Böyle yazılar geldikçe, “Okuyucularımızdan gelenler” uygulamasını, iyi ki yapmışız, diyoruz. Arjin Deniz, bizim için ilk aşkını yazmış. Başlığını da kendisi seçti: Bir ötekinin, ötekine öteleşmiş aşkı… Biz çok beğendik. Bu özel anısını bizimle, samimiyetle paylaştığı için Arjin’e teşekkür ediyoruz. Keyifli okumalar…
Bir ötekinin, bir ötekine aşık olma hali nedir bilir misin? Bilsen de bilmesen de anlatayım.
Bir mart ayıydı, daha tam bahar sıcaklığına ulaşamamıştı Ankara. Ama ben ulaşılamayan o sıcakta, bir ötekine âşık oldum. 1 saatin içinde ha, öyle çok da değil. Evet ben ötekiydim, okulda, evde, sokakta ötekiliğin dibini yaşayan bir öteki… Ama bir ötekine âşık olacağım hiç aklıma gelmezdi. Kısa küt saçlarımla 82 kilo dombik bir çocukken âşık oldum. Ne özgüven ama…
Gel zaman git zaman bizim bu öteki, beni iyice etkilemeye başladı. İncecik sesi kalınlaşmış, sarı tüyleri artık sertleşip sakal halini almış, ince kaşları da artık martılaşmıştı… Ben de tabii ki saçlarımı uzatmış, lazerime başlamış hormonu vurulmuş bir genç kız oluyordum. Ne kadar enteresan değil mi? Bizim öteki sakal da sakal diye tuttururken benim lazere gitmem, bizim öteki memelerini saklarken benim kondomların içine su doldurup sütyeni doldurmam, O bir beden büyük ayakkabıya sığmaya çalışırken ben kırk numara ayaklarımı otuz sekiz numara ayakkabıya sokup davul gibi şişirmem ne kadar enteresan değil mi?
Artık 82 kilodan bizim ötekinin aşkına yanıp 63 kiloya düşmüştüm. Doğal olarak hiçbir kıyafetim olmuyordu. Bu sefer de kıyafet paslaşmalarımız başladı. Benim bol gelen bol kesim pantolon ona naşladı onun artık sırtına sığmayan tişört kazaklar bana naşladı derken, ben iyice aşka düştüm yerde miyim gökte miyim belli değil. Bu arada aşka düştüğümden haberi yok ötekinin. Neyse anacığım biz bununla şehir dışına gittik. Dönüş yolunda, Ankara’ya girerken jandarma çevirdi; kimlik kontrolü. Aha sıçtık, dedik. Onun kimlik pembe benimki mavi… “Ne yapacağız?” diye düşünürken hemen birbirimizin kimliklerini değiştirip muavine verdik. Ama ne kahkaha. Sonra bacım muavin onun ismini okuyunca ben kalktım, benim, dedim. Tabii adam bir şok. Sonra muavin benim ismimi okurken, bizim öteki, benim, dedi. Adam vefat. “La havle vela kuvvete…” deyip şaşırarak gitti. Biz de bize ait olmayan kimliklerimizi alıp gülüşerek Ankara’mıza döndük. Velhasıl kelam, ilk aşkı bir ötekinde yaşadım ben ve çok sevmiştim zamanında bir ötekinin aşkını bir öteki anlar diye düşünerek… “Eee ne oldu?” diye sormayın. Bir şeyler olsaydı zaten yazmazdım.
Diyeceğim o ki; dönerek ve dönüşerek sevin. Ötekilerin aşkı hiç bitmeyecek.
Sevgiler…
Konuk yazar: Arjin deniz