Bugün, burada, LGBT hakları için… Uzatmayalım. Birçok arkadaşımızdan duymuşuzdur: “Benim de eşcinsel arkadaşım var.” Peki, kim bu eşcinsel/transseksüel arkadaşlar? Eşcinsel nedir? Transseksüel nedir? Bir nesne midir? Ruh mudur? Mit midir? Bir dedikodu mudur? Kadın mıdır yoksa erkek mi? Bir şeye inanır mı? Yer mi, içer mi? Görünür mü? Görünmez mi? Sen mi? Ben mi? Yoksa üst komşun olabilir mi? Belki de bastırılmış duygularıyla ailen tarafından evlenmek zorunda bırakılan ablandır? Ya da abin mi?
Tüm bu tuhaf soruların aslında ne kadar figüratif olduğunu bilen bilsin. Biz bilmeyene bakalım. Zaten, en basitinden okul toplulukları gibi yerel topluluklarda, kendi içinde takılmanın biterek artık başka başka kimselere anlatılmasının gerekliliğinden hareketle; azıcık bilgilenmek isteyen, kulaklarını biraz olsun açıp anlamayı, empati kurmayı yeğleyen okuyuculara ithaf edelim bu yazıyı.
Ben, bir ibne olarak yazıyorum ve bunu söylemekten zerre kadar çekinmiyorum, utanmıyorum, sıkılmıyorum! Şimdilerde olmasa da çocukluk zamanlarımdan travmatik nitelikte sayılabilecek şekilde arkamdan “ibne” diye de bağırıldı, alay konusu da oldum, şiddete de maruz kaldım! İşte tam olarak bu yüzden bir aradayız ve örgütleniyoruz! “Ben şiddete ve ayrımcılığa maruz kalmadım, arkamdan kimse ibne diye de bağırmadı”(*) diyerek kenara çekilmiyoruz!
Mevzu şu ki yukarıda bahsettiğim üzere eşcinsel insanlar, çoğunlukla böylesine travmalarla büyümüş insanlar. Yaralılar, dolayısıyla yaralıyorlar. Kendi adıma söyleyeyim, yaralamaya devam edeceğim! Lafım, sözüm ona o çok ahlaklı anne ve babaların oluşturduğu toplumumuza: Yani herkese. Siz evinizde bacakları uzatmış, çayınızı yudumlamış, TV’de zaplarken ve üzerine heteroseksist bakış açınızın size bahşettiği o küfürlerinizi döktürürken, birileri sizden daha fazlasını yapıp LGBT bireylere hakaret ediyor, aşağılıyor, dövüyor, hastanelik ediyor, bazen de onları “canı istediği için” öldürüyor! Sonuç olarak, hiçbir işe yarayamayacağı düşünülen “ibne” milletimiz göz göre göre, feryat figan içinde can veriyor! Bir allahın kulu da engel olmuyor! Aksine, “Bir ibne silindi yeryüzünden, daha ne?” diyor. İbne öldüğüyle kalıyor, sevenlerinin gözü de yaşlı… Katili bir şekilde haksız tahrik indirimi ve tazminat gibi ayrıcalıklarından(!) yararlanıyor ve sonrasında elini kolunu sallaya sallaya dolaşabiliyor. Ve dünya, o andan itibaren biraz daha yaşanılamayacak bir yere dönüşüyor.
Nerede kaldı insan hakları? Birileri sizin çocuğunuzu öldürse ne yapardınız? İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Bu soruya, bütün kimliklerinden arınmak suretiyle kendini en başında “insan” olarak tanımlayanlar cevap vermeli.
“Sana ne ki benim giydiğim dar pantolondan? Sana ne benim yüzümdeki fondotenden? Sana ne gözümdeki takma kirpikten? Niye gözlerin silikon memelerime takılıyor? Niye mini eteğim, herkes giydiği halde, odak noktan? Niçin önce yüzüme bile bakmadan başka yerlerimi düşünüp iğrendiğini gerekçe gösteriyorsun? Niçin erkek gibi görünmeme saydırıyorsun? Niçin ‘kadın kadına nasıl oluyor ki?’ diye alay konusu oluyorum? Neden ‘heteroseksüel’ erkeklerin fantazi dünyasını renklendiren bir metaya dönüştürüyorsun?”
“Ben seni, kendini heteroseksüel olarak tanımlıyorsun diye ve –en başında, toplumun en küçük yapıtaşı olan ailende dışlanmamak olmak üzere ve parlak bir geleceğe sahip olabilecek niteleliklerin en baş belası olan yönelimini toplumsal normlara uydurabildiğin üzere- heteroseksüel olmanın avantajlarını kullanıyorsun diye yargılamadım. Annem ve babam da muhtemelen heteroseksüeldi ama emin olamıyorum. Çünkü cinsel yönelim skalası çok geniş. Kaldı ki bilsem ne olur bilmesem ne? Odaklandığımız yerler başka, anlıyor musun? Ben bilmediğim şeyler hakkında yorum yapmazken, sen bilmediğin/bilemediğin/bildirilmediğin şeylere sayıp sövüyorsun! Eşcinsel/transseksüel insanlar da o bilmediklerin arasında, fakat bunu kabul dahi etmiyorsun! Biraz olsun ön yargılarını kenara bırakırsan, bizlerin de birer seks makinesinden ve sadece eğlence sektörüne “malzeme” olmaya değer, heteroseksizmi eğlendirecek nitelikte insanlar olmadığımızı anlayabilirsin bence. Anlarsın anlarsın. Sen de insansın!”
“Eşcinsel nedir? Transseksüel nedir?” sorularına en güzel yanıtı yazayım: insandır. İnsan, insan… Ötesi yok. Bırakalım bu cinsiyet meselelerini. Kadınsa kadındır, erkeğim diyorsa erkek… Ya da belki hiçbir şey… Sana, bana mı kaldı kimin ne olduğunu sorgulamak böylesine kişisellik kokan şeylerde?
(*) Heteroseksüelmiş gibi görünüp, yeri gelince eşcinselleri utanmadan yeren samimiyetsiz ve ikiyüzlülükte sınır tanımayan gizli eşcinselleri kastediyorum. Böylelerinden her şey beklenir! Aman ha, dikkat!