Ana SayfaKültür & SanatEdebiyatNeslihan Önderoğlu Söyleşisi / Zordur İnsanın Kendisiyle Baş Başa Kalıp Yüzleşmesi

Neslihan Önderoğlu Söyleşisi / Zordur İnsanın Kendisiyle Baş Başa Kalıp Yüzleşmesi

-

Neslihan Önderoğlu öyküleriyle karşı karşıya gelmek demek hayatla ilgili verilmiş zor bir sınava şahitlik edeceksiniz demek. İnsan hikayelerini kendi anlam dünyalarını esas alarak kurgulayan Önderoğlu okuyucuya ilk cümle ile birlikte naif öyküler okumayacağının garantisini veriyor. Çetrefillerle dolu hayatın insan hikayelerini ne hale getirdiğini, nasıl da zorlaştırdığını, karmaşıklaştırdığını tahmin etmeyeceğimiz bir bakış açısından bizlere aktaran Önderoğlu, bunu yaparken Türkçe’nin benzersiz anlatım olanaklarını çok iyi kullanıyor.

Yakınlık Korkusu ve Mevsim Normalleri öykü kitaplarını odağa alarak gerçekleştirdiğim söyleşi boyunca Neslihan Önderoğlu’nun verdiği cevaplar kapsamı geniş bir söyleşinin ortaya çıkmasına olanak sağladı. Buyurun lütfen.

Aynur Kulak: Okuma ve yazma meselesinden başlamak istiyorum. Sizi ilk etkileyen ve okuma evreninin içine çeken kitap veya kitaplar hangisiydi? Ve okuma yolculuğunuzun hangi noktasında yazı ile buluştunuz? Yazma konusunda sizi tetikleyen unsurları merak ediyorum.

Neslihan Önderoğlu: Ben yazmaya geç başlamış bir yazarım. Ancak bu konuda bir sıkıntım yok. Doğru bir zaman var herkes için. Kimi yirmi yaşında kimi altmış yaşında hazır hale gelir. Benim durumumda kendimi tamamen yazmaya verebileceğim şartların oluşması gerekiyordu, yani başka bir işte çalışma, eş olma, anne olma vs. gibi süreçlerin aşılması gerekiyordu ki bunlar ancak kırklı yaşların başında mümkün olabildi. Öte yandan çocukluğumdan beri kendimi çok iyi bir okur olarak tanımlarım. Yazmaya vakit bulamayacak kadar yoğun olduğum her dönemde okumaya mutlaka vakit ayırdım. Disiplinli ve meraklı bir okurum. Ve eğer bu olmasaydı, emin olun yazamazdım. Yeterince okumadan yazmaya kalkışmak henüz olgunlaşmamış bir meyve iken dalından koparılmaya benzer.

Aynur Kulak: Sizinle ilgili bilgileri taradığımda yazı atölyelerinden tutun, okuma programları, dergilerde öykülerinizin yayınlanmasına kadar  edebiyatla ilgili tuttuğunuz yol son derece bilinçli. İşletme mezunusunuz. Ayrıca bir işle meşgul müsünüz bilemiyorum fakat hem aktif ve bilinçli olarak edebiyat  dünyasının içinde olmak hem de ayrıca mesleki anlamda başka bir iş icra etmek mümkün olabiliyor, öyle değil mi?

Neslihan Önderoğlu: Yukarıda da anlattığım gibi ben şu anda okumak ve yazmak dışında başka bir işle meşgul değilim. Çok erken yaşta emekli olma gibi bir şansım oldu. Çocuklarım büyüdü. Boşandım. Bir kadın olarak bu tür sorumluluklarla kol kola yazıyı götürmek bana göre mucizevi bir şey. Ben yapamazdım. Nitekim ne zaman omuzlarımdan bu yükleri attım ve yalnız yaşamaya başladım ondan sonra yazabildim. Kendimle baş başa olmak yaratmak ve yazmak için önemli bir süreç. Bu açıdan bakıldığında hem kadın hem yazar olmak bence çok güç. Kendine ait bir oda meselesine geliyoruz galiba?

Aynur Kulak: Yakınlık Korkusu öykü kitabınızdan başlamak istiyor ve yekten şunu sormak istiyorum: İnsan neden yakınlık korkusu içine düşer?

Neslihan Önderoğlu: Bence insan olarak hayatımızda teknoloji kullanımı artıp insan ilişkileri azaldıkça gelişen bir şey yakınlık korkusu. İnsan insana ilişki kurma fırsatı bulamamak , uygar insana ait o derin yalnızlık hali bizi empati kurma yeteneğimizden de mahrum bırakıyor aslında. Başka hayatlara dokunamıyoruz, dokunmak da istemiyoruz. Oysa kendimizi tanımanın ve bulmanın yolu başkalarının hayatından geçmekle mümkün.

Aynur Kulak: Yakınlık Korkusu kitabınızdaki öyküler kaybetme korkusu, vedalaşma korkusu, yeni bir şeylere başlama korkusu, sorumluluk alma korkusu vb, insani korkular üzerine kurgulanmış halleriyle çok etkileyici. Mahrem öykünüzde şöyle bir cümle var: “Çıt çıksa sıçrayacak türden bir korku onunkisi.”  Yakınlık Korkusu kitabınızdaki öyküleri yazarken birey üzerine sizi en çok düşündüren şey neydi?

Neslihan Önderoğlu: Bireyin içsel yalnızlığı herhalde. Anne evlat, karı koca, sevgili,  arkadaş, meslektaş, okuldaş vs. içinde olduğumuz ikili veya çoklu ilişkilerde insanların aslında son derece sınırlı yönlerini birbirlerine gösterdiklerini, buzdağının asıl suyun altında kalan kısmının en yakın ilişkilerde bile çok zor ortaya çıktığını gözlemliyorum.

Aynur Kulak: Mahrem öykünüzden devam edeceğim Toplumun korkusunu, çaresizliğini birey üzerinden ele aldığınız Mahrem öykünüz ayrıca konuşulmalı. Korku üzerinden bireylerin hali ortada zaten. Toplum ne hale getiriliyor? Kolektif bilinç, düşünce yapısı üzerindeki tahribat sandığımızdan daha derin ve hiç kapanmayacak bir yara mı açıyor toplumun üzerinde?

Neslihan Önderoğlu: Mahrem öyküsünde oğullarını kaybetmiş yaşlı bir ana babanın onun parçalarını toplayıp uygun bir cenaze haline getirebilmek için durdukları yerden kıpırdamadan sürdürdükleri bir bekleyiş var. Bu elbette ki otoritenin hoşuna gitmiyor. Komutan onların oradaki bekleyişinden rahatsız. Ancak tepkilere baktığınızda yaşlı adamın biraz daha sinik ve her şeye boyun eğmiş haline karşın kadının daha dirençli ve kolay boyun eğen cinsten biri değil.

Aynur Kulak: Yakınlık Korkusu kitabınızdaki öyküler üzerine sormadan geçmek istemediğim kadınlar ve kadınların korkuları mevzuu var. Hem eşlerine hem ailelerinin bütününe hem de topluma karşı kadının geliştirdiği korku belki de bahsettiğimiz korku çeşitleri arasında en gerçeği. Kadın şiddet unsurunun ta kendisine, korku nesnesine dönüştü ve bu duruma ciddi bir direnç gösterdi. Son dönemdeki öyküler ve kitaplar da bunun üzerine şekilleniyor. Kadınlık ve Korku meselesi gittikçe daha alacakaranlık bir hal alıyor. Ne dersiniz?

Neslihan Önderoğlu: Bir toplumun gelişmişlik, uygarlık düzeyini kadının konumuna bakarak rahatça değerlendirebilirsiniz. Ne yazık ki Türkiye’de mevcut iktidar kadını eş/ana konumuna indirgeyip nesneleştiren, onu eve kapatmaya çalışan, itaatkar oldukça ödüllendiren bir anlayışla kadını bundan on yıllar öncesinden çok daha güçsüz, korkak ve şiddete açık hale getirdi. Bugün baktığınızda her türlü erkeklik hali üzerinden kadına toplumun her kesiminde büyük bir şiddet uygulanıyor. Bunun sonucunda bir korku gelişmesi doğal değil mi?

Aynur Kulak: Mevsim Normalleri. Biraz benzetme yoluyla meselenin etrafından dolanacağım. İklim krizinden dolayı artık mevsim normalleri diye bir tamlamayı yerli yerinde kullanamayacağımız gibi insana dair duyguları da tam manasıyla  yerli yerince anlatamayacağız sanki. Mevsim Normalleri kitabınızdaki öyküler çabalamamıza rağmen bir türlü anlatmakta başarılı olamayacağımız duygu yoğunluklarıyla dikkatimi çekti.  Ne tür gözlemleriniz sonucu ortaya çıktı Mevsim Normalleri kitabınızdaki öyküler?

Neslihan Önderoğlu: Her yazarın dönem dönem aklına taktığı ve meselesi haline getirdiği konular vardır. Mevsim Normalleri benim ikinci öykü kitabım. Her zamanki sert üslupta yazdığım öykülerden oluşuyor. Yine insan ilişkileri, içsel yalnızlıklar, görülüp de görmezden gelinenler, içsel çatışmalar ön planda.

Aynur Kulak: Mevsim Normalleri kitabınızı Gezi Parkı’nın isimsiz kahramanlarına ithaf ediyorsunuz. Kitabın açılış öyküsü Gecenin Ayazında ifade edilmemiş duyguları, Bir Yerde öykünüz duyguların mekân ve doğayla bütünleşip akışa geçmesini, Kestane Ağacı duygunun ortadan kalkıp mecburiyetlerin devreye girişini (ki son derece çarpıcı/sarsıcı bir öyküydü) yani Gezi Parkına karşı ortaya çıkan reaksiyonlar gibi insanın duygusal tepkilerinin çevresindeki meselelerin  şartlarına göre oluştuğunu okuyoruz. Duygularımız nasıl evrelerden geçiyor ve bu evrelerden geçerken ne şekilde bir erezyona maruz kalıyor?

Neslihan Önderoğlu: Duygularımız bir nehir gibi aslında. Kendine akacak uygun bir yatak bulduğunda gürül gürül akıveren ama bazen de akacak yer bulamayıp durgun bir göl gibi durulan. Gezi bize yıllardır durgun bir göl halinde içimizde büyüyen bir isyanın kendine bir yatak bularak çılgın bir nehre dönüşebileceğini gösterdi. 

Aynur Kulak: Öykü asla konforlu bir alan değil. Roman gibi tüm verileri bize tepsi içinde sunmuyor. Son zamanlarda öykünün bu denli öne çıkmasının nedeni bir bütün olarak düşünürsek dünyadaki hayat şartlarının çok zorlayıcı ve belirsiz oluşuna bağlayabilir miyiz? Neden bir anlatım ve ifade aracı olarak daha çok öykü yazımı tercih ediliyor?

Neslihan Önderoğlu: Hem öykü hem de roman yazmış biri olarak şunu söyleyebilirim, öykü benim için  daha zor bir tür. Çok kısıtlı bir alan içinde bütün maharetinizi sergilemeniz gereken, matematikle çok iç içe gördüğüm bir yazı türü. Sadece son dönemde değil, epey bir süredir öykü öne çıkmış durumda. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim, Türkiye’de iyi öykücü sayısı kadar iyi romancı yok bence. Ama bildiğiniz gibi roman okur tarafından daha ilgi gören ve talep edilen bir tür. Ne yazık ki bu nedenle pek çok iyi öykücü kendini romana geçmek zorunda hissediyor ve çoğunlukla yazdıkları öyküler kadar iyi romanlar çıkmıyor ortaya

Aynur Kulak: 2020 pandemi yılı oldu. İnsanlık böylesine bir iletişim çağında tüm kapılarını kapadı. Ne oldu da böyle bir dönem yaşıyoruz sizce? Sizde çoğu çevre gibi hayat adına, ekonomi adına, toplumsal dengeler adına, edebiyat adına, yayıncılık adına bir milat olarak değerlendiriyor musunuz bu süreci? Bu süreç yatıştığında nasıl hikayelerle karşılaşıp, ne türde hikayeler okuyacağız?

Neslihan Önderoğlu: Evet, bazı şeylerin asla eskisi gibi olmayacağına inanıyorum ama bunu abartıp bütün insanlık için yepyeni bir evreye giriyoruz gibi köktenci bir anlayışa da sahip değilim. Bence en büyük değişiklik eğitim ve çalışma yaşamı konusunda oldu. İnsanlar işe ve okula gitmeden de öğrenip görülüp çalışılabileceğini deneyimlediler. Bunun kısmi de olsa uygulamaya geçirileceğini düşünüyorum. Mesai gün ve saati kavramı değişecek bana göre. Daha fazla evde bulunacak insanlar. Bu sürecin sonunda ortaya çıkacak üretimler de bence daha çok bireyi öne çıkaran, varoluşun anlamını sorgulayacak şeyler olur herhalde. Zordur insanın kendisiyle baş başa kalıp yüzleşmesi.

Aynur Kulak: Tüm değişimler ve kırılmalar adına belki bu sürecin sonunda siz de roman yazmayı düşünüyorsunuzdur. Var mı yeni bir roman projeniz?

Neslihan Önderoğlu: Benim zaten dört romanım var. Yani hiç roman yazmamış biri değilim. Bundan önceki kitabım bir romandı örneğin, Yeryüzü Yorgunları ve geçen yıl Melih Cevdet Anday Edebiyat Ödülü’ne değer bulunmuştu. Şimdi üstünde çalıştığım da bir roman. Hatta sizin yukarıda gündeme getirdiğiniz Mevsim Normalleri kitabındaki “Kestane Ağacı” öyküsünden yola çıkan bir roman.

\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu \u00f6yk\u00fcleriyle\nkar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya gelmek demek hayatla ilgili verilmi\u015f zor bir s\u0131nava \u015fahitlik\nedeceksiniz demek. \u0130nsan hikayelerini kendi anlam d\u00fcnyalar\u0131n\u0131 esas alarak kurgulayan\n\u00d6ndero\u011flu okuyucuya ilk c\u00fcmle ile birlikte naif \u00f6yk\u00fcler okumayaca\u011f\u0131n\u0131n garantisini\nveriyor. \u00c7etrefillerle dolu hayat\u0131n insan hikayelerini ne hale getirdi\u011fini,\nnas\u0131l da zorla\u015ft\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131, karma\u015f\u0131kla\u015ft\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131 tahmin etmeyece\u011fimiz bir bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131ndan\nbizlere aktaran \u00d6ndero\u011flu, bunu yaparken T\u00fcrk\u00e7e\u2019nin benzersiz anlat\u0131m\nolanaklar\u0131n\u0131 \u00e7ok iyi kullan\u0131yor. <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Yak\u0131nl\u0131k Korkusu ve Mevsim\nNormalleri \u00f6yk\u00fc kitaplar\u0131n\u0131 oda\u011fa alarak ger\u00e7ekle\u015ftirdi\u011fim s\u00f6yle\u015fi boyunca\nNeslihan \u00d6ndero\u011flu\u2019nun verdi\u011fi cevaplar kapsam\u0131 geni\u015f bir s\u00f6yle\u015finin ortaya\n\u00e7\u0131kmas\u0131na olanak sa\u011flad\u0131. Buyurun l\u00fctfen. <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Okuma ve yazma meselesinden ba\u015flamak istiyorum. Sizi ilk\netkileyen ve okuma evreninin i\u00e7ine \u00e7eken kitap veya kitaplar hangisiydi? Ve\nokuma yolculu\u011funuzun hangi noktas\u0131nda yaz\u0131 ile bulu\u015ftunuz? Yazma konusunda sizi\ntetikleyen unsurlar\u0131 merak ediyorum. <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu<\/strong>: Ben yazmaya ge\u00e7 ba\u015flam\u0131\u015f bir yazar\u0131m. Ancak bu konuda bir s\u0131k\u0131nt\u0131m yok. Do\u011fru bir zaman var herkes i\u00e7in. Kimi yirmi ya\u015f\u0131nda kimi altm\u0131\u015f ya\u015f\u0131nda haz\u0131r hale gelir. Benim durumumda kendimi tamamen yazmaya verebilece\u011fim \u015fartlar\u0131n olu\u015fmas\u0131 gerekiyordu, yani ba\u015fka bir i\u015fte \u00e7al\u0131\u015fma, e\u015f olma, anne olma vs. gibi s\u00fcre\u00e7lerin a\u015f\u0131lmas\u0131 gerekiyordu ki bunlar ancak k\u0131rkl\u0131 ya\u015flar\u0131n ba\u015f\u0131nda m\u00fcmk\u00fcn olabildi. \u00d6te yandan \u00e7ocuklu\u011fumdan beri kendimi \u00e7ok iyi bir okur olarak tan\u0131mlar\u0131m. Yazmaya vakit bulamayacak kadar yo\u011fun oldu\u011fum her d\u00f6nemde okumaya mutlaka vakit ay\u0131rd\u0131m. Disiplinli ve merakl\u0131 bir okurum. Ve e\u011fer bu olmasayd\u0131, emin olun yazamazd\u0131m. Yeterince okumadan yazmaya kalk\u0131\u015fmak hen\u00fcz olgunla\u015fmam\u0131\u015f bir meyve iken dal\u0131ndan kopar\u0131lmaya benzer.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Sizinle ilgili bilgileri tarad\u0131\u011f\u0131mda yaz\u0131 at\u00f6lyelerinden\ntutun, okuma programlar\u0131, dergilerde \u00f6yk\u00fclerinizin yay\u0131nlanmas\u0131na kadar  edebiyatla ilgili tuttu\u011funuz yol son derece\nbilin\u00e7li. \u0130\u015fletme mezunusunuz. Ayr\u0131ca bir i\u015fle me\u015fgul m\u00fcs\u00fcn\u00fcz bilemiyorum fakat\nhem aktif ve bilin\u00e7li olarak edebiyat \nd\u00fcnyas\u0131n\u0131n i\u00e7inde olmak hem de ayr\u0131ca mesleki anlamda ba\u015fka bir i\u015f icra\netmek m\u00fcmk\u00fcn olabiliyor, \u00f6yle de\u011fil mi? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu:<\/strong> Yukar\u0131da da anlatt\u0131\u011f\u0131m gibi ben \u015fu anda okumak\nve yazmak d\u0131\u015f\u0131nda ba\u015fka bir i\u015fle me\u015fgul de\u011filim. \u00c7ok erken ya\u015fta emekli olma\ngibi bir \u015fans\u0131m oldu. \u00c7ocuklar\u0131m b\u00fcy\u00fcd\u00fc. Bo\u015fand\u0131m. Bir kad\u0131n olarak bu t\u00fcr\nsorumluluklarla kol kola yaz\u0131y\u0131 g\u00f6t\u00fcrmek bana g\u00f6re mucizevi bir \u015fey. Ben\nyapamazd\u0131m. Nitekim ne zaman omuzlar\u0131mdan bu y\u00fckleri att\u0131m ve yaln\u0131z ya\u015famaya\nba\u015flad\u0131m ondan sonra yazabildim. Kendimle ba\u015f ba\u015fa olmak yaratmak ve yazmak\ni\u00e7in \u00f6nemli bir s\u00fcre\u00e7. Bu a\u00e7\u0131dan bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda hem kad\u0131n hem yazar olmak bence\n\u00e7ok g\u00fc\u00e7. Kendine ait bir oda meselesine geliyoruz galiba?<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Yak\u0131nl\u0131k Korkusu \u00f6yk\u00fc kitab\u0131n\u0131zdan ba\u015flamak istiyor ve yekten \u015funu sormak istiyorum: \u0130nsan neden yak\u0131nl\u0131k korkusu i\u00e7ine d\u00fc\u015fer?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu:<\/strong> Bence insan olarak hayat\u0131m\u0131zda teknoloji\nkullan\u0131m\u0131 art\u0131p insan ili\u015fkileri azald\u0131k\u00e7a geli\u015fen bir \u015fey yak\u0131nl\u0131k korkusu.\n\u0130nsan insana ili\u015fki kurma f\u0131rsat\u0131 bulamamak , uygar insana ait o derin yaln\u0131zl\u0131k\nhali bizi empati kurma yetene\u011fimizden de mahrum b\u0131rak\u0131yor asl\u0131nda. Ba\u015fka\nhayatlara dokunam\u0131yoruz, dokunmak da istemiyoruz. Oysa kendimizi tan\u0131man\u0131n ve\nbulman\u0131n yolu ba\u015fkalar\u0131n\u0131n hayat\u0131ndan ge\u00e7mekle m\u00fcmk\u00fcn.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Yak\u0131nl\u0131k Korkusu kitab\u0131n\u0131zdaki \u00f6yk\u00fcler kaybetme korkusu,\nvedala\u015fma korkusu, yeni bir \u015feylere ba\u015flama korkusu, sorumluluk alma korkusu vb,\ninsani korkular \u00fczerine kurgulanm\u0131\u015f halleriyle \u00e7ok etkileyici. Mahrem \u00f6yk\u00fcn\u00fczde\n\u015f\u00f6yle bir c\u00fcmle var: \u201c\u00c7\u0131t \u00e7\u0131ksa s\u0131\u00e7rayacak t\u00fcrden bir korku onunkisi.\u201d  Yak\u0131nl\u0131k Korkusu kitab\u0131n\u0131zdaki \u00f6yk\u00fcleri\nyazarken birey \u00fczerine sizi en \u00e7ok d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcren \u015fey neydi?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu:<\/strong> Bireyin i\u00e7sel yaln\u0131zl\u0131\u011f\u0131 herhalde. Anne evlat,\nkar\u0131 koca, sevgili,  arkada\u015f, meslekta\u015f,\nokulda\u015f vs. i\u00e7inde oldu\u011fumuz ikili veya \u00e7oklu ili\u015fkilerde insanlar\u0131n asl\u0131nda\nson derece s\u0131n\u0131rl\u0131 y\u00f6nlerini birbirlerine g\u00f6sterdiklerini, buzda\u011f\u0131n\u0131n as\u0131l suyun\nalt\u0131nda kalan k\u0131sm\u0131n\u0131n en yak\u0131n ili\u015fkilerde bile \u00e7ok zor ortaya \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131\ng\u00f6zlemliyorum. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Mahrem \u00f6yk\u00fcn\u00fczden devam edece\u011fim Toplumun korkusunu,\n\u00e7aresizli\u011fini birey \u00fczerinden ele ald\u0131\u011f\u0131n\u0131z Mahrem \u00f6yk\u00fcn\u00fcz ayr\u0131ca konu\u015fulmal\u0131.\nKorku \u00fczerinden bireylerin hali ortada zaten. Toplum ne hale getiriliyor?\nKolektif bilin\u00e7, d\u00fc\u015f\u00fcnce yap\u0131s\u0131 \u00fczerindeki tahribat sand\u0131\u011f\u0131m\u0131zdan daha derin ve\nhi\u00e7 kapanmayacak bir yara m\u0131 a\u00e7\u0131yor toplumun \u00fczerinde?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu<\/strong>: Mahrem \u00f6yk\u00fcs\u00fcnde o\u011fullar\u0131n\u0131 kaybetmi\u015f ya\u015fl\u0131 bir\nana baban\u0131n onun par\u00e7alar\u0131n\u0131 toplay\u0131p uygun bir cenaze haline getirebilmek i\u00e7in\ndurduklar\u0131 yerden k\u0131p\u0131rdamadan s\u00fcrd\u00fcrd\u00fckleri bir bekleyi\u015f var. Bu elbette ki\notoritenin ho\u015funa gitmiyor. Komutan onlar\u0131n oradaki bekleyi\u015finden rahats\u0131z.\nAncak tepkilere bakt\u0131\u011f\u0131n\u0131zda ya\u015fl\u0131 adam\u0131n biraz daha sinik ve her \u015feye boyun\ne\u011fmi\u015f haline kar\u015f\u0131n kad\u0131n\u0131n daha diren\u00e7li ve kolay boyun e\u011fen cinsten biri\nde\u011fil. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Yak\u0131nl\u0131k Korkusu kitab\u0131n\u0131zdaki \u00f6yk\u00fcler \u00fczerine sormadan\nge\u00e7mek istemedi\u011fim kad\u0131nlar ve kad\u0131nlar\u0131n korkular\u0131 mevzuu var. Hem e\u015flerine\nhem ailelerinin b\u00fct\u00fcn\u00fcne hem de topluma kar\u015f\u0131 kad\u0131n\u0131n geli\u015ftirdi\u011fi korku belki\nde bahsetti\u011fimiz korku \u00e7e\u015fitleri aras\u0131nda en ger\u00e7e\u011fi. Kad\u0131n \u015fiddet unsurunun ta\nkendisine, korku nesnesine d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc ve bu duruma ciddi bir diren\u00e7 g\u00f6sterdi. Son\nd\u00f6nemdeki \u00f6yk\u00fcler ve kitaplar da bunun \u00fczerine \u015fekilleniyor. Kad\u0131nl\u0131k ve Korku\nmeselesi gittik\u00e7e daha alacakaranl\u0131k bir hal al\u0131yor. Ne dersiniz?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu<\/strong>: Bir toplumun geli\u015fmi\u015flik, uygarl\u0131k d\u00fczeyini\nkad\u0131n\u0131n konumuna bakarak rahat\u00e7a de\u011ferlendirebilirsiniz. Ne yaz\u0131k ki T\u00fcrkiye\u2019de\nmevcut iktidar kad\u0131n\u0131 e\u015f\/ana konumuna indirgeyip nesnele\u015ftiren, onu eve\nkapatmaya \u00e7al\u0131\u015fan, itaatkar olduk\u00e7a \u00f6d\u00fcllendiren bir anlay\u0131\u015fla kad\u0131n\u0131 bundan on\ny\u0131llar \u00f6ncesinden \u00e7ok daha g\u00fc\u00e7s\u00fcz, korkak ve \u015fiddete a\u00e7\u0131k hale getirdi. Bug\u00fcn\nbakt\u0131\u011f\u0131n\u0131zda her t\u00fcrl\u00fc erkeklik hali \u00fczerinden kad\u0131na toplumun her kesiminde\nb\u00fcy\u00fck bir \u015fiddet uygulan\u0131yor. Bunun sonucunda bir korku geli\u015fmesi do\u011fal de\u011fil\nmi?<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Mevsim Normalleri. Biraz benzetme yoluyla meselenin etraf\u0131ndan dolanaca\u011f\u0131m. \u0130klim krizinden dolay\u0131 art\u0131k mevsim normalleri diye bir tamlamay\u0131 yerli yerinde kullanamayaca\u011f\u0131m\u0131z gibi insana dair duygular\u0131 da tam manas\u0131yla  yerli yerince anlatamayaca\u011f\u0131z sanki. Mevsim Normalleri kitab\u0131n\u0131zdaki \u00f6yk\u00fcler \u00e7abalamam\u0131za ra\u011fmen bir t\u00fcrl\u00fc anlatmakta ba\u015far\u0131l\u0131 olamayaca\u011f\u0131m\u0131z duygu yo\u011funluklar\u0131yla dikkatimi \u00e7ekti.  Ne t\u00fcr g\u00f6zlemleriniz sonucu ortaya \u00e7\u0131kt\u0131 Mevsim Normalleri kitab\u0131n\u0131zdaki \u00f6yk\u00fcler?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu: Her yazar\u0131n\nd\u00f6nem d\u00f6nem akl\u0131na takt\u0131\u011f\u0131 ve meselesi haline getirdi\u011fi konular vard\u0131r. Mevsim\nNormalleri benim ikinci \u00f6yk\u00fc kitab\u0131m. Her zamanki sert \u00fcslupta yazd\u0131\u011f\u0131m\n\u00f6yk\u00fclerden olu\u015fuyor. Yine insan ili\u015fkileri, i\u00e7sel yaln\u0131zl\u0131klar, g\u00f6r\u00fcl\u00fcp de\ng\u00f6rmezden gelinenler, i\u00e7sel \u00e7at\u0131\u015fmalar \u00f6n planda. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Mevsim Normalleri kitab\u0131n\u0131z\u0131 Gezi Park\u0131\u2019n\u0131n isimsiz\nkahramanlar\u0131na ithaf ediyorsunuz. Kitab\u0131n a\u00e7\u0131l\u0131\u015f \u00f6yk\u00fcs\u00fc Gecenin Ayaz\u0131nda ifade\nedilmemi\u015f duygular\u0131, Bir Yerde \u00f6yk\u00fcn\u00fcz duygular\u0131n mek\u00e2n ve do\u011fayla b\u00fct\u00fcnle\u015fip\nak\u0131\u015fa ge\u00e7mesini, Kestane A\u011fac\u0131 duygunun ortadan kalk\u0131p mecburiyetlerin devreye\ngiri\u015fini (ki son derece \u00e7arp\u0131c\u0131\/sars\u0131c\u0131 bir \u00f6yk\u00fcyd\u00fc) yani Gezi Park\u0131na kar\u015f\u0131\nortaya \u00e7\u0131kan reaksiyonlar gibi insan\u0131n duygusal tepkilerinin \u00e7evresindeki\nmeselelerin  \u015fartlar\u0131na g\u00f6re olu\u015ftu\u011funu\nokuyoruz. Duygular\u0131m\u0131z nas\u0131l evrelerden ge\u00e7iyor ve bu evrelerden ge\u00e7erken ne\n\u015fekilde bir erezyona maruz kal\u0131yor? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu<\/strong>: Duygular\u0131m\u0131z bir nehir gibi asl\u0131nda. Kendine akacak\nuygun bir yatak buldu\u011funda g\u00fcr\u00fcl g\u00fcr\u00fcl ak\u0131veren ama bazen de akacak yer\nbulamay\u0131p durgun bir g\u00f6l gibi durulan. Gezi bize y\u0131llard\u0131r durgun bir g\u00f6l\nhalinde i\u00e7imizde b\u00fcy\u00fcyen bir isyan\u0131n kendine bir yatak bularak \u00e7\u0131lg\u0131n bir nehre\nd\u00f6n\u00fc\u015febilece\u011fini g\u00f6sterdi.  <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: \u00d6yk\u00fc asla konforlu bir alan de\u011fil. Roman gibi t\u00fcm\nverileri bize tepsi i\u00e7inde sunmuyor. Son zamanlarda \u00f6yk\u00fcn\u00fcn bu denli \u00f6ne\n\u00e7\u0131kmas\u0131n\u0131n nedeni bir b\u00fct\u00fcn olarak d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrsek d\u00fcnyadaki hayat \u015fartlar\u0131n\u0131n \u00e7ok\nzorlay\u0131c\u0131 ve belirsiz olu\u015funa ba\u011flayabilir miyiz? Neden bir anlat\u0131m ve ifade\narac\u0131 olarak daha \u00e7ok \u00f6yk\u00fc yaz\u0131m\u0131 tercih ediliyor?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu: Hem \u00f6yk\u00fc hem\nde roman yazm\u0131\u015f biri olarak \u015funu s\u00f6yleyebilirim, \u00f6yk\u00fc benim i\u00e7in  daha zor bir t\u00fcr. \u00c7ok k\u0131s\u0131tl\u0131 bir alan i\u00e7inde\nb\u00fct\u00fcn maharetinizi sergilemeniz gereken, matematikle \u00e7ok i\u00e7 i\u00e7e g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm bir\nyaz\u0131 t\u00fcr\u00fc. Sadece son d\u00f6nemde de\u011fil, epey bir s\u00fcredir \u00f6yk\u00fc \u00f6ne \u00e7\u0131km\u0131\u015f durumda.\n\u015eunu g\u00f6n\u00fcl rahatl\u0131\u011f\u0131yla s\u00f6yleyebilirim, T\u00fcrkiye\u2019de iyi \u00f6yk\u00fcc\u00fc say\u0131s\u0131 kadar iyi\nromanc\u0131 yok bence. Ama bildi\u011finiz gibi roman okur taraf\u0131ndan daha ilgi g\u00f6ren ve\ntalep edilen bir t\u00fcr. Ne yaz\u0131k ki bu nedenle pek \u00e7ok iyi \u00f6yk\u00fcc\u00fc kendini romana\nge\u00e7mek zorunda hissediyor ve \u00e7o\u011funlukla yazd\u0131klar\u0131 \u00f6yk\u00fcler kadar iyi romanlar\n\u00e7\u0131km\u0131yor ortaya<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: 2020 pandemi y\u0131l\u0131 oldu. \u0130nsanl\u0131k b\u00f6ylesine bir ileti\u015fim\n\u00e7a\u011f\u0131nda t\u00fcm kap\u0131lar\u0131n\u0131 kapad\u0131. Ne oldu da b\u00f6yle bir d\u00f6nem ya\u015f\u0131yoruz sizce?\nSizde \u00e7o\u011fu \u00e7evre gibi hayat ad\u0131na, ekonomi ad\u0131na, toplumsal dengeler ad\u0131na,\nedebiyat ad\u0131na, yay\u0131nc\u0131l\u0131k ad\u0131na bir milat olarak de\u011ferlendiriyor musunuz bu\ns\u00fcreci? Bu s\u00fcre\u00e7 yat\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131nda nas\u0131l hikayelerle kar\u015f\u0131la\u015f\u0131p, ne t\u00fcrde hikayeler\nokuyaca\u011f\u0131z?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu: <\/strong>Evet,\nbaz\u0131 \u015feylerin asla eskisi gibi olmayaca\u011f\u0131na inan\u0131yorum ama bunu abart\u0131p b\u00fct\u00fcn\ninsanl\u0131k i\u00e7in yepyeni bir evreye giriyoruz gibi k\u00f6ktenci bir anlay\u0131\u015fa da sahip\nde\u011filim. Bence en b\u00fcy\u00fck de\u011fi\u015fiklik e\u011fitim ve \u00e7al\u0131\u015fma ya\u015fam\u0131 konusunda oldu.\n\u0130nsanlar i\u015fe ve okula gitmeden de \u00f6\u011frenip g\u00f6r\u00fcl\u00fcp \u00e7al\u0131\u015f\u0131labilece\u011fini\ndeneyimlediler. Bunun k\u0131smi de olsa uygulamaya ge\u00e7irilece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum.\nMesai g\u00fcn ve saati kavram\u0131 de\u011fi\u015fecek bana g\u00f6re. Daha fazla evde bulunacak insanlar.\nBu s\u00fcrecin sonunda ortaya \u00e7\u0131kacak \u00fcretimler de bence daha \u00e7ok bireyi \u00f6ne\n\u00e7\u0131karan, varolu\u015fun anlam\u0131n\u0131 sorgulayacak \u015feyler olur herhalde. Zordur insan\u0131n\nkendisiyle ba\u015f ba\u015fa kal\u0131p y\u00fczle\u015fmesi. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: T\u00fcm de\u011fi\u015fimler ve k\u0131r\u0131lmalar ad\u0131na belki bu s\u00fcrecin sonunda\nsiz de roman yazmay\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorsunuzdur. Var m\u0131 yeni bir roman projeniz? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

Neslihan \u00d6ndero\u011flu<\/strong>: Benim zaten d\u00f6rt roman\u0131m var. Yani hi\u00e7 roman yazmam\u0131\u015f biri de\u011filim. Bundan \u00f6nceki kitab\u0131m bir romand\u0131 \u00f6rne\u011fin, Yery\u00fcz\u00fc Yorgunlar\u0131 ve ge\u00e7en y\u0131l Melih Cevdet Anday Edebiyat \u00d6d\u00fcl\u00fc\u2019ne de\u011fer bulunmu\u015ftu. \u015eimdi \u00fcst\u00fcnde \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m da bir roman. Hatta sizin yukar\u0131da g\u00fcndeme getirdi\u011finiz Mevsim Normalleri kitab\u0131ndaki \u201cKestane A\u011fac\u0131\u201d \u00f6yk\u00fcs\u00fcnden yola \u00e7\u0131kan bir roman. <\/p>\n","post_title":"Neslihan \u00d6ndero\u011flu S\u00f6yle\u015fisi \/ Zordur \u0130nsan\u0131n Kendisiyle Ba\u015f Ba\u015fa Kal\u0131p Y\u00fczle\u015fmesi","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"neslihan-onderoglu-soylesisi-zordur-insanin-kendisiyle-bas-basa-kalip-yuzlesmesi","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2020-08-05 11:42:17","post_modified_gmt":"2020-08-05 08:42:17","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=114322","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":114322}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "441"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "111"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

Dünyanın Öteki Yüzü: Genç yazardan alışılmışın dışında hayaller kur(dur)an öyküler

EdebiyatHaber’de gerçekleştirdiği Yazarın Odası söyleşileriyle tanıdığımız Meltem Dağcı’nın ilk öykü kitabı Dünyanın Öteki Yüzü, İthaki Yayınları’ndan çıktı. Yetmiş yaşına geldiğinde ölüm şeklini seçme özgürlüğüne kavuşan kadınlar,...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol