Günümüzde teknoloji ve bilim yönünde hızla ilerlerken maalesef bazı konularda hâlâ yüzyıllar öncesinde yaşıyormuşçasına davranmaya devam ediyoruz. Bu davranışlardan bir tanesi kuşkusuz insanların diğer canlıların öldürülmesine ortak olarak aslında tamamen ceset parçası olan hayvan kürklerini giyerek güzel göründüklerini düşünmeleri. Ve hatta kürk giymeyi zenginlik ya da kalite olarak algılamalarıdır. Bu olayın diğer bir şaşırtıcı yanı ise insanların vücutlarındaki tüylerden kurtulmak için türlü acılar çekip, hatırı sayılır miktarlarda para ve zaman harcarken başka bir canlıya ait olan tüylü deriyi bu denli hevesle giymeleridir. Gerçekten kürke ihtiyacımız olsaydı kürkle doğmaz mıydık zaten?
Kürk giymek cinayete ortak olmaktan başka bir şey değildir. Tarağa saçımız takıldığında bile canımız yanıyor, derinizin canlı canlı etinizden sıyrıldığını hayal edebiliyor musunuz?
Bazılarımızın inanmak istediği gibi kürk giysiler zaten de ölmüş hayvanların derisi yüzülerek yapılmıyor. Kürk sektörü, moda tutkularını masum hayvanların hayatlarından daha değerli gören insanlara istediklerini sunan acımasız ve kanlı bir sektördür. Aklınıza gelebilecek (tilki, mink, tavşan, kaplan, vizon, ceylan, fok gibi) birçok vahşi hayvan kürkleri için acımazsızca avlanırlar. Bunun dışında kürk üretim çiftlikleri vardır. Vahşi doğadan koparılan hayvanlar, içinde hareket dahi edemeyecekleri kadar küçük kafeslerde ölecekleri ana kadar yaşam mücadelesi verirler. Bu çiftliklerde beslenip kürkünden yararlanılacak büyüklüğe geldikleri zaman canlı canlı derileri yüzülür. Evet, yanlış duymadınız kürkleri zarar görmesin diye, canlı canlı derileri yüzülür.
Belki inanmayacaksınız ama derisi yüzülen hayvan acıdan şoka girse de bir süre daha acılar içinde yaşamaya devam eder. Anal yoldan elektrik vermek de yine kürkün yüzülmesi esnasında uygulanan bir işlemdir. Kürk üretimi ile ilgili insanın içini acıtan başka bir detay ise vahşi doğasından kopartılan hayvanların küçücük kafeslerde ölümü beklerken öncesinde korkudan ve stresten delirdikleri gerçeğidir!
Tüm dünyaya kürk ihraç eden ülkelerin başında Rusya ve Çin yer alıyor ve New York, Paris, Londra gibi modanın gidişatını belirleyen şehirlere kürk sağlamaya devam ediyorlar.
Ölmek üzere olan hayvanları görünce tatmin olmak
Batı Rusya’da Leningrad’da yer alan Luzhskoye kürk üretim çiftliğinin sahibi olan Yekaterina Klitsova‘nın Peta’ya verdiği röportaj okuyanların tüylerini ürpertiyor. “Ölmek üzere olan hayvanlara karşı sempati duymuyorum. Aksine derin bir tatmin hissediyorum. İyi kürk ürettiğim için ve bunu satıp para kazandığım için mutluyum.” Bu akıl almaz sözler Rusya’da kürk çiftliği sahibi Klitsova’ya ait. 1 metrelik kürk palto ya da battaniyeden geriye kalan ise sayısız kürkü yüzülmüş minkin cansız bedeninin oluşturduğu ceset dağı… Yani kürk giydikçe masum canlıların moda ve giyim adı altında zevk için öldürülmesine ortak olmakla kalmayıp aynı zamanda bu tarz insanlara para kazandırıp yaptıkları katliamı sürdürmelerini sağlıyoruz.
Günümüzün gelişen şartlarında hayvansal ürün kullanmadan sömürüsüz yaşamak mümkün. Eğer siz de geçmişten günümüze süregelen hayvan istismarına dur demek ve hayvanların sesi olmak istiyorsanız bireysel olarak sömürüye karşı duruşunuzu hiçbir sebeple ya da bahane ile hayvansal ürün kullanmayarak gösterebilirsiniz.
Gelecekte bir gün, belki de yüzyıl sonra torunlarımız birbirlerine insanların hayvanların derilerini yüzüp, kürklerini giydiklerini konu alan korku hikâyeleri anlatacaklar. Şu anda belki farkına varamıyoruz ama hayvanlara yaşattığımız hayat filmlere ve hikâyelere konu olacak kadar korkunç ve adaletsiz.