Geçmişten günümüze birçok canlının yaşamına ellerimizle son verdik. Günümüzde hâlâ planlı bir şekilde özellikle hayvanlara ve doğaya karşı soykırıma varan tutumumuzu devam ettiriyoruz. Örgütlü kurumlarımızın, üst düzey yöneticileri her gün farklı bir ölüm fermanının altına imzalarını atmakla kalmıyor, toplum tarafından onaylanabilmesi ve normal karşılanabilmesi için reklam kampanyaları, basın açıklamaları, ihaleler vb. kampanyalarla manipüle çalışmalarına da hız kesmeden devam ediyorlar.
Geçtiğimiz nisan ve mayıs aylarında av turizmi adı altında birçok canlının katledilmesini ihaleye sunmuş ve ihale sonucunda ilgili tutarları karşılayan kişilerin işleyecekleri cinayetleri meşru kılınmıştır. Bu cinayet dizilerinden 5 ayının ölümü, önümüzdeki ekim ayında Kastamonu’da gerçekleştirilecek.
Her bir ayı için 10 bin lira muhammen bedel ve KDV tutarı ödenmesi şartıyla Kastamonu’da 5, Artvin’de 6, Sinop’ta 3, Giresun’da 1 olmak üzere toplamda 15 ayı avcılar tarafından yok edilecek. Önümüzdeki ekim ayında Kastamonu’da 5 ayı avlanacak, diğer illerdeki ayılardan bir kısmı öldürüldü bile. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Kastamonu’da gerçekleştirilmesi gereken cinayetler dizisinden toplamda 50 bin lira kazanmayı hedefliyor.
Kota dahilinde 8 yaş üstü erkek ayıların avlanacağını belirten Orman ve Su İşleri Bakanlığı Kastamonu Şube Müdürü Yalçın Uyanık; “Avcının yanında av rehberimiz ve bunun haricinde bizden bir personel de olacak. Bir avcının birden fazla ayı vurması söz konusu olmayacak. Kota, Küre, Ağlı, Azdavay, Araç ve Çatalzeytin gibi ayı popülasyonların fazla olduğu alanlara verildi. Bir nevi hasat yapılarak sağlıklı türlerin yetişmesi sağlanıyor. Türe artık katkı sağlamayacak, hastalıklı, zayıf ve yaşlı ayılar tercih ediliyor. Bunlar hasat edilmelidir ki daha genç, daha sağlam bireyler yetişsin” ifadelerini kullandı.,
Katledilecek ayılar dışında yaban keçilerinin ölüm fermanları da ihaleler vasıtasıyla belirlendi. Aynı şekilde kızıl geyik gibi bir nadide tür de av kapsamında ihaleye sunulan canlılar arasında. Mersin’de 33, Kayseri’de 6, Hatay’da 2, Niğde’de 12, Adana’da 17 olmak üzere toplam 70 yaban keçisi, Datça’da 4, Köyceğiz’de 20 yaban keçisi, Erzurum ve Erzincan’da 12 yaban keçisi ve 4 dağ çengel boynuzlu dağ keçisi için ihale yapıldı.
Bir canlının hayatının sonlandırılmasının hasat olarak nitelendirilmesi insanın doğa karşındaki tutumunu anlamamız için fazlasıyla yeterli. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre, ülke sınırları içerisinde yaşayan tüm canlılar kamu malı olarak görülmektedir. Yapılan ihaleler bir kazanç kapısı maskesi altında nitelendirilerek gerçekleştirilecek cinayetler meşrulaştırılmakla birlikte, haklı tarafı olduğu dahi düşünülmekte. İlgili ava katılacak olan kişilerin potansiyel katil oldukları gerçeği toplum tarafından dile getirilmezken, hayvanlara karşı şiddeti meşru görenlerin gelecekte şiddeti çocuk ve kadınlar olmak üzere insanlara yönelttiği bilimsel bir gerçek.
Av spor değil cinayettir. Öldürülen canlılar da tıpkı bizler gibi yaşamlara sahip varlıklar. Devletin bu kanlı cinayetler dizisinin altına imzasını atması ise günümüzdeki şiddet eğiliminin açıklaması olsa gerek.
Yaban hayvanlarının ihale konusu olmaması gerektiğini ve cinayetler durdurmayı savunan imza kampanyası için lütfen tıklayın.