Siz “pozitif” köpek eğitmenisiniz. Ne demek bu pozitif, biraz açabilir misiniz? Derslerde neler yapıyorsunuz?
Benim eğitim yöntemim sevgi, sabır ve empati üzerine kurulu. Asla bir ceza sistemi uygulamıyorum, çünkü bir köpeğin saygısını ancak sabır ile kazanabilirsiniz. Evet, köpekleri eğitiyorum, lakin köpek dostlarına bambaşka bir bakış açısı da olduğunu ve buradan da bakabileceklerini gösteriyorum. İnsanlar o bakış açısını kazandıklarında ise ister istemez köpeklerine öncelikle empati duygusu ile yaklaşabiliyor.
Köpeklere karşı hep mi ilgiliydiniz yoksa bu sonradan mı ortaya çıktı?
Daha bebek sayılacak yaşlarda bile kendimden büyük köpekleri peşime takar eve getirirdim. Hatta bu yüzden bir kere bütün ev pirelenmişti. Yani köpeklere karşı her zaman ilgim vardı. Tabii bunda ailemin de katkısı var. Ne zaman bir hayvana elimi uzatsam, “sevme” ya da “uzak dur” diye karışmak bir yana, bundan mutluluk duydular.
Köpekler insanları ne kadar anlayabiliyor?
Köpekler, yüzyıllar içinde evcilleşip insan hayatına en çok yaklaşabilen hayvan türü. Dolayısıyla onların sizi ne kadar anladığını, siz de onları anlamaya başladığınız zaman fark ediyorsunuz. Çok sevdiğim bir söz var: “Bir köpeği dikkatle izlemek, dünyayı anlamaktır…” Aslında köpekler hem sözcükleri hem de tonlamaları rahatlıkla algılayabiliyor. Hatta üzgünseniz yanınıza gelip o da sizinle yas tutuyor ya da sevincinizi sizinle paylaşabiliyor.
Dünya üstünde onca meslek varken neden köpek eğitmenliğini seçtiniz?
Diyelim ki canınız sıkkın, bir tane yavru köpek görüyorsunuz ve bütün gününüz güzelleşiyor. İşte tam olarak bu yüzden ☺ Bazen yeri geliyor, bir insanla aynı dili konuşarak bile anlaşamıyorsunuz, ama bir köpekle daha rahat ve samimi bir iletişim kurabiliyorsunuz. Tabii bu mesleği seçmemde on beş senedir köpek eğitmenliği yapan amcam Bora Erbek’in de etkisi büyüktür.
Amcanız nasıl bir köpek eğitmeni? O bugüne dek neler yaptı?
Meslek hayatındaki on beş sene boyunca kendi eğitim ekolünü geliştirdi. Kullandığım eğitim metotları onun yıllar içinde geliştirdiği ve benim de kendi gözlemlerimle üzerine eklediğim metotlar. Amcam köpekli arama gruplarında operasyonel eleman olarak görev almasının yanı sıra enkaz aramaları ve doğada kayıp vakalarında ekip liderliği yaptı. Ardından yetiştirdiği ve eğittiği köpeklerle oyuncu köpek koçluğu hizmeti vermeye başladı ve benim de dâhil olduğum ekibini oluşturdu. Biz de böylece yıllar içinde setlere, sinema ve televizyon dünyasına dâhil olmuş olduk.
Bugüne kadar setlerde ya da eğitimlerinizde başınıza gelen en ilginç şey neydi?
Geçen sene Maçka Parkı’nda Delibal filminin setindeydik. Oyuncu köpeğimiz Jessie yüzmeyi çok seven bir köpek. Çekimin ortasında bir anda kendini havuza attı ve dakikalarca yüzdü. Bütün set çekime ara verip onun keyifle yüzmesini izlemiştik.
Son olarak buradan evcil hayvanlar ile birlikte yaşayanlara ya da yaşamak isteyenlere ne tavsiye etmek istersiniz? İnsanlar size soru sormak için nereden ulaşabilir?
Öncelikle bir köpekle yaşamak isteyenlere bunun büyük bir sorumluluk olduğunu unutmamalarını ve buna göre karar vermelerini isterim. “Bu köpeği alalım bahçede takılır işte” diye düşünenlerin hemen bu fikirden uzaklaşmalarını öneririm. Çünkü bu şekilde hem kendi hayatlarını hem de köpeğin varoluşunu zora sokarlar. Bana köpeklerinin davranış problemleriyle ilgili sorularını [email protected] ya da Facebook profilim üzerinden ulaşıp sorabilirler.