Ana SayfaKültür & SanatÖyküHoşça kal ülkesi | Öykü

Hoşça kal ülkesi | Öykü

-

Mutfakta barbunya içi çıkarıyordu. Akşam yemeğini hazır etmesi için birkaç saati vardı. Aslında hiçbir şey yapmak istemiyordu. Yorganın altına girip saatlerce düşünebilir, düşündüklerinin içinde yarattığı yoğun basınçla hiçbir sonuca ulaşamadan sadece kafa patlatarak uykuya dalabilirdi. Barbunyaların tek tek içini açıyor tanelerini çıkarıyor ve kabın içine biriktiriyordu. Tüm hareketleri otomatikti. Zihnini yoransa iç sesiydi. Dipsiz karanlık bir kuyunun yankıları gibi… Bazen net sesler bazen de duyulması zor mırıltılar…

İstanbul… Taşı toprağı altın şehir, yedi tepeli şehir, masal şehir ve karanlık şehir… Ne çok nitelemeye maruz kalmıştı. Bu şehre geleli tam 15 sene olmuştu. Üniversiteyi burada okumuş ve sonra bu şehrin büyüsünde yaşamak için burayı seçmişti. Ailesi Samsun’da yaşıyordu. Her şeyi geride bırakmıştı; ailesini, akrabalarını, ona sunulan şatafatlı ama toplumsal normların kutsallaştırıldığı o ezber hayatı… Kendi ayakları üzerinde durmak istiyor; düşmek, kalkmak, tökezlemek, ağlamak ve gülmek… Hepsini kendi yarattığı dünyasında yaşamak istiyordu. Ona sunulan her şeyi elinin tersiyle itmesinin nedeni buydu. Kendi yaşam yolculuğunda kendi kendine ışık olmak… Hem zaten ailesiyle manevi bağları da çok kuvvetli değildi. Sevildiğini hiç hissetmemişti, sevgi gösterileri bile nasıl da duygudan yoksundu. -Bazen bu kadar içe dönük ve sadece kendinde anlam bulan biri olmanın nedeni bu diye düşünürdü.- Ama o gerçek olanı istiyordu. İnsana dair her duygunun ve yaşantının özgünlüğüne inanıyor ve kendini hayatın sunduğu her duyguyu kucaklayabilecek kadar özgür hissediyordu.

Babası aramıştı yarım saat önce ve kafasını allak bullak eden onun bir cümlesi olmuştu aslında. ”Daha ne kadar bizden ayrı İstanbul’da yaşayacaksın? Bizi sevmiyor musun, özlemiyor musun hiç?” gibi acıklı cümleler kurmuştu babası. Ne kadar iğrendirici sözler, iç gıcıklayıcı laflardı bunlar. Babasını severdi o yüzden “ben böyle iyiyim ve elbette sizi seviyorum” gibi geçiştirici sözler dışında bir şey söyleyememişti babasına. Ama düşünmeye başlamıştı… O hiç susmayan iç sesiyle konuşuyor ve hatta kavga ediyordu. Küçüklüğünden beri bu iç sesi en iyi arkadaşı yol göstericisi ve hayatının ışığı olmuştu. Karşılıklı konuşurlar sorular sorarlar ve en acımasız cevapların gerçekliğini esirgemezlerdi birbirlerinden. Herkesten vazgeçer ama asla iç sesinden vazgeçemezdi… Ve yine vazgeçmiyor ona kulak veriyordu:

       -Canım, balım, çiçeğim.. Güzel kadın… Bak yavrum bağımsız olmak istiyorum diye yıllardır ayrısın memleketinden. İyi bir gazetecisin, başarılısın, sevilen saygı duyulan birisin ama memleketin hiç mi çağırmıyor seni? Ailenin yanında olma gereğini hiç mi duymuyorsun içinde? Hadi cevap ver bana!

       -‘Memleket’ ne demek? Ait hissettiğin yer demek değil mi? Ben “ben” olabildiğim yerdeyim. Ait hissettiğim yerdeyim. Şimdilik burası, yarın nereye ait hissederim bilmiyorum. Nerede yeşeriyorsam orada benim köküm. Ailemin yanında olma gereği duymuyorum. Yanında olmak mekanla sınırlanamaz. Bunu biliyorsun.

        -Tamam, peki ya sevmek?

        -Kimi sevmek? Ailemden bahsediyorsan seviyorum elbette. O nasıl soru?!

        -İyi de vazgeçebiliyorsun.. Herkesten.. Yok sayabiliyorsun.. Hiç olmamış gibi davranabiliyorsun. Bazı sözler hiç söylenmemiş gibi yapabiliyorsun.. Sevmek böyle bir şey mi sence!

       -Evet sevmek tam olarak böyle bir şey. En azından benim dünyamda benim varoluşumda böyle. Bana bin defa söylediklerimi tekrarlatmandan nefret ediyorum. Benim sevme kapasitem ve anlayışım kimseninkine benzemek zorunda değil. Değer vermek, özveride bulunmak, duygudaşlık etmek, birbirine iyi gelmek gibi sadece yaşarken anlamı olan, üzerine konuşunca hafif kalan bu değerlerde buluştuğum insanları seviyorum. Büyü gibi bir şey bu. İnsanı hipnotize eden bir yanı var. Ama bilirsin büyü ve hipnoz bozulabilir. İnsanların, birbirlerinin hayatındaki misyonları sona erebilir. Bu misyonun sona erdiği zamanı doğru kestirmek önemli aksi taktirde yaşanmamışlık olarak kalacaktır… Ve işte o vakti kestirememek kanayan bir yaraya dönecektir.

            -Peki o zamanı nasıl kestiriyorsun?

            -Çok zor değil inan. Her ilişki türü devriliyor. Ama o devrilen yerden her iki taraf bir avuç toprak almadan kalkmıyorsa başka bir yöne evriliyor ve o sevgi yaşıyor, yaşatılıyor. Yok eğer tek taraflı evrilme varsa bir cacık olmuyor biliyorsun. İşte orası bana müsaade deme noktası. Bu hep böyle oldu biliyorsun, beraber yaşadık gördük.

            -Sevmekten gittiğin için mi vazgeçiyorsun yoksa vazgeçtiğin için mi sevmekten gidiyorsun?

            -Bunun bir kesinliği yok ki. Ama genelleştirilecek deneyimlerim var. Ben genelde umudum bitince vazgeçiyorum, vazgeçtiğim noktada da gitmeye karar veriyorum. Gittiğim halde sevmekten vazgeçmediğim zamanlar oluyor.

            -Sevmek varsa umudun niye tükeniyor ki? Herhangi bir insanı sevmek umut demek değil mi?

            -Sevmek dediğin şey insana iyi gelmeli.. Birisi seni seviyordur ama iyi gelmiyordur mesela. Kendince seviyordur, ikna da ediyordur ama ruhun dans etmiyordur, anlayamıyordur mesela seni ya da sohbet edemiyorsundur belki de canın sıkılıyordur yanında.. İyi gelip gelmemesine aklın karar veremez ruhun karar verir. Akla düşense sadece vazgeçmen gerektiğine seni ikna edebilmektir.

           -Konuyu asıl mevzudan uzaklaştırıyorsun. Ailenden bahsediyorduk…

           -İç sesim olarak doğru soruları sor o zaman. Demek ki sen de kaçaksın mevzudan.

           -Umudum kalmadığında vazgeçerim ve giderim demiştin.. Ailenden de umudun kalmadığını söyleyebilir misin o zaman?

          – Daha fazlasını bile söylerim. Umudum kalmadığında gittim ve ikinci defa umudum kalmadığında ise bittim.. Bittim dediğim yerde kendime kök saldım. İşte en güçlü kendimle buluşmam buydu. Biliyorsun, hepsine şahitsin.

          -Evet şahidim. Ama bu vazgeçtiğin halde bitmeyen sevmelerinden, anladım.

          -Doğru anladın ama bu sevgi insan olmalarından mı kaynaklı yoksa ailem olmalarından mı bilmiyorum gerçekten. Kan bağım olmayan insanları da böyle sevebiliyor olmak hatta bazılarını daha fazla sevebiliyor olmak garip değil mi?

          -Kime göre! İnsana dair hiçbir duygu garip değil. Herkesten vazgeçebiliyor olma özgürlüğün belki de bundandır. Hatta belki de kendinden başka kimseye güvenmiyor oluşunun nedeni budur. Kendi içinde bulmuşsun sadece, neyse ki bulmuşsun. Ya bulamasaydın..

          -Kesinlikle haklısın. Dışarda bulamadığım her şeyi kendi içimde buldum ben. Meğer ne zenginmiş insan denen canlı. Meğer ne güzelmiş insanın kendisini koşulsuz sevmesi, en büyük şefkati kendine göstermesi. Ancak böyle çiçek açıyormuş insanın bahçesi.

          -İçin hep bir hoşça kal ülkesi gibi farkında mısın?

          Cevap veremeden telefonu çalar… Arayan gazetenin yazı işleri  müdürüdür. Beklenen haberi vermenin gururuyla birlikte sesi buyurgandır:

          -Yönetim, Kanada’ya gazetenin Türkiye temsilcisi olarak seni göndermeye karar verdi. Toronto’dan göçmenlerle ilgili haberlerin kaynağı artık sensin. Yazılı olarak da sana tebliğ edilecek ama ben önceden müjdeyi vermek istedim. Hazırlıklara başlasan iyi edersin.

          -Çok teşekkür ederim müdür bey diyerek telefonu büyük bir heyecanla kapattı.

Ne zamandır bu haberi bekliyordu. Belki de hayatını fırsatıydı. Belki de geçici olmayacak ve eğer yaşam koşullarını beğenirse hayatının geri kalan kısmını da burada geçirecekti. Hemen hazırlıklarını yapmalı yeni hayatına doğru hızla yol almalıydı. Onu en zorlayan kısım ise bu haberi ailesine söylemekti. Ailesi İstanbul’da yaşamasına bile anlam veremiyorken, o Kanada’ya gidecekti. Ailesi ile ilgili kaygılarını kafasından çabuk attı. Zira bu hep böyle olmuştu. Bir şekilde bu kaygılar yok sayılmadan atlatılamıyordu çünkü çözümü olan durumlar değildi. Bu, onun hayatıydı ve ortada çözülecek bir durum değil “kabul edilecek bir durum” vardı ve bu onların sorunuydu. İşte bu kadar… Kafasını netleştirmesi her zaman kısa sürerdi…

Aradığı ilk kişi erkek arkadaşı oldu. Karşılıklı anlayışın, sevginin ve özgürlüğün olduğu bir birliktelikti bu. Onu anlayacağını biliyordu, bağlıydılar birbirlerine. Belki artık zor olacaktı ama imkansız değil. Hem belki o da gelirdi. Büyük bir heyecanla ve umutla ne zamandır beklediği bu haberi vermek için telefonu eline almıştı. Telefonu hemen açtı sevdiği adam..

          -Canım, nasılsın?

          -Çok iyiyim ve heyecanlı. Beklediğim haber geldi, Toronto’ya ben gidiyorum.

           Uzun bir sessizlik..

          -Ciddi misin?

          -Ne oldu sevinmedin mi? Ama bana destek olmuştun hep. Şaşırtıyorsun şu an beni!

          -Evet destek oldum ama bir yanım da nedense olmayacak diye düşünüyor ve buraya tutunuyordu. Senin benden 8000 km uzakta olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Lütfen gitme, eskisi gibi olmaz korkuyorum.

Bu sözle onu fena halde kızdırmıştı. İkiyüzlü davrandığını düşünüyor ve umutsuzluğuna, kendisini desteklemeyişine inanamıyordu. Birden nasıl böyle değişivermişti. Nasıl böyle kolay vazgeçebilirdi. Hayal kırıklığıydı yaşadığı.. En aşina olduğu duygu. O yüzden atlatması kısa sürdü ve..

         -Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?

         -Evet, lütfen gitme.Gidersen biter.

       Dudaklarından tek bir kelime dökülür, gözlerinde ise yaşlar..

         -HOŞÇA KAL!!!

\n

Mutfakta barbunya i\u00e7i \u00e7\u0131kar\u0131yordu. Ak\u015fam yeme\u011fini haz\u0131r etmesi i\u00e7in birka\u00e7 saati vard\u0131. Asl\u0131nda hi\u00e7bir \u015fey yapmak istemiyordu. Yorgan\u0131n alt\u0131na girip saatlerce d\u00fc\u015f\u00fcnebilir, d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcklerinin i\u00e7inde yaratt\u0131\u011f\u0131 yo\u011fun bas\u0131n\u00e7la hi\u00e7bir sonuca ula\u015famadan sadece kafa patlatarak uykuya dalabilirdi. Barbunyalar\u0131n tek tek i\u00e7ini a\u00e7\u0131yor tanelerini \u00e7\u0131kar\u0131yor ve kab\u0131n i\u00e7ine biriktiriyordu. T\u00fcm hareketleri otomatikti. Zihnini yoransa i\u00e7 sesiydi. Dipsiz karanl\u0131k bir kuyunun yank\u0131lar\u0131 gibi\u2026 Bazen net sesler bazen de duyulmas\u0131 zor m\u0131r\u0131lt\u0131lar\u2026<\/p>\n\n\n\n

\u0130stanbul... Ta\u015f\u0131 topra\u011f\u0131 alt\u0131n \u015fehir, yedi tepeli \u015fehir, masal \u015fehir ve karanl\u0131k \u015fehir... Ne \u00e7ok nitelemeye maruz kalm\u0131\u015ft\u0131. Bu \u015fehre geleli tam 15 sene olmu\u015ftu. \u00dcniversiteyi burada okumu\u015f ve sonra bu \u015fehrin b\u00fcy\u00fcs\u00fcnde ya\u015famak i\u00e7in buray\u0131 se\u00e7mi\u015fti. Ailesi Samsun\u2019da ya\u015f\u0131yordu. Her \u015feyi geride b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131; ailesini, akrabalar\u0131n\u0131, ona sunulan \u015fatafatl\u0131 ama toplumsal normlar\u0131n kutsalla\u015ft\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131 o ezber hayat\u0131... Kendi ayaklar\u0131 \u00fczerinde durmak istiyor; d\u00fc\u015fmek, kalkmak, t\u00f6kezlemek, a\u011flamak ve g\u00fclmek\u2026 Hepsini kendi yaratt\u0131\u011f\u0131 d\u00fcnyas\u0131nda ya\u015famak istiyordu. Ona sunulan her \u015feyi elinin tersiyle itmesinin nedeni buydu. Kendi ya\u015fam yolculu\u011funda kendi kendine \u0131\u015f\u0131k olmak... Hem zaten ailesiyle manevi ba\u011flar\u0131 da \u00e7ok kuvvetli de\u011fildi. Sevildi\u011fini hi\u00e7 hissetmemi\u015fti, sevgi g\u00f6sterileri bile nas\u0131l da duygudan yoksundu. -Bazen bu kadar i\u00e7e d\u00f6n\u00fck ve sadece kendinde anlam bulan biri olman\u0131n nedeni bu diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrd\u00fc.- Ama o ger\u00e7ek olan\u0131 istiyordu. \u0130nsana dair her duygunun ve ya\u015fant\u0131n\u0131n \u00f6zg\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcne inan\u0131yor ve kendini hayat\u0131n sundu\u011fu her duyguyu kucaklayabilecek kadar \u00f6zg\u00fcr hissediyordu.<\/p>\n\n\n\n

Babas\u0131 aram\u0131\u015ft\u0131 yar\u0131m saat \u00f6nce ve kafas\u0131n\u0131 allak bullak eden onun bir c\u00fcmlesi olmu\u015ftu asl\u0131nda. \u201dDaha ne kadar bizden ayr\u0131 \u0130stanbul\u2019da ya\u015fayacaks\u0131n? Bizi sevmiyor musun, \u00f6zlemiyor musun hi\u00e7?\u201d gibi ac\u0131kl\u0131 c\u00fcmleler kurmu\u015ftu babas\u0131. Ne kadar i\u011frendirici s\u00f6zler, i\u00e7 g\u0131c\u0131klay\u0131c\u0131 laflard\u0131 bunlar. Babas\u0131n\u0131 severdi o y\u00fczden \u201cben b\u00f6yle iyiyim ve elbette sizi seviyorum\u201d gibi ge\u00e7i\u015ftirici s\u00f6zler d\u0131\u015f\u0131nda bir \u015fey s\u00f6yleyememi\u015fti babas\u0131na. Ama d\u00fc\u015f\u00fcnmeye ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131... O hi\u00e7 susmayan i\u00e7 sesiyle konu\u015fuyor ve hatta kavga ediyordu. K\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcnden beri bu i\u00e7 sesi en iyi arkada\u015f\u0131 yol g\u00f6stericisi ve hayat\u0131n\u0131n \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131 olmu\u015ftu. Kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 konu\u015furlar sorular sorarlar ve en ac\u0131mas\u0131z cevaplar\u0131n ger\u00e7ekli\u011fini esirgemezlerdi birbirlerinden. Herkesten vazge\u00e7er ama asla i\u00e7 sesinden vazge\u00e7emezdi\u2026 Ve yine vazge\u00e7miyor ona kulak veriyordu:<\/p>\n\n\n\n

       -Can\u0131m, bal\u0131m, \u00e7i\u00e7e\u011fim.. G\u00fczel kad\u0131n... Bak yavrum ba\u011f\u0131ms\u0131z olmak istiyorum diye y\u0131llard\u0131r ayr\u0131s\u0131n memleketinden. \u0130yi bir gazetecisin, ba\u015far\u0131l\u0131s\u0131n, sevilen sayg\u0131 duyulan birisin ama memleketin hi\u00e7 mi \u00e7a\u011f\u0131rm\u0131yor seni? Ailenin yan\u0131nda olma gere\u011fini hi\u00e7 mi duymuyorsun i\u00e7inde? Hadi cevap ver bana!<\/p>\n\n\n\n

       -\u0027Memleket\u0027 ne demek? Ait hissetti\u011fin yer demek de\u011fil mi? Ben \u201cben\u201d olabildi\u011fim yerdeyim. Ait hissetti\u011fim yerdeyim. \u015eimdilik buras\u0131, yar\u0131n nereye ait hissederim bilmiyorum. Nerede ye\u015feriyorsam orada benim k\u00f6k\u00fcm. Ailemin yan\u0131nda olma gere\u011fi duymuyorum. Yan\u0131nda olmak mekanla s\u0131n\u0131rlanamaz. Bunu biliyorsun.<\/p>\n\n\n\n

        -Tamam, peki ya sevmek?<\/p>\n\n\n\n

        -Kimi sevmek? Ailemden bahsediyorsan seviyorum elbette. O nas\u0131l soru?!<\/p>\n\n\n\n

        -\u0130yi de vazge\u00e7ebiliyorsun.. Herkesten.. Yok sayabiliyorsun.. Hi\u00e7 olmam\u0131\u015f gibi davranabiliyorsun. Baz\u0131 s\u00f6zler hi\u00e7 s\u00f6ylenmemi\u015f gibi yapabiliyorsun.. Sevmek b\u00f6yle bir \u015fey mi sence!<\/p>\n\n\n\n

       -Evet sevmek tam olarak b\u00f6yle bir \u015fey. En az\u0131ndan benim d\u00fcnyamda benim varolu\u015fumda b\u00f6yle. Bana bin defa s\u00f6ylediklerimi tekrarlatmandan nefret ediyorum. Benim sevme kapasitem ve anlay\u0131\u015f\u0131m kimseninkine benzemek zorunda de\u011fil. De\u011fer vermek, \u00f6zveride bulunmak, duyguda\u015fl\u0131k etmek, birbirine iyi gelmek gibi sadece ya\u015farken anlam\u0131 olan, \u00fczerine konu\u015funca hafif kalan bu de\u011ferlerde bulu\u015ftu\u011fum insanlar\u0131 seviyorum. B\u00fcy\u00fc gibi bir \u015fey bu. \u0130nsan\u0131 hipnotize eden bir yan\u0131 var. Ama bilirsin b\u00fcy\u00fc ve hipnoz bozulabilir. \u0130nsanlar\u0131n, birbirlerinin hayat\u0131ndaki misyonlar\u0131 sona erebilir. Bu misyonun sona erdi\u011fi zaman\u0131 do\u011fru kestirmek \u00f6nemli aksi taktirde ya\u015fanmam\u0131\u015fl\u0131k olarak kalacakt\u0131r\u2026 Ve i\u015fte o vakti kestirememek kanayan bir yaraya d\u00f6necektir.<\/p>\n\n\n\n

            -Peki o zaman\u0131 nas\u0131l kestiriyorsun?<\/p>\n\n\n\n

            -\u00c7ok zor de\u011fil inan. Her ili\u015fki t\u00fcr\u00fc devriliyor. Ama o devrilen yerden her iki taraf bir avu\u00e7 toprak almadan kalkm\u0131yorsa ba\u015fka bir y\u00f6ne evriliyor ve o sevgi ya\u015f\u0131yor, ya\u015fat\u0131l\u0131yor. Yok e\u011fer tek tarafl\u0131 evrilme varsa bir cac\u0131k olmuyor biliyorsun. \u0130\u015fte oras\u0131 bana m\u00fcsaade deme noktas\u0131. Bu hep b\u00f6yle oldu biliyorsun, beraber ya\u015fad\u0131k g\u00f6rd\u00fck.<\/p>\n\n\n\n

            -Sevmekten gitti\u011fin i\u00e7in mi vazge\u00e7iyorsun yoksa vazge\u00e7ti\u011fin i\u00e7in mi sevmekten gidiyorsun?<\/p>\n\n\n\n

            -Bunun bir kesinli\u011fi yok ki. Ama genelle\u015ftirilecek deneyimlerim var. Ben genelde umudum bitince vazge\u00e7iyorum, vazge\u00e7ti\u011fim noktada da gitmeye karar veriyorum. Gitti\u011fim halde sevmekten vazge\u00e7medi\u011fim zamanlar oluyor.<\/p>\n\n\n\n

            -Sevmek varsa umudun niye t\u00fckeniyor ki? Herhangi bir insan\u0131 sevmek umut demek de\u011fil mi?<\/p>\n\n\n\n

            -Sevmek dedi\u011fin \u015fey insana iyi gelmeli.. Birisi seni seviyordur ama iyi gelmiyordur mesela. Kendince seviyordur, ikna da ediyordur ama ruhun dans etmiyordur, anlayam\u0131yordur mesela seni ya da sohbet edemiyorsundur belki de can\u0131n s\u0131k\u0131l\u0131yordur yan\u0131nda.. \u0130yi gelip gelmemesine akl\u0131n karar veremez ruhun karar verir. Akla d\u00fc\u015fense sadece vazge\u00e7men gerekti\u011fine seni ikna edebilmektir.<\/p>\n\n\n\n

           -Konuyu as\u0131l mevzudan uzakla\u015ft\u0131r\u0131yorsun. Ailenden bahsediyorduk...<\/p>\n\n\n\n

           -\u0130\u00e7 sesim olarak do\u011fru sorular\u0131 sor o zaman. Demek ki sen de ka\u00e7aks\u0131n mevzudan.<\/p>\n\n\n\n

           -Umudum kalmad\u0131\u011f\u0131nda vazge\u00e7erim ve giderim demi\u015ftin.. Ailenden de umudun kalmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyebilir misin o zaman?<\/p>\n\n\n\n

          - Daha fazlas\u0131n\u0131 bile s\u00f6ylerim. Umudum kalmad\u0131\u011f\u0131nda gittim ve ikinci defa umudum kalmad\u0131\u011f\u0131nda ise bittim.. Bittim dedi\u011fim yerde kendime k\u00f6k sald\u0131m. \u0130\u015fte en g\u00fc\u00e7l\u00fc kendimle bulu\u015fmam buydu. Biliyorsun, hepsine \u015fahitsin.<\/p>\n\n\n\n

          -Evet \u015fahidim. Ama bu vazge\u00e7ti\u011fin halde bitmeyen sevmelerinden, anlad\u0131m.<\/p>\n\n\n\n

          -Do\u011fru anlad\u0131n ama bu sevgi insan olmalar\u0131ndan m\u0131 kaynakl\u0131 yoksa ailem olmalar\u0131ndan m\u0131 bilmiyorum ger\u00e7ekten. Kan ba\u011f\u0131m olmayan insanlar\u0131 da b\u00f6yle sevebiliyor olmak hatta baz\u0131lar\u0131n\u0131 daha fazla sevebiliyor olmak garip de\u011fil mi?<\/p>\n\n\n\n

          -Kime g\u00f6re! \u0130nsana dair hi\u00e7bir duygu garip de\u011fil. Herkesten vazge\u00e7ebiliyor olma \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn belki de bundand\u0131r. Hatta belki de kendinden ba\u015fka kimseye g\u00fcvenmiyor olu\u015funun nedeni budur. Kendi i\u00e7inde bulmu\u015fsun sadece, neyse ki bulmu\u015fsun. Ya bulamasayd\u0131n..<\/p>\n\n\n\n

          -Kesinlikle hakl\u0131s\u0131n. D\u0131\u015farda bulamad\u0131\u011f\u0131m her \u015feyi kendi i\u00e7imde buldum ben. Me\u011fer ne zenginmi\u015f insan denen canl\u0131. Me\u011fer ne g\u00fczelmi\u015f insan\u0131n kendisini ko\u015fulsuz sevmesi, en b\u00fcy\u00fck \u015fefkati kendine g\u00f6stermesi. Ancak b\u00f6yle \u00e7i\u00e7ek a\u00e7\u0131yormu\u015f insan\u0131n bah\u00e7esi.<\/p>\n\n\n\n

          -\u0130\u00e7in hep bir ho\u015f\u00e7a kal \u00fclkesi gibi fark\u0131nda m\u0131s\u0131n?<\/p>\n\n\n\n

          Cevap veremeden telefonu \u00e7alar... Arayan gazetenin yaz\u0131 i\u015fleri  m\u00fcd\u00fcr\u00fcd\u00fcr. Beklenen haberi vermenin gururuyla birlikte sesi buyurgand\u0131r:<\/p>\n\n\n\n

          -Y\u00f6netim, Kanada\u2019ya gazetenin T\u00fcrkiye temsilcisi olarak seni g\u00f6ndermeye karar verdi. Toronto\u2019dan g\u00f6\u00e7menlerle ilgili haberlerin kayna\u011f\u0131 art\u0131k sensin. Yaz\u0131l\u0131 olarak da sana tebli\u011f edilecek ama ben \u00f6nceden m\u00fcjdeyi vermek istedim. Haz\u0131rl\u0131klara ba\u015flasan iyi edersin.<\/p>\n\n\n\n

          -\u00c7ok te\u015fekk\u00fcr ederim m\u00fcd\u00fcr bey diyerek telefonu b\u00fcy\u00fck bir heyecanla kapatt\u0131.<\/p>\n\n\n\n

Ne zamand\u0131r bu haberi bekliyordu. Belki de hayat\u0131n\u0131 f\u0131rsat\u0131yd\u0131. Belki de ge\u00e7ici olmayacak ve e\u011fer ya\u015fam ko\u015fullar\u0131n\u0131 be\u011fenirse hayat\u0131n\u0131n geri kalan k\u0131sm\u0131n\u0131 da burada ge\u00e7irecekti. Hemen haz\u0131rl\u0131klar\u0131n\u0131 yapmal\u0131 yeni hayat\u0131na do\u011fru h\u0131zla yol almal\u0131yd\u0131. Onu en zorlayan k\u0131s\u0131m ise bu haberi ailesine s\u00f6ylemekti. Ailesi \u0130stanbul\u2019da ya\u015famas\u0131na bile anlam veremiyorken, o Kanada\u2019ya gidecekti. Ailesi ile ilgili kayg\u0131lar\u0131n\u0131 kafas\u0131ndan \u00e7abuk att\u0131. Zira bu hep b\u00f6yle olmu\u015ftu. Bir \u015fekilde bu kayg\u0131lar yok say\u0131lmadan atlat\u0131lam\u0131yordu \u00e7\u00fcnk\u00fc \u00e7\u00f6z\u00fcm\u00fc olan durumlar de\u011fildi. Bu, onun hayat\u0131yd\u0131 ve ortada \u00e7\u00f6z\u00fclecek bir durum de\u011fil \u201ckabul edilecek bir durum\u201d vard\u0131 ve bu onlar\u0131n sorunuydu. \u0130\u015fte bu kadar... Kafas\u0131n\u0131 netle\u015ftirmesi her zaman k\u0131sa s\u00fcrerdi\u2026<\/p>\n\n\n\n

Arad\u0131\u011f\u0131 ilk ki\u015fi erkek arkada\u015f\u0131 oldu. Kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 anlay\u0131\u015f\u0131n, sevginin ve \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn oldu\u011fu bir birliktelikti bu. Onu anlayaca\u011f\u0131n\u0131 biliyordu, ba\u011fl\u0131yd\u0131lar birbirlerine. Belki art\u0131k zor olacakt\u0131 ama imkans\u0131z de\u011fil. Hem belki o da gelirdi. B\u00fcy\u00fck bir heyecanla ve umutla ne zamand\u0131r bekledi\u011fi bu haberi vermek i\u00e7in telefonu eline alm\u0131\u015ft\u0131. Telefonu hemen a\u00e7t\u0131 sevdi\u011fi adam..<\/p>\n\n\n\n

          -Can\u0131m, nas\u0131ls\u0131n?<\/p>\n\n\n\n

          -\u00c7ok iyiyim ve heyecanl\u0131. Bekledi\u011fim haber geldi, Toronto\u2019ya ben gidiyorum.<\/p>\n\n\n\n

           Uzun bir sessizlik..<\/p>\n\n\n\n

          -Ciddi misin?<\/p>\n\n\n\n

          -Ne oldu sevinmedin mi? Ama bana destek olmu\u015ftun hep. \u015ea\u015f\u0131rt\u0131yorsun \u015fu an beni!<\/p>\n\n\n\n

          -Evet destek oldum ama bir yan\u0131m da nedense olmayacak diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyor ve buraya tutunuyordu. Senin benden 8000 km uzakta oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnmek bile istemiyorum. L\u00fctfen gitme, eskisi gibi olmaz korkuyorum.<\/p>\n\n\n\n

Bu s\u00f6zle onu fena halde k\u0131zd\u0131rm\u0131\u015ft\u0131. \u0130kiy\u00fczl\u00fc davrand\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyor ve umutsuzlu\u011funa, kendisini desteklemeyi\u015fine inanam\u0131yordu. Birden nas\u0131l b\u00f6yle de\u011fi\u015fivermi\u015fti. Nas\u0131l b\u00f6yle kolay vazge\u00e7ebilirdi. Hayal k\u0131r\u0131kl\u0131\u011f\u0131yd\u0131 ya\u015fad\u0131\u011f\u0131.. En a\u015fina oldu\u011fu duygu. O y\u00fczden atlatmas\u0131 k\u0131sa s\u00fcrd\u00fc ve..<\/p>\n\n\n\n

         -Ger\u00e7ekten b\u00f6yle mi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorsun?<\/p>\n\n\n\n

         -Evet, l\u00fctfen gitme.Gidersen biter.<\/p>\n\n\n\n

       Dudaklar\u0131ndan tek bir kelime d\u00f6k\u00fcl\u00fcr, g\u00f6zlerinde ise ya\u015flar..<\/p>\n\n\n\n

         -HO\u015e\u00c7A KAL!!!<\/p>\n","post_title":"Ho\u015f\u00e7a kal \u00fclkesi | \u00d6yk\u00fc","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"hosca-kal-ulkesi-oyku","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2021-07-12 14:31:34","post_modified_gmt":"2021-07-12 11:31:34","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=117263","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":117263}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "46"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "12"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Rüzgargülleri ve Duvarlar | Öykü

Artık cenaze törenlerine gitmiyorum. En son bizim güvenlik görevlisinin annesininkine gittim. Her zamanki gibi avlunun en ücra yerine gidip geleni gideni izlemeye başladım. Bir kadın,...

Çiy damlası | Öykü

Güneş Hoca yine saçma sapan atıp tutmaya başlıyor. Dayanamayıp söz alıyorum. Bu sefer Zeus gibi şimşeklerini bana çeviriyor. Tam yerimden fırlayıp sınıftan çıkacağım. "Çiy damlası...

Ölenle Ölünmüyor | Öykü

Vallahi günler nasıl geçiyor hiç anlamıyorum Semra ablacığım. Düşündüm de ne kadar oldu rahmetliler gideli? Yedi bilemedin sekiz ay olmuştur. Senin torun bile yürüyecek neredeyse....

ÇOK RİCA EDİYORUM

  Bakın, ben dramaların hatta romantik komedilerin ayrılık, kavga, küslük sahnelerine dayanamam. İleriye sararım o sahneler bitsin diye.  Kavuşma, barışma sahnelerini ise defalarca izlerim. Hepsini değil...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol