Ana SayfaYaşamKadınKadına Şiddette Üzerimize Sinen Kelime Dağarcığı: Kadın Düşmanlığı ve Centilmenlik

Kadına Şiddette Üzerimize Sinen Kelime Dağarcığı: Kadın Düşmanlığı ve Centilmenlik

-

Her gün bir kadın cinayeti, her gün cinayetlerle ilgili süren davalarda hukuka aykırı gelişmeler, her gün ortaya çıkan olağanüstü mide bulandırıcı detaylar. Kanıksamalı mıyız? Hayır. Aksine kadınlar günü olmaksızın veya kadına herhangi bir şiddet haberi duymaksızın, her an, durmamacasına kadına yönelik her tür materyal üzerinden paylaşımlarda bulunmamız lazım. Maurice Daumas’ın Kadın Düşmanlığı kitabı üzerine bir inceleme yazısını bu sebepten, geciktirmeksizin yazmak istedim. Çünkü zamanın tümü, her anı kadınlar aleyhine işlemekte. Erkek eliyle uygulanan şiddetten tutalım, sonrasındaki süreçlerin hepsinde (Adli, hukuki, sosyal) kadınlara olan düşmanlık ve kadın mağduriyeti devam etmekte.

Bu arada İstanbul Sözleşmesi ne alemde? Neredeyse tamamı erkeklerden oluşan (Kadın vekillerin de erkeklerden daha erkek olduğu) meclisimizde kendilerinin işine gelen her yasayı ışık hızıyla çıkaran vekillerimiz, toplumdaki şiddetin kaynağını oluşturan kadına şiddeti önleyici ve şiddet olması durumunda caydırıcı cezaların uygulanabileceği İstanbul Sözleşmesi ile ilgili herhangi somut bir adım atabildiler mı?

Kadın Düşmanlığı dört başlığın atıldığı bölümlerden oluşuyor. Ve bu inceleme esnasında genelde kitaptan alıntılarla ilerleyeceğim çünkü üzerine ayrıca bir söz veya yorum yapmayı gerektirmeksizin izahı çok güzel yapılmış bir kadın düşmanlığı ile karşı karşıyayız.

Kadın Düşmanlığının İki Yüzü

Aşkın Kötü Sürprizleri

Dostluk ve Evlilik

Baskının Temelleri

Her şeyden önce kadın düşmanlığının iki yüzü var. Cinsiyetçi bir kelime olan cinsiyetçilikten bunu açıkça anlayabiliriz. Bu durumu Daumas şöyle açıklıyor: “Cinsiyetler arasında veya aynı cinsiyet içindeki ilişkileri tanımlamak için dostluk, aşk, baştan çıkarma, tutku, şefkatten söz ederiz. Bu kelimelerin çoğunun anlamı karşılıklıdır: Yani kadınlar erkekleri baştan çıkarır, erkekler de kadınları. Dildeki keskin asimetriye bakın ki, 20. Yüzyıldan önce hiçbir kelime özellikle dişil bir eylemi adlandırmazken, kadın düşmanlığı ve centilmenlik sadece eril davranışları tanımlıyor: “Aktif” bir erkek ile “pasif” bir kadın arasındaki rol dağılımı geleneksel kelime dağarcığına gayet güzel işlemiş.”

Daumas’ın altını çizdiği bu durum dikkatinizi özellikle çekmek isterim ki, bilgi, iletişim, uzay çağı diye nitelendirdiğimiz 20. Yüzyıl ile birlikte gerçekleşiyor. Her yeni başlayan yüzyıl ile birlikte kadın konusu tüm gelişmelerin tam tersi yönünde geriye doğru ilerliyor.

Aşkın Kötü Sürprizleri elbette ki kadın düşmanlığının tahakkümü niteliğinde ortaya çıkabiliyor. Aşinası olduğumuz, “Deli gibi seviyorum, bu yüzden yaptım.” cümlesinin içeriğindeki “hak edilmiş şiddet” meselenin nirengi noktasını bizlere göstermekte. Bu noktada Daumas, Pierre Bourdieu’nun ünlü Eril Tahakküm adlı eserinde sorduğu şu soruyu aşkın kadın şiddetine etkisini özünde kimse bu kadar iyi sormadı diyerek paylaşıyor:  “Aşk, eril tahakküm yasasında, temsillere dayalı şiddetin ötelenmesine yarayan ve en yüksek değerin atfedildiği tek istisna mıdır, yoksa bu şiddetin en ustalıklı şekilde saklandığından dolayı en üst seviyedeki hali midir?”

Soruyu  Bourdieu’nun sorduğu şekilde aynen alıntıladıktan sonra Dostluk ve Evliliğe geçelim. Dostluğun gayriresmi ve sadece bireyi ilgilendiren bağlayıcılığına karşılık evlilik kurumu ahlaki, sosyal ve siyasi düzenin temel direği olarak kabul ediliyor. Bu açıklamadan sonra Dostluk ve Evliliği neden birbiriyle kıyaslıyoruz diye soruyor Daumas. “Çünkü eşlerin birbirlerine duydukları dostluk ve sevgi aynı alana, bireyin duygu yelpazesine aittir.” Duygu yelpazesi nitelemesi bu cümledeki en önemli nokta. Bir aradayken erkekler ve bir arada olan erkeklerin (erkekleşmiş yatılı okullar, askeri koğuşlar, mesleki ortamlar) arasında yeri olmayan kadınlar ortamı şiddetin üretim merkezleri halini alabiliyor.  Burada çok önemli bir şey söylüyor Daumas, “Kadınlar erkeklerin asla vazgeçemedikleri yegane eğlence nesnesidir.” Ve bu eğlence nesnesinin şiddete dönüşümü kaşla göz arasında gerçekleşir. Yani Dostluk ve Evlilik penceresinden kadına şiddete bakmamızı isteyen Daumas; “Yalnız gülmüyoruz, yalnız bağırmıyoruz, taraftar otobüslerinde erkeklere özgü şamatadan yükselen bu gürlek ve kakafonik ezgilerden herhangi birini tek başına çıkarmıyoruz. Bu davranışlar grup etkisiyle gerçekleşiyor ve bireyin rakibine olan nefretini, ırkçılığını ve kadın düşmanlığını göstermesine kapı aralıyor.” diyor. Böyle bir şey yok diyerek bu tespitlere itiraz edebilir misiniz?

Gelelim Baskının Temelleri’ne. Bu bölümde sözü tamamen Maurice Daumas’a bırakacağım. Nedeni şu: Kadın cinayetleri politiktir diyoruz ya hep ve bunun doğruluğu her kadın cinayetinde tescillenircesine bir süreçle yaşanıyor ya, bu yüzden de İstanbul Sözleşmesi konusuna da yukarıda değindim ya, işte tüm bu sebeplerden Baskının Temelleri bölümünde sözü tamamen Daumas’a bırakacağım kitabın özünü en iyi yine yazarı açıklayabileceği için: “Bir temsili boyutu ve ideolojik bir aracı olmadan iktidar kurulamaz. Kadınlara yaptırılmış olumsuz sterotipler, kadın düşmanı bir ideolojiden, bir inanış sisteminden söz etmemize yetecek kadar eski, çeşitli, ve benzerdir. Yabancı düşmanlığı gibi kadın düşmanlığı da gizli ve yaygın bir duygu olarak koşullar tarafından tetiklenerek feminizm karşıtlığına dönüşür. Irkçılık da koşulsallaşmış, tarihselleşmiş bir ideolojidir. (…) Oysa kadın düşmanlığının bir “öncesi” bulunmaz. Erkek baskısının varolmadığı bir altın çağ asla yaşanmadı.”  

Egemen olmak zorundaydılar çünkü kadını niteleyen bir çok özellik erkekte yok. Kadında var olup da onlara doğuştan bir hediye gibi sunulan fakat asla erkekte olmayan manevi güçlerden bahsediyorum. Bu yüzden sürekli bir savaş halindeler ve hiç yoktan savaş çıkarabilme “gücüne” sahipler. Alıntı yapmalara doyamadım fakat olayın kadın erkek farklılığını ortaya koyması ve meseleyi basit bir örnek üzerinden olsa da anlatması açısından kitaptan son bir alıntı yapmak istiyorum.     

“Genç kızlar gönül ilişkilerine genç erkeklerden daha çok kendilerini adıyor. Erkeklerin üçte birine kıyasla kadınların üçte ikisi, ilk cinsel deneyimlerini yaşadıkları erkeğe aşık olduklarını ifade ediyor. Kadınların cinselliklerini doğrudan duygusal bir çerçeveye, hatta evlilik çerçevesine yerleştirmeyi erkeklerden daha çok benimsedikleri konusunda araştırmacılar hem fikir. Üstelik önemli bir çoğunluğu ilk partnerlerini müstakbel eşleri olarak görüyor. Gerçekleşmesi uzak bir ihtimal olduğundan, bu beklentinin erkeklere oranla kadınları daha çok hayal kırıklığına uğrattığını görüyoruz. Kadınların duygusal açıdan aşırı adanmışlığının yarattığı eşitsizliğin etkisi ilk burada görülür.”

Yaptığım alıntılar kitabın beşte birine bile tekabül etmiyor. Bu yüzden lütfen Kırmızı Kedi Yayınları tarafından yayınlanan Barış Behramoğlu tarafından çevrilen Kadın Düşmanlığı kitabını alıp okuyun.   

\n

Her g\u00fcn bir kad\u0131n cinayeti, her\ng\u00fcn cinayetlerle ilgili s\u00fcren davalarda hukuka ayk\u0131r\u0131 geli\u015fmeler, her g\u00fcn ortaya\n\u00e7\u0131kan ola\u011fan\u00fcst\u00fc mide buland\u0131r\u0131c\u0131 detaylar. Kan\u0131ksamal\u0131 m\u0131y\u0131z? Hay\u0131r. Aksine\nkad\u0131nlar g\u00fcn\u00fc olmaks\u0131z\u0131n veya kad\u0131na herhangi bir \u015fiddet haberi duymaks\u0131z\u0131n,\nher an, durmamacas\u0131na kad\u0131na y\u00f6nelik her t\u00fcr materyal \u00fczerinden payla\u015f\u0131mlarda\nbulunmam\u0131z laz\u0131m. Maurice Daumas\u2019\u0131n Kad\u0131n D\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 kitab\u0131 \u00fczerine bir\ninceleme yaz\u0131s\u0131n\u0131 bu sebepten, geciktirmeksizin yazmak istedim. \u00c7\u00fcnk\u00fc zaman\u0131n\nt\u00fcm\u00fc, her an\u0131 kad\u0131nlar aleyhine i\u015flemekte. Erkek eliyle uygulanan \u015fiddetten tutal\u0131m,\nsonras\u0131ndaki s\u00fcre\u00e7lerin hepsinde (Adli, hukuki, sosyal) kad\u0131nlara olan\nd\u00fc\u015fmanl\u0131k ve kad\u0131n ma\u011fduriyeti devam etmekte. <\/p>\n\n\n\n

Bu arada \u0130stanbul S\u00f6zle\u015fmesi ne alemde? Neredeyse tamam\u0131 erkeklerden olu\u015fan (Kad\u0131n vekillerin de erkeklerden daha erkek oldu\u011fu) meclisimizde kendilerinin i\u015fine gelen her yasay\u0131 \u0131\u015f\u0131k h\u0131z\u0131yla \u00e7\u0131karan vekillerimiz, toplumdaki \u015fiddetin kayna\u011f\u0131n\u0131 olu\u015fturan kad\u0131na \u015fiddeti \u00f6nleyici ve \u015fiddet olmas\u0131 durumunda cayd\u0131r\u0131c\u0131 cezalar\u0131n uygulanabilece\u011fi \u0130stanbul S\u00f6zle\u015fmesi ile ilgili herhangi somut bir ad\u0131m atabildiler m\u0131? <\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Kad\u0131n D\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 d\u00f6rt ba\u015fl\u0131\u011f\u0131n\nat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 b\u00f6l\u00fcmlerden olu\u015fuyor. Ve bu inceleme esnas\u0131nda genelde kitaptan\nal\u0131nt\u0131larla ilerleyece\u011fim \u00e7\u00fcnk\u00fc \u00fczerine ayr\u0131ca bir s\u00f6z veya yorum yapmay\u0131\ngerektirmeksizin izah\u0131 \u00e7ok g\u00fczel yap\u0131lm\u0131\u015f bir kad\u0131n d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 ile kar\u015f\u0131\nkar\u015f\u0131yay\u0131z.<\/p>\n\n\n\n

Kad\u0131n D\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131n\u0131n \u0130ki Y\u00fcz\u00fc<\/strong><\/p>\n\n\n\n

A\u015fk\u0131n K\u00f6t\u00fc S\u00fcrprizleri<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Dostluk ve Evlilik<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Bask\u0131n\u0131n Temelleri<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Her \u015feyden \u00f6nce kad\u0131n\nd\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131n\u0131n iki y\u00fcz\u00fc var. Cinsiyet\u00e7i bir kelime olan cinsiyet\u00e7ilikten bunu\na\u00e7\u0131k\u00e7a anlayabiliriz. Bu durumu Daumas \u015f\u00f6yle a\u00e7\u0131kl\u0131yor: \u201cCinsiyetler\naras\u0131nda veya ayn\u0131 cinsiyet i\u00e7indeki ili\u015fkileri tan\u0131mlamak i\u00e7in dostluk, a\u015fk,\nba\u015ftan \u00e7\u0131karma, tutku, \u015fefkatten s\u00f6z ederiz. Bu kelimelerin \u00e7o\u011funun anlam\u0131\nkar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131d\u0131r: Yani kad\u0131nlar erkekleri ba\u015ftan \u00e7\u0131kar\u0131r, erkekler de kad\u0131nlar\u0131.\nDildeki keskin asimetriye bak\u0131n ki, 20. Y\u00fczy\u0131ldan \u00f6nce hi\u00e7bir kelime \u00f6zellikle\ndi\u015fil bir eylemi adland\u0131rmazken, kad\u0131n d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 ve centilmenlik sadece eril\ndavran\u0131\u015flar\u0131 tan\u0131ml\u0131yor: \u201cAktif\u201d<\/strong> bir\nerkek ile \u201cpasif\u201d<\/strong> bir kad\u0131n\naras\u0131ndaki rol da\u011f\u0131l\u0131m\u0131 geleneksel kelime da\u011farc\u0131\u011f\u0131na gayet g\u00fczel i\u015flemi\u015f.\u201d<\/em><\/p>\n\n\n\n

Daumas\u2019\u0131n alt\u0131n\u0131 \u00e7izdi\u011fi bu durum\ndikkatinizi \u00f6zellikle \u00e7ekmek isterim ki, bilgi, ileti\u015fim, uzay \u00e7a\u011f\u0131 diye\nnitelendirdi\u011fimiz 20. Y\u00fczy\u0131l ile birlikte ger\u00e7ekle\u015fiyor. Her yeni ba\u015flayan\ny\u00fczy\u0131l ile birlikte kad\u0131n konusu t\u00fcm geli\u015fmelerin tam tersi y\u00f6n\u00fcnde geriye\ndo\u011fru ilerliyor. <\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

A\u015fk\u0131n K\u00f6t\u00fc S\u00fcrprizleri elbette ki\nkad\u0131n d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131n\u0131n tahakk\u00fcm\u00fc niteli\u011finde ortaya \u00e7\u0131kabiliyor. A\u015finas\u0131 oldu\u011fumuz,\n\u201cDeli\ngibi seviyorum, bu y\u00fczden yapt\u0131m.\u201d<\/em> c\u00fcmlesinin i\u00e7eri\u011findeki \u201chak edilmi\u015f \u015fiddet<\/strong>\u201d meselenin nirengi\nnoktas\u0131n\u0131 bizlere g\u00f6stermekte. Bu noktada Daumas, Pierre Bourdieu\u2019nun \u00fcnl\u00fc Eril Tahakk\u00fcm <\/strong>adl\u0131 eserinde sordu\u011fu \u015fu\nsoruyu a\u015fk\u0131n kad\u0131n \u015fiddetine etkisini \u00f6z\u00fcnde kimse bu kadar iyi sormad\u0131 diyerek\npayla\u015f\u0131yor:  \u201cA\u015fk, eril tahakk\u00fcm\nyasas\u0131nda, temsillere dayal\u0131 \u015fiddetin \u00f6telenmesine yarayan ve en y\u00fcksek de\u011ferin\natfedildi\u011fi tek istisna m\u0131d\u0131r, yoksa bu \u015fiddetin en ustal\u0131kl\u0131 \u015fekilde\nsakland\u0131\u011f\u0131ndan dolay\u0131 en \u00fcst seviyedeki hali midir?\u201d<\/p>\n\n\n\n

Soruyu  Bourdieu\u2019nun sordu\u011fu \u015fekilde aynen\nal\u0131nt\u0131lad\u0131ktan sonra Dostluk ve Evlili\u011fe<\/strong>\nge\u00e7elim. Dostlu\u011fun gayriresmi ve sadece bireyi ilgilendiren ba\u011flay\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131na\nkar\u015f\u0131l\u0131k evlilik kurumu ahlaki, sosyal ve siyasi d\u00fczenin temel dire\u011fi olarak\nkabul ediliyor. Bu a\u00e7\u0131klamadan sonra Dostluk ve Evlili\u011fi neden birbiriyle\nk\u0131yasl\u0131yoruz diye soruyor Daumas. \u201c\u00c7\u00fcnk\u00fc e\u015flerin birbirlerine duyduklar\u0131\ndostluk ve sevgi ayn\u0131 alana, bireyin duygu yelpazesine aittir.\u201d Duygu\nyelpazesi<\/em> nitelemesi bu c\u00fcmledeki en \u00f6nemli nokta. Bir aradayken\nerkekler ve bir arada olan erkeklerin (erkekle\u015fmi\u015f yat\u0131l\u0131 okullar, askeri\nko\u011fu\u015flar, mesleki ortamlar) aras\u0131nda yeri olmayan kad\u0131nlar ortam\u0131 \u015fiddetin\n\u00fcretim merkezleri halini alabiliyor.  Burada\n\u00e7ok \u00f6nemli bir \u015fey s\u00f6yl\u00fcyor Daumas, \u201cKad\u0131nlar erkeklerin asla vazge\u00e7emedikleri\nyegane e\u011flence nesnesidir.\u201d Ve bu e\u011flence nesnesinin \u015fiddete d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm\u00fc ka\u015fla g\u00f6z\naras\u0131nda ger\u00e7ekle\u015fir. Yani Dostluk ve Evlilik penceresinden kad\u0131na \u015fiddete\nbakmam\u0131z\u0131 isteyen Daumas; \u201cYaln\u0131z g\u00fclm\u00fcyoruz, yaln\u0131z\nba\u011f\u0131rm\u0131yoruz, taraftar otob\u00fcslerinde erkeklere \u00f6zg\u00fc \u015famatadan y\u00fckselen bu g\u00fcrlek\nve kakafonik ezgilerden herhangi birini tek ba\u015f\u0131na \u00e7\u0131karm\u0131yoruz. Bu davran\u0131\u015flar\ngrup etkisiyle ger\u00e7ekle\u015fiyor ve bireyin rakibine olan nefretini, \u0131rk\u00e7\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve\nkad\u0131n d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6stermesine kap\u0131 aral\u0131yor.\u201d<\/em> diyor. B\u00f6yle bir \u015fey\nyok diyerek bu tespitlere itiraz edebilir misiniz?<\/p>\n\n\n\n

Gelelim Bask\u0131n\u0131n Temelleri<\/strong>\u2019ne. Bu b\u00f6l\u00fcmde s\u00f6z\u00fc tamamen Maurice Daumas\u2019a\nb\u0131rakaca\u011f\u0131m. Nedeni \u015fu: Kad\u0131n cinayetleri politiktir diyoruz ya hep ve bunun\ndo\u011frulu\u011fu her kad\u0131n cinayetinde tescillenircesine bir s\u00fcre\u00e7le ya\u015fan\u0131yor ya, bu\ny\u00fczden de \u0130stanbul S\u00f6zle\u015fmesi konusuna da yukar\u0131da de\u011findim ya, i\u015fte t\u00fcm bu\nsebeplerden Bask\u0131n\u0131n Temelleri<\/strong>\nb\u00f6l\u00fcm\u00fcnde s\u00f6z\u00fc tamamen Daumas\u2019a b\u0131rakaca\u011f\u0131m kitab\u0131n \u00f6z\u00fcn\u00fc en iyi yine yazar\u0131\na\u00e7\u0131klayabilece\u011fi i\u00e7in: \u201cBir temsili\nboyutu ve ideolojik bir arac\u0131 olmadan iktidar kurulamaz. Kad\u0131nlara yapt\u0131r\u0131lm\u0131\u015f\nolumsuz sterotipler, kad\u0131n d\u00fc\u015fman\u0131 bir ideolojiden, bir inan\u0131\u015f sisteminden s\u00f6z\netmemize yetecek kadar eski, \u00e7e\u015fitli, ve benzerdir. Yabanc\u0131 d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 gibi\nkad\u0131n d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 da gizli ve yayg\u0131n bir duygu olarak ko\u015fullar taraf\u0131ndan\ntetiklenerek feminizm kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131na d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcr. Irk\u00e7\u0131l\u0131k da ko\u015fulsalla\u015fm\u0131\u015f,\ntarihselle\u015fmi\u015f bir ideolojidir. (\u2026) Oysa kad\u0131n d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131n\u0131n bir \u201c\u00f6ncesi\u201d\nbulunmaz. Erkek bask\u0131s\u0131n\u0131n varolmad\u0131\u011f\u0131 bir alt\u0131n \u00e7a\u011f asla ya\u015fanmad\u0131.\u201d<\/em>  <\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Egemen olmak zorundayd\u0131lar \u00e7\u00fcnk\u00fc\nkad\u0131n\u0131 niteleyen bir \u00e7ok \u00f6zellik erkekte yok. Kad\u0131nda var olup da onlara\ndo\u011fu\u015ftan bir hediye gibi sunulan fakat asla erkekte olmayan manevi g\u00fc\u00e7lerden\nbahsediyorum. Bu y\u00fczden s\u00fcrekli bir sava\u015f halindeler ve hi\u00e7 yoktan sava\u015f\n\u00e7\u0131karabilme \u201cg\u00fcc\u00fcne\u201d sahipler. Al\u0131nt\u0131 yapmalara doyamad\u0131m fakat olay\u0131n kad\u0131n\nerkek farkl\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 ortaya koymas\u0131 ve meseleyi basit bir \u00f6rnek \u00fczerinden olsa da\nanlatmas\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan kitaptan son bir al\u0131nt\u0131 yapmak istiyorum.     <\/p>\n\n\n\n

\u201cGen\u00e7 k\u0131zlar g\u00f6n\u00fcl\nili\u015fkilerine gen\u00e7 erkeklerden daha \u00e7ok kendilerini ad\u0131yor. Erkeklerin \u00fc\u00e7te\nbirine k\u0131yasla kad\u0131nlar\u0131n \u00fc\u00e7te ikisi, ilk cinsel deneyimlerini ya\u015fad\u0131klar\u0131\nerke\u011fe a\u015f\u0131k olduklar\u0131n\u0131 ifade ediyor. Kad\u0131nlar\u0131n cinselliklerini do\u011frudan\nduygusal bir \u00e7er\u00e7eveye, hatta evlilik \u00e7er\u00e7evesine yerle\u015ftirmeyi erkeklerden\ndaha \u00e7ok benimsedikleri konusunda ara\u015ft\u0131rmac\u0131lar hem fikir. \u00dcstelik \u00f6nemli bir\n\u00e7o\u011funlu\u011fu ilk partnerlerini m\u00fcstakbel e\u015fleri olarak g\u00f6r\u00fcyor. Ger\u00e7ekle\u015fmesi uzak\nbir ihtimal oldu\u011fundan, bu beklentinin erkeklere oranla kad\u0131nlar\u0131 daha \u00e7ok\nhayal k\u0131r\u0131kl\u0131\u011f\u0131na u\u011fratt\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcyoruz. Kad\u0131nlar\u0131n duygusal a\u00e7\u0131dan a\u015f\u0131r\u0131 adanm\u0131\u015fl\u0131\u011f\u0131n\u0131n\nyaratt\u0131\u011f\u0131 e\u015fitsizli\u011fin etkisi ilk burada g\u00f6r\u00fcl\u00fcr.\u201d<\/em><\/p>\n\n\n\n

Yapt\u0131\u011f\u0131m al\u0131nt\u0131lar kitab\u0131n be\u015fte\nbirine bile tekab\u00fcl etmiyor. Bu y\u00fczden l\u00fctfen K\u0131rm\u0131z\u0131 Kedi Yay\u0131nlar\u0131 taraf\u0131ndan\nyay\u0131nlanan Bar\u0131\u015f Behramo\u011flu taraf\u0131ndan \u00e7evrilen Kad\u0131n D\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 kitab\u0131n\u0131 al\u0131p\nokuyun.   <\/p>\n","post_title":"Kad\u0131na \u015eiddette \u00dczerimize Sinen Kelime Da\u011farc\u0131\u011f\u0131: Kad\u0131n D\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 ve Centilmenlik","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"kadina-siddette-uzerimize-sinen-kelime-dagarcigi-kadin-dusmanligi-ve-centilmenlik","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-09-29 14:51:17","post_modified_gmt":"2020-09-29 11:51:17","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=114837","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":114837}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "817"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "205"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

Dünyanın Öteki Yüzü: Genç yazardan alışılmışın dışında hayaller kur(dur)an öyküler

EdebiyatHaber’de gerçekleştirdiği Yazarın Odası söyleşileriyle tanıdığımız Meltem Dağcı’nın ilk öykü kitabı Dünyanın Öteki Yüzü, İthaki Yayınları’ndan çıktı. Yetmiş yaşına geldiğinde ölüm şeklini seçme özgürlüğüne kavuşan kadınlar,...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

Sus(ma)mak! İnan(ma)mak!

Gündem şu an bu iki kavramdan çok da bağımsız bir noktada değil. Size şimdi ufak bir düşünce egzersizi yaptırmak istiyorum. Bana katılabilirsiniz veya eleştirmek istediğiniz...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol