The Guardian’ın haberine göre, Ankara’da Onur Haftası dolayısıyla Komünist LGBT’lerin gerçekleştirilmesini planladığı Onur filminin Valilik kararı ile yasaklanması ve İstanbul Onur Yürüyüşü’nün yasaklanması üzerine film ekibi bir açıklama yayınladı.
Yayınlanan açıklamada film ekibinin Türkiye’de gerçekleşen Onur Yürüyüşü’nün yasaklanması ve polis şiddetine karşı rahatsızlığını dile getiren açıklama şu şekilde devam ediyor:
“Ankara Valiliği ve yetkililerinin Onur filmini yasakladıklarını bildirmeleri, politik otoriteciliğin sanatsal ifadeyi düşman olarak gördüğünün korkunç bir hatırlatmasıdır.”
“Onur Yürüyüşü son üç yıldır resmen yasaklanıyor. Yaklaşık 40 eylemci ise polis şiddetine maruz kaldı. 28 Haziran’da gerçekleştirilmesi planlanan Ankara’daki Onur filmi gösterimi ise Ankara Valiliği tarafından “nefrete sürükleyebileceği” gerekçesi ile yasaklanıyor. Bu noktada, yasaklamalara meydan okuyan Türkiye’deki LGBTİ+ kişilere dayanışma ve destek mesajlarımızı gönderiyoruz.”
“Ankara Valiliği’nin yasak kararını kınıyoruz. Türkiye’deki yetkililerin baskıcı tutumlarını kınamaları için Londra’daki Türkiye Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Boris Johnson’a çağrıda bulunuyoruz.”
Yayınlanan açıklamanın imzacıları arasında film yönetmeni Matthew Warchus ve yazarı Stephen Beresford’da bulunmakta.
Hala izlemeyenler için: Onur!
Stephen Beresford’un yazıp Matthew Warchus’un yönettiği Pride (2014), gerçek bir olaydan uyarlanmış. 1980’lerin başında İngiltere’de geçen hikâye, Demir Leydi lakaplı Margaret Thatcher’ın muhafazakâr hükümetinin hedef aldığı iki farklı grubun, yapılan haksızlığa karşı birleşmelerini konu alıyor. Hükümetin uyguladığı kapitalist politikalar sonucu madenlerin özelleştirilmesi, büyük grevlere sebebiyet verir. Diğer taraftan her daim haksızlığa uğrayan ve Thatcher hükümeti döneminde üzerindeki baskıyı daha da hisseden bir grup eşcinsel, aynı yollardan geçtiklerini düşündükleri için madencilere destek olmaya karar verir. Ulaştıkları madenci dayanışma grupları onlara cevap vermese de Galler’de bulunan küçük bir köydeki madenciler yardımlarını kabul eder. Böylece birbirini tanımak için adım atan iki grup, uğradıkları ayrımcılığa karşı birlikte savaşacaktır…
Artun Bötke