Konuk Yazar: Prof. Dr. Hakan Yaman
Minamata, Güney Japonya’da bulunan eski bir balıkçı köyü. 1908 yılından beri sanayileşmenin başlamasıyla köy nüfusunun önemli bölümü Chisso şirketinin çalışanları olmuş. 1932 yılında ise plastik üretiminde kullanılan asetaldehitin de üretimine başlamıştır. Asetaldehitin kimyasal tepkimesinde ise önce manganez kullanılırken, 1952 yılından itibaren metil cıva kullanılmaya başlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı sonuçları neticesinde yeniden sanayileşebilmek için Chisso şirketinin önemli katkıları olmuştur. Ülkenin PVC üretimine ham madde olan asetaldehit üretiminin dörtte birden fazlasından sorumluydu. Bölgeye refah getirmişti ve Minamata’nın vergi gelirinin yarısını ve istihdamın %60’ını Chisso sağlıyordu. Arta kalan nüfus ise balıkçılık ve midyecilik gibi daha geleneksel işlerle geçimini sağlıyordu.
Chisso fabrikasının atık suları ise Minamata koyuna akıtılıyordu. O güne kadar kimyasal atıkların insanlara ve besin zincirine olan etkileri pek bilinmiyordu. Bu nedenle 1956 yılında beş yaşındaki bir kızın ve daha sonra kız kardeşinin geliştirdikleri nörolojik yakınmaları metil cıva zehirlenmesine bağlanmamıştı.
Bu zehirlenme vücutta biriken metil cıva oranında sorunlar ortaya çıkarmaktadır. En şiddetli durumlar ise Hunter-Russel Sendromu olarak adlandırılan bir duruma neden oluyordu. Hastalarda uzuvların uç kısmına yakın kısımlarında duyu kaybı, görme alanı sorunları, serebellar ataksi (denge sorunu, ayakta duramama gibi), gözleri hareket etmede sorunlar, titreme, eklem ve kas ağrıları, baş ağrıları, koku alamama, bellek sorunları, uykusuzluk gibi yakınmalar ortaya çıkıyordu. Chisso şirketi hastanesinin ve daha sonra bir üniversitenin incelemesiyle balık ve kabuklu deniz ürünlerinin tüketilmesi neticesinde hastaların vücudunda metil cıva biriktiği tespit edilmiş. Hatta Miyamata halkından alınan saç numunelerinden doz hastalık ilişkisi tespit edilmiş ve 1957 yılında o bölgenin sağlık otoritesi deniz ürünü tüketilmemesini önermiştir. Deniz ürünü tutmayı ve tüketimini yasaklamamıştır. Sorun devlet ve işletme açısından çözülmüş görünmekteydi ve üretime devam etmişlerdi.
Metil cıva Minamata Hastalığının resmi nedeni olarak kabul edilmemiş ve şirket atık sularını Minamata nehrini akıtmaya başlamış ve metil cıvayı süzdüğünü iddia ettikleri bir de filtre uygulamışlardır. Ancak 1950’lerin ortalarından beri yeni doğan nüfusunda serebral palsi ve gebelerde düşük oranları giderek artma eğilimi olmuştur. Chisso şirketi hastanesinin başhekimi ise kediler üzerinde yapmış olduğu bir deneyde bir kedide metil cıvaya bağlı nörolojik sorunlar gözlemiş olsa da şirketin yöneticileri bu deneyi iptal etmişlerdir. Başhekim ise elde ettiği bu bilgileri ölümünden kısa bir süre öncesine kadar, işverenine sadakatinden dolayı kamuoyu ile paylaşmamıştır. 1961 ve 1962 yıllarında ise iki kızın ölümü dikkat çekici olmuştur. Yapılan otopside doğuştan olan Minamata Hastalığı tanısı konmuştur. Artık metil cıvanın anne karnında plasentadan (eşten) bebeğe geçebileceği anlaşılmıştır. Anne hastalanmasa bile metil cıva içeren balık ve ürünü tüketimi sonucunda karnındaki bebek de etkilenmekteydi. Ancak Chisso şirketi bu gerçeği kabul etmemeye kararlıydı. 1959-1969 yıllar bu nedenle “Minamata’nın sessiz dönemi” olarak adlandırılmıştır. 1965 yılında ise Agano nehrinin (Niigata ili) endüstriyel metil cıva kirlenmesi sonucunda Minamata Hastalığı’nın yeniden görülmesi yankı yaratmıştır. İki Minamata salgını hükümetin metil cıva zehirlenmesinin Minamata Hastalığı’na neden olduğuna kabul etmesini sağlamıştır. 1968 yılına kadar 143 vaka, Minamata Hastalığı olarak sertifiye edilmiştir. Sertifikasyon alan hastalar ya da vefat etmiş kişiler tazminat almaya hakketmektedir. Ancak Minamata Hastalığı sertifikasyonu sürecinde de sorunlar yaşanmıştır. Önce Minamata Hastalığı için bazı İngiliz cıva zehirlenme normları kullanılmış, sonra da Minamata Hastalığı’nın en ağır formu (Hunter-Russel Sendromu) koşulu aranmıştır. Bu da daha hafif hastalık formlarının ve mağduriyetlerin dikkate alınmamasına neden olmuştur. Bu sorun günümüze kadar sürmüştür ve gayri resmi rakamlarla 200000’e yakın kişinin bu sorundan etkilendiği tahmin edilmektedir. Ancak 2005 yılı itibarıyla 2955 sertifika almış vakanın bulunduğu bildirilmektedir.
Minamata 1960 yılından beri bir Japon fotoğrafçı tarafından fotoğraflanmıştır. Shisei Kuwabara 1960 yılında Minamata Hastanesi başhekiminden izin alarak hastaların fotoğraflarını çekmeye başlamıştır. 1962 yılında açtığı Minamata sergisiyle ödül almış, 1965 yılında bir kitap yayınlamış ve ömrünün 40 yılını Minamata’yı fotoğraflamaya vakfetmiştir.
1971 yılında ise W. Eugene Smith, ikinci Amerikan Japon kökenli eşi Aileen Mioko Smith ile Minamata’ya ulaştıklarında hastaların sayıca fazlalıklarından ve buna neden fabrikanın tazminat ödeme konusundaki isteksizliğinden dolayı şoke olmuşlardı. Bu haksızlığın dünyaya duyurulması gerekliydi ve bu doğrultuda bir fotoröportaj için hazırlıklara başlamıştır. Ortamı tanımak ve insanların güvenini kazanmak için en az dört aya ihtiyacı olmuştu. Röportajını hazırlarken en iyi sahnenin hasta çocuğuna bakan anne temasının olabileceğini düşündü. Bu nedenle fotoğraflarını çekmek üzere anne Ryoko ve hasta çocuğu Tomoko Uemura’nın izinlerini aldı. Soğuk bir Aralık günü öğleden sonra, kendilerinin fotoğraflarını geleneksel bir japon banyosunda çeker (Şekil 1). Tomoko doğuştan Minamata Hastasıydı. Annesinden metil cıva anne karnında bedenine geçmiş ve bu nedenle doğuştan ağma, sağır ve belden aşağı felç doğmuştur. Fotoğraf siyah beyazdır ve ışığın etkisiyle anne ve hasta kızın bedenleri karanlığın içinde ışıldamaktadır. Anne şefkatle kızının görmeyen gözlerine bakarken, Tomoko gökyüzüne doğru bakmaktadır. Yüz ifadesinde anne şefkatinden ve ilgisinden memnuniyeti okunmaktadır. Anne kızının bedenini su yüzeyinde tutar ve kızının uzun ve ince bacaklarını, kısa kalmış gövdesini, pençe biçimindeki ellerini görülmesine izin veriyor. “Banyosunda Tomoka” isimli bu fotoğraf ile Minamata’ya ilişkin başka fotoğraflar 1972 Haziran 2 Sayısında bir fotoröportaj olarak Life Dergisinde yayınlanmıştır (Şekil 2-6) Yerel tanınırlığı olan Minamata böylece uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Özellikle Tomoka’nın fotoğrafı Minamata ve çevre kirliliğinin yarattığı hastalığın trajedisi konusunda birçok kişinin yüreğine dokundu, hatta annesinin kollarında banyo yapan Tomoko’nun, sanayi çağının “Pieta’sı” olduğu ifade edilmiştir. Pieta heykeli şu anda Vatikan’da bulunan ve Mikelanjelo’nun tek imzası bulunan kucağında haçtan indirilen İsa’yı kucağında tutan Meryem ana heykelidir. Her iki eserdeki benzerlikler, annenin kucağında yatan bedenler, annenin şefkat dolu bakışı ve sevginin dışa vurumu. Kucaktaki çocukların ise huzurlu ve masum yüz ifadeleri var.
W. Eugene Smith eşiyle birlikte 1974 yılına kadar Minamata’da kalmaya devam etmiştir. 1974 yılında aktivistlerle bu hastalığa neden olan fabrikayı protesto ederken, fabrikanın görevlileri tarafından ağır yaralanmış ve bir gözü kısmi görme kaybına uğramıştır. Kendisi ABD’ye döndükten sonra aylarca osteopatik tedaviler almıştır, ancak kafasına yediği darbelerin etkileri ölüm yılı olan 1978 yılına kadar devam etmiştir.
“Banyosunda Tomoko” Minamata’daki bu trajediyi gözler önüne sermeye ve dünyada birçok aktivisti hareket ettirmeye yetmiştir. Tomoko’nun ailesi her türlü baskı ve etiketlenmeye karşı bu yükün altına girmişler ve kızlarının fotoğrafını bu dava uğruna kullanılmasına izin vermiştir. Fotoğraflar çıkardığı albümlerde yer aldığı gibi, dünyada birçok müze koleksiyonuna girmiştir. 1978 yılında W. Eugene Smith’in ölümüyle birlikte Minimata fotoğraflarının telif hakları ikinci eşi Aileen Mioko Smith’e geçmiştir. Minimata’da kendisine asistanlık yapan Japon Fotoğrafçı Takeshi Ishikawa ise W. Eugene Smith’in bazı Minimata baskılarını Kongre Kütüphanesine bağışlamıştır.
Tomoko 1977 yılında 21 yaşına bastığına vefat etmiştir. Kendisi kardeşlerinin en büyükleriydi. Kendisinden sonra beş kız ve bir oğlan kardeşi doğmuştur. Hiçbirisinde bu hastalık yoktu. Ailesi kendisine kıymetli çocuk adını takmışlardı. Kendisi annesinde bulunan tüm cıvayı bedenine aldığı için, annesi ve kardeşlerinde bu hastalık gelişmemişti. Ancak Japon toplumu bu hastalığın olduğu ailelere pek iyi gözle bakmadıkları ve kardeşleri de evlilik çağına geldikleri için, babası Tomoko’nun fotoğrafının daha fazla yayınlanmamasını istemiştir. Bu nedenle 1997 yılından itibaren çıkan W. Eugene Smith’in kitaplarında bu fotoğrafa yer verilmemiştir ve Aileen Mioko Smith bu fotoğrafların telifini Tomoko’nun ailesine geri vermiştir. Koleksiyonunda bu fotoğrafı bulunduran müzelere ise bu fotoğrafı sergilememelerini bir dokunaklı mektupta rica etmiştir. Fotoğrafın Tomoko’nun hastalığını tedavi etmediğini, ancak verdiği pozla çevre kirliliği ile dünya çapındaki mücadeleye beyanını verip gittiğini söyler. Ailesi hala çevre kirliliği ile mücadelenin sürmesini desteklese de Tomoko’nun huzur içinde dinlenmesini (Yasumasete agetai) istemişlerdir. Ancak hatırasının mevcut eserlerde yaşamasına da izin vermişlerdir.
W. Eugene Smith fotoğraf kariyerini bu küçük balıkçı köyünde sonlandırmıştır. Minimata gibi yerlerde yerel dışı desteği olmaksızın uğranılan haksızlıklarla mücadele etmek pek mümkün görünmemektedir. Ancak W. Eugene Smith “fotoğraf kısık (küçük) bir sestir, ancak bazen bir kişi ya da bir grup fotoğraf duyularımızı uyandırmaya yeter…” der. W. Eugene Smith fotoğrafa inanıyordu. Yayınladığı fotoröportajla halihazırda yapılan mücadeleye katkıda bulunmuş ve sürecin ivmelenmesini sağlamıştır. Minamata ile ilgili mağduriyetler devam etse de günümüzde, birçok mağdurun Chisso şirketinin tazminatlarından yararlandıkları da bildirilmektedir. Bu gayretler 2013 yılında Cenevre’de Minimata Cıva anlaşmasının imzalanmasına zemin hazırlamıştır.
Kaynaklar:
- Tomoko Uemura in Her Bath. Erişim: http://www.wikizero.biz/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvVG9tb2tvX1VlbXVyYV9pbl9IZXJfQmF0aA. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- Pietà (Michelangelo). Erişim: http://www.wikizero.biz/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvUGlldMOgXyhNaWNoZWxhbmdlbG8p. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- Minamata Convention Agreed by Nations. Erişim: http://www.mercuryconvention.org/DNNAdmin/AllENGLISHNewsEntry/tabid/3444/articleType/ArticleView/articleId/11317/language/en-US/Minamata-Convention-Agreed-by-Nations.aspx. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- Shisei Kuwabara. Erişim: http://kuwabarashisei.com/. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- Aileen Mioko Smith. The Photograph “Tomoko and Mother in the Bath”. Erişim: http://aileenarchive.or.jp/aileenarchive_en/aboutus/aboutphoto.html. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- Jim Hughes. Tomoko Uemura, R.I.P. Erişim: http://digitaljournalist.org/issue0007/hughes.htm. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- Smith, W. E. and Smith, A. M. (1975). Minamata. Chatto & Windus, Ltd. (London), ISBN 0-7011-2131-9
- Smith, W. Eugene and Aileen M. Smith. 1972. Life, (June 2), 74-79.
- Douglas Allchin. The Poisoning of Minamata. Erişim: http://shipseducation.net/ethics/minamata.htm. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- W. Eugene Smith’s Warning to the World. Erişim: https://www.magnumphotos.com/newsroom/health/w-eugene-smith-minamata-warning-to-the-world/. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- Takeshi Ishikawa Archive of W. Eugene Smith Photographs at the Library of Congress. Erişim: https://loeildelaphotographie.com/en/takeshi-ishikawa-archive-of-w-eugene-smith-photographs-at-the-library-of-congress-bb/. Erişim Tarihi: 16.08.2019.
- Hachiya N. The history and the present of Minamata disease – Entering the second half a century. Japan Medical Association Journal. 2006; 49(3):112-118
- Su J. Photography and Activism:The Story of Minamata. Erişim: https://prizedwriting.ucdavis.edu/sites/prizedwriting.ucdavis.edu/files/users/snielson/28photographyandactivism.pdf . Erişim Tarihi: 15.08.2019.
- Morris, John G, Eugenia Parry, and Wendy MacNeil. Photography Within the Humanities. Danbury, N.H: Addison House Publishers, 1977.