New York‘taki High Line geçiti, düzinelerce kentsel dönüşüm projesine ilham kaynağı oldu.
Projenin nasıl bir şey olduğunu halka göstermek için Essex Sokağı’nda düzenlenen sergi ile proje destekçileri bunun imkânsız olmadığını anlatmaya çalışıyor. Lowline laboratuvarı gerçek Lowline’nın ne olacağına ışık tutuyor: Yeşil alan sıkıntısı çeken Essex sakinleri için yeraltında bitki dolu bir vaha. Gerçek alanın yaklaşık yüzde 5’i olan laboratuvar, yukarıdan gelen doğal ışığı yeraltına çekmek için kullanılacak yenilikçi bir sisteme sahip.
Her biri bilgisayar tarafından programlanan zemin kattaki üç güneş kollektörü, güneş ışığını izliyor. Işıklar tüp içine toplanıyor, yeraltında besleniyor ve daha sonra James Ramsey tarafından dizayn edilen çatı panelinde dağıtılarak yayılıyor.
Mathews Nielsen Peyzaj Mimarları’ndan ve aynı zamanda Lowline Projesi’nin kurul üyesi de olan Signe Nielsen, “Bu proje insanlar için endüstriyel altyapının yeniden amaca uygun hâle getirilmesiyle alakalıdır” diye ifade ediyor.
”New York’ta, halka açık alan kullanımını tam olarak sağlayamıyoruz. Toplum merkezlerimiz ve kütüphanelerimiz var ama halka açık alana ne yazık ki sahip değiliz.”
Ayrıca The Lowline alanının sahipleri, New York Metropolitan Ulaşım Yetkilileri’nden henüz fon ya da izin almadı. Ama Nielsen, eğer her şey plana göre giderse projenin 2020’de bitmesini umuyor (The High Line, uygulamaya başlanılmadan önce bazı yetkililerin onayını gerektiriyor.)
Bu sadece New Yorkluların halka açık alanları tekrar geliştirmedeki ustalığını kanıtlamıyor ayrıca yeraltı mekânlar için model de oluyor. Eğer Delancey Caddesi’nin altında bitkiler yetiştirebiliyorsak niye garajlar ve metro duraklarında da yetiştiremeyelim?
Kaynak: Fast Company