Sivas’ta başlayan “Pembe Taksi” uygulaması ile, gittikçe artan ve arsızlaşan kadına yönelik şiddet ve taciz vakalarında erkek aklanmaya-kadın suçlanmaya devam edilecek gibi görünüyor!
Onedio’da yer alan habere göre Türkiye’de bir ilk olan ve dünyanın birçok ülkesinde gittikçe yaygınlaşan pembe taksi uygulaması yalnızca kadınlara özel. Sabah 8 ile akşam 8 arasında çalışacak bu taksinin şoförü bir kadın, rengi pembe ve çalışma saatleri tam da tacizci erkeklerin hoşuna gidecek şekilde.
Gökhan Şimşek adlı taksicinin başlattığı uygulama Türkiye’nin ilk ve tek ruhsata işlenen pembe taksisi imiş. Şimşek, “Bununla ilgili uygulamaların birçok ülkede yapıldığını, son zamanlarda ise iyice yaygınlaştığını gördüm ve ben de yapmak istedim. Daha sonra belediyemize başvurdum ve bu uygulama yetkililer tarafından olumlu karşılandı. Deneme amacıyla şu an bir aracımızı pembe yaptık. Bu araç şu anda Türkiye’nin ruhsata işlenen ilk ve tek resmi pembe taksisidir” dedi. Kendisinin niyeti iyi, kötü, ticari veya tamamen duygusal olabilir ancak uygulamada çıkacak aksaklıkların sorumluluğunu alacak mı bilinmez…
Konuyla ilgili yorum yapan Sivas Belediyesi Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü Koordinatörü Erdoğan Yuvacı “Bu aracın şoförü kadın olacak, müşterisi de kadınlar ve aileler olacak. Bu sayede önemli bir boşluk doldurulmuş olacak” şeklinde konuştu. Yine kadının aile ile bütünleştirilmesinin söz konusu olduğu bu ifadelerin ardından konuşan pembe taksinin şoförü Gamze Taşkan‘ın sözleri ise kadına şiddeti kabul eden ve sorunu erkeklerin sapkınlığında değil kadında arayan kadınlara iyi bir örnek: “Uygulamanın kadınlar için güzel bir proje olduğuna inanıyorum. Son zamanlarda kadınlara yönelik şiddet haberlerini çok duyuyoruz. Bu araç sayesinde şiddet olayları azalır diye düşünüyorum.”
Ayrımcılık ve tacizcilikte pek çok dünya ülkesiyle yarışan Türkiye’nin bu uygulamaya geçmesiyle birlikte başımıza gelebilecek bazı şeyler var*. Mesela akşam 8’den sonra taksiye binen kadınlar ve akşam 8’den önce pembe olmayan bildiğimiz sarı taksilere binen kadınlar maruz kalacakları taciz, tecavüz ve şiddet vakalarında suçlu kabul edilecek. Bu şartlarda taciz eden, tecavüze yeltenen veya tecavüz eden, bu kadınlara bir şekilde şiddet uygulayan erkekler olur da yargılanırlarsa en muhteşem cezai indirimleri alacaklar, belki de hiç yargılanmayacaklar. Ayrıca işin içine aile girdiyse eşcinsellere de ayrımcılık yapılacağı apaçık ortada. Çünkü ülkemizde kadın-erkek eşitliğinden bahsedilemediği gibi eşcinsellerin toplumsal hayata katılımı da konuşulamıyor.
Uygulama iyice yaygınlaşınca da şunları duyacağız:
Pembe taksi dururken sarı taksiye binerse olacağı budur.
Kadın kısmı akşam 8’den sonra taksiye binmez.
O taksi aile taksisi eşcinselin orada ne işi var.
Kadın illa çalışacaksa pembe taksi yaptık, onda çalışsın.
Kadının bineceği toplu taşıma aracı pembe taksidir.
Otobüse binen kadın tacizi kabullenen kadındır… Uzayıp gidecek bir liste…
Kadın cinayetleri tam da bu yüzden politiktir. Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve benzeri olaylarda kadının giyimi, konuşması, ağzındaki sakızı, yaşantısı, mesleği etkenmiş gibi kabul gördüğü sürece değil pembe taksi, pembe galaksi yapsanız da sorunlar çözülmeyecek.
Sevgili kadınlar, sorunların sona ermesini istiyorsanız erkek çocuklarınız ile kız çocuklarınızı eşit yetiştirin. Okullarda, iş yerlerinde, sokakta, oturduğunuz semtte ve devlet katında hiçbir ayrımcılığa tahammül etmeyin. Ses çıkarın. Biz sesimizi yükselttikçe yanımız daha da kalabalıklaşacak. Ancak biz kendimizi korumayı erkeklerden uzak durmaya, onların gittiği yerlere gitmemeye, oralarda gezmemeye, o saatlerde evde olmamaya bağlarsak ömür billah şiddetin de, tacizin de, tecavüzün de mağduru olmaya devam edeceğiz.
Cinsiyetçi haber yapan yayınları okumayıp tepki koymak lazım. Cinsiyetçilik kötüdür, onlar gibi olmayın.
*Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna göre Türkiye cinsiyet eşitliğinde 145 ülke arasında 130’uncu sırada. Sanırım bu pek çok sorunu açıklamak için yeterli.