Ana SayfaYaşamDayanışmaİlmek ilmek dayanışma: 2Yumak 4Bucak

İlmek ilmek dayanışma: 2Yumak 4Bucak

-

6 Şubat’ta gerçekleşen Maraş merkezli deprem hepimizi sarstı. Göçük altında yitirdiğimiz onbinlerce canımız, yıkılan hayatlar, yeniden kurulması gereken hayatlar, kış günü zaten ihtiyaç olan her şeyin yıkım sonrası bir hayatta kalma meselesine dönmesi… Süreci hep birlikte yaşadık. Üzüldük, ağladık, yıkıldık. Hala enkazdayız. Toparlanmak evet biliyoruz yıllar alacak ama bir yerden başlanmalıydı! Türkiye’nin pek çok kentinden ve dünyanın her yerinden insanlar kocaman bir gönüllülük penceresi açtılar! Bu depremde bir kez daha gönüllülüğün aslında ne kadar elzem olduğunu, dayanışma ile sadaka arasındaki farkın neleri değiştirdiğini, hiçbir kurum yoksa bile biz varız demenin gerçekliğini kavradık. Bu kocaman dayanışma şemsiyesinin altında yüz binlerce insan binlerce grup hiçbir karşılık beklemeden çalışıp didiniyor. İşte bu koca yürekli gruplardan biri de 2Yumak 4Bucak. Dayanışmayı ilmek ilmek ören bu kadınlar depremden etkilenmiş herkes için bir şeyler örüyor ve hızla dağıtımını yapıyor. Grup kurucularından Aycan hanım ile gönüllü oluşumlarını, neler yaptıklarını konuştuk.

Aycan hanım merhaba, öncelikle ellerinize emeklerinize sağlık; dayanışma ağlarını kelimenin tam anlamıyla ilmek ilmek örüyorsunuz. Nasıl başladınız? Kaç kişisiniz? biraz ekibinizden bahseder misiniz?

Herkes gibi biz de 6 Şubat sabahına şok ve acı bir haberle uyandık. Durumu anlamamız, idrak etmemiz ve yetersizlik hissine kapılmamız 9 Şubat tarihine dek sürdü. İlk üç gün çaresizlik ve endişe içinde kavrularak geçti. 9 Şubat sabahı böyle devam edemeyeceğimize karar verip umuda tutunma isteği ile çok sevdiğim ve yakın iki arkadaşımla bu projeyi hayata geçirmeye karar verdik. Üçümüz de Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı öğrencileriyiz, ikinci üniversite kapsamında okuyoruz. Dolayısıyla ders çalışmak için zaten sık sık bir araya geliyoruz. Benim moda perakendesi satınalma ve kategori yöneticiliği geçmişim, emekli olduğumdan bu yana hobi olarak örgü yapmam ana fikir oldu diyebiliriz.

Neler örüyorsunuz? Ve aslında neden örüyorsunuz?

Örgünün yapana ve giyene iyileştirici, sıcaklık ve şefkat veren bir durumu vardır. Ana fikri sarmalayan da bu duygu oldu. Yıllar sonra ablamın ısrarıyla tekrar örgüye başlamıştım ve bana çok iyi gelmişti. Bu tecrübe de projenin taşlarından biri oldu. Üşüyeni ilk önce kollarınızla sararsınız ya orada değilken bile örgülerimizle sararız diye düşündük. Özellikle bebekler, çocuklar ve kadınlar önceliğimiz oldu.Ardından en yakınlarımızı gruba aldık. Kimse sorgulamadan hadi yapalım dediler. Herkes projeyi bir yerde yetersizlik duygusundan çıkış olarak gördü denebilir.

Takip ettiğim kadarıyla şu an oldukça kalabalıksınız. Nasıl hızla büyüdünüz?

Yakınlarımızla beraber sadece 40 kişiyiz, 40 bere yapar böyle olmaz, deyip sosyal medyadan Hikmeti Tabiyeci’ye mesaj attım. Hemen cevap verdi detayları sordu, anlattım.

Dedik, sosyal medyadan sayımızı artırarak daha çok ürün yapabiliriz. İyileşiyoruz, iyileştiriyoruz mantığıyla yakaladığımız bu yaklaşımı Hikmet şahane bir posta dönüştürdü. Yağmur gibi takipçi gelmeye başladı ertesi gün sayımız 250 oldu. Örgüler devam ediyor, bir nevi sosyal kulüp de olduk. Ülkenin her yerinden gönüllü geliyor. Van’dan da var, Gelibolu’dan da var.

Gönüllülerimiz de sayfaya şevkle destek veriyorlar. Sayfayı paylaşıyorlar. Sayımız kırk sekiz saatin sonunda 470 kişiye ulaştı. Hareketin ilk çıkış olan şahsi sayfamda DM akışına yetişemedim desem yeri var. 

“Elimizden gelse 10 şehrin tamamını örgülerimizle sarsak, ısıtsak, acılarını hafifletsek”

Gönüllü işleri yürütmek zordur, nasıl kotarıyorsunuz, iş bölümünüz var mı mesela?

Son derece demokratik bir grubuz. Proje afet ile sınırlı mı kalsın yoksa iyilik hareketine aramızdaki tabirle örgü seferberliğine dönsün mü diye konuştuk ve karar uzun vadeli olsun diye çıkınca Instagram sayfamızı kurduk. Şule sayfayı açtı, Ecmel logoyu hazırladı. Grupça sayfaya isim önerileri yapıldı ve oylandı. Kazanan 2Yumak 4Bucak oldu.

Sayfanın yönetimi Şule’dedir, harika içerikler yazıyor. Ne hissediyorsa onu yazıyor ve bu konuda çok başarılı. 

Kısacası üç gün içinde;
•Oylama ile belirlediğimiz bir ismimiz,
•Bir logomuz,
•iki günde 500’e yakın takipçili bir instagram sayfamız,
•350 civarında bir whatsapp grubumuz,
•Sosyal medya ekibimiz
•Dayanışma kurulumuz oldu.

Organize olduk ama İstanbul içi hareket etmek zaten zor hem örüp hem teslimat nasıl yapılacak derken Nergiz depolama ve lojistik kısmını yetkililerle görüşerek hızlıca çözdü.  
Özellikle Anadolu yakasında patronsuz kurye ile kardeş ekip gibi çalışmaya başladık. Tek bir mesaj ile göreve hazır oldular. Ücret konuşulmadı bile söyleyin ulaştıralım dediler sayfalarında bizden söz ettiler. Samet ve Yunus Emre’ye börek yapma sözüm var. 

Kimler destekledi sizi en çok? Hiç engelle karşılaştınız mı?

Bize en çabuk gençler inandı ve destek verdi. Oğlum Kutay ve en yakın arkadaşı Aren depolarda çalışıp o pırıltıları söner gibi olunca onlara umut ve güç vermemiz gerektiğini zaten daha iyi anlamıştık. Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde lojistik manada ayrı ayrı organize olduk. Ankara’da sınıf arkadaşımız Zehra hocamız var zaten fırtına gibidir.
Yeri geliyor Yıldız hanım minibüsle gidiyor, yeri geliyor Dilek arkadaşa uğrayıp torbaları alıyor ve belirlenen adrese bırakıyor. Fatma otobüsle, Zehra hocam aracıyla ürün toplayıp deprem bölgesine gidecek arkadaşımıza yetiştiriyoruz. Kimse üşenmiyor, kimse şikayet etmiyor, sadece örüyor ve nereye bırakılacaksa oraya elleriyle teslim ediyor. İçine 2Yumak 4Bucak yazan not koyun diyoruz, onlar için çarpan yüreğimizi bilsinler istiyoruz. Elimizden gelse 10 şehrin tamamını örgülerimizle sarmak, ısıtmak, acılarını hafifletmek istiyoruz.

Azdan az, çoktan çok diyoruz, maddi destek almıyoruz sadece ipleri aramızda takas ediyoruz. Kimde biterse ötekine vermeye çalışıyor gibi düşünülebilir.

Yıkımdan doğan hazin bir öyküsü var 2Yumak 4Bucak grubunun.

Sanal sevgi fabrikamız o bizim.

Dayanışma yaşatır hiç de boş bir laf değil. İşte tam olarak böyle ilmek ilmek, tam da sizin yaptığınız gibi. İyi ki varsınız. Emeklerinize sağlık.

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Yeni nesil ne diyor?

Her şey bir konuşmayla başladı. Bir arkadaşım yeni nesil sözcüklerden bahsediyordu. Konu hakkında konuştukça konuştuk. Dedim, bir yazı yazayım ben de, dergide de bulunsun. Çünkü...

“Gerçeği görüyoruz! Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz!

Feminist ve LGBTİ+ örgütlerin biraraya gelmesiyle kurulan Hepimiz için Anayasa Koordinasyonu "Birbirimizin elini bırakmıyoruz! Hiçbirimizi geride bırakmıyoruz! Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz!" başlıklı açıklamasıyla tüm toplumu...
Gamzegül Kızılcık
Gamzegül Kızılcık
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Kadın hakları mücadelesi, çocuk hakları ve LGBTİ hakları konularına ilgili. Doğal hayatın korunması konusuna meyledişi ve Gaia Dergi ile yollarının kesişimi sonucunda da; direnişçi bir kadın, gazeteci.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol