Ana SayfaKültür & SanatSinemaKeşke her şey bu kadar kolay olsa

Keşke her şey bu kadar kolay olsa

-

Türk sinemasına ait çevreci filmler çekilirken belki hiçbir zaman cesaret edip tecrübe edemeyeceğimiz deneyimleri hissel olarak yaşatıyor. Filmlerde kazanılan zaferin gururunu hissetmemiz ve bununla yetinmemiz sağlanıyor. Konuk yazarımız Ayşenur Özdemir, Türk sinemasında çevreci filmler ve Görevimiz Tatil üstüne yazdı.

Görevimiz Tatil, Şubat 2018’de vizyona girmişti. Yönetmenliğini Murat Şeker’in üstlendiği filmin başrollerinde, oynadığı her rolü unutulmaz yapan iki usta oyuncu var; Demet Akbağ ve Zafer Algöz. Yan rollerde ise Enis Arıkan, Hande Katipoğlu, Sinan Çalışkanoğlu, Filiz Ahmet ve Onur Dilber’i görüyoruz. 

Mutlu ailesi; fedakâr ve cefakâr anne Türkan Mutlu, son derece cimri eşi Sıtkı Mutlu, edebiyata meraklı romantik kızları Melike Mutlu ve teknoloji bağımlısı oğulları Ali Mutlu’dan oluşan tanıdık bir Türk ailesidir. 

Aile bireylerinin hepsi halinden memnunken, Türkan Mutlu uzun süredir istemediği bir hayatın kölesi olduğunu düşünür. Yaşadığı hayattan zevk alamama durumu  zamanla Türkan’da psikolojik rahatsızlıkların görünmesine sebep olur. 

Bir gün televizyonda kadın programına konuk olan psikolog Can Nanay’a denk gelir. Can Nanay’ın  söylediği ‘ayağa kalk, soruyu sor, harekete geç’ sloganından çok etkilenir. Hayatında uygulamaya geçirir. Artık en büyük hayali 9 yıldır çıkamadıkları tatile çıkmaktır. Aile daha sonra Nanay ile özel bir seans yaparlar. Can Nanay’ın da önerisi üzerine tatile çıkma planları kesinleşir. Bir karavan kiralayan aile Antalya’ya doğru yola çıkar. Fakat bazı şeyler pek de planladıkları gibi gitmez. Yolda karavanları bozulur. Yavaşlar Köyü’nde bir süre konaklamak zorunda kalırlar. Asıl olaylar bundan sonra gelişir. Yavaşlar Köyü’nde yaşadıkları olaylar sonucunda edindikleri tecrübeler yozlaşan aile ilişkilerini kurtarmalarını sağlar. Mutlu ailesi bu köyde bir gün bir firma tarafından yapılacak olan çevre katliamı ile karşı karşıya kalırlar. Aile bu soruna duyarsız kalmak yerine mutluluklarını geri kazandıran bu köyü kurtarmaya karar verirler. Mutlu ailesi yerel halka öncülük edip direniş başlatırlar. Tabii ki her çevreci filmde olduğu gibi bu haklı direniş kısa bir sürede olumlu sonuçlanır.

Çevreye duyarlı insanların hikayesini anlatan, yer yer duygulandıran, eğlenceli bir film Görevimiz Tatil. Ertem Eğilmez’in yaptığı güldürürken düşündüren Yeşilçam filmlerinin günümüzde çekilmiş bir örneği aynı zamanda.

Filmin insanda yarattığı etki dozunda olsa da film bittikten sonra şöyle bir cümle geliyor akıllara ‘Keşke Her Şey Bu Kadar Kolay Olsa.’ Görevimiz Tatil Türk sinemasındaki diğer çevreci filmler gibi biraz başkaldırma ile işlerin çözüleceğini söylese de reel hayat çok daha acımasızdır. Çünkü bu tarz çevre sorunlarını çözmek için müthiş bir bilinç, örgütlü bir mücadele gerekir. Karşınızdaki düşman çok kuvvetlidir; para. Bu düşman yanınızdakileri kolay bir şekilde kendi safına çekebilir. Üstelik bu çevre katliamları iktidar destekli ise, ki çoğunlukla öyledir, işler daha zor hale gelir.

Defalarca iptal kararı alınmasına rağmen tekrar tekrar açılan davalar, mahkeme sonuçlanmasını beklemeden sürdürülen inşaat çalışmaları, ÇED olumsuz kararlarına rağmen kurulmaya başlanan şantiyeler, iptal kararı verdiği için ‘tayini çıkan’ savcılar, kişisel tehditler… Karşınızdaki paradan başka bir şey düşünmeyen, elleri kanlı kapitalizm ise uzun bir hukuksal gerekirse örgütsel mücadele sürecine hazır olmanız gerekir. Bu bir kişinin ekran karşısına geçip bir grup insanın dikkatini çekmesi ile kazanılacak bir savaş değildir. Film ‘yaşadığın yere sahip çık’ bilincini aşılamayı amaçlamış ve bence bu noktada başarılı da olmuştur. Fakat bu süreçte karşılaşılması olası sorunlar konusunda ne yazık ki gerçekçilikten uzaklaşarak romantik bir anlatımı tercih etmiştir.

Sinema aslında bireylerin eksikliğini hissettikleri duygularının onlara yaşatarak tatmin olmalarını sağlayan bir araçtır. Savaş filmleri ulusal bilinç yaratıp bireysel olarak kazanmadığımız zaferlerin gururunu yaşamamızı sağlar, korku filmleri adrenalin seviyemizi yükseltip bastırılmış hayal kırıklıklarına yönelik boşalma terapisi etkisi yapar aslında. Türk sinemasına ait çevreci filmler çekilirken tam olarak bu amaçlanıyor bence. Belki hiçbir zaman cesaret edip tecrübe edemeyeceğimiz deneyimleri hissel olarak yaşatıyor. Filmde kazanılan zaferin gururunu hissetmemiz ve bununla yetinmemiz sağlanıyor. 

Toparlayacak olursak Görevimiz Tatil 2018’in en iyi filmlerinden biri olmasına rağmen çevreci filmler başlığı altında yetersiz kaldığını söyleyebiliriz.

Hazırlayan: Ayşenur Özdemir

SON YAZILAR

Kuru Otlar Üstüne: Antagonist olarak dişil enerji

Nuri Bilge Ceylan’ın 2023 Cannes Film Festivali’nde prömiyer yapan son filmi Kuru Otlar Üstüne, yönetmenin sinematografisinde takip ettiğimiz “aydının taşra sıkıntısı” olarak da tanımlanabilecek halini...

18. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali başlıyor!

Bu yıl 18'incisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, 2 Mayıs 2023 günü İstanbul’da yapılacak açılış etkinliği ile seyircisiyle buluşacak. Bir hafta sürecek festivalde emek temalı filmlerin yanı...

Salt Beyoğlu: Bu son şansımız mı?

İklim değişikliğinin ekosistem ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerine dikkat çekmeyi amaçlayan Bu son şansımız mı? gösterim programının 2022 seçkisi, Yunanistan’dan Peru’ya, Kanada’dan Avustralya’ya uzanan beş belgesel filmi bir...

Institut français Ankara sinema ve sergi salonunda yeşil filmler gösterimde olacak

Institut français Turquie, 8 Aralık Dünya İklim Günü vesilesiyle “sinema ve çevre” temalı 3 filmden oluşan programını sinemaseverler ile buluşturuyor. Sinema; sesinizi duyurmanıza, zihniyetleri/alışkanlıkları değiştirmeye çalışmaya ve toplumun belirli...
Konuk Yazar
Konuk Yazar
Siz de Gaia Dergi'de yazılarınızın çıkmasını istiyorsanız [email protected] üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol