Kısa süreli dizileri daha çok sevmişimdir. Öğle arası ya da ara öğünde atıştırmalık bir şeyler yerken bu 20 dakikalık diziler beni hep mutlu ediyor. Doyum hissinin verdiği keyif de eklenince mutluluk hormonlarım tavan yapıyor sanırım. Umarım bu 20 dakikalık 20 dizi sizi de keyiflendirir.
Diziler finallere gelince ise içimi hüzün kaplıyor. Bölümleri kısa olsa da uzun sezonları boyunca fazla bütünleşebiliyorum. Bu kadar kaptırmak normal mi ya da doğru mu bilmiyorum ama izlerken çok eğlendiğime eminim.
Bu keyfimi paylaşmak adına hem izlediğim hem de izlemediğim ama dikkatimi çeken dizileri derleyip sıraladım (Sıralama karışıktır.) Animelere bulaşmama kararı aldım çünkü çok uzak olduğum bir konu. Birkaç tavsiye geldi ama hiç bilmediğim bir konu hakkında yorum yapmamayı tercih ediyorum.
Ayrıca “Ay bunu nasıl koymazsın!” diyenin totosuna vururum. Listede olmayan ama tavsiye ettiğiniz dizi önerilerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz.
How I Met Your Mother (2005-2014)
Her bölüm Ted’in çocuklarına anneleri ile nasıl tanıştığını anlatması ile başlar ve geçmişteki bir olayı anlatır. Elbette final sezonuna kadar annelerinin kim olduğunu öğrenemiyoruz. Bu beşli arasında arkadaşlık çok eğlenceli. Benim favori karakterlerim Lily ve tabii ki Barney idi. Dizi bazı noktalarda Friends‘i de andırıyor lakin ikisinin verdiği keyif bende çok ayrı.
Wilfred (2011-2014)
Yüzüklerin Efendisi’ndeki karakter ile beyinlerimize kazınan Elijah Wood’un başrolünde oynadığı bu diziye bir şans vermelisiniz. Dizide tüm dünyaya normal bir köpek gibi gözüken Wilfred ile onun köpek kostümü giymiş yetişkin bir insan olarak gören Ryan’ın arasındaki diyalogları ve yaşadıklarını izliyor. Aslında ilk olarak Avustralya’da çekildi ve Amerika televizyonlarında daha sonra uyarlandı. İki dizide de Wilfred karakterini Jason Gann canlandırıyor. Ayrıca Elijah Wood’un ilk televizyon boşröllüğü olduğunu da hatırlatalım.
The Last Man on Eart (2015-)
İzlemediğim ama merak ettiğim, izleyince seveceğimi düşündüğüm dizilerden biri. The Last Man on Earth, dünyadaki son insanın hayatını ve maceralarını anlatan tek kamerayla çekilmiş bir komedi. Phil Miller (Forte) bir zamanlar ailesini seven ve bankadaki işinden nefret eden sıradan biriydi, şimdi ise insanlığın son umudu. Dünyada sağ kalan başka birini daha bulabilecek mi? Bu başka kişinin dişi olmasını ümit etse çok şey mi istemiş olur? “Dünyadaki son insan olsam ne olurdu”yu düşünmeye sevk eden bir dizi.
Blue Mountain State (2010-2011)
Ergenlik dönemlerimde olsam bu diziye daha çok bayılabilirdim ama yine de bazı şapşal karakterleri beni eğlendirdi. Aslında konu, klasik Amerikan üniversite gençliği üzerinden geçiyor ama daha çok futbol odaklı. Gerisini tahmin edersiniz bol alkol ve bol geyik…
The Big Bang Theory (2007-)
Bu diziyi biraz karışık izledim diyebilirim. Ortasından başından sonra bilmediğim yerinden gibi… Son zamanların bence başarılı komedi dizilerinden biri bana göre. En büyük zevkleri kuantum fiziğine kafa yormak olan üstün zekalı iki arkadaş, güzel bir kızla karşılaşınca ne yaparlar? The Big Bang Theory, işte o karşılaşma anında gerçekleşen büyük patlama ve sonrasını anlatan bir komedi dizisi…
Californication (2007-2014)
Giriş müziği ve klibi ile de gönlümü fetheden benim için havalı dizilerden biri. Hank ismi, başrolün yazar olması ve kadınları çok sevmesi bana Bukowski’yi hatırlatıyor. Uzun zamandır bir şey üretemeyen yazar Hank Moody, teenage çağındaki kızı Becca Moody için iyi bir baba olmaya çalışırken kızının annesi Karen’a hâlâ aşıktır. Lakin çapkın hayatından dolayı bir türlü hayatını düzene oturtamaz ve aşkı ile birlikte olamaz.
Don’t Trust the B—- in Apartment 23 (2012-2013)
Çok kısa sürmesi beni üzdü. Krysten Ritter’in Chloe karakteri çok eğlenceliydi. Bir finans şirketinde çalışmak üzere New York’a gelen June, şehre adımını attığı gün işinden olur. Büyük hayalleri olan June, kendini kapının önünde bulduğunda, ev arkadaşı aramaya başlar ve yolu Chloe ile kesişir.
Friends (1994-2014)
How I Met Your Mother ile benzerlikleri olsa da ikisi de kendi döneminde bir şaheser. Bir kült olan Friends, depresyon dönemimde vaktin geçmesini sağlayan bir kurtarıcıydı benim için. New York’ta yaşayan 20’li yaşlardaki üçü kadın, üçü erkek, altı kişilik bir arkadaş grubunun yaşamları ile ilgilidir.
South Park (1997-)
18 yaşından büyükler için yayınlanan animasyon komedi dizisi South Park, tüm zamanların en popüler ve başarılı çizgi dizilerinden sayılıyor. 2019 yılına kadar devam edileceği söylenen dizi, Colorado eyaletinin South Park adlı küçük bir kasabasında yaşayan Stan Marsh, Kyle Broflovski, Eric Cartman ve Kenny McCormick isimli dört çocuk merkez alınarak anlatılan bir takım gerçeküstü olayların da yer aldığı maceraları anlatıyor.
The Simpsons (1989-)
Springfield adlı kurgusal bir şehirde geçen Simpsonlar, orta sınıf bir Amerikan ailesi çerçevesinde Amerikan kültürünü, toplumunu, televizyonunu alaycı bir dil ile işliyor.
Family Guy (1999-)
Bir aile babasının ailesiyle olan ilişkisini konu alıyor. Animasyon dizilerini ayrı seviyorum. Özellikle kahvaltı yaparken ayrı keyif veriyorlar.
That’s 70 Show (1998-2006)
Bu diziyi teenage zamanlarımda izlemeyi dilerdim. Şimdi bile çok severek izlemiş olsam da aynı yaş grubu zamanında izlemenin verdiği tat ile benim için çok daha farklı bir noktada olabilirdi. Orange is the New black‘ten tanıdığımız Alex’in gençlik hallerine tanıklık ediyoruz. Wisconsin eyelatindeki kurgusal bir yer olan Point Place kasabasındaki bir grup gencin 17 Mayıs 1976’dan 31 Aralık 1979’e kadar yaşadığı olayların anlatıldığı bir komedi dizisidir.
Senfield (1989-1998)
Henüz izlemediğim ama merakla listeme aldığım kült dizilerden biri. 2002 yılında TV Guide dergisi diziyi gelmiş geçmiş en iyi Amerikan TV şovu olarak seçmiştir. Jerry Seinfeld ve üç arkadaşının gündelik hayatından kesitler sunuyor.
Mind Your Language (1977-1986)
Eski tarihli bu dizi İngiltere’de geçiyor. Farklı ülkelerden bir dil sınıfına gelen insanların İngilizce öğrenirken karşılaştıkları komik durumlarını anlatıyor. İngilizce dilini geliştirmek isteyenlere de tavsiye ediliyor.
Curb Your Enthusiasm (2000-)
Seinfeld‘in yapımcısı Larry David, kendisinin kurgusal versiyonunu oynadığı dizide yan karakterler de çoğunlukla David’in gerçek arkadaşlarıdır ve kendilerini oynamaktadır. An itibari ile diziye başlamış bulunuyorum. Değişik bir atmosferi var.
Miranda (2009-2015)
Sosyal beceriksiz Miranda daima garip durumlar içerisine giriyor. Özellikle aşık olduğu Gary onun etrafındayken…
The Office (2005-2013)
Çalışanlarının mutluluğunu gözeterek şirket kurallarını esnetmeye çalışan, ara sıra masumane oyunların kurbanı, kaba ve taş kalpli bir şef: Michael Scott. Hepsinin kendince takıntıları olan farklı yaş gruplarından personeliyle ile The Office çalışanlarının hayatlarına şöyle bir göz atıyor; bıkkın aynı zamanda yetenekli satış elemanı Jim, onun sosyopat, yalaka düşmanı Dwight, kibar ve dürüst resepsiyonisti Pam ve isteksiz, kayıtsız stajyeri Ryan.
The It Crowd (2006-2013)
Bayılarak izlediğim bir diğer dizi. İngiliz dizilerinin geneli başarılı oluyor zaten. Dizi, bir İngiliz şirketi olan Reynholm Industries’in bodrum katında bulunan IT (bilgi işlem) departmanında geçmektedir. IT departmanında çalışan Roy ve Moss, kendilerini bilgisayarlara adamış asosyal karakterlerdir. Bu ikilinin ortak özelliği, şirketin üst katlarında bulunan temiz ve aydınlık ofislerde çalışan elemanlardan nefret etmeleridir. Departmanlarının başına bilgisayarın B’sinden anlamayan bir yönetici olan Jen’in gelmesi ise Roy ve Moss’un iyice keyfini kaçırır. Ama daha sonraları bunu eğlenceye dönüştürmelerini bilirler…
2 Broke Girls (2011- )
Son zamanlardaki beni en çok güldüren, sesli sesli hem de, dizi. Maddi durumu iyi olmayan iki arkadaş Max ve Caroline, New York Brooklyn’de Willamsburg bölgesinde bir restoranda garson olarak çalışıyor. Bu iki arkadaşın hayallerini gerçekleştirme yolundaki tatlı mücadelelerini ve arkadaşlıklarını izliyoruz.
It’s Always Sunny in Philadelphia (2005-)
Dizi, kendilerini “The Gang” (Çete) olarak adlandıran ve yaşlarından beklenenin çok daha azını becerebilen, ahlaki anlayışları oldukça zayıf bir grup arkadaşın başından geçenleri anlatmaktadır.