\n\n\n\n

Sar\u0131 k\u0131yafeti ve kendinden emin duru\u015fu ile b\u00fcy\u00fck bir rahleye (bilmeyenler i\u00e7in rahle, kutsal kitab\u0131n okunurken kondu\u011fu tahta gere\u00e7) oturan kad\u0131n fig\u00fcr\u00fc g\u00f6z\u00fcm\u00fcze \u00e7arp\u0131yor ilk olarak. Kad\u0131n i\u00e7in ayn\u0131s\u0131n\u0131 s\u00f6yleyemesek de rahle olmas\u0131 gereken yerdedir, mihrapta. Mihrap caminin i\u00e7inde K\u00e2be y\u00f6n\u00fcn\u00fc belirtmek i\u00e7in yap\u0131n\u0131n o y\u00f6n\u00fcnde bulunan ve imama ayr\u0131lm\u0131\u015f olan oyuk yerdir. Kad\u0131n\u0131n sa\u00e7lar\u0131n\u0131n a\u00e7\u0131k olmas\u0131, dekoltesi dikkate al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda \u0130slamiyet\u0027in kad\u0131ndan bekledi\u011fi giyinme usul\u00fcnden uzak oldu\u011funu g\u00f6r\u00fcyoruz. Bu kad\u0131n kimilerine g\u00f6re ressam\u0131n e\u015fi Naile Han\u0131m\u2019\u0131n gen\u00e7li\u011fidir. Kimilerine g\u00f6re ise ressam\u0131n modeli evde \u00e7al\u0131\u015fan Ermeni bir k\u0131zd\u0131r.  <\/p>\n\n\n\n

Resimdeki kad\u0131n\u0131n pozu, Jean-L\u00e9on\u00a0G\u00e9r\u00f4me\u2019un\u00a0Tanagra isimli heykeli ile ayn\u0131d\u0131r, bu nedenle Osman Hamdi\u2019nin\u00a0Mihrab\u2019\u0131\u00a0yaparken\u00a0Tanagra\u2019dan\u00a0esinlendi\u011fi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcl\u00fcr.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Tablonun alt k\u0131s\u0131mlar\u0131na geldi\u011fimizde kendinden emin, g\u00fc\u00e7l\u00fc kad\u0131n fig\u00fcr\u00fcn\u00fcn ayaklar\u0131 alt\u0131na da\u011f\u0131n\u0131k \u015fekilde duran kitaplar fark ediliyor. Kitaplardan \u00fc\u00e7\u00fcn\u00fcn \u0130slamiyet\u0027in kutsal kitab\u0131 Kur-an\u0027\u0131 Kerim, Zerd\u00fc\u015ftl\u00fc\u011f\u00fcn kutsal kitab\u0131 Zend-Avesta ve Budizm\u0027in kitab\u0131 Sakiya -Muni oldu\u011funu g\u00f6r\u00fcyoruz. Yani genel \u00e7er\u00e7evede Osman Hamdi Bey do\u011funun kutsal dinlerini kad\u0131n\u0131n ayaklar\u0131 alt\u0131nda resmetmi\u015ftir. Bu temsil \u015fu an bile kimsenin yapabilece\u011fi, yapmaya cesaret edebilece\u011fi bir temsil bi\u00e7imi de\u011fildir. Ressam\u0131n 1901 y\u0131l\u0131nda Osmanl\u0131 Devleti\u0027nde b\u00f6yle bir resmi yap\u0131lm\u0131\u015f olmas\u0131 son derece ayk\u0131r\u0131 bir durumdur.   <\/p>\n\n\n\n

Esas\u0131nda Mihrap olarak bildi\u011fimiz bu tabloya Osman Hamdi Bey\u0027in ne ad takt\u0131\u011f\u0131 tespit edilememi\u015ftir. Osman Hamdi\u0027nin eserleri hakk\u0131nda ara\u015ft\u0131rma yapan sanat tarih\u00e7isi Mustafa Cezar tabloya Mihrap<\/em> ismini vermi\u015ftir. Tablonun orijinal ad\u0131n\u0131n Tekvin<\/em> yani Yarat\u0131l\u0131\u015f <\/em>oldu\u011funu savunanlar da var. Neden mi? Resimdeki kad\u0131n\u0131 dikkatli bir \u015fekilde inceledi\u011fimizde hamile oldu\u011funu g\u00f6r\u00fcyoruz. Yani Osman Hamdi Bey yine d\u00f6nemine ayk\u0131r\u0131 bir bi\u00e7imde kad\u0131n\u0131 y\u00fccelterek onu konumland\u0131rd\u0131\u011f\u0131 yer itibariyle \"ger\u00e7ek yarat\u0131c\u0131n\u0131n kad\u0131n oldu\u011fu\"<\/em> mesaj\u0131n\u0131 vermek istemi\u015ftir. Bir\u00e7ok sanat tarih\u00e7isi ise bu tabloyu \u2018\u2019dinin kad\u0131n\u0131n \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc engelledi\u011fi ve tablonun buna ba\u015fkald\u0131rd\u0131\u011f\u0131\u2019\u2019<\/em> \u015feklinde yorumlam\u0131\u015ft\u0131r. Zira Osman Hamdi Bey\u0027in di\u011fer kad\u0131n fig\u00fcr\u00fc kulland\u0131\u011f\u0131 resimlerini de g\u00f6z \u00f6n\u00fcnde bulundurursak, Osmanl\u0131 kad\u0131nlar\u0131n\u0131n sosyal ve dini bask\u0131larla ya\u015famas\u0131n\u0131 ele\u015ftiren bir ressam oldu\u011funu g\u00f6rmemiz m\u00fcmk\u00fcn. <\/p>\n\n\n\n

Peki tabloya ne oldu?<\/strong> <\/p>\n\n\n\n

En son Demirbank\u2019\u0131n ar\u015fivlerinde kay\u0131tl\u0131 g\u00f6r\u00fcnen tablo kay\u0131pt\u0131r. Ne yaz\u0131k ki bankan\u0131n TMSF\u2019ye devri s\u0131ras\u0131nda her nas\u0131lsa ortadan kaybolmu\u015ftur. Tablonun nerede oldu\u011fu konusunda kesin bir bilgi yoktur. Fakat bu konuda iki teori sunabiliriz.  <\/p>\n\n\n\n

Bu varsay\u0131mlardan ilki; resim ke\u015ffedildikten sonra, yok edilmesini \u00f6nlemek i\u00e7in baz\u0131 ki\u015filer taraf\u0131ndan koruma ama\u00e7l\u0131 sakland\u0131\u011f\u0131d\u0131r. Ressam Mehmet G\u00fclery\u00fcz\u2019\u00fcn tablo hakk\u0131nda konu\u015furken \u201dBu resim, hi\u00e7 ku\u015fkusuz Osman Hamdi\u2019nin, Osmanl\u0131 tabular\u0131n\u0131 sorgulad\u0131\u011f\u0131n\u0131n kan\u0131t\u0131d\u0131r ve bu y\u00fczden, yakla\u015f\u0131k y\u00fczy\u0131l boyunca hi\u00e7bir yerde sergilenmesi m\u00fcmk\u00fcn olmam\u0131\u015ft\u0131r. Ad\u0131 bende sakl\u0131 bir koleksiyoncunun evinde g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcm ilk kez; burada bile, tablonun alt b\u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fc kapatan bir perdeyle sergileniyordu.\u201d <\/em>\u015feklinde s\u00f6yledi\u011fi s\u00f6zler b\u00f6yle bir varsay\u0131m\u0131 ortaya at\u0131yor. <\/p>\n\n\n\n

Mehmet G\u00fclery\u00fcz koleksiyoncunun ismini kendine saklam\u0131\u015f olsa da bahsetti\u011fi ki\u015finin Mustafa Ko\u00e7\u2019un karde\u015fi, \u00c7i\u011fdem Simavi\u2019 nin o\u011flu \u00d6mer Ko\u00e7 oldu\u011fu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcl\u00fcyor. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u00d6mer Ko\u00e7\u2019un ad\u0131 d\u00fcnyan\u0131n en \u00f6nemli sanat koleksiyoncular\u0131 aras\u0131nda ge\u00e7iyor. Tam anlam\u0131yla bir m\u00fcze gibi olan Londra\u2019daki evinin ola\u011fan\u00fcst\u00fc g\u00fcvenlik \u00e7emberleriyle korundu\u011fu biliniyor. <\/p>\n\n\n\n

Bir di\u011fer varsay\u0131m ise; tablonun baz\u0131 otoriteler taraf\u0131ndan \u00e7oktan yok edilmi\u015f oldu\u011fudur. Zira baz\u0131 muhafazak\u00e2r kesimler Osman Hamdi Bey\u0027in \u0130slam kar\u015f\u0131t\u0131 oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir. Ve tehdit olarak alg\u0131lad\u0131klar\u0131 bu tabloyu yok etmi\u015f olmalar\u0131 son derece m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Tan\u0131nan bir M\u00fcsl\u00fcman din adam\u0131n\u0131n \u2018\u2019e\u011fer bu tablo Ko\u00e7 ailesindeyse Mustafa Ko\u00e7 i\u00e7in k\u0131ld\u0131r\u0131lan cenaze namaz\u0131 ge\u00e7ersiz olur\u2019\u2019 <\/em>\u015feklinde yapt\u0131\u011f\u0131 a\u00e7\u0131klamadan tablonun ne denli ciddi bir tehdit olarak alg\u0131land\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6rebiliriz. <\/p>\n\n\n\n

D\u00fcnya d\u00fczenini anlamland\u0131rmak i\u00e7in ortaya at\u0131lm\u0131\u015f kuvvetli teorilerden biri mason locas\u0131 ve illuminati \u00f6rg\u00fct\u00fcd\u00fcr. Siz ne d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrs\u00fcn\u00fcz bilemem fakat ben b\u00f6yle bir d\u00fcnya d\u00fczenine tam olarak inanmad\u0131\u011f\u0131m i\u00e7in tablo hakk\u0131nda \u0130slam kar\u015f\u0131t\u0131 \u00f6rg\u00fctlere hizmet eden bir tasvir oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fcyorum. <\/p>\n\n\n\n

Ressam\u0131n eserleri b\u00fct\u00fcn\u00fcyle g\u00f6z \u00f6n\u00fcnde bulunduruldu\u011funda biraz oryantalist bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131yla toplumsal ahlak ve din a\u00e7\u0131s\u0131ndan dokunulmaz alanlara temas etti\u011fi kabul edilebilir bir ger\u00e7ek. Benim g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcm Osman Hamdi Bey\u0027in ele\u015ftirdi\u011fi \u0130slamiyet de\u011fil \u0130slamiyet\u0027te kad\u0131nlar i\u00e7in uygulanan usullerin ger\u00e7e\u011fi yans\u0131tmamas\u0131d\u0131r. Bu tabloda kad\u0131n\u0131n stat\u00fcs\u00fcn\u00fcn \u00f6nemini vurgulamay\u0131 ama\u00e7lam\u0131\u015ft\u0131r. Yere at\u0131lan dini i\u00e7erikli kitaplar kad\u0131n\u0131n \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc engelleyen dinsel bask\u0131lar\u0131 simgelemektedir.  <\/p>\n","post_title":"Gizemini hala koruyan kay\u0131p tablo: Osman Hamdi Bey\u2019in \u201cM\u0130HRAP\u201d\u0131","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"gizemini-hala-koruyan-kayip-tablo-osman-hamdi-beyin-mihrapi","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2019-11-20 09:50:31","post_modified_gmt":"2019-11-20 06:50:31","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=111068","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"1","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":111068}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "152"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "38"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Tabiat rotasında bir yeniden varoluş hikayesi: Şerivan Tutuş | Köklerin Göçü

Şerivan Tutuş, 3. kişisel resim sergisi “Köklerin Göçü” ile Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu. Mustafa Doğan'ın küratörlüğünde düzenlenen sergi 2-20 Haziran tarihleri...

Aynanın yansıttıkları

Bir sanat eseri bir ayna gibi sanatçının iç dünyasını, sanatçının yaşadığı dönemin düşünce biçimini, toplumun inançlarını, sanatçının kültürünü ve eğitimini yansıtmaktadır. Sanat tarihinde «ayna» birçok eserde...

Yeryüzüne Dayanabilmek…

Düşünüyorum da acaba neden yazıyoruz?  Hele ki günümüzde hiç kimsenin doğru dürüst okumadığını bilirken... O halde sadece kendimizi tatmin etmek için mi yazıyoruz? Yoksa bu, karşı...

Cermodern’den “Stillstand” ve “Samimiyet” sergileri!

Ankara’nın seçkin kültür-sanat mekanlarından Cermodern, yeni sergileriyle Ankaralı sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor.  Murat Cem Baytok'un "Stillstand" enstalasyonu ve Orkide Akkoç’un "Samimiyet / Sincerity" adlı kişisel...
Konuk Yazar
Konuk Yazar
Siz de Gaia Dergi'de yazılarınızın çıkmasını istiyorsanız iletisim@gaiadergi.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol