Doğa ve gezi fotoğrafçılığının öne çıkan adresi National Geographic, her sene düzenli olarak fotoğraf yarışmaları organize ediyor.
National Geographic’in 2015 yılı Gezgin Fotoğrafçılar Yarışması 30 Haziran’a kadar başvuruları almaya devam edecek. Adaylar, yarışmaya fotoğraf başına 15 dolar verilmesi karşılığında sınırsız sayıda eserle katılabilecek. Ödül ise Kosta Rika ve Panama Kanalı‘na yapılacak 8 günlük bir National Geographic Keşif Gezisi.
Yarışmanın bu seneki kategorileri dörde ayrılıyor: Seyahat portreleri, açık hava manzaraları, mekanın dokusu ve rastgele anlar.
Şu ana kadar başvuran adaylardan göze çarpan 10 muhteşem fotoğraf…
Geceyi Aydınlatmak
Fotoğrafçı Manish Mamtani bu kareyi yakalama anını şöyle aktarıyor:
“Arches Doğal Parkına berrak gece fotoğrafları çekmek için gittim ancak bulutlar havayı kuşatmaya başladı. Daha sonra istediğim gibi görüntüleyebilmek için tam 2 saat boyunca arabada bekledim ve bu anı uzun uğraşlar sonucu yakalayabildim.”
Okyanus Dünyası
Fotoğrafçı Chris Schmid, uzaktan kumandalı bir uçak yardımıyla Brezilya’nın Praia Sahilinde sörf yapan genç bir adamın kuş bakışı görünümünü fotoğraflamış.
Zamanı Dondurmak
Shane Wheel tarafından İzlanda’da bulunan Vatnajokull buz mağarasından yakalanmış bir an.
Güneşin Doğuşuyla Jal Mahal
Ravikanth Kurma bu etkileyici sahnenin objektifinde hayat bulmasını şöyle aktarıyor:
“Saray ve diğer iki mimari yapıyı aynı karede yakalayabilmek istiyordum, bu sebeple geniş açılı lens kullandım. Sabahın erken saatlerinde turistler bölgeyi yoğun olarak ziyaret etmediği için çok huzurlu ve sakin bir görüntü bizi bekliyor, yerli halk ise erkenden uyanıp maviliğe kanat çırpan güvercinleri ve gölde usulca yüzen balıkları besliyordu. Kuşların aynı anda havalanıp rüzgarı içimize üflediği anlardan birini yakalayabilmek benim için büyük önem taşıyordu.”
Dünya’nın Renkleri
Maja Bednas’ın objektifinden kadınları ve onların mağrur duruşunu yaşam alanlarının tam ortasında hissedebilme imkanı bulduğumuz bu fotoğraf, Mumbai’nin Dharavi bölgesindeki gecekondu mahallesinde çekilmiş. İnsanlar hayatlarını kazanabilmek için çok sıkı çalışıyorlar ve geçimlerini ağırlıklı olarak geri dönüşüm ve çömlekçilikten kazanıyorlar. İşlerine soluklanmak için kısa bir ara veren iki kadının konuşması, sarilerinin renklerinin çömleklerle ahenkli bir şekilde gözümüzü okşaması fotoğrafı daha da büyülü kılıyor.
Half Dome’da Kamp Yapmak
Matthew Saville, Kaliforniya’daki Yosemite Milli Parkı’nın eşsiz bir köşesi olan granitten oluşmuş 1.400 metrelik Half Dome adlı bölgesini fotoğraflarken doğaya karışmanın ve açık havayı iliklerinde hissetmenin önemine değiniyor. Teknolojinin insanların içini boşalttığını söyleyen Saville, uzun uğraşlar sonucunda tırmanışı bitirip kafamızı kaldırdığımız an karşılaştığımız görüntünün nefes kesici olduğunu ve doğaya karşı saygılı, dikkatli insanların bu anların kıymetini anlayacağını sözlerinde belirtiyor.
Doğru Zamanda, Doğru Yerde
Lee Scott kendisinde özel bir yeri bulunan bu fotoğrafı şöyle açıklıyor:
“Dev dalgalar bir araya gelip havaya sıçrayarak Na Pali Sahili’nde gözlerimizin büyüklüğünü algılayamayacağı güzellikte görüntüler oluşturuyordu. Bu anı fotoğraflayabilmem büyük ölçüde mevsiminden erken gelen kuzeybatı akıntılarına ve sonbahar güneşinin tatlı tatlı havada süzülmesine bağlıydı; ancak benim için bu fotoğrafı özel yapan şey sağ üst köşeden bize el sallayan minik kuşun da kadrajda olması. Hayatın içindeki çok küçük ve sıradan anlar, etkileyici doğa manzaralarına denge katıyor ve onları ölümsüz yapıyor.”
Kabile Makyajı Ustası
S. Ram, Etiyopya’nın Omo Vadisi’ndeki Karo Köyü’ne yaptığı yolculukta karşılaştığı bu inanılmaz kültürü yansıtmış makinasına. Karo Köyü’nün insanları yaşlısından gencine vücut boyamaya olan yetenekleri ile biliniyor. Köy meydanındaki kalabalığın arasından kaçarak tenha bir köşede bu iki minik güzelliği bulduğunu söyleyen Ram, içimize işleyen gözlerin sahibi bayana makyaj yapan sanatçının elinde fırça olarak kullandığı kulak çöpünden ve muazzam bir şekilde işine odaklanmış bakışlarından çok etkilendiğini belirtiyor.
Godafoss, İzlanda’da Son Gece
Ed Graham, uzaklardan batan güneşin eşliğinde suların şelaleden süzülüşünü en mükemmel haliyle ölümsüzleştirebilmek için tripod yardımıyla çekim yaptığını belirtiyor. Ferah renklerin gönlümüzü boyadığı, suların sesinin kulaklarımızda dans ettiği ve yüzümüzde damlaların bıraktığı minik dokunuşları hissedebildiğimiz bu fotoğraf, İzlanda’nın Godafoss Şelalesi’nde çekilmiş bulunuyor.
Beyaz Gergedanlar
Stefane Berube, bu etkileyici ana rast gelmeden önceki gece yaşadıkları yorgunluğu şu sözleriyle anlatıyor bizlere:
‘Tüm günümüzü harcayarak gergedanları rahatsız etmeden, 30 metre uzaktan çimlerin arasında sürünerek yaptığımız çekimlerin hiçbirinde istediğim kareyi yakalayamamıştım. Ancak sabah uyandığımda bu soyu tükenmekte olan muhteşem beyaz gergedanlardan üçü hemen önümde çimlerle sabah kahvaltısı yapıyordu.”
Kaynak: The Huffington Post
Hazırlayan:Esra Aydın